Sosyal medya sorunlu kişiliklere ayna tutuyor

HABERTÜRK HABER MERKEZİ

Psikiyatr Prof.Dr. Nevzat Tarhan, ruhsal sorunları olan kişilerin sosyal medyadaki paylaşımlarının gerçek kişiliklerini ortaya çıkarabildiğini söyledi.

Bilinçsiz kullanılan sosyal medyanın kişilik gelişimini tamamlayamamış gençlerde ya da ruhsal sorun yaşayanlarda farklı etkiler yaratabileceğini belirten Tarhan, "Bazı kişiler, belli bir güç ve kontrol ellerine geçtiği zaman bastırdığı duyguları, yaptığı rolleri, daha çok ortaya çıkarıyorlar. Sosyal medya da, insanın gerçek kişiliğini daha kolay ortaya çıkarabiliyor" dedi. Tarhan şunları söyledi:

Sosyal medya seksten soğutuyor!

İngiltere'de yürütülen bir araştırmaya göre sosyal paylaşım sitelerinde daha fazla zaman geçiren ve para sıkıntısı yaşayan çiftler, seksten soğuyor.

15 bin İngilizin katıldığı anket, 16-44 yaşları arasındakilerin on yıl öncesine kıyasla, ayda beş seferden daha az seks yaptıklarını gösteriyor.

1990-91 ve 1999-2001 yıllarında aynı yaş grubunu kapsayacak şekilde yapılan önceki anketler, ortalama ayda altı seferden fazla cinsel ilişki yaşandığına işaret ediyordu.

Araştırmayı yürüten araştırmacılar,, modern hayatın libidoyu olumsuz etkilediğini düşünüyor.

University College London'dan Doktor Cath Mercer, "İnsanlar, işleri ve para nedeniyle endişeliler.

Seks yapacak havaya giremiyorlar. Ama bu eğilimin ardındaki bir nedenin de modern teknoloji olduğunu düşünüyoruz.

İnsanlar tablet bilgisayarlarını, akıllı telefonlarını yatak odalarına sokuyor, Twitter'a, Facebook'a bakıp e-postalarını yanıtlıyorlar." dedi.

Mercer ayrıca 16-44 yaşları arasındaki çiftlerin seks yerine internette pornografiyi tercih ediyor olabileceklerini söyledi.

Araştırmanın diğer bulguları ise şöyle:

İngiltere'deki her altı gebelikten biri plansız yaşanıyor.

Kadın ve erkeklerin yaklaşık yarısı yakın süre içinde cinsel bir sorun yaşamış, ama sadece 10'da biri seks hayatı konusunda kaygılı.

Cinsel isteksizlik en sık şikayet edilen sorunların başında geliyor, sadece kadınlar değil erkeklerin de yüzde 15'i libido eksikliğinden muzdarip.

2000'deki son anketten bu yana eşcinsel ilişkinin daha kabul edilir hale geldiği anlaşılıyor.

Ancak tahammül edilmeyen bir durum var; eşlerin birbirini aldatması konusunda ankete cevap verenlerin 2000'e kıyasla daha hoşgörüsüz olduğu görülüyor. (BBCTürkçe)

"Rahatlıkla yalan söyleniyor"

"Tıpkı alkol alan bir insan gibi, sosyal medyaya giren bir kişinin de bastırdığı duyguları, korkuları ve gerçek kişilikleri ortaya çıkabiliyor. Özellikle gençler ya da olgunlaşmamış bu kişiler kendilerini o anda güvende hissediyor. Sosyal medya içerisinde rahatlıkla kimliğini saklıyor. Normal hayatta söylemediği yalanları söyleyebiliyor. Korkularını, içindeki sahteciliği ortaya çıkarabiliyor. Kişi, bir insanın yüzüne karşı söyleyemediği şeyi sosyal medyada rahatlıkla söyleyebiliyor. Sosyal medya, rastgele konuşanın bilinçaltını ortaya çıkarıyor. Dürüst olmayan bir kimse sosyal medyada çok daha kolay anlaşılıyor."

Dikkat! Sosyal medya kilo yapıyor!

Gün içinde iştah kabartan yiyecek ve içeceklerin, tatlı ve abur cuburların sosyal medyadaki fotoğraf paylaşım oranları diğer paylaşımlara göre oldukça yüksek bir paya sahip. Sosyal medyada yer alan abur cubur tüketimi ile ilgili fotoğraflar, kişide açlık hissine yol açabiliyor. Uzman Diyetisyen İpek Ağaca, sosyal medya bağımlılarını düzensiz beslenme ve abur cubur tüketimine karşı şu önemleri almaları gerektiğini belirtiyor.

1- ABUR CUBUR TÜKETİMİNDE SAĞLIKLI TERCİHLER YAPIN: - - Patates cipsi yerine 1 bardak kadar yağsız patlamış mısır tüketebilirsiniz. Yüksek kalori içeren kremalı bisküviler yerine kepekli ve az şekerli bisküviler tercih edilmeli.

En tehlikeli abur cuburların başında sosyal medyada da büyük oranda paylaşım alan yaş pasta ve cheesecake gibi yağ ve şeker oranı yüksek pastane ürünleri gelmektedir. 'Bu gibi besleyiciliği düşük ama kalori içeriği yüksek besinler yerine meyve tüketerek de tatlı ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz.

Meyvelerin içerdiği meyve şekeri sayesinde kan şekeriniz yükselecek ve tatlıya olan eğiliminize çözüm olabilecektir. Orta büyüklükteki bir armut, 1 avuç kadar kuru dut, 3-5 adet kuru kayısı, 1avuç üzüm, 10-15 adet çilek, 1 avuç kadar kurutulmuş elma veya 1 orta büyüklükte portakal tercih edebileceklerinizin sadece bir kısmı.

2- TATLI TERCİHİNE DİKKAT EDİN! - - - Tatlıdan vazgeçemeyenlerden misiniz? Ağır, şerbetli, hamurlu tatlılar yerine daha hafif, daha az kalorili ve besleyici özellikteki sütlü tatlıları veya meyve tatlılarını tercih edebilirsiniz. Sütlaç, muhallebi, pelteler, ayva-armut-elma veya kabak tatlıları gibi...

3- ANAÖĞÜNLERİ ASLA ATLAMAYIN! - - - Günde 6-8 öğün beslenmelisiniz. 3 anaöğün, diğerleri ise araöğünler olarak planlanmalıdır. İnternet başında zamanın nasıl geçtiğini anlamayanlardansanızaman dikkat!

4- POSALI YİYECEKLERİ DAHA FAZLA TÜKETİN! - - - Yeterli posa tüketimini sağlamak için öğünlerinizde mutlaka sebze yemeği ve salata tüketmeye çalışılmalı, ekmeğinizi tam buğdaylı/çavdar gibi posa değeri yüksek olanlardan tercih edin, gün içerisinde 3-5 porsiyon meyve tüketin, haftada mutlaka 1-3 kez kurubaklagil yemekleri tercih edin.

5-BOL BOL SU İÇİN! - - - Sosyal medyada uzun süre geçirenler su içmeyi de unutuyorlar. ihtiyacımız olan su miktarından 1,5lt. -2,5lt. olduğunu unutmayın. Masanızın üzerinde temiz, cam bir şişede su bulundurun. Çantanızda, yanınızda su bulundurmaya dikkat edin.

6- İÇECEK TERCİHİNİZ SAĞLIKLI OLSUN - - Besin değeri açısından tercih edilecek içecek, sade kahve yerine bol sütlü kahve, koyu bir çay yerine daha açık, hatta limonlu bir çay olabilir.

Sıklıkla tüketilen tatlandırılmış içeceklerden vazgeçin. Gazlı içecekler, şeker eklenmiş içecekler, şeker eklenmiş tatlandırılmış çaylar, meyve suları (şeker oranı yüzde 25 veya daha az) gibi tatlandırılmış içecekler obeziteye neden olduğu için vazgeçilmelidir.

"Profesyonel destek şart"

"Sosyal medya doğru kullanılırsa faydalarının da olduğu unutulmaması gerekiyor" diyen Tarhan, "Kişinin kendisi ile ilgili farklı ilgi alanlarını geliştirmesi, internet üzerinde geçirilen zamanın bir kısmını yeni yeteneklerini keşfetmeleri üzerine harcayabilirler. Bağımlılık ileri düzeyde ve kontrol altına alınamayacak boyutta ise mutlaka profesyonel bir destek almaları gerekmektedir" şeklinde konuştu.