Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Kalp Sağlığı Bu kontroller kalbe iyi geliyor, Kalp ve Damar Hastalıkları, Kalp Hastalıklarından Korunma, Kalbi Koruma Yöntemleri
        1

        Kronik hastalıklar günden güne artıyor ve bu hastalıklar içerisinde kalp damar hastalıkları tüm ölüm nedenleri arasında birinci sırada yer alıyor. Bundan korunmanın yolu ise rutin kalp sağlığı konrolünden geçiyor. Dünya Sağlık Örgütü 20'li yaşlardan itibaren çeşitli kontroller yaptırmanızı öneriyor.

        Kardiyoloji Uzmanı Dr. Utku Zor 20 Yaşından sonra yapmanız gereken kontrolleri sıraladı;

        2

        SİGARA KULLANIMI:

        Sigara kullanımı kalp damar hastalıklarına yakalanma riskini, içmeyen bireylere göre üç-dört kat artırıyor. Günde kaç sigara içildiği, sigaranın nikotin miktarı, ince ya da kalın olması hatta pasif içici olmak bu aşamada önem taşımıyor; her türlü kullanım büyük risk yaratıyor. Sigarayı bırakmak konusunda hastaların teşvik edilmesi ve bilgilendirme yapılması kardiyoloji uzmanlarının görevleri arasında yer alıyor.

        3

        TANSİYON (KAN BASINCI) ÖLÇÜMÜ:

        Genel kural yine 20 yaşını geçmiş her bireyin tansiyonunun en az bir defa ölçülmesi yönünde. Normal saptansa bile rutin fizik muayenelerde, doktora herhangi bir sebeple başvurulduğunda da ölçülmesi önem taşıyor. Yani her bireyin ilk kontrolden sonra en az iki yılda bir tansiyon ölçümü yaptırması gerekiyor. Dr. Zor, kan basıncı konusunda yanlış bir fikir olduğunu belirterek, “Tansiyonun genellikle şikayete yol açarak ortaya çıktığı ve bu belirtilerle yüksekliğin genellikle şikayete yol açarak ortaya çıktığı ve bu belirtilerle yüksekliğin saptanabileceği düşünülüyor. Oysa tansiyon yüksekliği çoğu zaman sessiz seyrediyor” diyor. Tansiyon ölçümünün düzenli yapılması, sonuçlar normal yani 120/80 mm hg ve altında bir değer ise iki senede bir rutin ölçülmesi, bu değerin üzerinde ise şiddetine göre sınıflandırılıp takip edilmesi gerekiyor. Çözüm olarak kan basıncını yükselten faktörlerin düzeltilmesi, ciddi yüksekliklerde ise direkt olarak ilaca başlanması önem taşıyor.


        4

        KİLO TAKİBİ:

        Obezite; diyabeti, yüksek tansiyonu ve kolesterolü yükseltici etkisi olduğu için kalp damar hastalıklarının gelişiminde önemli rol oynuyor. Bu faktörler ortaya çıkmasa bile kilo fazlalığı kalp damar hastalıklarını artırıyor. Kilo fazlalığı ilk aşamada vücut kitle indeksi (VKİ) üzerinden saptanıyor. VKİ, bireyin vücut ağırlığının (kg), boy uzunluğunun karesine bölünmesiyle elde ediliyor. Sonuç 25-30 arasında ise kişi fazla kilolu, 30’un üzerinde ise obez olarak tanımlanıyor. Bu ölçümlerin periyodik olarak tekrarlanması, hastanın bu konuda bilgilendirilmesi ve fazla kilonun giderilmesi için yönlendirilmesi gerekiyor. Fazla kilolu olmanın yanı sıra fazla yağın dağılımı da önemli bir ayrıntı. Karın ve bel bölgesindeki yağlanma, iç organ yağlanmasını yansıttığı için kalp damar hastalıkları ile diyabet gelişimi için gösterge olabiliyor. Bel çevresi ölçümünün de rutin olarak değerlendirilmesi ve hastanın bu konuda bilinçlendirilmesi önem taşıyor

        5

        KAN ŞEKERİ ÖLÇÜMÜ:

        Diyabet, damar sertliği riskini artırdığı için kalp damar hastalıklarının ortaya çıkışını da çoğaltıyor. Diyabet hastalarının ölüm nedenlerinin başında kalp damar hastalıkları geliyor. Bir diyabet hastasının kalp damar hastalığına yakalanma riski ise diyabet olmayan bir bireye göre üç-dört kat daha fazla oluyor. Dr. Zor, kan şekeri yüksekliği tanısı konulan vakalarda, rahatsızlığın kalp damar hastalığı üzerindeki etkilerinin çok daha önce başladığının tespit edildiğini belirterek, “Birçok hastaya kalp krizlerinin ardından diyabet tanısı konuluyor. Bu nedenle diyabetin taranması, yükseklik saptandığında tedavi edilmesi büyük önem taşıyor” diyor. Açlık kan şekeri ölçümü başta olmak üzere kan şekeri ölçümlerinin 45 yaşından itibaren rutine konulması önerilse de ailede özellikle Tip 2 diyabet öyküsü varsa veya kalp damar hastalığı risk faktörleri bulunuyorsa, bu ölçümlerin 30’lu yaşlardan itibaren yapılması tavsiye ediliyor.


        6

        FİZİLSEL KONDİSYON:

        Bireyin egzersiz alışkanlığının olup olmaması, hangi egzersizleri hangi sıklıkta ve şiddette yaptığı da kardiyoloji uzmanları için önemli bir veri. Toplumumuzda egzersiz alışkanlığının düşük olduğunu belirten Dr. Utku Zor, eğitim düzeyi arttıkça egzersiz alışkanlığının da arttığını belirtiyor. Egzersiz denilince akla karmaşık ve yorucu çalışmaların gelmemesi gerektiğini belirten Dr. Zor, düzenli yapılan tempolu yürüyüşün yeterli olduğunu, hastaları buna teşvik ettiklerini vurguluyor. Haftada en az 150 dakika, orta tempolu (yürürken sık nefes alıp vermek doğru tempoda olmayı işaret ediyor) yürüyüş yapmak da kalp hastalığı riskini yüzde 40-50 oranında azaltabiliyor.

        7

        LİPOPROTEİN (KAN YAĞLARI) ÖLÇÜMÜ:

        Bazen yaştan, kilodan ve beslenme alışkanlığından bağımsız olarak kan yağı düzeylerinin anormal yükselebilmesi nedeniyle bu konuda genel öneri 20 yaşına basmış olan her bireyin temel bir kan yağı tahlili yaptırması yönünde. Genellikle genetik olarak aktarılan bu tabloya zamanında müdahale edildiğinde ileriki yaşlardaki kalp krizleri önemli ölçüde engellenebiliyor. Sonuçlar normal ise yani total kolesterol değeri 200 mg’ın altındaysa, bu testin belli bir yaşa kadar beş yılda bir tekrarlanması öneriliyor. Eğer sonuçlarda anormallik varsa ya da diyabet, obezite, ailede erken dönem kalp hastalığı hikayesi, sigara içimi gibi diğer riskler bulunuyorsa daha sık ölçüm önerilebiliyor. Saptanan anormal değerlere ilaç ya da yaşam tarzı değişiklikleri ile müdahale edilebiliyor ve hasta takip ediliyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ