Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Sağlıklı Beslenme Diyabetlilerin yaşamını kolaylaştıran 5 yeni teknoloji

        Prof. Dr. Temel YILMAZ / GAZETE HABERTÜRK

        New Orleans’ta düzenlenen 76. Amerikan Diyabet Kongresi tam anlamıyla diyabet alanında teknoloji fırtınası oldu.

        Bu kongrede birçok alanda diyabetlinin hayatını kolaylaştıracak konuşmalar yapıldı, bildiriler sunuldu.

        Diyabet dünyanın en yaygın hastalıklarından ve bugünkü bilgilerimizle yaşam boyu süren bir hastalık. Bir diyabetli hayatının her döneminde birçok sorunla karşılaşır ve bunları genellikle kendi başına çözmek zorundadır. Üstelik bu sorunların önemli bir bölümü daha önce düşünülmemiş, akla gelmeyen planlanmamış sorunlar. Artık bu sorunların çözümünde teknoloji büyük destek oluyor.

        Kongreyi izlerken bir meslektaşım, “5 yıl önce diyabetlinin yaşamını kolaylaştıracak böyle bir teknoloji fırtınası aklımdan bile geçmezdi” dedi. Yeni teknolojilerde ilk sırada CGM Sistemleri var.

        KAN ŞEKERİ 7/24 KONTROL ALTINDA

        “Sürekli Kan Şekeri İzlem Sistemleri”, CGM ya da İngilizce adıyla “Continious Glucose Monitoring” sistemleri bu kongrede ön plandaydı.

        Klasik kan şeker ölçümü parmağın delinmesi, sonra bir damla kan çıkartıp bir strip (çubuk) ile ölçüm yapmayı gerektiriyor. Ölçüm aletinin, striplerin, iğne kutusunun taşınması gibi güçlükler ölçümü kısıtlıyor.

        Oysa yeni kuşak CGM sistemleri, cilt altına küçük bir silikon kanül ile bağlantılı küçük bir düğme şeklinde cildin üzerine yapıştırılan sensörlerden oluşuyor ve her 5 dakikada bir kan şekeri ölçümü yapıyor; sensör, verileri özel bir cihaza ya da cep telefonuna aktarıyor. Diyabetli günün herhangi bir saatinde istediği an parmağını delmeden ve bir işlem yapmadan kan şekerini telefonundan görebiliyor, isterse otomatik olarak başka yakınlarına ve hekimine yönlendirebiliyor.

        CGM sistemleri ek olarak özel uyarı sistemlerine sahip. Kan şekeri belirli sınırın altına inerse ya da çıkarsa alarm çalıyor, kendisini ve bir yakınını uyarıyor. Kan şeker değişimlerini grafik olarak verebiliyor ve saklıyor.

        MİKROİNSÜLİN POMPALARI

        Tip 1 diyabet genellikle çocuklarda ve gençlerde görülen diyabet tipi ve bu hastalar pankreas insülin üretmediği için günde 4-5 kez insülin enjeksiyonu olmak zorunda.

        Sürekli enjeksiyon yapmaktan kurtulmak için geliştirilen insülin pompaları piyasaya çıktığı zaman çok önemli bir devrim olmuştu.

        Bu pompalar vücuda cilt altına sürekli olarak 24 saat insülin verebilme özelliğine sahipti, ayrıca yemek sonrası artan kan şekerini kontrol için ek iğne yapmadan vücuda bolus insülin gönderebiliyordu. Sonuçta; günde 4-5 enjeksiyon yerine 4 günde bir enjeksiyon gerektirmesi çok önemli bir özellikti.

        Ancak, bu klasik insülin pompaları vücuda kataterle bağlı, cihaz da bu kataterin ucuna bağlı ve her ikisini birlikte taşımak gerekiyor. İşte bu noktada yeni çıkan mikropompalar ya da patch insülin sistemleri bu güçlükleri ortadan kaldırdı. Cilt üzerine yapıştırılan daha küçük (bir şişe kapağı büyüklüğünde) sistemler haline getirildi. Katater ve bağlantı sistemleri kaldırıldı. Sadece cilt üzerine yapışmış minik bir bant şekline dönüştürüldü.

        Mikropompalar uzaktan kumanda aletiyle istenildiği kadar ek insülin verme özelliğine sahip, 4-5 günde bir değiştirilebiliyor, kullanılan atılıyor. Ayrı bir insülin pompa cihazına gerek doyulmuyor. Daha küçük maliyetlerde, ağırlık yapmayan ve pratik cihazlar.

        TELEMEDICINE TEKNOLOJİSİ İLE EVDEN TAKİP SİSTEMLERİ

        “Telemedicine” veya diğer adıyla teletıp denilen elektronik sistemler yardımıyla hastanın evinde sürekli gözlem altında tutulması mümkün oldu. Özellikle kronik hastalıklarda, hastalık yönetiminde zorlukları aşmak için bu teknoloji çok önemli. Kronik hastalık genellikle insan yaşamı boyunca sürer ve kronik hastalığı olan hastalar hemen her gün birçok sorun ile karşılaşır. Hastanın her zaman sağlık ekibine ulaşımı mümkün olmayabilir. “Kronik Takip” sistemi burada büyük önem kazanıyor.

        Telemedicine, kronik hastalığı olan kişilerin 24 saat sağlık ekibine görüntülü ulaşımını ve sağlık ekibinin kontrolünde olmasını sağlıyor. Diyabetli hastanın gün içinde kan şekerlerinde sürekli değişiklikler olur, bu değişikliklere göre insülin ya da ilaç dozlarının yeniden düzenlenmesi gerekir.

        Teletıbbın en etkili rol oynadığı alanlardan birisi diyabet. Diyabetli hastaların şeker ölçüm cihazları ya da diğer sistemlerle sağlık ekibi arasında ağı oluşturan yeni teknoloji hastanın hastaneye gitmeden sağlık ekibine ulaşmasını sağlar. Acil durumda, ambulans ve sağlık ekibi gönderilmesi sağlanabilir. Sorunlarını sağlık ekibi ile evinden yüz yüze paylaşabilir, onlara bilgi verebilir, önerilerini alabilir.

        HİPOGLİSEMİ BANTLARI

        Hipoglisemi diğer adıyla ani kan şekeri düşmesi diyabetli hastaları en çok endişelendiren durumlardan birisi. Yanlış ilaç kullanımı, yetersiz yemek, aşırı hareket gibi nedenlerde kan şekerinin aşırı düşmesi ile hipoglisemi ortaya çıkabilir. Hipoglisemi soğuk terleme, çarpıntı, fenalık hissi, şuur bulanıklığına giden bir dizi ciddi sağlık sorununu oluşturabilir.

        Bu nedenle hipogliseminin erken fark edilmesi çok önemli. Özellikle ilerleyen yıllarında uykuda fark edilmeyen hipoglisemiler gelişebilir ve bu krizler tehlikeli olabilir.

        “Hipobant” adı da verilen hipoglisemi saatleri, hipoglisemiye dair henüz klinik belirtiler olmadan cilde temas eden sensörler sayesinde hipoglisemi uyarısında bulunur. Bu sistemler bluetooth sistemi ile akıllı telefonlara bağlanabilir, hasta yakınlarına alarm verebilir ve onları uyarabilir, bu sayede acil durumda yardım gönderilmesini sağlayabilir.

        ÜLKEMİZDE NELER OLUYOR?

        Ülkemizde bu teknolojilerin önemli bir bölümüne ulaşmak mümkün. CGM sistemleri, hipoglisemi bantları, soğutucu polimerler, kronik takip ve telemedicine hastaların yaşamına giriyor. Ama daha önemlisi bu alanda çok önemli projeler geliştiriliyor. Sanofi firmasının 3 yıldan bu yana genç üniversite öğrencileri ile sürdürdüğü güzel bir projesi var: “Sen Bul Diyabet Kolaylaşsın.” Her yıl birçok üniversiteden gençlerin hazırladığı 200’ün üzerinde projenin başvurduğu “Sen Bul Diyabet Kolaylaşsın” yarışmasında, diyabetli bir hastanın yaşamına destek olacak inanılmaz fikirler, düşünceler, projeler yarışıyor. Bunların çoğu ileriki zamanlarda çok önemli uluslararası proje olacak nitelikte. Gelecek yıllarda diyabetlilerin hayatını çok kolaylaştıran yeni projeler gelecek, bu alanda yeni bilim dalları doğacak. Özellikle mühendislikle tıp bilimlerinin kesiştiği alanlar, diyabetin takibinde ve tedavisinde yeni bir çığır açacak. Diyabetli yaşam daha kolay olacak.

        İNSÜLİN KORUMA POLİMERLERİ

        İnsülin polipeptit yapısında bir hormondur ve sıcaktan etkilenir. İnsülin bu nedenle buzdolabının kapağında +40C de saklanır. Her ne kadar oda ısısında birkaç hafta bozulmadığı iddia edilse de özellikle ortam sıcaklığının arttığı durumlarda insülinin aktivitesi hızla azalır. İnsülinleri korumak için daha önceleri buz kalıpları ya da aküleri kullanılıyordu ancak bu akü ve buzun da insülini dondurarak bozduğu ortaya çıktı.

        İnsülin koruma polimerleri diğer adıyla frio sistemleri, soğuk suda hızla soğuk suyu emerek şişen ve soğuğu muhafaza eden polimerlerden yapılmıştır. Basit, küçük ve kolay kullanımı ile özellikle çoklu doz insülin kullanan hastalar için pratik sistemlerdir. Basit ve kolay kullanılır, taşınabilir bu sistemler 45 saat insülini belirli bir ısıda muhafaza edebilir. Doğru insülin kullanımını sağlar.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ