Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Aromalı tütün tartışması

        Birkaç gündür Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK)'nun yeni yönetmelik taslağı çıkaracağı öne sürülüyordu. İddia edilene göre ise yönetmeliğin kabulü durumunda aromalı sigaraların boşluktan faydalanılarak rahatça satılabileceğiydi.

        Bu haberlere yalanlama TAPDK Başkanı Mehmet Küçük'ten geldi. Küçük, aromalı sigaralar için Kurumca izin verilmediği gibi bugüne kadar Kuruma da hiçbir üretim ve ithalat başvurusu olmadığını bildirdi.

        Küçük, son günlerde medyada yer alan ''jan janlı zehir alarmı'' ve ''şirketlerin Türkiye piyasasına aromalı sigaraların girmesi için TAPDK'ya baskı yaptığı'' haberleri konusunda AA'ya bir açıklama yaptı.

        Aromalı sigaraların iç piyasaya arzına yönelik olarak üretim izni için bugüne kadar hiçbir sigara üreticisi firmanın TAPDK'ya başvurmadığını belirten Küçük, ''Kurumumuzca da bu konuda izin verilmemiştir. Ayrıca, aromalı sigaralara ilişkin yine bugüne kadar ithalat talebi için kurumumuza başvuruda bulunulmamıştır'' dedi.

        Yeni Yönetmelik Taslağında da, uygulamadaki Yönetmelikteki hükümlerle mukayese edildiğinde aromalı sigaraların önünü açacak yeni bir uygulamaya yer verilmediğini ifade eden Küçük, taslakta tam tersi her türlü katkı maddeleriyle ilgili düzenleme yapmayı gerektirecek bir takvim belirlendiğine dikkati çekti.

        -TÜTÜN MAMULLERİNDEKİ KATKI MADDELERİ İÇİN KOMİSYON-

        Tütün mamullerindeki katkı maddeleriyle ilgili değerlendirmelere de işaret eden TAPDK Başkanı, bu konuda da şunları kaydetti:

        ''Başkanlık Makamının 16 Mart 2010 tarihli ve 347 sayılı oluru ile tütün mamullerinin üretiminde kullanılan katkı maddeleriyle ilgili sınırlamalar konusunda ülkemiz ve dünya uygulamalarını araştırmak, bu konuda Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) tavsiyelerini tespit etmek ve dünyadaki örnek uygulamaların ülkemiz mevzuatına uyarlamasını belirlemek amacıyla bir Komisyon teşkil ettirilmiştir. Söz konusu Komisyon bugüne kadar 3 defa toplanmış, dünyadaki uygulamaların ülkemize uyarlamasının nasıl olacağı konusu ile bu konuda çıkmış raporlar üzerindeki çalışmasını gizlilik içinde devam ettirmektedir.

        Konuya ilişkin bilimsel çalışmanın yapılabilmesini teminen TÜBİTAK MAM ile temasa geçilmiş, TÜBİTAK MAM başkanlığında diğer üniversiteler ve Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığının da dahil olduğu bir konsorsiyum ile bir proje yapılması planlanmaktadır. İlgili bilim adamları ile toplantılar devam etmekte olup, projenin belirlenmesinde son aşamaya gelinmiş bulunmaktadır.

        Ayrıca ülkemizin oryantal (şark tipi) tütün üretiminde ve ihracatında dünya lideri olması nedeniyle, tütün mamulü üretiminde kullanılan katkı maddelerinin sınırlandırılması veya yasaklanması konusu değerlendirilirken, oryantal tütün üretim ve ihracatına zarar gelmemesi hususunun ülkemiz açısından hassasiyetinin göz ardı edilmemesi gerekmektedir.''

        -KATKI MADDELERİ UZUN SÜRELİ ÇALIŞMA GEREKTİRİR-

        Başkan Küçük, tütün mamullerinde kullanılan katkı maddelerinin belirlenmesine yönelik düzenlemelerin tüm ülkelerde çok titiz ve uzun süreli çalışmalarla gerçekleştirildiğine de vurgu yaptı.

        Bu konuda, Kanada uygulamasının ilk somut örnek olduğunu belirten Küçük, bu uygulamada bir yasak listesi oluşturulduğunu ve bu maddelerin kullanıldığı tütün ürünlerinin ticaretinin yasaklanması yoluna gidildiğini anlattı. Küçük, bu çalışmanın sonuçlandırılması sürecinde Harvard Tıp Fakültesi gibi çok seçkin sağlık kuruluşlarından konuya ilişkin rapor hazırlamasının istendiğini de bildirdi.

        Avrupa Birliği Avrupa Komisyonu Sağlık ve Tüketiciler Genel Müdürlüğü tarafından da 6 Temmuz 2010 tarihli, ''Tütün katkı maddelerinde bağımlılık ve çekicilik'' konulu kapsamlı bir rapor hazırlanarak, görüşe açıldığını kaydeden TAPDK Başkanı, Dünya Sağlık Örgütü Örgütünce 3-4 yıl gibi bir süre sonunda oluşturulan raporun da, Uruguay'da düzenlenecek olan 4'üncü Taraflar Konferansında taraf ülkelere sunulacağını söyledi.

        Küçük, ''Görüldüğü üzere bu tür çalışmaların sonuçlandırılması uzun zaman almakta olup, yapılacak düzenlemelerin bilimsel çalışmalara dayandırılması hususu kesinlikle göz ardı edilmemesi gerekmektedir'' dedi.

        -SİGARA FİRMALARIYLA FLÖRT İDDİALARI-

        TAPDK Başkanı Küçük, medyada eleştiri konusu edilen ''Jan janlı zehir alarmı'', ''Şık ambalajlı sigaralar'' gibi hususların ''Tütün Mamullerinin Zararlarından Korumaya Yönelik Üretim Şekline, Etiketlenmesine ve Denetlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'' ile düzenlendiğine de işaret etti.

        Küçük, Yönetmeliğin ilgili maddelerinde, ''genel ve sağlık uyarıları, birleşik uyarıların kaplama alanı ile birim pakete nasıl yansıyacağı, birim paket üzerinde bulunması gereken ibareler ile birim paketin görünebilir dış ambalajı, açma şeridi, iç ambalajı ve alüminyum folyosu ile sigaralar üzerinde; bir tütün mamulünün diğerlerine göre daha az zararlı ve/veya daha üstün olduğunu ima eden veya tüketimini özendiren ya da teşvik eden her türlü metin, isim, marka, çeşit adı, mecaz, figür, işaret ve diğer unsurlar ile tüketiciyi aldatıcı nitelikteki tanımlama, marka, çeşit adı, renk, figür veya işaretlerin kullanılamayacağının'' düzenlendiğini belirtti.

        Bu hükümler haricinde, her bir mamulat bazında satış izni başvurusunda Kurulca birim paket üzerinde yer alabilecek ibarelerin tekrar değerlendirildiğini vurgulayan Küçük, şöyle devam etti:

        ''Ayrıca, 2009 Temmuz ayından günümüze kadar çoğunluğu paket tasarımı olmak üzere sigara firmaları tarafından Kurumumuza karşı 37 adet dava açılmıştır. Kısa zamanda bu kadar dava açılması, gazetede yer alan (TAPDK sigara üreticileriyle flört ediyor) iddiasına cevap teşkil etmektedir.

        Bugün itibariyle, Kurumumuzca yapılan bu titiz çalışma sonucunda dünyadaki diğer ülkelerin sigara paketleri araştırıldığında dünyanın en sade sigara paketlerinin ülkemizdekiler olduğu rahatlıkla anlaşılabilecektir. Söz konusu haberlerde ambalaj konusunda ifade edilen hususlar tamamen bilgiden yoksun ve gerçek dışıdır.''

        -ULUSLARARASI KURULUŞLARLA İŞBİRLİĞİ-

        Başkan Küçük, yurt dışı toplantılara katılmalarıyla ilgili eleştirileri yanıtlarken de, 4733 sayılı Kanun'da Kurumun çalışma esasları ile görev ve yetkileri arasına, ''tütün tüketiminden kaynaklanan her türlü zararlı etkileri önleyecek düzenlemeleri yapmanın'' yanı sıra, ''Kanunun uygulanmasıyla ilgili sektörel düzenlemeleri gerçekleştirmek, yurt içinde ve yurt dışında konusuyla ilgili kuruluşlarla işbirliğinde bulunmak ve gerektiğinde bu kuruluşlara Kurumun üye olmasına karar vermek'' gibi hususların da dahil edildiğini söyledi.

        Küçük, bu kapsamda, Kurumun görev alanı ile ilgili olarak yurtiçi ve yurtdışında düzenlenen bazı toplantılara Kurumdan bazı yetkililerin katılımının sağlandığını, Uluslararası Tütün Üreticileri Derneği (ITG) toplantılarına da, 2005 yılından bu yana Kurum görevlilerinin katıldığını ifade etti.

        KATKI MADDELERİ TÜRK TÜTÜNÜNÜ ETKİLEMEZ

        Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, çok uluslu sigara firmalarının, katkı maddelerinin yasaklanması halinde Türk tütüncüsünün zarar edeceğini söyleyerek, üreticiyi ayaklandırmaya çalıştığını ileri sürdü. Prof. Dr. Dağlı, katkı maddelerinin yasaklanmasının Türk tütününü etkileyemeyeceğini belirtti.

        Taksim Point Otel'deki basın toplantısında konuşan Prof. Dr. Dağlı, sigara firmalarının kadın ve çocuklar ile sigarayı bırakmak isteyenleri cezbetmek için sigara yapımında çeşitli kimyasal maddeler kullandıklarına dikkati çekti. Prof. Dr. Dağlı, katkı maddelerinin nikotin bağımlılığını daha da etkin hale getirmek ve sigara kullanımıyla oluşan hastalıkları maskelemek için kullanıldığına işaret ederek, ''Sigaraya hastalığın bulgularını önleyecek çeşitli ilaçlar ve insan davranışlarını değiştirecek, psikofarmakolojik dediğimiz beyinde davranış değişikliğine neden olan kimyasal maddeler katılıyor'' dedi.

        Katkı maddeleri dışında, bir diğer en önemli tehlikenin aromalı sigaralar olduğunu ifade eden Prof. Dr. Dağlı, sigara endüstrisinin karpuzlu, muzlu, çilekli ve alkollü sigaraları Türkiye pazarında yaygınlaştırarak yeni bir pazar oluşturma çabasında olduğunu kaydetti.

        Türkiye'nin, katkı maddelerini yasaklayan Kanada'ya, Dünya Ticaret Örgütünün toplantısında, yasağın kaldırılması yönünde görüş bildirdiğini belirten Prof. Dr. Dağlı, ''Türkiye niye Kanada'nın yasasını bozmaya çalışmış, niye taraf olmuş? Çünkü Dünya Ticaret Örgütünde, Dış Ticaret Müsteşarlığımız, 'Bu yasak, Türk tütününe de zarar verecek' diye kandırılmıştır'' dedi.

        Prof. Dr. Elif Dağlı, Dünya Sağlık Örgütünün, kasım ayında Uruguay'da yapacağı toplantıda, Hükümetin yasaklama konusunda ne diyeceğini merak ettiklerini dile getirdiği açıklamasında, ''Tütün kontrolü konusunda başarılı olduğunu iddia eden bir Hükümetin, bu konuda tersini yapması çelişkili olur'' sözlerini kullandı.

        Kendisini, tütün yetiştiricilerinin savunucu olarak lanse eden Tütün Yetiştiricileri Birliğinin (İTGA) aslında çok büyük bir sigara şirketi tarafından kurulduğunu ileri süren Prof. Dr. Dağlı, bu konu hakkında ellerinde bir çok belge olduğunu söyledi. Prof. Dr. Dağlı, aslında İTGA'nın, Dünya Sağlık Örgütü politikalarına karşı, gelişmekte olan ülkelerde tütün üreticisini ayaklandırmak için kurulmuş paravan bir şirket olduğunu iddia etti.

        İTGA'nın, dünyanın pek çok ülkesinde tütün üreticisine yanlış bilgi vererek onları ayaklandırdığını ifade eden Dağlı, yetkilileri, bu tür eylemlere hazırlıklı olmaları konusunda uyardı.

        Çok uluslu sigara firmalarının, katkı maddelerinin yasaklanması halinde Türk tütüncüsünün zarar edeceğini söyleyerek, üreticiyi ayaklandırmaya çalıştığını dile getiren Prof. Dr. Elif Dağlı, konuşmasını şöyle tamamladı:

        ''Katkı maddelerinin yasaklanması, Türk tütününü etkilemez. Ayrıca Türk tütününü korumak, bir Amerikan sigara firması tarafından kurulan paravan bir şirketin haddi de değildir. Türk tütününü korumak istiyorlarsa, 2000 yılında IMF ve Dünya Bankasının dayatmalarıyla yabancı sigara firmalarına sağlanan kapitülasyonları kaldırırlar. Tekel'in özelleştirilmesini, Tekel işçisinin yaşadıklarını geri çevirirler. Dış Ticaret Müsteşarlığına, sanki Türk tütün üreticisini koruyan bir örgütmüş gibi sızarak, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumuna baskı yaparak, Sağlık Bakanlığının aklını çelmeye çalışarak, katkı maddeleri yasağını engelleyerek, 170 ülkenin katılacağı Uruguay'daki toplantıda Türkiye'yi sağlık karşıtı gibi göstermeye çalışmazlar. Sağlık Bakanlığı katkı maddelerinin yasaklanmasının yanında olmalıdır. Türkiye tütün kontrolünde önderse buna önderlik etmelidir. Uruguay'a gidip bunun tersini yaparlarsa çok uluslu sigara firmalarının taşeronluğunu yapmış olurlar.''

        -''SİGARA KİLO DENGELEME REÇETESİ OLARAK SUNULUYOR''

        Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Füsun Yıldız da Türkiye'deki genç nüfusun sigara endüstrisini cezbettiğini ifade ederek, sigara yasağıyla tüketimin azaldığını, bundan rahatsızlık duyan sigara endüstrisinin aromalı sigaralarla yeni bir pazar oluşturmaya çalıştıklarını söyledi.

        Sigaranın, kadınlara, kilo dengeleme reçetesi olarak sunulduğunu vurgulayan Yıldız, ''Başta mentollü olmak üzere, aromalı ve light sigaralar, kadınlara daha zararsızmış gibi görünüyor. Kişi, bu mentollü sigarayı içine çekerken boğazı uyuştuğu için, çok daha derin çekebiliyor. Bu sebeple ferahlatıcı etkisinden dolayı, hava yollarının daha uç dallarına kadar bu etki ve sigaranın içinde bulunan zararlı maddeler ulaşıp birçok hastalığa daha kolay ve daha erken sebep olabiliyor'' dedi.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ