Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İki yıl önce Beyoğlu’nda dükkanlar, kitapçılar tek tek kapanır, kaldırımlar sokaklar kazılır, galeriler kendilerine yeni adresler ararken, Salt Beyoğlu’nun da kapılarını kapatıvermesi moralleri çökertmişti. Eski şöhretini kulaktan duyan Arap turistten başkası caddeye uğramaz olmuştu. Yollardan iş makinelerinin çekilmesiyle birlikte İstiklal Caddesi tekrar kıpır kıpır. Tabii Yapı Kredi Kültür binasının bitmesi, birkaç hafta önce bölgeye taşınan İstanbul Modern, İstanbul’un kıymetini bilen gençliği tekrar buralara çekiyor. Galeriler ve kitapçılar da dönmeye başladı bile. Nisan ayında açılan Salt Beyoğlu ile caddeden geçenlerin keyfine artık diyecek yok. Çünkü caddeye açılan kapılarıyla birkaç yüz metre arayla Arter, Borusan Müzik Evi, Salt ve Yapı Kredi Kültür oldukça davetkar.

        Salt Beyoğlu, 17 Nisan’da güncel sanatın etkin temsilcilerinden, uzun zamandır sessiz olan bir çiftin, Aydan Murtezaoğlu ile Bülent Şangar’ın sergisiyle açıldı. Hem sergiyi gezmek hem de Salt Beyoğlu’nun yeni halini görmek için Araştırma ve Programlar Yöneticisi Meriç Öner ve Basın ve İletişim Sorumlusu Zeynep Akan’la bir araya geldik.

        SALT GALATA

        Serfiraz Ergun: 2015’in sonunda kapandınız. Neden kapanmıştınız, nasıl açıldınız? Bir de Salt Galata ve Salt Beyoğlu’nun misyonları farklı mı?

        Meriç Öner: 2011 yılında iki mekanı bir arada açmıştık. Hem Salt Galata hem de Salt Beyoğlu. İkisinin birbirini tamamlayan mekanlar olmasını arzulamıştık. Salt Galata’ya araştırma misyonu verdik, bütün kaynaklara ulaşabildiğiniz bir kütüphanemiz var. Adeta bir kamu kütüphanesi gibi çalışıyor. Mekanın çeşitli bölümleri var. Atölye dediğimiz yerde hem kendi programlarımızı yapıyoruz hem başka insiyatiflere, sivil toplum örgütlerine, üniversitelere yer veriyoruz. Oranın çok kendine özel bir ekolojisi var. Hem öğrenciler geliyor çalışıyorlar hem de sergi mekanlarımızı geziyorlar. Arşivi ve kütüphanesi çok hızlı büyüyor. Orada ciddi bir ekibimiz var.

        SALT BEYOĞLU

        Bu kurumun, Salt’ın, iki kutbu var sürekli birbirini tamamlayan biri araştırma diğeri program. Salt Beyoğlu da özellikle sergiler başta olmak üzere bir program mekanı olarak düşünülüyor. İstiklal Caddesi'ne açılan kapısı olması da hızlı iletişim kurabilmesini sağlıyor. 2015’te yaşadığımız kesintide bir altyapı düzenlemesi gerekiyordu. Burdaki mekanların da müdahaleye ihtiyacı vardı. Tek bir hamle ile çözmek istedik. Bina tarihi yapı olduğu için yeniden Anıtlar Kurulu’na başvurduk, o da çok zaman aldı. Umduğumuzdan daha geç açıldık. Herkese açık olan giriş katını bir forum haline getirdik, adına da Forum dedik. Birinci kata Robinson Crusoe kitabevi taşındı. Bir de Cafe’miz var, sürekli açık. Bizim Galata’daki mutfağımızın şefi, Neolokal’i de işleten Maksut Aşkar yönetiyor. Ayrıca giriş katında açık sinemamız var. Sürekli programlarımız ve Perşembe sinemalarımız var. Uzun metraj hem kurgu hem belgesel filmler oluyor. Salt’ın iki yapısına da giriş ücretsiz. Biliyorsunuz Ankara’da da Salt var. Orada da sergi ve konuşma programları yapıyoruz. Bunların hepsi ücretsiz. Salt’ın da hiçbir etkinlikten kar amacı yok, sergilerde satış da yok tabii.

        REKLAM

        DEVAMLILIK HATASI

        SE: İlk serginiz, ‘Devamlılık Hatası’ başlığıyla iki güncel sanatçının Aydan Murtezaoğlu ve Bülent Şangar çiftinin. Devamlılık hatası sinemadan gelen bir deyim. Bir sahnede görünenin diğer sahnede devamlılığı yoksa söyleniyor.

        MÖ: Evet sinemada takip ederken tespit ettiğimiz hataya devamlılık hatası diyoruz. Aydan Hanım ve Bülent Bey sizin de söylediğiniz gibi güncel sanatçılar. 1990’larda bu güncel sanat ortamı kurulurken çok kritik işleri, müdahaleleri olmuş sanatçılar. Dünyada çeşitli kolleksiyonlarda işleri var. Forum’da yani giriş katımızda ‘İşsiz İşçiler - sana yeni bir iş buldum’ ve üçüncü kattaki ‘Laboratuvar İşi’ ortak üretimleri. Diğerleri hem birbirinden ayrılan hem de birbiriyle kavgası olabilecek bireysel işleri.

        SE: ‘Devamlılık Hatası’ başlığı burada mı devreye giriyor?

        MÖ: Başlığın sebebi üretimde oldukları zamanın bir aşamasında bir mola aldılar. 2011’den beri mola almışlardı, bir üretimleri de yoktu. Araştırma ve Programlardan Sorumlu Merve Elveren çalıştı onlarla. İki senedir çalışıyoruz bu sergi için. Aydan Hanım ve Bülent Bey de son yıllardaki sessizliklerini bu sergiyle bozdular. Aydan Murtezaoğlu’nun 1995’te yaptığı sadece bir kişisel sergisi var bugüne kadar. Bu çift solo sergi yapmaya meraklı değil. Çünkü Türkiye’deki kültür ve sanat üretimini çok sorguladıkları için üretimlerine ara vermişler. Bunları hem sergi içindeki işlerinde hem de tavırlarında görebiliyorsunuz. Forum’daki performans dahil bu sergide hiç yeni iş yok. Bu sergi ilk defa iki sanatçının ayrı zamanlarda, 90’larda, 2000’lerde yaptıkları işleri bir araya getiriyor ve ortak yaptıkları iki işi de ilk defa gösteriyorlar. Bu sergi için kapsamlı bir geriye bakış da diyebiliriz. İki ortak iş dışındaki bireysel işleri hem birbirleriyle konuşuyor hem birbirleriyle çatışıyor. Çok sayıda farklı dönemlerinden toplanmış iş var.

        Zeynep Akan: Bu sergide daha önce Venedik Bienali veya Sao Paulo Bienali’nde gösterdikleri işler var ama ilk defa Türkiye’de gösteriliyor.

        DEVAMLILIK HATASI ÜÇ KATTA

        Sergiyi Meriç Öner ve Zeynep Akan ile geziyoruz. Giriş katında, yani kendilerinin bahsettiği gibi Forum’da, Aydan Murtezaoğlu ve Bülent Şangar’ın ortak çalışmalarından ilki yer alıyor. Yılan gibi kıvrılan ahşap tezgahların üzerinde renk renk t-shirtler var. Başlarında da iki genç, ‘performans’ yapıyorlar. Bu ne bir dans ne bir gösteri sadece Salt’ın İstiklal kapısından içeri giren çıkanla sohbet. Bu performansın adı ‘İşsiz işçiler - sana yeni bir iş buldum!’ Tezgahın arkasında duran iki genç Benan ve Yalçın. Amerikan Kültür ve Edebiyatı mezunu ikisi de. Benan performanslarını şöyle anlatıyor: “Burası bir üretim merkezi, bütün gün t-shirtleri katlıyoruz. Taa ki ziyaretçi gelene kadar. Olay ziyaretçiyle iletişim ve etkileşim. Tamamen doğaçlama. Ziyaretçinin yaklaşımıyla oluşan diyaloglar üzerine sohbet ediyoruz. Biz işsiz işçileriz.” Bu performans daha önce İstanbul Bienali’nde ve Tanas Berlin’de yapılmış şimdi 3. kez Salt’ta. Yalçın da: “İletişimi dil yoluyla başaramıyorlar, dilin sembolleri eksik, eksik olmasa aynı dili konuşmamıza rağmen bu kadar uzaklaşamazdık.” diyor. T-shirtlerin göğsündeki yazıları okuyorum; ‘sanatta sürdürülebilirlik, yaşam boyu sanat, artists rights, solidarity in arts’ gibi. Tezgahın önüne gelen ziyaretçilerle iletişimi başlatabilmek için bu yazılar aracı oluyormuş.

        Sanatçı çiftin diğer ortak işleri ‘Laboratuvar İşi’. Sergi salonu bembeyaz bir laboratuvar ortamına dönüştürülmüş, tepeden sallanan video görüntülerinde beyaz önlüklü ikiz adamlar deniz suyu ve içme suyundan alınan tahlil raporlarını monoton bir şekilde okuyorlar hep bir ağızdan. Uzun uzun. Sanki resmi ağız. Ve laboratuvar tahlil sonuçlarıyla resmi ve siyasi raporlar birbirini tutmuyor.

        Bireysel işlerinde Aydan Murtezaoğlu aile bireylerini, fotoğraflarını sık sık kullanırken, Bülent Şangar’da ise sık sık dualiteye rastlıyoruz. Kendisini ve objeleri ikileyerek, tekrarlayarak kullanmayı seviyor. İkizlik teması sıkça işlediklerinden. Murtezaoğlu, sosyo-politik dalgalanmaları ve günlük hayatı takip ederken bunları serigrafi, fotoğraf ve enstalasyonlarla ifade ediyor. Sıklıkla kurduğu imgelerin içersinde kendi de yer alıyor. İkonik işlerinden ‘Aile Salonu Üst Kattadır’, ‘Top-less’, ‘Hip-aktivist’, ‘İsimsiz’ ve ‘Karatahta’ da bu sergide yer alıyor.

        Bülent Şangar’ın ise toplumsal kırılmalar yüzünden sıradanlaşan, üçüncü sayfaya haber olan ev içi ve ev dışı öyküleri var. Film kareleri gibi işleri yan yana diziyor ve her biri ayrı bir merak uyandırıyor. Aslında bu kurgularının ne bir başlangıcı ne de bir sonu var. Ama hep bir sıkışma, kurban, kaza ve krize sebep oluyor. Şangar’ın da en bilinen işlerinden ‘Pencereler’, ‘Benzeri ile Yaşayanın Ölümü Benzerinden Olur’, ‘Yaşarken Ölüm İlanı’, ‘İsimsiz’ serisi bu sergide yer alıyor.

        Salt Beyoğlu’daki Devamlılık Hatası 22 Temmuz’a kadar açık.

        Diğer Yazılar