Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Beşiktaş Beşiktaş - Fenerbahçe maçının yazar yorumladı - Fenerbahçe Haberleri

        MERİÇ MÜLDÜR | DÜNYA TERSİNE DÖNDÜ

        Bireysel ve hakem hatalarının damga vurduğu, 3 duran topta 3 kafa vuruşu ile 3 golün olduğu, Kjaer ile Tosic’in yine kendi kalelerini vurduğu, kırılma anlarının bol olduğu, tam anlamıyla bir derbi izledik.

        Beşiktaş Bilic’li yılların aksine çok ofansif kadrosuyla sahadaydı. Şenol Güneş’in 11’i de Quaresma’yı dışarda bırakma kararı da doğruydu. Ama böylesine hücumcu ağırlıklı kadroya rağmen, beklentilerin de aksine oyuna hakim başlayan da ilk 20 dakika kontrolü elinde tutan da sahayı daha iyi parselleyip pozisyonlar bulan da Fenerbahçe oldu. Taa ki gole kadar. Özellikle son iki sezondur duran toplardan çok canı yanan Beşiktaş, dört dakika içinde iki duran topta iki Kjaer hatasında 2-0’ı buldu. Hemen sonrasında Olcay’ın kaçırdığı bir gol daha vardı ki o da ağları bulsa Beşiktaş işi 27. dakikada bitirirdi. Bu galibiyet Beşiktaş için üç puandan çok daha fazlası. Sadece takıma liderliği getirmedi. Futbolculara özgüven, camiaya da çok ayrı bir hava getirdi.

        Elbette bu zafer sorunları da arka plana itmesin. Tek başına Fernandao bile 45 dakikada üç pozisyon buldu. Topla buluşamadığı üç pozisyonu da saymıyorum. Rakibe sağdan, soldan bu kadar orta şansı tanırsanız, bu kadar çok pozisyon vermenin de önüne geçemezsiniz.

        Açıkcası maçı izlerken, özellikle Beşiktaş 2-0 yakaladıktan sonra kalan 66 ve (+4) dakika içinde Dünya tersine döndü galiba diye düşündüm. Maç bitti yine aynı görüşteyim. Beşiktaş yıllardır iyi oynadığı ne derbiler kaybetti, ne hakem infazlarına uğradı. Say say bitmez. Dün ise farklıydı. Bu kez sanki her şey tersine işledi. Golleri kaçıran rakibi, yakaladığı her pozisyon neredeyse gol olan Beşiktaş’tı. Üstelik bu kez hakem kurbanı da olmadı.

        Fenerbahçe ise bu sonuca ne kadar üzülse az olur. En azından mağlubiyeti hakettiklerini söylemek doğru olmaz. Oyunun geneli Fenerbahçe ağırlıklı geçse de, Pereira’da galibiyet için her şeyi yapsa da olmadı. İşin üzülmemeleri gereken yönü ise sergiledikleri futbol. Her geçen hafta üzerine koyuyorlar. Özellikle harika işler yapan Volkan Şen. Kjaer’in de günah keçisi ilan edilmesine karşıyım.

        Bir de önemli bir gerçek var Fenerbahçe açısından. Bir tercih söz konusuysa o tercih Van Persie’den yana kullanılmalı. Adam sanki efsunlu. Neredeyse ayağına değdiği her ilk top gol olacak. Takındığı tavır ise kendi açısından haklı bile olsa hoş değil. Şahsen Pereira’nın bir inat içinde olduğunu düşünmüyorum. İnatlaşıyorsa hata yapıyor. Terraneo ise bu krizi bu saate kadar çözmeliydi. Kriz devam ederse de kazanan kimse olmaz, kaybeden Fenerbahçe olur.

        RÜZGARIN OĞLU

        Markoviç’i dün yine çok beğendim. Rüzgar gibi esip geçiyor. Sağ kanada ilaç olmuş. Beşiktaşlılar’ın harika tribün bestesi gibi. Fenerbahçe’nin gücüne güç katmaya gelmiş.

        HALİS MUHLİS HATALAR!

        Markoviç’in pozisyonunda faul bile vermemesi mi, 45. dakikada Töre’ye çaldığı ofsayt düdüğü mü? Beşiktaş’ın ilk golündeki ofsayt mı, Ersan’a göstermediği ikinci sarı kart mı? Şener’in Gomez’i çekmesine vermediği penaltı mı, Volkan’ın topu dışarıdan çıkardığı an mı? Beşiktaş’ın son golünde Gomez’in rakibini çekmesini görmemesi mi? Kaç tanesi doğru karar acaba?

        SERDAR ALİ ÇELİKLER | FERNANDAO VE GOMEZ

        Önce kazananı tebrik edelim. Beşiktaş kendi klasiğinin dışında pas trafiği yapmadan; ani hücum denemeden ve hatta hiç pozisyona girmeden 2-0 öne geçti. Kjaer’in yeni bir bombası ile 1-0’ı buldular, 4 dakika sonra yine Kjaer’in asistinde golcü işi bitirdi. Ardından Olcay arka direkte kafayı yanlış vurmasa 3-0’la maç biterdi. 20 ile 30. dakikalar arasında Kartal fırtınası esti. Peki diğer dakikalarda ne oldu? Fenerbahçe golü yiyene kadar 2 net pozisyon bulmuş (Fernandao-Ozan) ama değerlendirememişti. 2-1’in ardından yine oyun hakimiyetini ele geçirdiler ve yine Fernandao ile 2 kafa pozisyonunu harcadılar. 2. devrede Şenol Güneş, Necip hamlesini yaptı ama bu değişiklik zaten olmayan orta alan pas hakimiyetini iyice Fener’e verdi. Burada Fener’in klasik eksiği ortaya çıktı ve 60’tan sonra düşüş başladı. Volkan Şen’in Nani’den beklenilen hareketlerle verdiği pas sonucu RvP ilk dokunuşunda eşitliği getirdi. Sonrasında skoru dengeleyen ama oyunu dengeleyemeyen F.Bahçe, Beşiktaş’ı üstüne çekti. Töre yeteneğini; Gomez klasını konuşturdu. RvP’nin direkten dönen topunun ardından konuşulacak fazla bir şey olmadı. Beşiktaş ve Şenol Güneş maça elindeki en ideal 11 ile başlamıştı. Necip ve Cenk hamleleri beklenen hamlelerdi. Bu şartlar altında Şenol Hoca elindeki malzemeyi kullanma yetisi gösterebildi. En önemlisi de 2-0’dan yakalanan Kartal; bu kez kırılmadı. Ama aynı şeyi Vitor için söyleyemeyiz.

        Son 3 maç yazısında yazıyorum; Fernandao büyük takım santrforu değil. 60 dakikada 2’si çok net 3 gol kaçıran; 2 hücum faul yapan; tam 7 top kaybı ile oynayan adamdan F.Bahçe santrforu olmaz. Vitor artık küçük kompleksleri aşıp büyük oyuncularla oynamayı bilmeli. Sadece bu da değil Vitor’a keseceğimiz fatura. Caner gittikçe geriliyor; Şener bayılmış durumda ve Gönül 18’de yok. 70’ten sonra takımın dili dışarıda. Hala yerleşik bir oyun planı olmadığı gibi 2-2’den sonra rakibin reaksiyonunu kıracak pas oyununa dönmeyi bile düşünmüyor. Öte yandan Kadlec de Alves de aşırı formsuz. Kjaer zaten bomba. Fener yönetimi devre arası stoper mi bakar bilmiyorum ama stoperlere özel çalışma şart.

        14 yabancı kuralını getiren TFF’ye ve kulüp yönetimlerine teşekkürü unutmayalım. Gomez, 18 içinde 2 kez topa vurdu 2 gol; RvP 2 kere vurdu 1 gol, 1 direk. Çıkana kadar maçın adamı Markoviç.. Yıldızları seyrettirenlere teşekkürler.

        GÖKHAN TÖRE’NİN LİDERLİĞİ

        Kendini yerlere atmadı, ayakta kaldı, sinirlenmedi, sazı eline aldı sağda da solda da etkili oldu. Genç kadronun liderliğini üstlenebileğini gösterdi. Tebriği haketti.

        BEN SENİ KORURUM KUDDUSİ!

        Özkahya; her zamanki gibi sıvadı. Skor 2-2’yken Ersan 2 kere atılmalıydı; Alves’in her kafaya çıkışına faul çalındı; eyyam bitmedi. Trabzon’da Çakır; dün Halis ligi dengelendi. 6 haftada 6 iyi hakem performansı olmadı. Yap bir devrim, yabancı hakem getir; herkes eleştirse de ben seni korurum Kuddusi!

        ALİ GÜLTİKEN | HOŞGELDİN BEŞİKTAŞ

        Keyifli bir maç oldu. Derbiyi tarif etmeye kalksak bu maçı iyi bir örnek olarak gösterebiliriz. İki takım adına da strateji, taktik, bireysel hatalar, müthiş bir özveri, büyük bir mücadele vardı. Bir de bu işin olmazsa olmazı hakem hataları vardı. Ama işin finalinde ‘kim kazanmalı’ diye sorarsak cevabı Beşiktaş olurdu. Özetinde hak eden kazandı.

        Bu maçın sonucunu belirleyecek olan şey baştan itibaren Şenol hocanın oyuncu seçimi ve oyun stratejisiydi. Rakibin oynamasına sahanın belli bölümlerinde müsaade etti, üzerine gelmesine izin verdi, sonra belli alanlarda sıkıştırdı, rakibinden kaptığı toplarla çabuk çıkmayı düşündü. İlk 20 dakikada F.Bahçe daha çok topla buluşan, sahip olan takım görüntüsündeyken 25. dakikada maç Beşiktaş lehine 2-0 oldu. Bunun sebebi maç öncesinde düşünülen taktik uygulamanın maç içerisinde hayata geçirilmesi oldu. Goller ölü vuruşlardan gelse de bu vuruşlar çabuk çıkışlar neticesinde kazanıldı.

        Oyun dengesinde Beşiktaş, F.Bahçe’nin daha çok topa sahip olmasına müsaade etti. Bunun sebebi de kendi silahlarını kullanabilecek alanları bulabilme düşüncesiydi. Nitekim Oğuzhan’ın müthiş asisti, Töre’nin harika ortası ve Gomez’in kafasıyla gelen gol Beşiktaş’ın oyun felsefesinin sonucuydu. Beşiktaş bu oyunu kurgularken, belli başlı isimler işi dizayn etti. İlk yarıda Beşiktaş Sosa’yla biraz kıpırdadı ama ikinci yarıda Oğuzhan’la çok daha etkili oldu. Genelde ise Gökhan Töre derbinin en büyük organizatörüydü. Yaptığı asistler dışında, oyunun içerisinde hep sorumluluk aldı.

        Bu tür maçlarda bütün takımlar, düşündükleri stratejileri ve taktikleri sahneye koyacak, finali yapacak bir işbitiriciye ihtiyaç duyarlar. Gomez de dün akşam bu işin 1 numarasıydı. Yükselen grafiği ve attığı gollerle Beşiktaş’ı hak ettiği yerlere taşımaya devam ediyor. Önemli bir oyuncu, tecrübe, karakter ve lider...

        Kırılma anlarında bazen yüksek karakterli oyuncular lazımdır. Beşiktaş Gomez’le birlikte böyle birçok oyuncuya sahipti. Atiba, Oğuzhan, Ersan, Olcay, Töre ve Gomez bu işe öncülük ettiler. Hem kendileri hem Beşiktaş adına büyük bir dönüşümü gerçekleştirdiler.

        Derbi kazanmak demek rekabeti eşitlemek demek. Psikolojik anlamda güvenini tazelemek demek. Taraftarının ve camianın başını dik tutmak demek. Şampiyonluk hedefinde ‘ben de varım’ demek. Beşiktaş dün akşam bunların hepsini çok açık bir şekilde ifade etti.

        BÜYÜKLÜK KARAKTERİ

        2-0’dan 2-2’ye gelen bir maçı demoralize olmadan tekrar kazanma adına çevirmek, bu iradeyi ortaya koymak büyük takımların en büyük karakteristik özelliklerden bir tanesidir. Beşiktaş dün akşam bunu çok net ortaya koydu.

        BU ÜÇLÜ ÖRNEK OLACAK

        Oğuzhan, Töre ve Gomez üçlüsünün organize ettiği ve bitirdiği 3. gol, Beşiktaş’ın karakteristiğini gösteren harika bir örnekti. Çabuk çıkan, 3 pasta gole giden ve sonuç alan Beşiktaş.

        İBRAHİM YILDIZ | ŞENOL GÜNEŞ'İN TAKTİĞİ TUTTU

        Beşiktaş 2 yıl sonra Fenerbahçe’yi 3 farklı bir skorla yenerek önemli bir çıkış yaptı. Üstelik bayramın son günü taraftarlarını mutlu etti.

        5 golle kapanan derbi maçının Beşiktaş ve Şenol Güneş adına önemi büyüktü. Kaybettiklerinde zirve yarışında ciddi bir kayıp yaşayacaklardı. Kazanmak zorundaydılar. Arzuladıkları sonucu almak için takım olarak iyi motive olmuşlardı. Şenol Güneş’in felsefesinde teslimiyetçilik ve kadercilik hiçbir zaman olmamıştır. Dün de öyle oldu. Karşılaşmayı sonuna kadar dikkatli götürdüler. Hata yapmamaya özen gösterdiler. Paslardaki hata oranını en az seviyede tutarak önemli bir rakibi yenmeyi başardılar.

        Şenol Güneş, ilk yarıdaki Fenerbahçe baskısını oyunu dar alanda sıkıştırarak çözmeye çalıştı. Geniş bir alanda oynamanın rakibe büyük avantaj sağlayacağının bilinciydeydiler. İkinci yarı Necip değişikliği rakibin direncini kırmaya yönelik önemli bir ataktı. Sosa dün sahanın en kötülerinden biriydi. Gökhan Töre ise bu kez kendi istediği gibi değil, teknik heyetin direktifi doğrultusunda topu oyuna daha hızlı soktu. Yaptığı orta ve attırdığı gol müthişti. Beşiktaş forvet oyuncuları dün önemli bir görevi daha yerine getirdiler. Savunmaya yardım ederek takımın rahatlamasını sağladılar. İkinci yarı rakibin üstüne gitmeleri ve zaman zaman uyguladıkları pres Fenerbahçe’yi zor durumda bıraktı.

        Fenerbahçe’ye gelince; dünkü maçın kaybedilmesinde oyuncu seçiminde büyük hata yapıldığını gördük. Fernandao’nun formsuzluğu bir gerçek. Yıldız oyuncu olarak alınan Robin van Persie’nin yedek kalması, hatta buna isyan etmesinin ne kadar yerinde tepki olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Pereira, geçen hafta oynanan Bursaspor karşılaşmasına damga vuran Hasan Ali Kaldırım’ı yedek soyundurarak aslında takımı cezalandırdı.

        Maçın sonucunu savunma hataları belirleyecek görüşü dün haklı çıktı. Beşiktaş’ın 3. golünde Mario Gomez bomboş durumda topu kafayla ağlara gönderdiğinde, Alves ile Kjaer golcünün çok uzağındaydılar. Üstelik altıpasın içinde olmasına rağmen. Fenerbahçe’de Nani dün oyunda yok gibiydi. Çok şey beklenen bu futbolcu vasatın altındaydı. Tıpkı Ozan gibi...

        ŞENOL GÜNEŞ’E BRAVO

        Fenerbahçe gibi yıldızlar topluluğundan oluşan bir takıma karşı nasıl oynayacağını iyi çözen Şenol Hoca maça damgasını vurdu. İlk yarı kontrollü, rakibine geniş alan bırakmayan Şenol Güneş, ikinci yarı rakibinin üstüne gidip pres yaparak düşündüğü taktiği gerçekleştirip sonuca gitmesini bildi.

        FERNANDAO FORMSUZ

        Bursaspor’da önemli işler yapan, attığı gollerle dikkat çeken Fernandao Fenerbahçe’de bir türlü istenilen performansı yakalayamadı. Dün yakaladığı yüzde yüz iki pozisyonu kullanabilse maçın sonucu farklı olurdu.

        BÜLENT YAVUZ | ADAM GİBİ YÖNETİN

        NOTUM 7.7 YETERSİZ

        Hakemler son haftalarda çok kötü. Umudum derbideydi. Ne yazık ki Özkahya ve arkadaşları maçın önüne geçti. Yıllarca hocalık, başkanlık, eğitmenlik yaptım. Hepsi öğrencim. En çok üzülen benim. Yedikleri önünde, yemedikleri arkasında. TFF her şeyi veriyor. Artık dedikoduyu bıraksınlar, adam gibi maç yönetsinler!

        BİRİNCİ GOL OFSAYT

        Dakika 21... Beşiktaş 1-0 öne geçti. Yüzde bir trilyon gol ofsayt! Aslına bakarsınız golden önce Beşiktaş’ın kazandığı faul de tartışmalı. Ofsayt pozisyonunda top ayaktan çıktığında Ersan Gülüm, kaleye en yakın oyuncu. Çok deneyimli Hakan Yemişken bunu atladı. Sakın “Savunma oyuncusu golü attı diye ofsayt olmaz” demeyin gülünç ve komik olursunuz. Yani gol illegal bir gol.

        MARKOVİC’E FAUL YAPILDI

        Dakika 33... Ersan’ın Markovic’i düşürmesi Patagonya ve Uganda da bile faul olmalıydı. Bir de sarıyı çıkarsa kimse itiraz etmezdi. Sevgili Halis, nerede “yıldız oyuncuyu koruma” yorumun...

        GOMEZ DE ŞENER’İ ÇEKİYOR

        Dakika 43... Hakeme yaptığı el ve kol hareketleri Oğuzhan’a hiç yakışmadı. Ancak hakem ona sarıyı sonlarda gösterebildi.

        Dakika 45+2... Şener’in Olcay’a net bir faulü var. Avantajı oynattı ama sarıyı vermeden devreyi bitirdi. Bu yakışmadı!

        Dakika 56... Şener’in Mario Gomez’i ceza alanı içerisinde koluna girip çekmesi, penaltı değildi. Çünkü Gomez’in de aynı oranda Şener’e müdahalesi vardı.

        TOP ÇİZGİYİ GEÇMEDİ

        Dakika 65... Van Persie golü atmadan önce Volkan Şen’in asistinde topun tamamı çizgiyi geçmiyor. Gol temiz.

        ERSAN İKİ KEZ ATILMALIYDI

        Dakika 67 ve 70... Ersan, Volkan Şen’e iki defa net bir şekilde faul yapıyor. İki pozisyon da umut vadeden atak. Karşılığı sarıdır. Daha önce sarısı olan Ersan, en az iki defa kırmızı görüp oyundan atılmalıydı.

        3. GOL KURALA UYGUN DEĞİL

        Dakika 74... Beşiktaş’ın 3. golünden önce Gomez, Alves’i çekerek topu almasını engelliyor. Ve boşta kalan topu da gol yapıyor. Bu da kurala uygun bir gol değildi.

        Dakika 85... Meireles’in Persie’ye pasında ofsayt yoktu. Bayrak hatalıydı.

        ‘FORMALAR OFSAYTLARI ETKİLEDİ’

        “Formalar da tıpkı ısınma alanları gibi maç günü sabahı yapılan toplantıda konuşulur. 4. hakem hangi formaların giyilmesi için hakeme bilgi verir. Hakem nihai kararını formaları gördükten sonra takım yetkililerine iletir. Ancak bunun böyle olmadığını milyonlarca göz Olimpiyat Stadı’nda gördü. Formaların özellikle arka fonları neredeyse aynıydı. Zaten kaçan ofsaytlar bu ve ofsayttan atılan gol bunun eseridir.

        ÖZKAHYA’NIN GÜNAHLARI

        1 Oyunu disipline edemedi.

        2 Kontrolü hiç eline alamadı. İpin ucunu kaçırdı.

        3 Sarı kartlarını yanlış kullandı. Çıkaramadığı sarılar ve kırmızılar var.

        4 Ceza alanında da dikkatli değildi.

        5 Ekip olarak kötüydüler. Yardımcılar ofsaytları kaçırdılar.

        6 Avantaj kuralına riayet etti. Ancak top dışardayken sarıları unuttu.

        7 Yıldız oyuncuları koruyamadı. Mesela Markovic.

        NOTUM 7.7 YETERSİZ

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ