Yıldırım’dan Josef’e: “10 puan fark yapın cip senin”

HABERTÜRK SPOR / Meriç MÜLDÜR

Fenerbahçe taraftarı bu sezona çok mutlu başladı. Takım kazandıkça bu mutluluk artarak devam ediyor. Eğleniyorlar. Onlar mutlu oldukça Aziz Yıldırım ve yönetimini de mutlu ediyorlar. Kombinelere, ürünlere, Fenerbahçe Yandex’e gösterilen ilgi ortada. Fenomen olan Terraneo’nun formasının tam 4 bin adet satması bile Fenerbahçeliler’in mutluluğunun bir göstergesi. Pereira-Terraneo ikilisi taraftarın gönlünde taht kurdu. Takıma güven giderek artıyor.

Bu işin sonu şimdiden kestirilemez de çoğunluğun şampiyonluk favorisi Fenerbahçe. Taraftarın takıma güvendiği gibi futbolcuların da özgüveni çok yüksek. Taraftarlar gibi onlar da mutlu. Yüzlerinden okunuyor. Geçen sezonun somurtkan isimlerinin bile yüzlerinden gülümseme eksik olmuyor.

Örneğin Diego Ribas bu durumu şöyle özetliyor:

“Takımda çoğu isim yeni. Hoca yeni. Ekibi yeni. Tüm futbolcular çok iyi çalışıyor. Takımda kendine yer bulmaya, bulduğunda da kaptırmamaya çalışıyor. Ortam mükemmel. İdmanlar neşeli geçiyor. Bu ortam herkesin, hepimizin yüzlerine yansıyor.”

Oyuncuların özgüveni çok yüksek dedim ya.. Ona da bir örnek..

Hafta içinde Aziz Yıldırım’ın Bağdat Caddesi’nde Fenerbahçe Yandex’i bizzat tanıttığı etkinliğe futbolcular da katıldı. Josef de Souza da oradaydı. Etkinliğin başlangıç noktası araba galerisiydi. Josef, Diego Ribas, Fabiano ve Meireles ile sohbet ederken, başkanın dikkatini çekti.

Aziz Yıldırım, “Josef ne istiyor?” diye sordu. Yanındakilerden “Cip istiyor başkan” cevabı geldi.

Başkan bu kez, “Biz onlara araba verdik ya” dedi. Sanırım kalabalık bir ailesi var ki Josef, “O araç küçük geliyor” yanıtını verdi.

Yıldırım biraz düşündü, sonra da “Tamam.. İlk yarı 10 puan fark yapın cip senin” dedi.

Josef’in sevincini görseniz... Öyle mutlu oldu ki.. “Hiç sorun değil” der gibi bir yüz ifadesi vardı. İki elini kaldırdı, “okey” dedi.

Fenerbahçe 10 puan fark yapar mı, devre kafa kafaya mı biter, Fenerbahçe mi geride kalır? Futbol bu, her şey olur da futbolculardaki özgüven tavan yapmış. Bu da bu takımın büyük artısı.

DURSUN ÖZBEK'İN BURNUNDAN GETİRDİLER

GALATASARAY’DAKİ Kevin Grosskreutz skandalı son günlerin manşeti. Ortada ciddi bir hata var ve büyük bir kesim başkanı hedef almış, istifasını istiyor. Bence yanlış...

Başkan transferi bitirmiş, bunun mutluluğunu yaşayacakken burnundan gelmiş zaten. Faksın başına geçip, belgeleri FIFA’ya UEFA’ya gönderecek hali yok ya adamın. Her işin sorumlusu var, bu işlerin eğitimini bizzat almış profesyonelleri var.

Yaşanan bu skandal, aslında bir sonuç. Adnan Polat’ın, Hayri Kozak’ın, Taner Aşkın’ın defalarca dile getirdikleri hatalar zincirinin son halkası. Ünal Aysal’ın bıraktığı mirasın sonucu...

Har vurup harman savurdular, bugün isimleri bile unutulan futbolculara milyon Dolarlar saçtılar. Eşe dosta kulüpte hatırı sayılır maaşlarla görevler sundular. Hepsini geçin, şu örnek bile yeter..

Polat görevi bıraktığında yöneticiler için tahsis edilmiş araç sayısı 6’ydı, Aysal bıraktığında yönetici ve profesyoneller için tahsis edilmiş araç sayısı 123.

Galatasaray’ın örf, adet, gelenekleri vardır... Yazılmamış kuralları vardır... Bir bir hepsini çiğnediler... Kulübü üç beş kuruşa muhtaç hale getirdiler. Duygun Yarsuvat geldi, pansuman yaptı, yük ve sorumluluk Dursun Özbek’e kaldı.

Birilerinin taşın altına elini koyması gerekiyordu, Dursun Özbek koydu.

Şimdi, yıllardır dağ gibi birikmiş sorunları yeni başkanın bir çırpıda gidermesi bekleniyor. Dursun Özbek ne yapsın?

Bu süreç, Galatasaray tarihine kara bir leke olarak geçen, Adnan Polat’ı devirdikleri o malum kongre ile başladı. O gün o kaosu yaratanlar bugün Polat’a mailler atıp, fakslar çekip, telefonlar edip özürler diliyorlar da iş işten geçti... Tren kaçtı.