Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Fonksiyonel gıda mucizesi

        Ceyda ERENOĞLU / GAZETE HABERTÜRK

        ‘Fonksiyonel gıda’ kavramını şimdiden bir yere not edin. ‘Süper ya da zenginleştirilmiş gıda’ anlamına gelen bu kavramın yakın gelecekte dünyada şimdikinden çok daha hızlı ilerleme göstereceğinden şüpheniz olmasın. “Ne demek fonksiyonel gıda?” diye sormakta haklısınız. Fonksiyonel gıdalar, endüstriyel olarak üretilen ekmek, yoğurt, süt, unlu mamuller, sıvı bitkisel yağlar gibi temel gıdaların orijinal tat ve kokuları korunarak bitkilerden saflaştırılıp insan sağlığına yararları olan moleküllerce zenginleştirilerek üretilmesi demek. Tamamen doğal olan, düzenli tüketildiğinde sağlık etkisi gösteren, hastalıklardan koruyan, fiziksel ve mental yetileri güçlendiren, çok güçlü bilimsel dayanaklara sahip başka bir besin türü biliyor musunuz?

        Sabah hafızanızı güçlendiren moleküllerce zenginleştirilmiş bir poğaça yediğinizde güne çok daha zinde ve yüksek motivasyonla başlayabilirsiniz. Gece doğal moleküllerce zenginleştirilmiş iki kaşık yoğurt tükettiğinizde daha huzurlu uyuyup dinlenmiş uyanabilirsiniz. İçeriğine değer katılmış bir dilim kek ile hastalıklardan ve yan etkilerinden uzak kalabilirsiniz. Bu örneklerin gerçekleşmesi mümkün değil sanıyorsanız yanılıyorsunuz. “Fonksiyonel” ya da “zenginleştirilmiş” diye tanımlanan süper gıdalar yaşamımıza girmeye başladı bile. Japonya’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne kadar dünyanın gelişmiş pek çok ülkesi artık sağlığa kavuşma ve koruma açısından zenginleştirilmiş gıdaların sağlayacağı yararların farkında. Uzun yaşamın, hastalıklardan uzak kalmanın, beynin işlevlerini kusursuz yerine getirmesinin, daha ılımlı ve sakin bir kişiliğin sırrını “Süper Gıdalar Çağı” yazı dizimizde bulacaksınız.

        SEBZE-MEYVELERİN KABUKLARINDAKİ ZENGİNLİK

        Günümüzde dengeli beslenme, önümüze temel gıda bileşenleri olarak bilinen ve büyük oranda yağ, protein ve karbonhidratlardan oluşan gıdaları belirli oranlarda tüketmenin reçetesi olarak sunuluyor. Oysa yaşam kalitemizi artıran moleküller olmadıkça arzu ettiğimiz sağlıklı yaşama kavuşamıyoruz. Sözü edilen bu moleküller çoğunlukla dışarıdan besin olarak alınıyor ve kaynaklarını sebze ve meyvelerin içinde, kabuğunda ve çekirdeğinde bulunan biyobileşenler olduğuna dikkat çekiliyor. Sağlık kalitemizin artması kalbimizin düzenli çalışması, güçlü eklemlere ve kaslara sahip olmamız, sindirim sistemimizin verimli işlemesi, bağışıklık sistemimizin güçlü olması, mental olarak sağlıklı düşünmemiz ve kendimizi daha huzurlu hissetmemiz anlamına geliyor. “Fonksiyonel” ya da “zenginleştirilmiş” gıda olarak adlandırılan besinler tüm bu saydıklarımızı yapıyor. Prof. Dr. İhsan Kara, “Eğer gıdalarımız yeteri kadar polifenolle zenginleştirilir ve toplumun her kesimine fonksiyonel gıdalara erişebilme imkânı sağlanırsa ülkemizde hapishanelere gerek kalmaz” diyor.

        HASTALIK RİSKLERİNİ AZALTAN SİHİRLİ MOLEKÜLLER

        Kaliteli ve sağlıklı beslenmenin giderek zorlaşmasının temelinde sağlıklı gıdalara maddi ve fiziki anlamda ulaşmanın güçlüğü bulunuyor. Günümüzde sağlıklı gıda pazarı yaygınlaşmayı sürdürse de, hazır gıdalar herkesin rahatlıkla ulaşabileceği besinler olmaya ve toplumumuzun tüketim tercihlerinin başında gelmeye devam ediyor. Sağlıklı gıdalar ile hazır gıdaları birbirinden ayıran en önemli şeyin günlük besin ihtiyacımızı sağlayan temel gıda bileşenleri (karbonhidrat, protein, yağ, mineraller) dışında sağlığa yarar sağlayan bileşenler olduğuna dikkat çekiliyor. Bu bileşenler hem bitkisel hem de hayvansal kaynaklarda yer alıyor. Antioksidan olarak adlandırılan bu bileşenler antioksidan özellik göstermenin yanında vücut üzerinde de olumlu etkiler yaratıyor ve hastalık risklerini azaltan sihirli moleküller olarak tanımlanıyor.

        İLERLEYEN YAŞLARDA DA KORUMA ALTINDA OLUN

        Tükettiğimiz doğal yiyeceklerde (sebze, meyve, tahıllar vs.) sağlığımıza katkıda bulunabilecek nitelikte, çok farklı özelliklere sahip moleküller bulunuyor. Bu moleküller antioksidan özellikleri dışında hücrelerimizde yer alan farklı moleküler mekanizmalar üzerinde de etki gösteriyor. Örneğin şeker dengemizin korunmasına yardımcı olup kalp-damar hastalıklarının gelişimini engelleyebiliyorlar. Bununla da kalmayıp kanserin ilerleyişini durdurup bizi Alzheimer, MS, Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıklardan koruyabiliyorlar. Depresyon gelişimini engelliyor, enerjimizi artırıyor, motivasyonumuzu güçlendiriyor ve stresle başa çıkabilmemizi sağlıyorlar. Bu sayede fiziksel ve mental yetilerimiz güçlendiği için ilerleyen yaşlarımızda bile koruma altında oluyoruz.

        FONKSİYONEL GIDA NEDİR?

        Fonksiyonel gıdalar, yaşamın sağlıklı bir şekilde devamı için gerekli olan temel enerji molekülleri dışında diğer biyomoleküllere olan ihtiyacı da karşılayarak sağlığın sürekliliğini sağlayan besin bileşenleri olarak tanımlanıyor.

        TAMAMEN DOĞAL

        Fonksiyonel gıdalar, hazır gıdalarda bulunan ve hazır gıdaların bozulup küflenmesini engelleyen kimyasal katkı maddelerini içermiyor. Bu gıdalar, doğada bulunan doğal moleküllerin konsantre hallerini içeriyor. Bu özellikleriyle gıdaların besleyici özellikleri artırılırken, bozulma, küflenme gibi gıda sorunlarına da doğal olarak çare oluyorlar.

        NEDEN FONKSİYONEL GIDA?

        -Fonksiyonel gıdalar, herkesin daha sağlıklı gıdalara ulaşabilmesini sağlayacak.

        -Hazır gıdaların ucuzluğunda ve sağlıklı bir gıdanın verebileceği sağlık kalitesinde olacak.

        -Toplumda yaygın olarak görülen kronik hastalıkların (hipertansiyon, damar tıkanıklığı, inmeler, obezite, şeker hastalığı, akciğer hastalıkları vb.) kanserin ve nörodejeneratif hastalıkların (Alzheimer, Parkinson, MS gibi) gelişimini engelleyebilecek güçlü bir potansiyel taşıyacak.

        -Daha sağlıklı fiziksel ve mental yaşama aracılık edeceği için toplumda görülen şiddet düzeyi azalacak. (Yeterli düzeyde polifenol alımı beynin daha sağlıklı çalışmasını sağlayacak.)

        -Fonksiyonel gıdaların sağlayacağı hastalıklardan korunma ve sağlık kalitesinin yükseltilmesi, ekonomik olarak sağlık harcamalarının azalmasına da olanak tanıyacak.

        -Bu gıdalar sadece sağlığın güçlendirilmesini ve korunmasını değil hastalıklara yakalanmış bireylerin tedavilerini de kolaylaştıracak. Örneğin lösemili çocukların tedavilerinde, tedavinin ortaya çıkardığı saç dökülmesi, halsizlik, mide bulantısı gibi yan etkilerin zenginleştirilmiş bu besinlerle azaltılması mümkün olacak.

        FONKSİYONEL GIDALAR NE İŞE YARAR?

        -Hastalıkların gelişimini engellerler.

        -Kalp-damar sağlığını, bağışıklık sistemini ve kemikleri güçlendirirler.

        -Dikkati geliştirirler.

        -Hafızayı artırırlar.

        -Kas gücünü yükseltirler.

        -Eklem sağlığını geliştirirler.

        -Vücuttaki onarım mekanizmalarını aktive ederek çok daha sağlıklı olup sağlıklı kalmamıza yardımcı olurlar.

        ANTİOKSİDANLARIN YARARLARI

        -Kansere karşı koruyucudurlar.

        -Eklem sağlığını güçlendirirler.

        -Obeziteyi engelleyici özellik taşırlar.

        -Dolaşımı düzenlerler.

        -Konsantrasyonu artırırlar.

        -Kan yapımını hızlandırıcı etki gösterirler.

        -Böbrek sağlığını korurlar.

        -Sindirim sistemini çalıştırırlar.

        -Kalp-damar sağlığını koruyucu etkiye sahiptirler.

        YABANİ BİTKİLERDEKİ GİZLİ HAZİNE

        Antioksidan özellik gösteren moleküllerin büyük kısmı “polifenoller” olarak bilinen organik bir grupta yer alıyor. Bu moleküller yabani bitki, sebze ve meyvelerde yüksek oranda bulunuyor. Tarımı yapılıp kültüre edilen her tür sebze ve meyve ise çok düşük oranda polifenol barındırıyor. Polifenoller, stresli koşullarda üretilen bitkilerin dayanıklılıklarını artıran moleküller olduğu için sera ortamında ya da tarımsal alanlarda stres koşullarına maruz kalmayan bitkilerde yeterli polifenol sentezi gerçekleşemiyor.

        EN BÜYÜK HATAMIZ MİLLİ SERVETİMİZİ YAKMAK

        Ülkemizde birçok bitkinin tarımı sırasında ya da fabrikalarda işlenmesi sonrasında yok edilen atıkları gerçekte çok büyük değer taşıyor. Zeytin tarımı sırasında zeytin yapraklarının atık olarak muamele görmesi ya da hayvan yemi olarak kullanılması da bunun örnekleri arasında bulunuyor. Oysa tarımdan sonra bir yerde toplanıp yakılan zeytin yapraklarının “oleuropein” molekülünce çok zengin olduğu ve zeytinyağının sağlığa asıl faydasının bu molekülden geldiği belirtiliyor. Türkiye’de her yıl zeytin tarımı sırasında 200 bin ton zeytin yaprağı yakılıyor. Oysa zeytin yaprağında bulunan bu madde birçok kanserin gelişimini engelliyor ve hastalığı durdurmada önemli rol üstleniyor. Oleuropeinin Alzheimer hastalığının temelini oluşturması ve beyinde biriken amyloid plaklarını temizleme özelliği ise sıklıkla bilimsel yayınlara konu oluyor. Türkiye’nin yakın gelecekte dünyada Alzheimer hastalığının görülme sıklığının en yüksek olduğu ilk 10 ülke arasında olacağı belirtilirken, zeytin yapraklarının yakılmasının önüne geçilmesi gerekiyor. Benzer şekilde çay tarımı sırasında 3 milyon ton yeşil çay bitkisi de çöp olarak değerlendiriliyor. Oysa çayın içeriğinde yüksek oranda “epigallocatechin galat” molekülü bulunuyor ve bunun kanserle savaştaki etkisi bilimsel literatürlerde gösteriliyor.

        BESİNLERDEN YETERLİ YARAR SAĞLAYAMIYORUZ ÇÜNKÜ

        -Zamanla hücreler içerisinde biriken atıkların temizlenmesini sağlayacak,

        -Hücrelerimizi daha uzun yaşatabilecek,

        -Kanser gelişimini engelleyecek,

        -DNA hasarlarından koruyabilecek,

        -Hücrelerimizin sadece temel enerji ihtiyacını karşılayabilecek moleküllerin haricinde kendi kararlılıklarını koruyabilecek,

        -Tüm fonksiyonları çok daha iyi şekilde yerine getirebilecek,

        -Bu işlevleri yerine getirirken hasarlanan kısımların onarılmasında görev alabilecek moleküllere ihtiyaç duyduğumuz gerçeğini UNUTUYORUZ.

        YAZI DİZİMİZE KATKI SAĞLAYANLAR:

        İstanbul Biyoteknoloji ve Laboratuvar Hizmetleri Araştırma Grubu Direktörü Prof. Dr. İhsan Kara ve Nanoyaşam Nanobiyoteknoloji grubundan Nörobiyolog Can Kayacılar

        YARIN: FONKSİYONEL GIDA TÜKETEN SPORCULARIN YARIŞ KAZANMASI HAYAL MI?

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ