Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Doğurganlığı etkileyen faktörler nelerdir?

        İnfertilite (kısırlık) Türkiye’de her 15 çiftten birinde görülmekte. Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Koray Altunay, doğurganlığı etkileyen faktörleri anlattı.

        Günümüzde kısırlığın yaygınlaştığı, doğal yollarla bebek sahibi olamayan çiftlerin sayısının arttığı görülmekte. Op. Dr. Koray Altunay, doğurganlığı, üreme fonksiyonlarını, doğal yolla gebe kalabilme olanağını etkileyen en önemli unsurlardan ilkinin yaş olduğunu söyledi. İlerleyen yaşla birlikte üreme kabiliyetinin azaldığına dikkat çeken Op. Dr. Koray Altunay, “Bir kadının bebek sahibi olabilmesi için genetik alt yapısının, yaşının, sosyal yaşam özelliklerinin, beslenme alışkanlıklarının ve bunlar gibi pek çok etkenin gebelik için uygun olması gerekir. Doğal yolla gebe kalamayan kadınlarda pek çok faktör bir araya gelebilir” dedi.

        Op. Dr. Altunay, doğurganlığı etkileyen faktörleri şu şekilde sıraladı:

        İLERLEYEN YAŞ DOĞURGANLIĞI OLUMSUZ ETKİLER

        Her kadın belirli sayıda bir yumurta rezerviyle doğar ve her ay düzenli olarak gördüğü yumurtlama dönemi (adet dönemi) ile bu yumurtalardan bir bölümünü kaybeder. Bu sebeple de yaş ne kadar çok ileri olursa, o kadar çok sayıda adet dönemi geçirmiş ve döllenmeden yumurta kaybetmiş olur. Kadınların üreme fonksiyonlarının en iyi çalıştığı, en doğurgan oldukları dönem 20-35 yaşlar arasıdır. Bu zaman diliminin öncesi veya sonrasında doğurganlığın daha düşük olduğu söylenebilir.

        GENETİK ÖZELLİKLER BELİRLEYİCİ ROL OYNAR

        Doğurganlık özelliği ve düzeyi genetik temel ile bağlantılıdır. Özellikle de kadının doğuştan getirmiş olduğu yumurtaların sayısı, doğurganlık süresini ve gücünü etkileyebilmektedir. Kadınlar yaklaşık 2 milyon yumurtayla doğar, her yumurtlama döneminde bir adet yumurta için yaklaşık bin yumurta hücresi ölür. Bu bağlamda daha fazla yumurta hücresi ile doğan kadının doğurganlık seviyesinin daha yüksek olduğunu söylemek mümkündür.

        REKLAM

        ADET DÖNEMLERİNİN DÜZENLİ ARALIKLARLA SEYRETMESİ

        Döllenmenin gerçekleşmesi için öncelikle yumurtlama işlemi gerekmektedir. Adet dönemleri kadınlarda yumurtlamanın olduğunun göstergesidir. Gebelik için de düzenli aralıklarla 21-31 günde bir adet kanaması görülüyor olması, yumurtanın düzenli olarak çatlıyor olması önemlidir.

        CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIK VE ENFEKSİYONLAR TÜPLERİ TIKAYABİLİR

        Kısırlık sorunu yaşayan kadınların yaklaşık olarak yüzde 15’inde tüplerin bir miktar tıkalı ya da tamamen kapalı olması durumu söz konusudur. Bu soruna yol açan en önemli etkenlerden birisi cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardır. Bu sebeple gebelik düşünülmüyorsa korunarak cinsel ilişkiye girilmesi önerilir. Tüplerin tıkalı olmasına sebep olan bir diğer faktör de çikolata kistleri ve bunların yol açtığı yapışıklıklardır.

        REKLAM

        ÇOK ZAYIF YA DA ÇOK KİLOLU OLMAK

        Kadının yumurtlama faaliyetlerinin düzenli olarak devam etmesinde vücut kitle indeksinin 18-32 arasında olmasının önemi vardır. Vücutta yeterli yağ ve kas dokusunun bulunmaması ya da aşırı yağ bulunması durumlarında yumurtlama ve hamile kalmanın daha güç olduğu bilimsel çalışmalarla da kanıtlanmış durumda.

        ZARARLI ALIŞKANLIKLAR DOĞURGANLIĞI AZALTIR

        Sigara, alkol gibi bağımlılıkların ve aşırı kafein tüketimi vücuttaki tüm hücreleri olumsuz etkilediği gibi, yumurta hücrelerini de öldürmektedir. Bu maddelerin tüketiminin kadının yumurta rezervini düşürdüğü ve gebe kalmasını zorlaştırdığı bilinmektedir.

        STRES YUMURTALARI TÜKETİYOR

        Kadının stresli bir iş ya da sosyal yaşamının olması, çalışma koşullarının fiziksel değil, duygusal açıdan yıpratıcı olması, gebe kalabilirliğini olumsuz etkilemektedir. Özellikle kapalı bir ofiste, bilgisayar başında yoğun çalışan kadınların daha sık kısırlıktan şikayet ettikleri bilinmektedir.

        REKLAM
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ