HTSPOR
Öyle zamanlar vardır nereye gittiğiniz değil nasıl gittiğiniz önemlidir.
Ve efsane, olduğun zamanlarda yaptıklarınla değil olmadığın zamanlarda hatırlandıklarınla ilgilidir.
Efsane, konuşmadan büyür.
Reklam ve milyon Dolar’lar üzerine kurulmaz efsaneler...
Lideri olduğun takıma kumpas kurulmuşken ‘alacağım yoktur’ yazısını okumadan imzalamaktır efsane olmak...
50 bin kişi sana küfrederken seni ayakta alkışlayan adamı sırtından bıçaklamaz efsaneler...
Ve o adama küfreden kim varsa onun yanında yer almaz gözü kapalı...
Senin en önemli rakibin seni 2-0 yenince sırf sevimlilik olsun diye gizli gizli tebrik mesajı atıp sonra silmeye kalkmaz efsaneler...
Seyirciyi kışkırtıp taraftarı bölmek asla değildir efsanenin işi...
Camiana saldırı olmuşken ve futbolcu arkadaşların ölümden dönmüşken susmaz efsaneler...
Hele hele belgesel çekmeye asla kalkışmaz...
Ve sadece gerçekleri konuşur efsaneler...
Başkanı ve yöneticisi sırf kamuoyunda bilindiği gibi uğurlansın diye susarlarken yalanlarını seçim projesi haline getirmeye kalkışmaz efsaneler...
Başkanı “Gitmek mi istiyorsun kalmak mı?” diye sorduğunda, “Ben çoktan kararımı verdim gidiyorum” diyen kendisiyken, “Beni başkan yolladı, ben kalacaktım” yalanlarına ortak olmaz...
“Gideceksen beraber basın toplantısı yapalım, hatta sana yakışır bir şekilde onuruna yemek verelim” teklifine, “Ben zaten basın toplantısını ayarladım ve yemeğimi de başkaları ile yiyeceğim” diyecek kadar planlı programlı bir ayrılışı Fenerbahçe’ye yıkıp buradan prim yapmaya kalkışmaz efsaneler...
Efsaneler, “Seçimden sonra teknik direktör olarak geliyorum” diye kulübünde çalışan personeli ayartmaya çalışmaz, hem de hala ekmeğini yediği kulüpten...
Ve bunları yapan efsane olamaz...
Olsa da..
10 numara adam olamaz...
Olsa olsa...
Pahalı locaların projesi olur.
