Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig EMS Yapı Sivasspor Galatasaray-Sivasspor maçı yazar yorumları - EMS Yapı Sivasspor Haberleri

        ZOR BAŞLANGIÇ

        ALİ GÜLTİKEN

        Geçen sezonun şampiyonu olarak Galatasaray kötü bir ilk yarı geçirdi. Kötünün ötesi de denilebilir. Üçüncülük pozisyonunda ve önünde iki rakibi varken, bunlarla arasındaki fark en az 10’ar puan civarındayken işler sıkıntılı olur. Ne kadar hedefin içerisinde olduğunuzu, bu işe inandığınızı anlatmaya çalışırsanız çalışın, bunda yalnız kalırsınız. Taraftarınız inanmaz, camianız inanmaz, medya inanmaz... Bu inancınızı önce kendinize, sonra da herkese ispat etmeniz gerekir. Bunun da yolu üst üste uzun bir maç kazanma serisinden geçer.

        Galatasaray böyle bir ortamda ligin ikinci yarısına başladı. Golleri erken bulsa da taraftarının hoşnutsuzluğu ortada. Takım galip olsa da tepkisini bir yerlerden çıkartma düşüncesinde. Bunda da kafası net değil. Bazen yönetime, bazen Burak’a, bazen diğer bir oyuncuya; yani kısacası takımın buraya gelmesine sebep olan veya sebep olduğunu düşündüğü herkese tepki içerisinde. Bunlar, geçen sezon ligi üç kupayla bitirmiş, büyük bir başarı ortaya koymuş bir takımın beklediği görüntüler değil. Ama futbol, sonuç işi... Ligden bu kadar erken kopup, bu kadar puan farkı yediğinizde, başlangıçlar da her zaman sıkıntılı olur.

        Galatasaray takım olarak, yönetim olarak, teknik adam olarak bu işin farkında. Transfer hamlesinin yanında Mustafa Hoca’nın oyuncu değişiklikleri de dün sahadaydı. Defans bloğuna baktığınızda Denayer’i merkeze, Hakan Balta’yı sol beke alarak; önlerinde Donk ve Selçuk’la önce savunma tarafını toparlamaya çalıştı. Galatasaray’ın en temel problemi takım savunması... Bunu yalnızca birkaç oyuncuyla değil, takım bütünüyle gerçekleştirme mecburiyetinin Mustafa Hoca farkında. Ve bunun için de tüm oyuncuların rakibini kovaladığı, topun arkasına geçmeye çalıştığı, kademe yapmaya çalıştığı bir oyuncu grubu izledik. Doğrusu da bu. Bu yalnızca Galatasaray için değil, her takımın olmazsa olmazı.

        Bir diğer önemli değişim de Sinan Gümüş tercihidir. Sürekli oynayacak, şans alacak bir oyuncu noktasına gelmiş gibi görünüyor. Hem Mustafa Hoca hem de kendisi bunu maçta ortaya koydu. Sinan yetenekli bir oyuncu. Pozisyonlarda var, asistte var, golde de var. Eğer performansını maçın geneline yayabilecek sürekliliğe çıkartabilirse sezon sonuna kadar forma giyecek bir Sinan Gümüş’ü izleyebiliriz.

        Kazanarak başlamak G.Saray’ın ihtiyacı olan bir şeydi. Ama maraton çok uzun. G.Saray taraftarı ve camiası yalnızca maçları değil, maçları kazandıracak oyuncuları da anlık tepkilerle kaybetmemeli. Yol uzun, hepsine ihtiyacı var.

        SAVUNMA VE HÜCUM

        Pozisyon zenginliğini devam ettirip savunmayı biraz daha etkili yapmak G.Saray’ı bu maç için olumlu yöne taşıdı. Sinan’ın performansı, Donk’un uyumu, savunmanın disiplini, dün akşamın öne çıkanları oldu.

        BURAK TEPKİSİ

        Burak’ın bu kadar tepki görmesi çok anlaşılabilir bir şey değil. Alternatifi olmayan, sezon içerisinde mutlak ihtiyaç duyacağınız bir oyuncunun bu kadar hırpalanması G.Saray’ın menfaatine olmaz.

        KULÜBEDE IBRAHIMOVIC Mİ VAR

        HALİL ÖZER

        Kendi kendine yarattığı gereksiz sorunlar yumağı yüzünden bir türlü huzur bulamamak gerçekten enteresan.

        Ligin ikinci yarısının ilk maçı. Ve tabii ki geçmişi olan ama dün durup dururken ortaya çıkan bir Burak Yılmaz krizi. G.Saray seyircisini tebrik etmek gerekir. Dün şu maç krize girdiyse tamamen onların sayesindeydi! Sadece bir pas hatası ile Burak’ın üstüne çullanan seyirci, takımın havasını ve dengesini bozdu. Sıkıntı başladı, Sivas’ın golü geldi. Son yılların en kötü seyirci profili bu sene Galatasaray’da var. Ne yaptıkları belli değil. Sahada oynayan her futbolcusunu huzursuz ediyorlar. Muslera ve Sneijder hariç herkes büyük bir korkuyla oynuyor. Bir seyircinin yapmaması gereken ne varsa onu yapıyorlar.

        Tabii ki Burak’a da birkaç söz etmek gerek. Seyirciye yanıt vermeye gerek yok. Alkışlamaya hiç gerek yok. Böyle durumlarda vereceğin yanıt seni bir anda haksız duruma düşürebilir. Ben şunu merak ediyorum: Acaba Galatasaray seyircisi yönetimin İbrahimovic’i aldığını filan mı düşünüyor? Yani o var da Denizli Burak’ı mı oynatıyor? Arkadaş Galatasaray bu sene Burak ile oynayacak. Peki o zaman tribünler ne yapmaya çalışıyor? Amaç ne? Üç kulvarda Burak ile savaşacaksın. Artık Arena’da ‘destek’ ile ‘köstek’in anlamları karışmış durumda.

        Maçın ilk 15-20 dakikasını çok beğendim. Galatasaray rahattı ve birinci dakikadan itibaren bu maçı kazanacağını ilan ediyordu. 4-1-4-1 ile başlayıp, 4-1- 3-2 ile devam eden G.Saray’ın baskısı Sivas’ın daha oyunun başında moralini bozdu. Sinan Gümüş’ün bu bölümde oyuna koyduğu ağırlık ve Donk’un dikkatli oyunu, Sneijder’ın hücum katkısı, Selçuk’un dinlenmiş futbolu sonucu getirdi. İki golü buldu oyun rahatladı. Ancak tabii ki böylesine bir oyunda bile Muslera’nın ön planda olması ve net pozisyonlar kurtarması Denizli’nin düşünmesi gereken sıkıntılar. Sivas’ın golü örnek. 3 Sivaslı, 9 Galatasaraylı arasından gol attı.

        Cüneyt Çakır için de birkaç söylemek lazım. İlk penaltıda sıkıntı yok, tamam. Ama penaltı öncesi hatalı taç kararı yan hakemin ve Çakır’ın geçici görme bozukluğu anına denk geldi. Ayrıca Çakır bu sene ligde bu penaltı pozisyonuna yakın, hatta hemen hemen aynı pozisyonlara devam düdüğü çaldı. Hatta kafasını kaldırmadı bile. Dün hiç düşünmeden ‘Penaltı’ dedi. Çakır’ın standardı nedir anlamadım? Bu sene Çakır’ın düdük dengesi bozuldu.

        Sonuç olarak G.Saray, oyunun ilk bölümünde iyi oynadı. Attığı iki golle maçı kopardı. Ancak sıkıntılar var. Bu açıkça belli. Oyun sürekliliği ve tempo çok çabuk düşüyor. Ligde zirvede iki rakibin varken işini şansa bırakamazsın. Sinan Gümüş ileride altın olacak. Bu kesin. Ama Podolski bu takıma lazım.

        OLCAN ADIN

        Kupa maçları dahil dün de çok beğendim. Enteresan bir tarzda oynuyor. Sahanın her yerine koşuyor. Çok çabalıyor ve emek harcıyor. Bana göre dünün en iyi oyuncularından birisiydi.

        GALATASARAY SEYİRCİSİ

        Yukarıda yazdım, burada da yazıyorum. Biz Galatasaray seyircisinin ne olduğunu çok iyi bilen insanlarız. Onlarla büyüdük. Ama son yıllarda görüntü değişti. Seyircinin takım ile arasında sevgi sarsılırsa toparlamak zor olur.

        SOSYAL MEDYA ETKİSİ

        ERHAN TELLİ

        Uzun haftalar sonra ilk kez Galatasaray’ın aldığı bir galibiyeti şöyle ağız tadıyla, fazlaca eleştirmeden yazıp yorumlayacaktım ama yine kısmet olmadı! Maçın ikinci yarısında Burak Yılmaz’a yapılan o anlamsız protesto, tıpkı sahada oynanan maç gibi bu yazının da seyrini baştan sona değiştirmeye yetti.

        Önce Sabri Sarıoğlu, sonra Umut Bulut ve şimdi de Burak Yılmaz...

        Türkiye’de özellikle taraftar kitlelerine açıkça yön veren sosyal medya, bazen kulübü yönetip transfere yön vermeye, bazen de kendi evlatlarını birer birer yemeye devam ediyor! Bunun en çarpıcı örneğini dün gece canlı canlı Arena’da yaşadık. Sözüm ona takımlarını desteklemek için stada gelen ama takımları 2-0 önde olduğu halde Burak’ı ıslıklayıp protesto etmek için fırsat kollayan bir grubun, Galatasaray’ın son beş yılda aldığı üç şampiyonlukta, attığı onca golle büyük katkıları bulunan bir oyuncuyu, bu kadar kolayca harcamaya çalışmalarını anlamak mümkün değil. Başka bir takımın taraftarı olsalar, kendi takımlarına ancak bu kadar zarar verebilirlerdi. Eğer aklıselim Galatasaray taraftarı sesini çıkarmasa inanın sonuç, belki çok daha üzücü olacaktı!

        Oyuna dönecek olursak... Sezon başında Melo’nun gidişinin ne kadar önemli bir kayıp olduğu, sezon ortasında alınan Donk’un gelişi ile bir kez daha ortaya çıktı aslında... Sadece tek başına bir Donk bile, Galatasaray’ın üzerindeki ölü toprağını atmaya yetti de arttı çünkü! Donk gelince, sadece yanındaki Selçuk rahatlamadı. Arkasında oynayan defans oyuncuları ile hemen önünde oynayan Sneijder da rahat bir nefes aldı. Ama Donk’un gelişine en çok kim sevindi biliyor musunuz? Bence Fernando Muslera... Yediği gole rağmen, sezon başından bu yana belki de ilk kez bu kadar rahat bir maç çıkardı.

        Tabii ki bu maç için genç Sinan Gümüş’e ayrı bir parantez açmadan olmaz...

        Genç gurbetçi oyuncunun son maçlarda yaptıkları ve attıkları ortada. Geçen sezon U21 takımına gönderilip attığı 27 golle bence pişme süresini çoktan tamamlayan ve Galatasaray’ın sağ kanadını uçurmaya başlayan bu çocuğu, sezon başında az kalsın başka bir takıma kiralayacaklardı da olmadı. Bu kez, o yazının başında eleştirdiğimiz sosyal medyanın iyi tarafı sayesinde baskı oluşturuldu ve Sinan takımda kaldı...

        MUSTAFA HOCA’YA TEBRİK

        Mustafa Hoca’yı geldiği günden bu yana birçok konuda çok fazla eleştirdim. Ama bu konuda tebriği sonuna kadar hak ediyor. Çünkü bugün eğer Sinan bu takımın parıldayan bir yıldız adayı olmuşsa, bu tamamen O’na herkesten fazla güvenip oynatan Mustafa Hoca’nın sayesindedir. Başkasının değil...

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ