Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık En çok nakil beklenen organ böbrek!

        Böbrek nakline duyulan ihtiyaç her geçen gün artıyor. Ancak organ bağışı henüz istenen seviyelere ulaşmış değil. 3 Kasım Organ Nakli Haftası kapsamında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Ercan Ok, ”Türkiye’de her yıl 2 bin kişi organ nakli beklerken hayatını kaybediyor. Böbrek ise ülkemizde en çok ihtiyaç duyulan organlar sıralamasında açık ara birinci. Hasta kayıplarını en aza indirmek ve bu hastaların hayata tutunmasını sağlamak için hem organ bağışını artırmamız gerekiyor” dedi.

        Günümüzde organ nakline ihtiyaç duyan hastalara her geçen yıl yenileri ekleniyor. Öte yandan, organ bağışçısı oranı maalesef henüz yeterli seviyede değil. Ege Üniversitesi Nefroloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Ok, Türkiye’de 25 ila 30 bin hastanın hayatını devam ettirebilmek için organ nakline ihtiyaç duyduğunu, yeteri kadar organ bağışı yapılmadığını ve toplumsal bir sorun olan bu durumun yine toplumumuzun yakın ilgisiyle çözülebileceğini söylüyor.

        BÖBREK YETMEZLİĞİNDE EN İYİ YÖNTEM ORGAN NAKLİ! FAKAT...

        Organ nakli sıralamasında en fazla ihtiyaç duyulan organın böbrek olduğuna değinen Prof. Dr. Ercan Ok, “Türkiye´deki diyaliz merkezlerinde tedavi gören ve böbrek nakli bekleyen 60 bin civarında hasta bulunmakta. Hastalar için en iyi tedavi yöntemi transplantasyon, yani böbrek naklidir. Fakat organ bağışı konusunda toplumda yeterli duyarlılığın oluşmaması, önyargıların olması, nakil bekleyen hastaların sayısının artmasına ve bekleme süresinin uzamasına neden olmakta” diye konuştu.

        TEDAVİ ALTERNATİFLERİ

        Türkiye'de yapılan böbrek nakli sayısının yılda ortalama 3 bin civarında olduğunu, rakamın az olmamakla birlikte, yeterli de olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Ercan Ok, bu nakillerin çoğunun canlıdan canlıya yapıldığını ve kadavradan organ naklinin sınırlı olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Ercan Ok, “Ülkemizde kadavra bağışı hala yeterli düzeye ulaşamadı. Bu toplumsal bir sorun olarak karşımıza çıkmakla beraber, organ bağışı algısında oluşmuş bir hatadır. Toplumdaki bu yanlış algının yıkılması gerekiyor” dedi.

        Prof. Dr. Ok “Böbrek yetmezliği olan hastalar için en ideal tedavi, transplantasyona engel bir durum yok ise ve canlı bir dönor varsa, diyalize hiç başlamadan böbrek naklinin gerçekleşmesidir” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

        “Eğer bu mümkün değil ise, diyalize yeni başlayacak hastalar için periton diyalizi uygun bir tedavi olacaktır. Bu arada kadavradan böbrek nakli için kayıt işlemleri de yapılmalıdır” açıklamasını yaptı.

        Kadavradan böbrek nakline eşit bir diğer tedavi olan Ev Hemodiyalizi’nin hastalar açısından avantajlarının da altını çizen Dr. Ok, “Diyaliz hastaları, haftada minimum 12 saatlerini diyaliz merkezlerinde geçiyor. Bu durum dikkate alındığında hastaların yaşamlarının büyük bir bölümü diyaliz merkezi ve ev arasında geçiyor. Ev Hemodiyalizi ise hastanın diyaliz merkezi ve evi arasında geçen süreyi, hastanın özgürce değerlendirmesine olanak sağladığı gibi, dilediği saat diliminde diyalizini gerçekleştirme şansı da sunuyor” dedi.

        Prof. Dr. Ercan Ok sözlerine şöyle devam etti:“Bilindiği gibi, Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun destekleri sayesinde Ev Hemodiyalizi ülkemizde 6 yıldır başarıyla uygulanıyor. Nakil sırası bekleyen hastalarımıza umut ışığı olan Ev Hemodiyalizi yöntemi, hastaların yaşamlarını daha kaliteli ve konforlu hale getiriyor. Ev Hemodiyalizi tedavisi gören hastalar, sağlık ve sosyal yaşam açısından, sağlıklı bireylere eş değer bir yaşam sürme imkanı elde ediyor. Üstelik bu tedavi için hastalar herhangi bir ücret ödemiyor.”

        “3 MİLYON BÖBREK HASTASININ 2 MİLYONU HEMODİYALİZLE YAŞIYOR”

        Böbrek fonksiyonunu tamamen yitirince de, hemodiyalizin daha uygun bir tedavi olacağını söyleyen Prof. Dr. Ercan Ok, “Hem dünyada hem de Türkiye’de en yaygın yöntem, hemodiyaliz. Her ne kadar transplantasyon ideal olan ise de, organ yetersizliği ve transplantasyona uygun olmama nedenlerinden ötürü, dünyadaki 3 milyon böbrek yetmezliği hastasının 2 milyonu hemodiyalizle yaşamını sürdürüyor. Sonuçta, hemodiyalizdeki hastalarının uzun ve sağlıklı yaşamalarını sağlamak, uygun bir dönor bulunduğunda da transplantasyona hazır, sağlıklı durumda olmalarını sağlamak da diğer bir görevimiz” dedi.

        DİYALİZ SÜRESİ UZUYOR, HASTA SAĞ KALIMI ARTIYOR

        Dünyada hemodiyalizin 50 yılı aşkın süredir uygulandığını, ancak ilk uygulamaya girdiğinde, 1960-1970’ lerde haftalık diyaliz süresinin 20 ila 40 saat arasında değiştiğini ve bunun mükemmel sonuçlar yarattığını belirten Prof. Dr. Ok, “Ne yazık ki, sonradan haftalık toplam diyaliz süresinin 12 saate düşmesiyle ciddi problemler ortaya çıktı; ama şimdi tüm dünyada tekrar daha uzun diyaliz yapılmaya çalışılıyor” dye konuştu.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ