Kanser tedavisinde başarı oranı artıyor!

Türk Onkoloji Grubu (TOG) Başkanı Prof Dr. Hakan Akbulut, “Kanser tedavisinde önceki yıllara göre tedavi oranımız çok daha iyi seviyelere geldi. 20 yıl önce ortalama hastalarımızın yüzde 50’sini kurtarılabilirken, şimdi yüzde 60 gibi bir oran yakaladığımızı söyleyebilirim” dedi.

"11. Ulusal Onkolojik Araştırmalar Çalıştayı"nda açıklama yapan Prof. Dr. Hakan Akbulut, Türk Onkoloji Grubu’nun Türkiye'de kanser araştırmalarının planlanıp yürütüldüğü ve değerlendirildiği bir platform olduğunu söyledi. Türkiye'de kanser konusunda çalışan binin üzerinde araştırmacının, grup bünyesindeki 16 farklı kanser çalışma grubunda araştırma yürüttüğünü belirten Prof. Dr. Akbulut, "Türk Onkoloji Grubu bünyesinde bulunan 16 kanser çalışma grubunda yürütülen çalışmalarda birinci önceliğimiz hastalarımızın yararıdır. İkinci olarak da ülke ekonomisine katkı hedefini gözeterek çalışmalarımızı planlıyoruz" diye konuştu.

Prof. Dr. Akbulut, Sağlık Bakanlığı’nın çıkardığı "İlaç ve Biyolojik Ürünlerin Klinik Araştırmaları Hakkındaki Yönetmelik"in çalışmalarını engellediğini ileri sürerek 200 civarında hasta ile yürütülecek bir klinik çalışmanın maliyetinin 15-20 milyon lira olduğuna dikkati çekti. Söz konusu yönetmelik gereği ilaç endüstrisinin desteği olmadan ülke ekonomisine katkı sağlayabilecek klinik araştırma yapmanın mümkün olmadığını iddia eden Prof. Dr. Akbulut, "Sağlık Bakanlığı’nın bir an önce bu yanlışı düzeltmesini bekliyor ve ivedilikle talep ediyoruz" dedi.

“KANSER ÇALIŞMALARINDA İYİ DURUMDAYIZ”

Prof. Dr. Akbulut, kanser çalışmalarında Türkiye'nin çok kötü durumda olmadığını ifade ederek, "Ülkemizde her türlü klinik ve temel bilim çalışmaları yapılıyor ancak yeni ilaç geliştirmeye yönelik çalışmalar biraz yavaş yürüyor. Laboratuvarlarda çalışacak deneyimli ekiplerimiz ve yetişmiş elemanımız da az, ayrılan kaynaklar yeterli düzeyde değil" görüşünü savundu.

Türkiye'de kanser hastalarına umut vadedebilecek araştırmalar için henüz iyi şeyler söyleyemediklerini dile getiren Prof. Dr. Akbulut, "Ancak 5 yıl sonra kanser hastalarımız şimdikinden daha iyi durumda olacak. Daha uzun yaşayacaklar, hastalıktan kurtulma oranları artacak" dedi.

Gelişmiş ülkelerde her yıl piyasaya 3-4 yeni kanser ilacı çıktığını anlatan Akbulut, "Bu yeni ilaçların etkinliği öncekilere göre daha iyi. Hastalarımızın karamsar olmaları için hiçbir neden yok. Geleceğe güvenle bakmalarını öneririz" diye konuştu.

"GEN TEDAVİSİ KANSER İÇİN UMUT VADEDİYOR"

Prof. Dr. Akbulut, kanser hastalığında gen tedavisi konusundaki gelişmeleri de değerlendirerek piyasada henüz bu alanda ürün bulunmadığını ancak çok sayıda çalışma yürütüldüğünü bildirdi.

Bu alanda üzerinde çalıştıkları iki ürün için patent başvurusu yaptıklarını belirten Akbulut, "Bunların hastalara uygulanabilir hale gelmesi için 4-5 sene zamana ve paraya ihtiyacımız var. Gelecek 5 yıl içinde gen tedavisi ile en azından 3 ya da 4 kanser türüyle kolay baş edebilecek duruma geleceğiz" bilgisini aktardı.

Prof. Dr. Akbulut, kanser tedavisinde başarının 10 yıl öncesine göre arttığını dile getirerek "Türkiye'de 20 yıl önce kanserli hastaların yüzde 50'si kurtuluyor iken bugün bu oran yüzde 60'ların üzerine çıktı. Kanser dışında hiçbir hastalıkta bu kadar iyileşme oranı yok" ifadesini kullandı.

"HEKİMLER DIŞINDA HERKES ALTERNATİF TIP UZMANI OLDU"

Çalıştay Eşbaşkanı Prof. Dr. Yavuz Anacak ise tamamlayıcı ve alternatif tıp alanının son yılların popüler konularından biri olduğunu söyledi.

Televizyon, internet ve gazetelerde yer alan bilgilere itibar edilmemesini isteyen Prof. Dr. Anacak, ”İçeriğinde ne olduğunu bilmediğimiz bazı karışımların ve maddelerin tamamen etkisiz olduğunu biliyoruz. Önemli olan bunları bir hekim gözetiminde doğru ve zamanında kullanmak” diye konuştu.

“CİDDİ SUİSTİMALLERİN OLDUĞU ALTERNATİF TIP SEMPOZYUMDA TARTIŞILIYOR”

Prof. Dr. Akbulut ayrıca, 11. Ulusal Onkolojik Araştırmalar Çalıştayı’nda çalışma gruplarınca yürütülen araştırmaların değerlendirilmesinin yanı sıra 2 tane de sempozyum düzenlendiğini belirterek şu bilgileri paylaştı:

“Bu sempozyumların birincisinde ‘Kanser Tanı ve Tedavisinde Yenilikler’ yurt dışından ve yurtiçinden çok deneyimli bilim insanları ile birlikte interaktif bir ortamda ele alınıyor. Sempozyumda kişiye özel tedavi seçeneklerinin geliştirilmesi, kanser tanı ve tedavisinde genetik değişiklikler, nanoteknolojinin kanser tanı ve tedavisinde kullanımı, radyoloji ve nükleer tıpta kanser tanı ve tedavisinde son yıllarda öne çıkan gelişmeler, radyoterapideki baş döndürücü ilerlemeler, kanserde immünoterapi ve kanser aşıları, kanser kök hücreleri, hücre tedavileri ve gen tedavi yöntemleri ayrıntılı olarak ele alınıyor. İkinci sempozyumda ise, ‘Kanıta Dayalı Tamamlayıcı Alternatif Tıp’ konuları ayrıntılı olarak değerlendiriliyor. Kanser hastalarının ve hasta yakınlarının çok yakından ilgilendiği ve genellikle de ciddi hatalar ve suistimallerin olduğu bu alanın bilimsel olarak ele alınması gerekiyor. Bu amaçla sempozyumumuzda uzman bilim insanlarımız ve araştırmacılarımız vitaminler, beyin vücut teknikleri, hipnoz, enerji tedavileri, akupunktur, homeopati, naturopati, hipertermi, ozon tevdisi, alkali tedavi, masaj, kiropraktik, yoga, thai-chi, reiki ve geleneksel Çin bitkilerinin kanser tedavisindeki yerini tartışıyorlar”