Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Ruh Sağlığı Şamanik yolculuk nedir, Şamanik yolculuk, psikoterapi yöntemleri, psikolog pınar kaya, özge mine sarıçam şamanik yolculuk, pınar kaya şamanik yolculuk

        Özge Mine SARIÇAM / HABERTURK.COM

        osaricam@haberturk.com

        Bazı şeylere takılmadan insanlarla uyum içinde yaşayabilmek için, kendinizi kandırmanız gerekir. Optimistler acıdan, pesimistler de mutluluktan kaçmak için kendini kandırır. Ne var ki kendini kandırmak, başkasını kandırmaktan çok daha fazla vicdanını yorar insanın. İşte hayatın yarattığı en büyük ironilerden biri...

        İşte bu noktada psikoloğa gidip tedavi görmeye başlarız ve onlar da bilinçaltına ittiğin, farkına varmadan seni rahatsız eden olayları bir bir yüzeye çıkarmana yardım ederler. Freud, psikanaliz tekniğiyle psikolojik rahatsızlıkların temelinde yatan sorunların çocuklukta oluştuğunu ve onları bilinçüstüne çıkararak iyileştirebileceğini kanıtlamıştı. Ancak şimdi sizi şamanların yüzlerce yıldır kullandığı, tüm psikoterapi tekniklerin bir toplamı olan "şamanik yolculuk"la tanıştırmak istiyorum. Uzman psikolog Pınar Kaya, kullandığı onlarca modern teknikten sonra gözünü atalarından kendisine miras kalan "şamanizm"e çevirdi ve "şamanik yolculuk" adını verdiği teknikle şamanların fiziksel ve ruhsal iyileştirme tekniğini günümüz psikoterapisine kattı.

        Röportajdan sonra beni de şamanik yolculuğa çıkardı. Yer altı dünyasının girişini gördüğüm bu yolculuğun ikinci aşamasını bir sonraki yazımda anlatacağım. İlk yolculuğumun inanılmaz tecrübesini ise aşağıda...

        Ne zamandır şamanik yolculukla uğraşıyorsunuz?

        Pınar Kaya: Şamanik yolculuğu kısa süredir aktif şekilde uygulamaya başladım. Ama öncesinde uzun bir süre araştırma yaptım. Birçok kaynak okudum. Psikoterapi eğitimleri aldım. Dünyada kabul gören teknikleri ben de kullanıyorum.

        Şamanik yolculuk yapan insanların tepkisi ne oldu?

        P.K. : Şamanik yolculuk yaptırdığım kişiler bunun çok güzel açılımları olduğunu söylediler. Uzun süre psikoterapiye devam ettikten sonra şamanik yolculuk yaptırdığım danışanlarım dramatik bir gelişme gösterdiler.

        Şamanik yolculuk dışında kullandığınız yöntemler neler?

        P.K. : Bilinçaltına hitap eden ve göz hareketleriyle yapılan bir teknik olan EMDR’ı kullanıyorum. Sanat terapisini kullanıyorum. Bilişsel davranışçı terapiyi kullanıyorum. Bir sürü teknik biliyorum ancak şamanik yolculuk tüm bunların bütünleşmiş hali denebilir.

        Bunu siz mi buldunuz?

        P.K. : Hayır, şamanlar bunu binlerce yıldır yapıyorlar. Ben sadece araştırdım ve okuduklarımdan anladığım, yapılan şeyin bir şifa çalışması olduğu. Bu kimi zaman psikolojik şifa, kimi zaman da fiziksel şifa amacıyla yapılıyor.

        “ŞAMANA GÖRE; HASTAYSAN, NEDENİ NEGATİF ENERJİLER”

        Psikolojik ya da fiziksel olup olmadığına enerji kendi mi karar veriyor, yoksa siz mi o alana yönlendiriyorsunuz?

        P.K. : Şaman kültürüyle yaşayan toplumlarda hastalandığınızda, bizdeki gibi doktora değil de şamana gidiyorsunuz. Şaman, hastalığın neyse, bunu negatif enerjilere bağlayarak vücudunun bu nedenle hasta olduğuna inanıyor. Ve onları uzaklaştırdığında sen de iyileşmiş oluyorsun. Fiziksel ya da ruhsal olsun, şaman kültürünün hastalığı yorumlama şekli bu. Bizde hastalıklar nasıl enfeksiyon kapma, dokularda bozulma gibi terimlerle açıklanıyorsa şaman kültüründe de bu şekilde açıklanıyormuş. Vücudundaki enerji dengesizliğini düzeltmeye yönelik iyileştirme yöntemini deniyorlar.

        Psikoterapide nasıl oluyor bu?

        P.K. : Psikoterapide, gelen danışanın bu problemi kendi çözmesi için ona rehberlik ediyoruz. Biz terapistler olarak kimse için yolculuğa çıkmıyoruz, sadece onu bu yolculuğa çıkması için teşvik ediyoruz.

        Bunu yapabilmek için kişinin kendi sorununu tam olarak tespit etmiş olması gerekmez mi?

        P.K. : Tespit etmesi için de yardımcı oluyoruz.

        O halde birisi size geldiği anda hemen şamanik terapi uygulayamazsınız değil mi?

        P.K. : Evet, önce birkaç seans konuşmam gerek. Asıl problemi anladıktan sonra o problemin kaynağına inme adına şamanik yolculuk yaptırıyorum. Bu yolculuk esnasında da gidilen yer “yer altı dünyası”.

        “GÖLGE TARAFIMIZ YER ALTI DÜNYASINDA”

        Yer altı dünyasından kastınız ne?

        P.K. : Yer altı dünyası bütün mitolojilerde var. Şaman mitolojisinde de... Örneğin karanlıklar tanrısı Hades vardır. Yer altı dünyasına bütün kahramanlarınız iner. Orası kendi içsel savaşınızı verdiğiniz bir savaş meydanı gibidir. Şamanizmde de, mitolojilerde de yer altı dünyasının özelliği bizim gölge tarafımızın orada bulunması. Kusurlarımız, negatif taraflarımız, kişiliğimizin sevmediğimiz yönleri yer altı dünyasında bulunuyor. Aynı zamanda hastalıklarımızın sebebi, ölmüş kişiler de oradadır. Şamanik yolculukta da yer altı dünyasına indiğimiz için tüm bu şeylerle karşılaşma fırsatımız oluyor. Modern psikoloji açısından bakıldığında aslında burası “bilinçaltı”.

        Freud’un bilinçaltına gitmek için çocukluğa inmesi gibi… Burada çocukluğunun da mı dışına çıkıyorsun?

        P.K. : Freud’un çocukluğa inme meselesi, çocukluktan beri yaşanan şeylerin bilinçaltında bastırılmasından kaynaklı. Büyüdükçe yaşanan şeyler, yasaklar, ayıplar, günahlar gibi sebeplerle bastırılıyor. Ya da bazı sebeplerle görmek, kabul etmek istemediğimiz şeyleri bastırıyoruz. Freud’daki bilinçaltı eşittir yer altı dünyası diyebiliriz. Terapide çocukluğa inilmesinin nedeni, bilinçaltındaki düşünce ve duyguların kökenlerinin çocukluk çağında oluşması. “Çocukluğunda ne yaşadın da böyle hissetmeye başladın” mantığı.

        Modern psikolojinin yanıt veremediği noktada mı şamanik yolculuk devreye giriyor? Freud tekniği yetersiz mi?

        P.K. : Freud dışında da birçok teknik var. Her hastaya her yöntem iyi gelmiyor. Örneğin analitik teknikle çözemediğimizi bilişsel davranışçı yöntemle çözmeye çalışıyoruz. EMDR ya da sanat terapisi de bunlardan biri. Ve bunu, şu işe yaramadı buna geç şeklinde yapmıyoruz. Hasta geldiğinde bunu değerlendirip, ona hangi tekniğin iyi geleceğine karar veriyoruz.

        Şamanik yolculuk herkeste işe yarar mı?

        P.K. : Herkeste işe yaramayabilir. Herkes inanmayabilir, denemek istemeyebilir.

        “SANİYEDE 3 VURUŞ YAPAN DAVULLA DÜNYANIN MERKEZİNE YOLCULUK”

        Bir de “dünyanın merkezi” diye tanımladığınız bir yer var. Yer altı dünyasından farkı ne?

        P.K. : Şamanik yolculuğa şamanlar dünyanın merkezinden başlıyorlar. Türkçe’de yurt kelimesi var ya, yurt kelimesi eski Türkçe’ye şaman kültüründen gelmiştir. Yurt, eski Türklerin yaşadığı çadıra denirmiş. Daire ya da çokgen şeklinde bir çadır ve tepesinde baca deliği var. Çünkü tam ortada ateş yakıyorlar. Şaman ateşin yanında oturur ve o ateşin yukarı çıkan dumanıyla yolculuğa çıkar. Sanki o yukarı çıkan duman, onun dünyalar arasında gezmesini sağlayan bir merdivendir. Ritüelde kullandığı bir diğer şey de davuludur. Şaman davulunun özelliği saniyede 3 vuruş yapmasıdır. O ritimde davul çalarak, dumanla birlikte yolculuğa çıkar. Saniyede 3 vuruş yapan ritimler bizim beynimizde teta dalgaları oluşturuyor. Teta dalgaları da uykuyla uyanıklık arasında bir trans halidir. O trans esnasında yolculuğa başlıyor. Ve o sırada o yer şaman için, “dünyanın merkezi” oluyor.

        Dünyanın merkezinde ne var?

        P.K. : Dünyanın merkezi bütün farkındalığının açık, bütün düşüncelerinin net olduğu, duygularına hakim olduğun trans hali demek. Dünyanın merkezi aslında bir yer değil, bir bilinç hali. Ayrıca dünyanın merkezi demek yurdun içinde o oturduğun noktada, Göktanrı’yla Yertanrı’nın buluştuğu noktada olman demek. Gökyüzüyle yeryüzünün enerjilerinin birleştiği noktada olduğun için dünyanın merkezindesin. Seninle de önce dünyanın merkezini bulacağız.

        Dünyanın merkezine geldiğimi nasıl anlayacağım?

        P.K. : Bütün dikkatin uyanık ve bilinçli olacaksın. Kendini çok rahat, huzurlu ve güvende hissedeceksin. Bu ilahi ışıkla kendini adeta bir hissedeceksin. O senin için dünyanın merkezi olacak. Orada bir takım şeyler görebilirsin; nehir, dağ gibi. Zaten o esnada onları tarif ediyor olacaksın. Dünyanın merkezinde yer altı dünyasının girişini de göreceksin. Ve sen dünyanın merkezindeyken, güç hayvanın yanına gelecek.

        Güç hayvanı ne? Neden ona ihtiyacım olacak?

        P.K. : Yer altı dünyası biraz korkunç bir yer olabilir. Güç hayvanın orada sana yardım edecek. Cevabını aradığın soruları ona sorabilirsin. O seni bulacak. Ve hangi hayvan olduğu, seninle ilgili önemli ipuçları verecek.

        Peki şamanik yolculuğu bir tek siz mi yapıyorsunuz?

        P.K. : Varmış, yeni yeni öğreniyorum. Ama ben bunu daha ciddi ve daha nitelikli yaptığımı düşünüyorum. Samanikyolculuk.com sitesini de aldım, hala yapım aşamasında ancak bunu markalaştırıp, yazılar paylaşmaya başlayacağım. Çünkü psikoterapiyle yaptığımız şey aynı ve aslında bu bizim kültürümüz. Türk kültüründe de Şamanizm inancı vardı. Mesela şu an altında oturduğumuz söğüt ağacının dallarını suyun içinde bekletip ağrısı olan insanların alnına sürerlermiş. Asprinin ham maddesi söğüt ağacından yapılıyor. Bu, binlerce yıldır süregelen bir bilgelik ve devam ettirmek gerekiyor.

        “YAŞANAN ANIYI TAMAMEN UNUTTURMAK MÜMKÜN DEĞİL”

        EMDR da yapıyorum dediniz. Bazı psikologlar EMDR’ın direkt sonuç odaklı olduğunu ve rahatsızlık veren şeyi hafızadan atmanın bir süre sonra üç katı büyümüş şekilde gün yüzüne çıkacağını savunuyorlar.

        P.K. : Bugüne kadar EMDR yaptığım danışanlarımdan hiçbirinde böyle bir geri dönüş almadım.

        Yani o sorun onun hayatından tamamen kalkıyor…

        P.K. : Doğru uygulanırsa, evet. Belki o kişilerde yanlış veya eksik uygulandığından bir süre sonra yeniden karşısına çıkmıştır. Ama bu teknik de, bir uzman tarafından doğru bir şekilde uygulandığında birçok kapı açıyor bize.

        EMDR “Eternal Sunshine of the Spotless Mind” filmindeki gibi hafızadan belli kişileri ya da olayları silebiliyor mu?

        P.K. : Yaşanan bir anıyı tamamen unutturmak mümkün değil. Sadece anının yarattığı olumsuz etkiyi ortadan kaldırmak mümkün. Örneğin, ben değersizim, yetersizim gibi düşüncelerin kaynağını bulup o kaynağı temizliyoruz. Bunu temizlemek için de oluşan o değersizlik, yetersizlik düşüncesinin gerçekçi olmadığını fark ettiriyoruz. Bu olumsuz düşüncelerin altında bir sürü kaynak olabilir. En önemlisini bulup, tekrar gözden geçirtiyoruz danışanla beraber.

        “SADAKATSİZLİK, ALDATMA SEBEBİYLE GELEN ÇOK”

        En sık rastladığınız şikayet hangisi?

        P.K. : İlişkilerle ilgili sadakatsizlik, aldatma gibi sebeplerle geliyorlar. Bir de çift terapisine gelen çok oluyor. Bunların dışında en çok karşılaştığım sorun, panik atak. Onun dışında millet olarak çok kaygılı bir toplum olduğumuzu da söyleyebilirim. Çok fazla kaygı bozukluğu vakası var.

        Peki ne kadar ücret ödemek gerekiyor?

        P.K. : Ben seans başına 250 tl alıyorum. Bazen gruplar halinde çalışmak isteyenler olabiliyor, o zaman grup indirimi yapıyoruz. Mesela şamanik yolculuğun grupla birlikte yapılan “otantik hareket” diye bir çalışması var. En az 6 kişilik gruplarla çalışıyoruz. O zaman grup terapisi olduğu için fiyatı biraz düşürüyoruz.

        “BEBEKKEN OTANTİK HAREKET EDİYORDUK AMA KETLENDİK”

        Otantik hareket ne?

        P.K. : Otantik hareket deyince aklınıza ne geliyor?

        Yoga hareketleri…

        P.K. : Yogada rahatlamayı sağlayan hareketler var ama bu hareketlerin belli kuralları var. Otantik hareket tamamen içten gelen ve spontan gelişen hareketler demek. Beden dürtüsel olarak hareket ediyor. Peki insan hangi döneminde otantik hareketler sergiler?

        Bebekken?

        P.K. : Doğru! Bebekken ve ilk çocuklukta otantik davranıyoruz. Yetişkin oldukça hareketlerimiz daha kontrollü ve kalıplaşmış hale geliyor. Bu da aslında hayatı algılayışımız ve duygu,düşünce tarzımızı da etkiliyor. Bebek bir şey yaparken, annesi tarafından gelen “yapma” uyarısıyla dünyasını şekillendirmeye başlıyor. Büyüdükçe “yapamam, uygun değil, ayıp, kızarlar” gibi düşüncelerle kendimizi kısıtlamaya başlıyoruz. Otantik hareket çalışmasında da grup halinde gözler kapalı, otantik hareket yapıyoruz. Grubun bir tane gözünü kapatmayan gözlemcisi oluyor. Ona “tanık” diyoruz. Otantik hareket çalışmasında da çocukken oluşan ketlenme sürecini yaşıyoruz ancak tersine. Bize tanıklık eden biri var ama kimse bize “dur, yapma” demiyor. Anlatması zor ancak insanlar yapınca ne demek istediğimi anlıyorlar.

        Kendini tutma, toplumla bir arada yaşarken ihtiyacımız olan şey değil mi? Otantik hareket, toplum içinde uyumsuz davranışlar sergiletmez mi?

        P.K. : Bütün terapilerimizin ortak özelliği toplum içinde yapamayacağımız şeyleri güvenli ortamda deneyimlemek ve böylece bir takım farkındalıklar kazanmak. Buradan edindiğin kazanımlarla dışarıda daha zengin bir hayat yaşayabilirsin. Amaç “otantik hareket” güzeldir demek değil, “bir zamanlar böyleydik, ketlendik, şimdi bu hareket tarzı günlük hayatta bana neler katabilir”e bakmak. Buradan insanlar kendine güvenli ve dinlenmiş çıkıyor.

        BEYAZ BİR KURT GELDİ VE "SÖZÜNÜ TUT!" DEDİ

        Pınar, önce koltuğa uzanmamı istedi ve telefonundan saniyede üç vuruş yapan şaman davulu sesini açtı. Kendimi tamamen onun talimatlarına bırakarak gözlerimi kapadım. Tam hipnoz değil, yarı hipnoz tekniğini kullanıyor. Bu nedenle ne gördüğünüzü, ne söylediğinizi hatırlıyorsunuz. Ancak yarı hipnoz sırasında da tüm bedeniniz külçe gibi o koltuğa yapışıyor. Biri, kolunu kaldır dese kaldıramam...

        Önce "dünyanın merkezi"ni buluyoruz. Orası kendini en güvenli hissettiğin yer. Güneşin yaktığı taş basamaklardan, kendini en güvenli bulduğun yere iniyorsun. Benim indiğim yer bir samanlıktı. Saman kokusunu bile alıyordum, sanki eski kitap kokusu gibi... Bir süre sonra oradan açılan diğer odaları gezerken, kareli ceket giymiş bir korkuluk gördüm. Pınar, bu korkuluğun bana ne dediğini sordu. Durdum, bekledim ve korkuluk konuştu: "Seçilmiş kişi!". Hiçbir anlama gelmiyor benim için...

        Nihayet yukarı, ormana çıktığımda şamanik hayvanımın bana doğru geldiğini gördüm. Bembeyaz bir kurt... Güneş ışıklarının arasından öyle güzel görünüyordu ki! Yer altı dünyasına inerken bana eşlik edecek olan kurtla biraz vakit geçirdim. Hatta içine girip ormanın içinde koştum. Tüylerim rüzgarda dalgalanırken ne kadar da özgür, ne kadar da güçlüydüm! Onun da bana bir mesajı vardı : "Sözünü tut!" dedi. Büyük ihtimalle kendime vermiş olduğum bir sözden bahsediyordu ancak yine de hiçbir çağrışım yapmadı. Tüm bu anlamsız parçalar, yolculuğun diğer aşamalarında birleşecekmiş.

        Her ruh hayvanının özel bir anlamı var. Sonunda yolculuğu bitirdiğimizde Pınar, kurt gören tek danışanının ben olduğumu ve bunu inceleyeceğini söyledi. Birkaç gün sonra ne anlama geldiğini öğrendim. Şayet öğrenmeseydim, çok fazla Game Of Thrones izlediğim için beyaz kurt gördüğümü düşünebilirdim.

        Merak edenler için kısaca ruh ve güç hayvanı olarak kurt:

        Kurt; sezgilerinizle içgüdüleriniz arasında çok derin bir bağ olduğunu gösterir. Aynı zamanda, önemli meselelerle uğraşırken keskin bir zekanın ortaya çıktığını gösterir.

        Kurt, tehdit edilmiş hissettiğinize işaret eder ve kim veya hangi durum nedeniyle tehdit edilmiş hissettiğinizi hatırlatmaya çalışır. Belki de ruh hayvanınız sizi kişisel sınırlarınızdaki zorluklara karşı uyarıyordur: Kendinizi birine karşı fazla açtığınızı ve geri çekilmek istediğinizi veya o deneyime karşı fiziksel ve duygusal sınırlarınızı güçlendirmek istediğinizi gösterir.

        Kurt: Özgürlüğü simgeleyen güç hayvanı

        Kurt güç hayvanı, içgüdülerin yönlendirdiği özgür ve güçlü bir yaşama olan iştahı simgeler. Hayatınızın rehberi olarak karşınıza bir kurdun çıkması, günübirlik çabalarınızdaki tutkuyu geri getirebilmeniz için hayatınızı daha özgürce yaşamanız gerektiğine dair bir çağrı anlamına gelir.

        Kurtlar kolayca evcilleştirilemeyen vahşi hayvanlardır ve ruh rehberi olarak belirdiklerinde, kendinizin gerçek ve güvenilir ifadesini bulmanız konusunda sizi davet eder. Kurt, ruhunuzu canlı tutmaya devam etmenizi hatırlatır ve size en uygun yolu bulmak için içgüdülerinize güvenmeniz gerektiğini söyler.

        Hisleriniz ve içgüdülerinize olan inancı nelerin sarstığına odaklanmalısınız.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ