Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Kanser Önlemini al, yaşamını değiştir; sıklığı artan mide kanserini yen, Kanser, Kanser Tedavisi, Erken Teşhis

        Ceyda ERENOĞLU / HT GAZETE

        YAZI DİZİSİ 3

        Sindirim sistemi kanserleri, tüm kanserler içinde sıklığı gittikçe artan bir tümör grubu olarak görülüyor. Ülkemizde kolon, mide ve yemek borusu, pankreas, karaciğer ve safrakesesi ile safra yolları kanserleri, meme ve akciğer kanserlerinden sonra en önde gelen kanserler arasında bulunuyor ve tüm kanserlerin yaklaşık yüzde 20-25’ini oluşturuyor. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi, Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şuayib Yalçın, Türkiye’de mide kanserlerinin gelişmiş ülkelere göre daha sık görüldüğünü söylüyor. Geleneksel beslenme, şişmanlık, yüksek kalorili, aşırı yağlı ve hayvansal gıda tüketimi bu kanserlerde tetikleyici rol oynuyor. Bu kanserlerin belli oranda korunabilen ve önlenebilen kanserler olduğuna dikkat çeken Yalçın, “Tarama programları ve etkin tedavi ile kolon kanserinin görülme sıklığında azalma ve bu kansere bağlı ölümlerde düşme görülüyor” diyor. Son yıllarda bu tümörlerin biyolojisinin ve genetiğinin daha iyi anlaşılması ile tedavisinde çok önemli gelişmeler meydana geldiği belirtiliyor.

        SİNDİRİM SİSTEMİ KANSERLERİ HANGİLERİ?

        Bu kanserlerin başında kolon ve rektum kanseri, mide ve yemek borusu kanserleri, pankreas kanseri ve karaciğer kanserleri geliyor, ayrıca safrakesesi ve safra yolları, anal kanserler ve nöroendokrin kanserler ile gastrointestinal stromal tümörler de bu grupta yer alıyor.

        MİDE KANSERİ SORUN OLMAKTAN ÇIKABİLİR

        Prof. Dr. Şuayib Yalçın, ülkemizde mide ve özofagus yemek borusu kanserleri gibi önlenme şansı yüksek tümörlerin gelişmiş Batı ülkelerine göre azaltılabilmesinin mümkün olduğunu söylüyor ve “Eğer gerekli önlemler alınır ve kişiler uygun davranış değişiklikleri yaparsa mide kanserleri ülkemizin önde gelen sorunlarından olmaktan çıkabilir” diyor. Özellikle yemek borusu kanserinin sık olduğu bölgelerde bu sorunların üzerine daha fazla eğilmek gerektiğini belirtiyor.

        1-2 YILDA BİR DIŞKIDA GİZLİ KAN TESTİ YAPTIRILMALI

        Sindirim sistemleri kanserleri arasında anal kanal, kolon ve rektum kanserlerinin tedavide en başarılı kanserler olduğu dile getiriliyor. Anal kanal kanserleri, makat ağzında hissedildiği için ihmal edilmezse erken teşhis edilip ameliyata bile gerek duyulmadan kemoradyoterapi ile tam tedavi edilebiliyor. En yaygın görülen sindirim sistemi kanseri olan kolon ve rektum kanserlerinde de önemli başarılar elde edildiği ifade ediliyor. Bu kanserlerden belli yaşam biçim değişiklikleri ile korunmanın mümkün olduğuna dikkat çekiliyor. Kolorektal kanserlerde tarama programları ile kanserin erken yakalanması ve hatta kanser öncesi poliplerin uzaklaştırılması ile hiç gelişmeden önlenmesi mümkün olabiliyor. Bunun için 1-2 yılda bir dışkıda gizli kan testi ve 5-10 yılda bir kolonoskopi yaptırılması gerekiyor.

        Prof. Dr. Şuayib Yalçın, “Bu hastalıkta cerrahi tekniklerde de çok önemli gelişmeler oldu. Ülkemizde laparoskopik veya açık olarak gerçekleşen kolorektal kanser cerrahisi çok başarılı şekilde yapılabilmektedir” diyor. Cerrahi sonrası tümörün uygun şekilde değerlendirildiği patoloji uzmanlık alanındaki gelişmeler, bu konuda standartların yükselmesi ve moleküler patolojinin gelişimi de tedavi başarısına katkıda bulunuyor. Bunun dışında cerrahi sonrası adjuvant tedavinin etkinliğinin gösterilmesiyle cerrahi sonrası uygulanan kemoterapi ile nüks olasılığının belirgin olarak azaldığına vurgu yapılıyor. Klasik kemoterapi ajanlarının yanı sıra hedefe yönelik ajanlar olarak da isimlendirilen bazı ajanların da birinci sıra tedavide başarı oranının yükselmesine önemli katkıları bulunduğu belirtiliyor. Bu alanda tümör biyolojisinin daha iyi anlaşılması ile tümörün ve hastanın özelliklerine göre daha da bireyselleştirilmiş tedaviler mümkün hale geliyor.

        GENETİKTEN ÇOK BESLENME ETKİLİ

        Sindirim sistemi kanserlerinde genetik faktörlerin genel olarak yüksek olmadığı belirtiliyor ve genetik ya da ailesel yatkınlığın yüzde 5-15 arası değiştiğine dikkat çekiliyor. Bu kanserlerde temel risk yaşlanma olarak görülüyor. Yaşla birlikte artmış ve uzamış çevresel risk maruziyeti beslenme bozuklukları, alkol, sigara, obezite, Crohn hastalığı ve ülseratif kolit gibi inflamatuar bağırsak hastalığı gibi sorunlar zaman geçtikçe kansere olan eğilimi artırıyor ve vücutta kanser öncesi hücresel değişiklikler meydana geliyor. Bu değişiklikler genelde belirti vermediği için insanlar tarafından hissedilemediğinden tarama testleri yapıldığı ifade ediliyor.

        DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

        Kanser için genetik veya ailevi yatkınlık olması gerekir.

        “Benim ailemde hiç kanser yok, o halde ben kanser olmam.”

        “Çok sağlıklıyım, doktora gitmeme gerek yok”

        “Bol meyve tüketiyorum.” Kanser taraması riskli kişilere yapılır.

        Doğal beslenme kanserden korur.

        HEYECAN VERİCİ YENİLİKLER

        Son yıllarda kanser biyolojisinin ve genetiğinin daha iyi anlaşılması ile özellikle kolon kanserinde yeni özelliklere sahip tümör sınıflandırması yapılıp daha bireysel tedavilerin mümkün hale gelmesi, en önemli ve heyecan verici gelişmeler arasında yer alıyor.

        ERKEKLERDE MİDE KANSERİ DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR

        Mide kanserleri erkeklerde daha sık görülürken, safrakesesi kanserleri ile anal kanal kanserlerine kadınlarda biraz daha fazla rastlandığına dikkat çekiliyor. Diğer kanserlerde ise cinsiyet açısından belirgin bir fark bulunmuyor.

        Sindirim sistemi kanserlerinde tanı, biyopsi ile konuluyor

        Endoskopik bilgisayarlı tomografinin en sık kullanılan görüntüleme yöntemi olduğu belirtiliyor. Ancak kanser tanısı biyopsi ile konuluyor. Bu noktada mutlaka patolojik veya sitolojik inceleme yapılıyor. Kanser tanısı konulduktan sonra mutlaka kanser için evrelendirme yapılması gerekiyor. Çünkü kanser tedavisi hastalığın türüne ve evresine göre yapılıyor. Bunun gerçekleşmesi için tümör türüne göre görüntüleme yöntemi gerçekleştiriliyor.

        TEMEL TEDAVİ HALA CERAHHİ

        Bu kanserlerde hala cerrahinin temel tedavi yöntemi olduğu belirtiliyor. Ancak cerrahi birçok hastada mümkün olmayabilir veya cerrahi sonrası nükslerle karşılaşılabiliyor. Bu nedenle sistemik tedavi uygulamak gerekiyor. Cerrahi sonrası nüks olasılığını azaltmak için uygulanan tedaviye, "adjuvan" tedavi ismi veriliyor. Adjuvan tedavide uygun hastalara değişik tedaviler uygulanabiliyor.

        % 20 AZALMA

        Erken teşhis ve doğru tedavi tüm kanserlerde en önemli noktalar arasında bulunuyor. Kolon kanserinde son 10 yıla göre hem kanser gmrülme sıklığı hemde bu kanserden ölümlerde % 20'lere varan azalma olduğu belirtiliyor.

        KORUNMAK İÇİN BUNLARI YAPIN

        Sağlıklı beslenin.

        Obeziteden kaçının.

        Sigara İçemeyin.

        Sebze, meyve ve lifli gıdalar tüketin.

        Kanser tarama programına katılın.

        Dengeli ve ölüçülü beslenin.

        Vücudunuzun sesini dinleyin.

        En çok görülen 3 sindirim sistemi kanserleri

        Kolon

        Mide

        Pankreas

        Risk arttıran faktörler

        Yaşlanma

        Hatalı beslenme

        Şişmanlık

        Alkol

        Sigara

        Öldürücülüğü en yüksek olanlar

        Mide kanseri

        Kolorektal kanserler

        Pankreas kanseri

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ