Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Ramazan’da teravih kılmanın bu faydasını biliyor muydunuz?

        Isparta Şehir Hastanesi Diyetisyeni ve Beslenme Uzmanı Banu Uslu Doğmuş, “Ramazanda kilo vermek daha sağlıklı gelişir. Sadece aktiviteye dikkat etmek gerekiyor. Zayıflama talebinde olanlara iftar ertesinde 1 saat sonra, tempolu 30 ila 45 dakika arası tempolu yürüyüş öneriyorum ama teravih namazı da çok iyi bir aktivitedir” dedi.

        İHA'nın haberine göre; Ramazan ayında sağlıklı sahur ve iftar yapılması hususunda önemli açıklamalarda bulunan Isparta Şehir Hastanesi Diyetisyen ve Beslenme Uzmanı Banu Uslu Doğmuş, bu ayda sağlıklı şekilde kilo vermenin daha kolay olacağına dikkat çekerek, teravih namazının ibadet olmasının yanı sıra spor olacağını söyledi.

        “DAHA AZ ENERJİ ALIRSAK KİLO VEREBİLİRİZ"

        Diyetisyen Doğmuş, “Ramazanda kilo vermek daha sağlıklı gelişir. Sadece aktiviteye dikkat etmek gerekiyor. Zayıflama talebinde olanlara iftar ertesinde 1 saat sonra, tempolu 30 ila 45 dakika arası tempolu yürüyüş öneriyorum ama teravih namazı da çok iyi bir aktivitedir” dedi.

        Sağlıklı beslenmenin insan vücudu için fizyolojik ihtiyaçlarını yeterli ve dengeli alma işi olduğunu belirten Diyetisyen ve Beslenme Uzmanı Banu Uslu Doğmuş, “Ramazanda sağlıklı beslenmek için öncelikle şu kuralı bilmeliyiz; ihtiyaçlar artmıyor, azalıyor. Dolayısıyla ihtiyacımız olandan fazla enerji alırsak kilo alımı gerçekleşir, ihtiyacımız olandan daha az enerji alırsak kilo verebiliriz” dedi.

        ÇOK SU İÇİNCE SUSUZLUKLA BAŞ ETMEK KOLAYLAŞIR MI?

        “Sağlıklı beslenebilmek için tüm gıda gruplarını yeterli ve gereğinden fazla olmaması gerekiyor” diyen Diyetisyen Banu Uslu Doğmuş, “Bunu, yeterli ve dengeli bir şekilde iftar ve sahura dağıtmalıyız. Sahur için genellikle kahvaltılıklar yönünde önerilerde bulunuyoruz. Sahurda ağır veya yağlı beslenme midemizi doldurmaz ve bizi daha tok tutmaz, aç olarak geçirdiğimiz sürenin kalitesiz olmasına neden olur. Öncelikle ciddi problem susuzluktur. Yağlı, tatlı ve tuzlu gıdaların fazla tüketilmesi, doğal susuzluğun üzerine beslenme şeklinden kaynaklanan susuzluğu da artırır. Sahurda enerji yükü fazla hacim olarak fazla beslendiğimizde de normal seviyelerde beslendiğimizde de acıkma süresi eşittir. Yaklaşık 8. saatten sonra vücudumuz glikoz ihtiyacı için ‘Acıktım’ sinyalini vermektedir. Dolayısıyla normal seviyede beslenmek sürenin kaliteli geçmesini, sağlıklı beslenmemizi ve kilo almamamızı sağlar.

        SAHURDA NE YEMELİYİZ?

        Sahur için ben her gün haşlanmış olarak 1 yumurtanın tüketilmesini öneriyorum. Nadiren çok az bir tatlı kaşığı sıvı yağ kullanılarak bir menemen de tüketilebilir veya omlet de yapılabilir. Yanında 1 dilim peynirle de yumurta tüketilebilir. Ancak, dilimleri 2 parmağımızın birleşimi kadar tarif ediyorum. Kibrit kutusu ve buna benzer bir ifade kullanmıyorum. Yağ grubundan zeytin ve ceviz bulunmalı yaklaşık 3’er tane şeklinde öneriyoruz. Biz buna ‘İkisiniz birleşimi bir yağ değişimi’ diyoruz. Kuru meyvelerden hurmamız bulunabilir, 3 adet hurma, 3 adet kayısı tüketilebilir, sebzelerimiz yağsız olarak serbest, ekmeği ise 2 veya 3 dilim şeklinde tarif ediyoruz. Esmer ekmek tercih edelim, kepekli olması şart değil ama işlenmemiş tahıl taneleri içeren ekmekler tüketilmeli. Bunun yanında bir porsiyon taze meyve ekleyebiliriz. Sahur öğünümüzde ayrıca, 2 bardak kadar su içmemiz yeterli, daha fazla arzu ediyorsak içebiliriz ama çok su içtiğimizde bütün gün susuzluğumuzla baş edebileceğimiz yanılgısı yanlış bir inanış” diye konuştu.

        “İFTARA ÇORBADAN SONRA ARA VERİN"

        İftarda özellikle su, zeytin, hurma veya kuru kayısı ile öğüne başlanması gerektiğini dile getiren Diyetisyen ve Beslenme Uzmanı Doğmuş, “İftar öğünümüzde daha sonra 1 kase çorba tüketilebilir. Çorbadan sonra 15-20 dakika ara verilmesini öneriyoruz. Çünkü, midemizi bir anda doldurduğumuzda kan akımımız midemizin etrafında göllenir ve düşük tansiyon problemi yaşanabilir. Bu ara süreden sonra evde, dışarda ne yiyeceksek; et ise yaklaşık 3 köfte veya onun ayarında tavuk ya da balık eti tüketilebilir. Bu etin yağda kızarmamış olması önerilir. Izgara, buğulama, haşlama şeklinde tercih edilmeli. Eğer sebze yemeği tüketeceksek, 8-10 yemek kaşığı kadar tüketilebilir. Ana yemek olarak kuru baklagilde, 10-12 yemek kaşığı kadar tüketilebilir. Bunların yanında pilav, makarna önermemeye çalışıyorum. Çünkü pilav ve makarna, çorba ve ekmeğin kendisi gibi ekmek grubu gıdalardır. Bunların en sağlıklıları çorba ve ekmektir. Sebze yemeğimizde mevsim sebzelerinden oluşan renkli bir salata bulunursa, gerek vitamin, gerek mineral ihtiyaçlarımız, gerekse sindirim problemlerimize iyi geleceği için kesinlikle bulunmalıdır. Çok az zeytinyağı kullanılması veya hiç yağ kullanılmaması önerilir. Ağırlık kontrolü açısından yine yanında ayran veya yoğurt bulunabilir. Bir su bardağı dolusu yoğurt da burada yeterli olur” şeklinde konuştu.

        “DOYDUĞUMUZA İNANMALIYIZ"

        İftarda yenilenlerden sonra artık doyulduğuna inanılması gerektiğini savunan Doğmuş, “Öncelikle doyduğumuza inanmalıyız. Gün içinde yaşadığımız açlık sürecini gıda ile çözümleyemeyeceğimizi, daha fazla beslenerek çözümleyemeyeceğimizi kafamıza yazmalıyız. Açlık olayı elbette psikolojik bir kavram ama orada çünkü fizyolojimiz bizim aç kaldığımız süre için enerji tasarrufuna gider. Dolayısıyla vücudumuzun herhangi bir ihtiyacı cidden açığa çıkmış olmuyor. Burada gerçekten vücudumuzun ihtiyacı olan sudur. Su tüketimi ile ilgili şunu söylemek istiyorum Dünya Sağlık Örgütü bayanlarda 8 erkeklerde 10 su bardağı suyun günlük ihtiyacımızı karşılayabileceğini söyler. Su tüketimi açısından bu miktarın iftar ve sahur arasına dengeli bir şekilde yayılmasını öneririm. Çünkü, bir anda fazla su tüketimi fazla miktarda atıma neden olmakta o yüzden dengeli eşit sürelerde ve eşit miktarlarda dağıtılmalı. Bunlar fazla tüketildiğinde, bu miktarlar aşıldığında fazla enerji alınacağı için ağırlık artar midemiz çok dolacağı için düşük tansiyon görülebilir. Bazen bununla ilgili yaşanan şeyler bize hasta olarak da geliyor. Yemek ertesinde ‘Baygınlık duygusu geliyor, kendimi çok kötü hissediyorum, uyku hali yaşıyorum’ diyenler çoğunlukta oluyor. Bu durum, gerek fazla enerji, gerekse hacmen fazla gıda tüketilmesinden kaynaklanır” ifadelerini kullandı.

        “SAHURDA ÇAY, SUSUZLUĞU ARTIRIR"

        İftardan sonra genellikle tatlı yerine meyve önerdiğini söyleyen Doğmuş, şöyle devam etti; “Genel olarak tatlı tüketilmesini önermiyoruz. Gerekçemiz ise ağırlığın artması. Fakat illa tüketilecekse, sütlü tatlılar tercih edilebilir, güllaç gibi hafif tatlılar tercih edilebilir. Mümkün olan en azı tüketilirse ağırlık kontrolü açısından faydalı olacaktır. Bir diyetisyen olarak en sağlıklı tatlının taze meyveler olacağını düşünüyorum. O yüzden iftardan sahura kadar geçen süre arasında en az 2 porsiyon meyve tüketilmesini uygun buluyorum. Siyah çay diüretik etkisinden dolayı susuzluğu arttıracaktır. Çünkü, idrar miktarını arttırır. Dolayısıyla çay tüketimi normal seviyelerde olabilir, şeker kullanılmasını önermiyoruz. Açık çaylar tam sahurdaki yemekle aynı anda değil, 15-20 dakika sonra, 1-2 bardak tüketilebilir.”

        TERAVİH NAMAZ ÖNERİSİ

        Son olarak Ramazan ayında bütün beslenme kurallarına dikkat edildikten sonra egzersizin de fayda sağlayacağını aktaran Doğmuş, “Bütün her şey uygulandığında zaten kilo verme gerçekleşir bu daha da iyi olur. Ramazanda kilo vermek daha sağlıklı gelişir. Sadece aktiviteye dikkat etmek gerekiyor. Zayıflama talebinde, iftar ertesinde 1 saat sonra, 30 ila 45 dakika arası tempolu yürüyüş öneriyorum ama teravih namazı da çok iyi bir aktivitedir” dedi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ