Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Müzik Şebnem Dönmez'in hayali

        16 yaşından beri ekranda. ‘Sabah şekeri’ oldu, şov programı sundu, oyunculuk yaptı. Tam zirvedeyken saçlarını kazıtıp dünyanın öbür ucu Peru’ya gitti. Sonra yeniden oyunculuğa devam etti. Arada bir kaybolup yeniden beliriyor. Çünkü çılgın bir ruh, durduğu yerde duramıyor. En son 2 seneye yakın dünyayı gezdi, Peru’da dağlarda kaldı, müzik festivallerine gitti. Şimdi de yeni sezona bomba gibi geliyor. Çünkü şarkıcılığa kafayı taktı. Bu yaz bir sinema filmi çekecek ve kışa yeni bestelerle aramızda olacak. Dönmez ile şarkıcılık macerasını, yolculuklarını konuştuk. HT Cumartesi'nden Ekin Türkantos'un röportajı...

        Şarkıcılık merakı ne zaman başladı?

        REKLAM

        7 yaşımdayken kazağı kafama takıp ters çevirip saç yapar, mumdan uzun tırnaklarımla, fön tarağıyla şarkı söylerdim. Lisedeyse odaya kapanıp Sezen Aksu, Nilüfer, Tracy Chapman dinlerdim. 16’da çalışmaya başladım ve bir şekilde dikkatim dağıldı. Şarkı söylemeyi çok sevdiğimi 2-3 sene önce fark ettim. İnsanın canı ne istiyorsa yapmalı bence. Ölmeden yapılacaklar listesiydi, 40’lı yaşların başında gerçekleşti. Kimse seni izlemiyormuş gibi dans et, kimse dinlemiyormuş gibi şarkı söyle. Bu benim için böyle. 16 kez çıktım sahneye. Bu yaz hazırlanayım, biraz daha iyi olayım.

        İstediğin şeyin peşinden koşmak güzel de, dinleyici tepkisi nasıl?

        Sahneye çıkınca “Bu benim çocukluk hayalimdi, profesyonel değilim. Bazı şarkıları iyi söylüyorum bazen de detone oluyorum” diyorum. Herkes dürüst davrandı, gereksiz övgülerde bulunmadı.

        Repertuvarda neler var?

        2 seneye yakın dünyayı gezip müzik ve yoga festivallerine katıldım. Spritüel tarzda şarkı söyleyen şarkıcılarla tanıştım. Onların şarkıları da var, Michael Jackson, Tanju Okan da...

        Sahneye çıkma cesareti gösterdiğiniz an nasıl oldu?

        Dünyayı gezip herkesin özgürce istediğini yaptığı ortamlarda bulununca ortaya çıktı. Kirtan’lar var, kutsal şarkı buluşmaları gibi. Birtakım Sanskritçe kelimeleri söylüyorsun. Yolculuk çok derinlere attıklarımı ortaya çıkardı. Çünkü biliyorsun aslında gidilecek hiçbir yer yok, kendi içinde ilerliyorsun. “Bunu yapmak istiyorum” dedim. Bence herkesin şarkı söyleme ve dans etme hakkı var. Türkiye’de gitar dersi alıyordum, öğretmenime “Sahnede şarkı söylemek istiyorum” dedim. “Bir yerde çalıyorum, seni de çağırıyorlar” dedi. İş ciddiye binince sesim içime kaçtı. Çok korkuyorum ve çok istiyorum. Korktuğun halde yaptığın şey sana çok büyük mutluluk veriyor, kalbimi kanatlandırıyor.

        REKLAM

        Beste yapıyor musunuz?

        Küçük küçük başladım. Hayalim seneye cover parçaların yanı sıra “Bu da benim bestem” demek. Bu yaz kapanmaya karar verdim, bakalım neler çıkacak.

        ‘AMACIM BİR YERE VARMAK DEĞİL’

        Siz şanslısınız isteğinizi yapabildiniz, ne istediğini bilmeden ölen insanlar var...

        Mükemmel değilim, bu anlamda insanlara ilham olmak isterim. Harika şarkı falan söylemiyorum ama istediğim için yapıyorum. Herkese hitap etmeyecek bir şey olduğunu da biliyorum. Ama tabii ki çalışıyorum, şan dersleri alıyorum. Çok hırslı bir şekilde değil. Amacım bir yere varmak değil. Varılacak bir yer yok. Sadece şarkı söylemekten zevk almak var.

        Sunuculuk yapıyordunuz, bir süre ara verip bir anda saçları kısalttınız...

        Bir istikrarsızlık var. Bir görünüp bir yok oluyorum, bir saçlarımı kazıtıyorum, doğru. “Ben sisteme karşı çıkıyorum, özgür bir ruhum ve canımın istediğini yapıyorum” gibi değil bu. Sistemin içindeyim ama ruhumun da bir dengesi var. Ne mağarada bir başıma meditasyon yaparak hayatımı geçirmek istiyorum; ne de her şeyin göbeğinde olmak. Bir dizi yaparsın sevilir, sonra bir tane daha... O seyirciyle bağlantını güçlendirir, kaşen artar, sağlamlaştırır seni. Evet, mantıksız bir şey benim yaptığım, kariyer basamakları bu şekilde çıkılmaz. Bu anlamda çok şey kaybetmişimdir ama bu da beni ben kılıyor. Kalbinin sesiyle hareket eden birisiyim. Güzel sanatlarla ilgiliyim. Oyunculuk yapmaktan, şarkı söylemekten, sahnede olmaktan hoşlanıyorum ama orada yapılması gerekenlere uyarak değil. Kalbim benim direksiyonum. Kalbimle ilerliyorum.

        REKLAM
        • 1974 doğumlu oyuncu Şebnem Dönmez, 28 yıldır ekranlarda.

        Çevrenizde “Şebnem sen ne yapıyorsun” diyen yok mu?

        Tabii canım, annem, arkadaşlarım alıştılar. 2-3 ay gidiyorum ya da hiçbir şey yapmayıp sadece sanat tüketiyorum, okuyorum. Mantıklı gözükmeyebilir ama kimsenin kimseyi yargılamaya hakkı olmadığını düşünüyorum. Çünkü bilemezsin. Bu yaptığım saçma olsa da hayat amacım kendini bu şekilde dışavuruyordur. Ama benimle aynı ortamda üreten insanların beni yargıladığını biliyorum. Harika bir kariyer mi, harika bir hayat mı? Ben harika bir hayatım olduğunu söyleyebilirim çünkü istediğim gibi yaşıyorum. Birçok insana ilham verdiğimi de biliyorum. Bir alıp başımı gidiyorum, sonra beni sistemin göbeğinde bir yerde görüyorlar. Ben de böyle havai bir ruhum.

        ‘BENİM GİBİ BİRÇO TUHAFLA KARŞILAŞTIM’

        REKLAM

        Yolculuklar size neler kattı?

        Muhteşem bir deneyim, çok zenginleştiren bir şey. Dünyanın bir noktası beni çağırıyor, gidiyorum. Tayland’da dinlenme ve yoga konusunda derinleşmek istedim. 6 ay kaldım, Avustralya’ya geçip 4 hafta bir çalışma yaptım, Sonra Peru’ya gittim. Avustralya’da tanıştığım bir arkadaşımla 2.5 ay, Peru’da bir seyahat yaptık. Ben iyi bir seyahat arkadaşıyım. Uzun süreli seyahatlerde, konfor alanının dışına çıktığın yerlerde seyahat zorlu olabiliyor. Tabii seyahati nasıl yaptığın da önemli, ben hep bilinçli topluluklara gidip yogayla ilgilenen, bu dünyayı ruhsal olarak iyi bir yere getirmek isteyen gruplara ilgi duydum. Peru’da dağlara, Avustralya’da yağmur ormanlarına gidiyorum. Orada da benim gibi manyaklar var.

        Benzer havai ruhlarla karşılaşma gibi yani...

        Kendimi çok tuhaf birisi olarak algılıyorum. Benim gibi birçok tuhafla karşılaştım. Gittiğim yerlerde sıcak su, temiz çarşaflar olsun istiyorum. Az eşyayla yolculuk etmeyi beceremiyorum. Dünyanın bir sürü yerinde arkadaşım var. Küçük yaştan beri ünlüyüm ya, alakasız yerlere gidip, insanlarla arkadaş oluyorum. Sonra benim ne yaptığımı öğreniyorlar. Sadece ben olduğum için anlaşılmak ve sevilmek... Türkiye’de de herkesin çok sevdiği biriyim ama artık burada bir filtrenin arkasında algılanan biriyim.

        REKLAM

        ‘Sırt çantalı değilim, öyle olamadım’

        Şehir hayatı bastığında “Benim gitmem lazım” mı diyorsunuz?

        Evet, şehir hayatı bayağı basıyor, hayatımın belirli bir zamandan sonrasını kesinlikle doğada geçirmek istiyorum. Sürekli seyahat etmekten hoşlanmıyorum. Boğa burcuyum, oturduğum yeri bilmek isterim, yerleşik düzeni de seven birisiyim. Gezeceğimi ve bir noktada doğada yaşayacağımı biliyorum ama belli bir planım yok.

        Gittiğiniz yerler çok lüks yerler değil sanırım...

        Bazen de çok lüks. Sırt çantalı değilim, öyle olamadım. Başta “Sen kokoş musun, sadece lüks mü arıyorsun” dedim kendime ama bunun için kendimi suçlamıyorum. En iyi şartlarda olmayı seviyorum ama çadırda ve dağda kalıp üşüyorsan yapacak bir şey yok. Oradan sonra rahatlayacağım birkaç gün geçirmeyi seviyorum.

        16 yaşından beri çalışan, göz önünde olan ve yolculuklara çıkan biri olarak kendinizde kabullenmesi en zor olan şey neydi?

        REKLAM

        İnsan zaman geçtikçe kendini tanıyor. Biraz kendimi geri çekip dinlenmem gerekiyor, ruhumun şarkısı böyle diyor. Kendime sürekli “Sen ne biçim bir şeysin, neden sürekli sıkılıyorsun?” diyordum. Tabii ki bedelleri var. 25 sene sürekli ekranda gözükseydim, şu an maddi anlamda ve kariyer anlamında başka bir şey olacaktı. Ben öyle manyak gibi çalışmadım, bunu seçmedim. Doğru mu, yanlış mı bilmiyorum ama hissettiğim şeyi yaptım. Diğer yandan çalışmayı özlüyorum da... Hayata bir şey katmak güzel. Yeteneklerim de var, dönüp bir şey yaratmak güzel.

        Oyunculuğa dair yeni projeler var mı?

        Uzun süre oyunculuk yapmayınca özlüyorum. Bu yaz bir sinema filminde oynayacağım. O da ters köşe bir şey. Sezona bir şeyler yaparım ama kesinleşmiş bir şey yok.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ