Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Ruh Sağlığı Canileşiyormuyuz?, Vahşi cinayetler, Canice Cinayetleri Vahşice işlenmiş Cinayetler

        Son aylarda özellikle büyük şehirlerde meydana gelen vahşi cinayetlerin sayısında bir hayli artış yaşanıyor. En son Antalya'nın Serik İlçesi'nde, ormanlık alan içerisinde başı olmayan bir kadın cesedi bulundu. 20'li yaşlardaki kadının 7- 8 ay önce öldürüldüğü anlaşıldı. Katili ise henüz yakalanamadı.

        Antalya'da yaşanan vahşetten önce de ülkemiz 21 Eylül günü, toplu tecavüze uğrayıp hunharca öldürülen Ugandalı Jesica Nankabirwa adlı göçmen kadın cinayetiyle sarsıldı. Diğer cinayette olduğu gibi bu olayda da katil veya katiller henüz yakalanamadı.

        EŞİNİN KAFASINI ÜTÜYLE PARÇALADI!

        Türkiye’de son zamanlarda yaşanan insanlık dışı cinayetlere vereceğimiz örnekler maalesef bunlarla sınırlı değil. 17 Eylül günü, İstanbul Esenyurt’ta 6 çocuk babası Recep Y. (54), evdeki 2 çocuğunu markete gönderdikten sonra eşi Elif Y’nin kafasını ütü ile parçaladı ve 37 yerinden bıçaklayarak öldürdü. Bir adamın onca yıllık hayat arkadaşını gözünü kırpmadan öldürmesi vahşetin boyutlarını ortaya koyuyor.

        Yakın dönemde yaşanan başka ürpertici bir cinayet ise İstanbul’da işlendi. Fatih'te yabancı uyruklu bir kişi, kaldığı evde boğazı kesilmiş halde buldu. Suriye uyruklu olduğu düşünülen maktulün, katil veya katilleri henüz yakalanamadı.

        BOĞAZINI KESEREK ÖLDÜRDÜLER!

        Yakın zamanda yaşanan trajedilere vereceğimiz örnekler ne yazık ki bitmiyor... İstanbul 10 Eylül günü bir başka cinayetle sarsıldı. 34 yaşındaki Fatma Ş. Ümraniye'deki evinde boğazı kesilmiş bir halde bulundu. Dairede delil araştırması yaparak bölgedeki güvenlik kamerası görüntülerini inceleyen polis ekipleri, katil zanlısını kısa sürede yakaladı ve bu olayı diğer olaylar gibi faili meçhul olmaktan kurtardı.

        Peki ülkemizi sarsan, canavarca hislerle işlenmiş bu vahşi cinayetlerin artmasının altındaki neden ne ? Bu cinayetler neden işleniyor? Katilleri bu denli korkunç cinayetleri işlemeye iten nedenler nedir? Bu tür cinayetler neden hep büyük şehirlerde işleniyor? Toplum olarak bir öfke patlaması yaşadığımız doğru mu?.. İşte tüm bu soruların cevabını uzmanlarına sorduk ve onlardan şu cevapları aldık…

        “TEK PARÇA BIRAKINCA, YETERİNCE ÖLMÜŞ OLMAYACAK”

        Uzman Psikolog Esra Dilek:

        Son yıllarda artan cinayet ve yaralama oranlarını toplum olarak yaşadığımız öfke patlamasının en büyük kanıtı olarak görebiliriz. “Öfke” toplumu haline gelmemiz ise sosyal bilimin farklı alanları tarafından farklı boyutlarıyla açıklanabilir.

        “İLK BULDUKLARI FIRSATTA BAŞKASINA PATLIYORLAR”

        Esra Dilek, son zamanda artan bu cinayetlerin genellikle büyük şehirlerde olmasının nedenini ise şöyle açıklıyor;

        “Kocaman bir şehirde hızla akan saatler, kalabalık sokaklar, yoğun trafik, koşturan insanlar ve sürekli birilerine hükmeden yöneticiler insanları zayıf, çaresiz ve yalnız hissettirebiliyor. Metropolit şehirlerde insanların doğadan uzaklaşıp sürekli maddi riskler altında yaşayarak strese maruz kalmaları, gün içerisinde yaşadıkları meseleleri çözebilecek güce, zamana ve enerjiye sahip olmamalarından dolayı öfkelerini bastırmaları ve bu öfkeyi ilk buldukları fırsatta kontrolsüzce bir başkasına yansıtmaları bu tarz öfke patlamalarına neden olabiliyor”

        Dilek, katillerin cinayeti işledikten sonra maktulün, uzuvlarını kesmesini ve maktule zarar vermesini ise şöyle açıklıyor;

        Maktülün uzuvlarının kesilmiş olması cinayetin farklı bir anlamını gözler önüne serer. Bu, katilin aşırı öfkesiyle, hıncıyla ve nefretiyle kurbanın bedensel bütünlüğünü yok etmesi eylemidir. Zira kurban tek parça halinde kalırsa katil için “yeterince ölmüş”olmayacaktır. Maktül parçalanmalı, ayrışmalı ve hepten yok olmalıdır.” diyor

        HAYVAN CİNAYETLERİYLE BENZERLİK

        Son zamanlarda hayvanlara yapılan işkencelerin artması ve bu vahşi cinayetler arasındaki benzerliğe dikkat çeken Esra Dilek şöyle diyor;

        “Çocukluk döneminde yaşanan travmalar ve maruz kalınan zorbalıklar kişilik bozukluğu olan vicdan yoksunu bireyler yetişmesine sebep oluyor ve şehir hayatı da bu “gelişememeye” katkı sağlıyor. Bastırılan öfkeler, hissedilen aşağılık kompleksileri ve birikmiş kötücül duygular nihayetinde kendini savunamayan varlıklara uzanan bir saldırganlık ile su yüzüne çıkıyor.”

        “TOPLUMDA ÖFKE PATLAMASI VAR”

        Bu konu hakkında görüşlerine başvurduğumuz Uzman Psikolog Begüm KAPLAN’ın görüşleri ise şöyle;

        Günümüzde yaşam koşulları gittikçe ağırlaşmaktadır. Özellikle büyük şehirlerde hayat şartları ve hayat sorumluluğu çok daha ağırdır. Hal böyle olunca, insanların bu akışta kendi kişisel gelişimlerini ve kendileriyle barışık olmayı ihmal ettiklerini düşünmekteyim. Bu durumda bu tarz cinayetlerin genelde büyük şehirlerde görülmesine neden oluyor.”

        Toplumda genel bir öfke patlaması olduğunu söylene Kaplan, bu konuda şöyle diyor; “Öfke kontrolsüzlüğünü en yaygın trafikte görmekteyiz. Çünkü trafikte bir akış var ve insanlar birbirini tanımıyor. Tanımadıkları için davranışlarını özgürce, saygı sınırını aşarak ifade etmede daha rahat davranabilmektedirler. Yapılan en ufak hatayı çok çabuk kişiselleştirip bunu hemen bir sorun haline getirebiliyorlar, işte bu basit örnek bile toplumdaki öfke patlamasının en büyük kanıtı.”

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ