Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Yaz kâbusları

        Sayfadaki çizimi hazırlayan sanatkârımız Kutlukhan Perker, konuyu anlattığımda önce meseleyi kadınların kilo fobisi sandı. Galiba ilk etapta kulağa öyle geliyor. Hava ısınınca kalçamızı, göbeğimizi nasıl saklayacağımızın derdine düşüyoruz, evet. Ama ortada daha vahim ve kalpleri büyük kıran bir mesele var; yazın sadece zayıf değil, aynı zamanda mutlu olmak zorundayız! İngiliz The Telegraph Gazetesi, “summerphobia” terimini şöyle açıklıyor: “Yaz aylarında değişen yaşam koşullarına bağlı endişe hali.” Her ne kadar yaz bir türlü gelmese de gözümüzü karartıp irdeleyelim... (Okurken Lana Del Rey’den Summertime Sadness dinlemek iyi gidebilir...)

        Yazar ve sosyal medya fenomeni Gabrielle Moss’un hikâyesiyle başlayalım.

        Yazın gelmesiyle yaşadığı bölge canlanıp çiçekler açarken, normalde ferahlamasını bekleyeceğimiz bu genç hanım perişan oluyor. Zira kendisi bir yazfobik. “En büyük derdin bu olsun be Gabrielle” dediğinizi duyar gibiyim, ama hayat bu. Herkesin derdi kendine büyük.

        ‘‘Yıl boyu keyfim yerinde ama yazın gerçekten berbat hissediyorum” diyor Gabrielle. “Herkes öyle kaygısız duruyor ki kendimi doğal olmayan bir eğlenme çabası içinde buluyor, tamamen mutsuz oluyorum.”

        REKLAM

        ‘SÜREKLİ TATİL PLANI, SAÇMA BARBEKÜ PARTİLERİ’

        34 yaşındaki Gabrielle, havalar ısındıkça yoğunlaşan, nadir görülen ama güçlü bir anksiyeteden mustarip. Sosyal hayatın, tatil planları ya da hafta sonları mesaiye dönüşen barbekü partilerine hapsolmasına sinir oluyor. Yaz fobisi, hava koşullarıyla değil yaşam biçiminin yön değiştirmesiyle alakalı.

        Sabırsızlıkla eylülü bekleyen Gabrielle Moss, yalnız değil. Örneğin İngiliz romancı Douglas Coupland da pazar günlerinden nefret eden bir “dimanşofobik”. Bunun dini bir korku olmadığını, “yapılandırılmayan zamandan korktuğunu” söylüyor yazar. Bu durumun modern hayatın bir sonucu olduğundan dem vuruyor.

        Gerçekten de İngiltere’de yazın intihar sayısı kışa oranla daha yüksek. Türkiye’deki oranlara bakacak oldum, dönemle ilgili sağlıklı veri yok. Başka bir vakada Therese Borchard çocukken günde 12 saat yüzüp güneşlenebiliyormuş. Yaşlandıkça yazları hayatı-ölümü sorgular olmuş. Artık gevşemekten nefret ediyor, çünkü zihni biraz aylak kalınca yoğun iş temposunun fırsat vermediği tüm korkunç senaryolar, hayata ve yakınlarına dair korkular başına üşüşüyor.

        REKLAM

        YAZ MEVSİMİNİN BELİRSİZLİĞİ

        Anksiyete konusunda uzman Londralı terapist Rita Santos, durumdan yaz mevsiminin belirsizliğini sorumlu tutuyor: “Günler daha uzun, daha çok vakit var. Oturup televizyon izlediğinizde asosyal damgası yiyorsunuz. Kendi rutininizi belirlemekse özgürlükten ziyade eziyete dönüşüyor.”

        Kişilik bozuklukları uzmanı ve “Malignant Self Love: Narcissism Revisited” (Kendini Habis Biçimde Sevmek: Narsizm) kitabının yazarı Sam Vaknin ise duygusal açıdan sağlıklı insanların bile belirsizlikten hoşlanmadığını, rutinin netliğini ve güven hissini sevdiğini kaydediyor. Vaknin’e göre narsistlerin bulanık, belirsiz durumlara olan tepkisi aynı: Terk edilmekten endişeleniyor, çevrelerindeki insanların hep yanlarında olmayabileceğini düşünüyorlar. Yaz aylarında da benzer bir yoksunluk söz konusu. Ne takvim ne insanlar ne de gidilen yön stabil. Yine de her yazfobiğin aynı olmadığını ekliyor doktor. Yazfobiklerin semptomları kasım ayıyla birlikte azalıyor. Ocakta iyice kendilerine geliyorlar. 29 yaşındaki gazeteci Seidler, yaz diye saat 03.00’te uyumak zorunda olmaktan bıkmış, “Kendimi yapacak bir şeyler bulmaya zorlamaktan vazgeçtim” derken rahatlamış görünüyor.

        Çözüm mü? Tüm fobilerde olduğu gibi strateji değiştirmek, korkuyla yüzleşmek. Doktor Santos’a göre en iyisi işler durulduğunda özgürlüğün, arkadaşlar yokken sessizliğin tadını çıkarmak.

        Gizem Sevinç SELVİ / HT PAZAR

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ