Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Sağlıklı Beslenme Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Murat Öncel, diyabetik retinopati hakkında bilgi verdi

        Ceyda ERENOĞLU / HT MAGAZİN

        Toplumda çok sık rastlanan şeker hastalığı, ensülin hormonunun eksikliği ya da etkisizliği sonucu ortaya çıkıyor. Diyabetin, gözün görme tabakası olan retinada yaptığı bozukluklara 'diyabetik retinopati' adı veriliyor. Şeker hastalığı retina tabakasındaki damar yapısını bozunca damar içerisindeki kanın sıvı kısmı dışarı sızıyor veya damarların bozulmasına bağlı bazı retina bölgelerinde beslenme bozukluğu ortaya çıkıyor. Hastalık ilerledikçe, retina yüzeyinde anormal yeni damar oluşumları meydana geliyor. Bu anormal yeni damarlarsa göz içi kanamalarına neden olarak görme azlığına yol açıyor.

        KİMDE GÖRÜLÜR?

        Bu sorun Tip 1 ve Tip 2 diyabet hastalarında görülüyor. ‘Ensüline bağımlı diyabet’ olarak isimlendirilen Tip 1 diyabette hastalar ensülin kullanıyor. Hastalık sıklıkla 10-20 yaşlar arasında başlıyor. Tip 2 diyabet ‘ensülinden bağımsız diyabet’ olarak da adlandırılıyor ve genellikle 50-70 yaş arasında başlıyor. Tip 1 diyabette retinopati görülme olasılığı daha fazla oluyor. Diyabetik retinopatide oluşabilecek en kötü tablonun görme kaybı olduğu belirtiliyor. Diyabet, gözde özellikle sinir tabakası denen retinayı ve bu tabakadaki kılcal damarları etkileyerek çalışmasını bozuyor. Diyabetik retinopati hastalığı erken teşhis edilip tedavi edilmezse görme kaybına bile yol açabiliyor. 20 yaş sonrası, 50 yaş altı körlüğün birinci nedeninin diyabetik retinopati olduğuna dikkat çekiliyor.

        KÖRLÜĞE NEDEN OLUYOR

        Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Murat Öncel, diyabetik retinopatinin, diyabete bağlı göz hastalıkları içerisinde en sık görüleni olduğunu söylüyor. 10 yıldır Tip 1 diyabeti olan her 100 kişinin 70-90’ında retinopati bulguları bulunduğuna dikkat çeken Öncel, Tip 2 diyabette retinopatinin daha geç başlayıp daha hafif seyrettiğini belirtiyor. “15 yıldır Tip 2 diyabeti olan 100 kişinin 60’ında retinopati mevcuttur” diyen Öncel’e göre, 20-65 yaş arasındaki kişilerde en sık görülen körlük nedeni diyabetik retinopati.

        KONTROLLER ÖNEMLİ

        Şeker hastalığı tanısı konulan hastaların yarısında ilk 10 yıl içinde, yüzde 90’ındaysa 30 yıl içinde retinopati gelişiyor. Gizli seyreden şeker hastalığında, hastalık teşhis edilmeden retinopati gelişmiş olabiliyor. Kan şekerinin uzun vadede iyi düzenlenmesi retinopati oluşumunu geciktirse de tamamen önlemiyor. Bu, şeker düzeyi iyi seyreden hastalarda da retinopati görülebileceği anlamına gelip göz kontrollerinin ihmal edilmemesi gerektiğini gösteriyor. Gebelik, hipertansiyon, kansızlık, böbrek yetmezliği retinopati olasılığını artırıyor.

        Bu belirtilere dikkat!

        Genellikle hastalığın erken evrelerinde hastanın herhangi bir şikâyeti olmuyor ve ağrıya rastlanmıyor. En önemli konunun, diyabeti olan hastanın şikâyetlerin ortaya çıkmasını kesinlikle beklememesi olduğu belirtiliyor. Yılda en az 1 kez genişletilmiş gözbebeğinden yapılan detaylı bir göz dibi muayenesi çok önemli görülüyor. Hastalığın ilerlemesiyle;

        - Renk görüşünde bulanıklık

        - Görmede bulanıklık

        - Lekeler-çizgiler

        - Dalgalı görüş

        - Zayıf gece görüşü

        - Göz önünde uçuşmalar

        - Makula (sarı nokta) sıvı sızması sonucunda şiştiğinde bulanık görme

        Retina yüzeyinde anormal yeni damarlar oluşursa, bu damarların göz içine kanaması sonucu görme kaybı oluşabiliyor.

        Hastalığın ilerlemesini durdurmak mümkün

        Prof. Dr. Öncel, “Diyabetik retinopatinin tedavisi vardır ancak hastalığın ilk evrelerinde makula ödemi olmadığı sürece tedavi gerekmemektedir” diyor. Bu evrelerde takip çok önemli görülüyor. Diyabetik retinopatinin ilerlemesinden kaçınmak için şeker hastalarının kan şekeri, kan kolesterolü ve kan basıncı düzeylerinin kontrol altında tutulması gerekiyor. Hastalar retina konusunda uzmanlaşmış bir göz doktoruna muayene olduğunda doktor retinadaki bozuklukları erken dönemde fark edip ‘argon lazer’ tedavisine başlayabiliyor. Böylece hastalığın ilerlemesi durdurulabiliyor. Hastalık ilerler ve görme kaybı oluşursa geriye dönüşte zorlanılıyor. Argon lazer tedavisiyle var olan korunduğunda körlük oranı da azaltılıyor. Tedavi genellikle 2 veya daha fazla seansta tamamlanıyor. Anormal kan damarları kanamaya başlamadan önce uygulandığında daha etkili oluyor.

        Riskten uzak kalmak için

        Diyabet hastasıysanız yılda en az 1 kez göz dibi muayenesi yaptırmalı ve şunları bilmelisiniz:

        Diyabetik retinopati hiçbir semptom olmaksızın gelişebilir.

        Makula ödemi hiçbir semptom oluşturmaksızın diyabetik retinopatinin herhangi bir evresinde ortaya çıkabilir.

        Erken tanı ve zamanında tedavi görme kaybını önleyebilir.

        Diyabetik retinopati tespit edilmişse daha sık göz muayenesi gerekir. İleri evre retinopatisi bulunanlar, zamanında tedavi ve takip sayesinde körlük risklerini yüzde 95 oranında azaltabilir.

        Kan şekerinin iyi kontrolü retinopatinin ortaya çıkışını ve ilerleyişini yavaşlatır. Kan şekerini mümkün olduğunca normal sınırlara yakın tutabilen diyabet hastalarında böbrek ve sinir hastalığı da daha az görülmektedir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ