Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Erkekler hamile kalabilir mi?

        Yüksek İhtisas Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aydan Asyalı Biri, TRT Haber’de yayımlanan, ''Uzman Gözüyle Sağlık'' Programında, babaların gebelik sürecindeki rolü ve gebelikte dikkat edilmesi gerekenler ile ilgili bilgilendirmede bulundu.

        Çalışan annelerin artması ile birlikte babaların gebelik sürecine daha fazla dahil olduğuna değinen Biri, "Babanın da gebe kalması ile ilgili bulgular 1860’lı yıllara dayanıyor. Bazı erkeklerde eşi gebe kalır kalmaz kurduğu duygusal bağdan dolayı ‘Sempatik Gebelik’ oluşuyor. Tıptaki adı da Kuvad Sendromu" dedi.

        REKLAM

        Babanın, anne adayında meydana gelen fiziksel değişimlerin önemli bir kısmını yaşadığını ifade eden Biri, babada karında büyüme, aşerme, mide bulantısı hatta doğuma doğru kramplar ve doğum ağrıları görülebileceğini söyledi.

        "ANNE AŞERİYORSA İSTEDİĞİNİ TEMİN EDİN’’

        Aşerme sonucu annenin istediğini yemesinin tıbbi açıdan bir gereklilik olmadığını ifade eden Biri, "Benim geleneksel bir sözüm vardır, bir annenin hakkı; gebe kaldığı, bebeği taşıdığı, doğurduğu, emzirdiği ve büyüttüğü için ödenemez. O nedenle canı bir şey istediyse temin edin. Bunu bulabileceğiniz gebe marketleri var. Şuan ki teknoloji bunu daha da kolay hale getirdi" açıklamalarında bulundu.

        AĞRININ KARAKTERİ ÖNEMLİ

        Gebeliğin ikinci döneminde annenin rahatsız edici kramplar yaşayabileceğine değinen Biri, bu kramplar ile annenin tek başına da mücadele edebileceğini ancak; babanın masaj, esnetme hareketleri ve sıcak kompres ile anneye destek olması ile daha kolay hale geleceğini belirtti.

        Annenin yaşadığı ağrıda dikkat edilmesi gereken konunun ağrı karakteri olduğunu vurgulayan Biri, ‘’Eğer gebenin yaşadığı kramp ise ve gebelik risksiz ise anneye ve bebeğe zararı yoktur. Ama ağrı karakterinin ne olduğu önemlidir ve bu karaktere göre hekime ya da hastaneye başvurmak gerekebilir’’ açıklamalarında bulundu.

        BABA İLE BEBEĞİN İLETİŞİMİ ANNE KARNINDA BAŞLIYOR

        Gebelik sürecinde babanın anne karnından itibaren çocuğu ile konuşmasının ve temasa geçmesinin çocuğun kişisel gelişimine de katkısı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Biri, "Doğum sırasında babanın da annenin yanında bulunması, kadına verdiği destek ve babalık duygularının gelişmesi açısında önemli. Ancak babanın doğuma girmesini anne ya da baba istemiyorsa bu konuda baskı yapılmaması gerekli" ifadelerini kullandı.

        REKLAM

        "KADININ ÜZERİNDE CİNSİYET BASKISI VAR"

        Türk toplum yapısı gereği erkek çocuk beklentisinin daha fazla olduğuna da değinen Biri, kadının üzerindeki cinsiyet baskının her zaman olduğunu ve kadın üzerinde stres oluşturduğunu belirtti.

        Toplumda erkek üstünlüğü algısını devam ettiğini ifade eden Prof.Dr.Biri, cinsiyet oluşumunda seçici gametin erkek tarafından gönderildiğini ancak bunun ne kadın ne de erkeğin elinde olmayan doğal bir süreç olduğunu söyledi.

        REKLAM

        AĞRI BAŞLAYINCA KORKMAYIN!

        Televizyon programlarında ağrısı başlayan gebenin apar topar hastaneye götürülmesi gibi yanlış bir algı oluşturulduğunu ifade eden Prof. Dr. Biri, ağrısı başlayan ya da suyu gelen anne adayının panik olmaması gerektiğini ve risksiz gebeliklerde annenin bir müddet evde ağrı çektikten sonra hastaneye başvurmasının sakıncalı olmadığını sözlerine ekledi.

        Doğum sonrası büyükanne ve büyükbabaların dahil olduğu süreçte kuşak çatışmalarının olabildiğine de değinen Prof. Dr. Biri, "Anne ve baba, hekimleri ile kendi anne babalarının söyledikleri arasında kalıp, bunalabiliyor. Bu süreç anne için de baba için de zor bir süreçtir. Bu durumun çözülmesi için nine-dede okulları da mevcut’’ açıklamalarında bulundu.

        "DOĞUM FOTOĞRAFÇILIĞI BİLİNÇLİ YAPILMALI"

        İnsanların özel anlarını kalıcı hale getirmenin güzelliğini dile getiren Biri, doğum fotoğrafçılığını etik, tıbbi, mahremiyete uygun ve anneyi rahatsız etmeyecek şekilde yapılmasının altını çizdi ve şunları ekledi: "Doğum kadın açısından içgüdüsel bir süreç ve çevresel faktörler arttıkça kadın doğumdan kopuyor yani siz ortama ne kadar fazla insan yerleştirirseniz doğum ortamı bozluyor. Gebe kadının bir doğurma çabası var orada o çabaya saygı göstermek ve ona mahrem bir ortam sağlamak lazım. Doğum fotoğrafçısı o mahremiyeti bozuyor.

        Fotoğrafçının doğumhaneyi, hukuku, etiği bilmesi lazım öyle bir eğitimden geçip geçmediğini bilmiyoruz. Eğer doğum ameliyathanede gerçekleşiyorsa kişi sayısı arttıkça enfeksiyon riski de artar. O nedenle en iyisi doğum bitince; anne ve bebek buluşunca fotoğraf çekilmesi.’’

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ