Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Genel Sağlık Tıpta Yenilikler "Ya ameliyatta uyanırsam!"

        Ameliyatlarda kullanılan yeni bir yöntemle, beynin oksijenlenmesi takip edilerek, sinir hücrelerinde oluşabilecek olası zararların önüne geçiliyor ve hastaların ameliyatta yapılanları fark etme riski en aza indiriliyor.

        Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neslihan Alkış, yaptığı açıklamada, bir duyusuzluk hali olan anestezide, verilen ilaçlarla santral sinir sisteminin hedeflendiğini ve bu sırada santral sinir sisteminin kontrol altında tutulmasının son derece önemli olduğunu söyledi.

        Anestezinin uzmanlar tarafından uygulanmasının önemine işaret eden Alkış, anestezi öncesinde hastaların en fazla ameliyatta ölme korkusu yaşadığını, her ameliyatta risk olsa da günümüzdeki teknolojiyle bu durumun giderek azaldığını söyledi.

        Hastaların bir diğer korkusunun da ameliyat esnasında ''uyanma korkusu'' olduğunu, bu durumun tıpta ''anestezi altında farkındalık'' olarak tanımlandığını anlatan Alkış, ameliyat esnasında hastaların bazı şeyleri duymasının ya da kendilerine yapılanların farkında olmasının az rastlanılan bir durum olduğunu ifade etti.

        Anestezik ilaçlarla hastanın belli bir derinliğe ulaştırıldığını anlatan Alkış, ''O derinlik biraz azalırsa veya girişim esnasında iyi derinlik sağlayamazsanız hastalar bazı şeylerin farkında olabilirler. Bu en çok kalp ameliyatları ve sezaryenlerde olur. Yeterli derinlikte ise hastalar ameliyatı fark etmezler'' dedi.

        DOKULARIN OKSİJENLENME MİKTARI ÖLÇÜLÜYOR

        Hastalar ameliyat esnasında uyansa ve yapılanları fark etseler bile herhangi bir ağrı duymayacaklarının altını çizen Alkış, bu uyanma ve farkındalık halinin nadiren olduğunu ifade etti.

        Son 2-3 yıldır anestezi altındaki hastaları, dokulardaki oksijenini ölçen Near Infra Red Spectroscopy (NIRS) görüntüleme sistemine, elektrotlar yardımıyla bağladıklarını anlatan Alkış, ''Bu cihaz ile hastanın dokularının anestezi altındayken ne kadar oksijenlendiğini ölçüyoruz. Hangi organa yerleştirirseniz, beyin, karaciğer, böbrek gibi o organın kanlanmasını, oksijenlenmesini ölçüyor. Bununla ilgili çalışmalar daha çok beyin oksijenlenmesiyle ilgili. Biz de beyin üzerinde çalışıyoruz'' diye konuştu.

        FONKSİYON KAYBI RİSKİNİN ÖNÜNE GEÇİYOR

        NIRS cihazının güvenli sınırları bulunduğunu dile getiren Alkış, sözlerini şöyle sürdürdü:

        ''Elektrotlar yardımıyla kullanılan, invaziv olmayan NIRS sistemiyle anestezi altındayken beynin oksijenlenmesi sabit sınırlar içinde tutularak, sinir hücrelerine zarar verebilecek herhangi bir sorun hızla algılanıp, anestezi riskleri en aza indiriliyor.

        Hastaya takılan elektrotlar yardımıyla beyin oksijenlenmesi monitörden sürekli takip ediliyor. Sayısal değerler normalin dışına çıkınca anında müdahale ediyoruz. Bu cihaz, sinir hücresine zarar verecek herhangi bir risk durumunu en aza indirerek, güvenliği sağlıyor.''

        Bununla birlikte NIRS görüntüleme sisteminin, hastaların en büyük korkularından ameliyat masasında uyanma korkusunun da önüne geçtiğini vurgulayan Alkış, ''Hastalar bu tür korkularını bize sık sık iletirler. Bu cihazla ameliyattaki beynin oksijenlenmesini sabit sınırlar içerisine tutarak, hastaların ameliyatta uyanmasını ve kendilerine yapılanlarını fark etmesi riskini en aza indiriyoruz.

        Bu cihazı herkes üzerinde kullanabilirsiniz, ancak biz şu an daha çok kalp hastaları ve çocuklarda kullanıyoruz'' şeklinde konuştu.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ