Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig HABERTÜRK SPOR yazarı Atilla Türker Ülke Hakemliğinin iç yüzünü yazdı - Futbol Haberleri

        HABERTÜRK SPOR | ATİLLA TÜRKER | ÜLKE HAKEMLİĞİNİN İÇ YÜZÜ 2. BÖLÜM

        Bir hakem, gözlemciden düşük not aldığı takdirde çok ilginç gelişmeler yaşanabiliyor. O hakem güçlü bir isimse, düşük not veren gözlemcinin konumunu etkileyebiliyor. O gözlemciyi yıpratabiliyor. Unutulmasın ki halen Süper Lig’de bulunan pek çok hakem, gözlemci kadrosundaki pek çok isimden, güç olarak çok daha önde bulunuyor. Haliyle bazı hakemlere düşük not vermek biraz zor oluyor.

        Gözlemcilerin önemli bölümü tepki çekmemek adına sürekli yüksek not veriyor. MHK’de görev alan eski bir hakem, zamanında kendisine düşük not veren gözlemciyi dışlayabiliyor.

        Üst klasmanda 43 hakem, 36 da gözlemci bulunuyor. Hepsi birbirini iyi tanıyor. Hepsinin yolları sık sık kesişiyor. Bazen hakem derneği seçiminde, bazen hakem atamasında, bazen de Merkez Hakem Kurulu oluşumunda yüz yüze geliyorlar.

        Bugün hakem olan herhangi bir kişi yarınlarda MHK koltuğuna oturabileceği için, gözlemcilerin önemli bölümü not verirken istikbalini düşünüyor. Milyonlarca insanın ekrandan izlediği hatalar, gözlemcilerin raporlarına pek yansıtılmıyor.

        GÖZLEMCİLER GÖRMEMEZLİĞE GELİYOR

        Hakemler yıllardır çok büyük hatalar yapmalarına karşın, sezon not ortalamaları hep yüksek oldu. Hep pembe gözlükle bakıldı. Herkes birbirini kandırdı. Hakemlere verilen şişirilmiş notlar yüzünden haksız rekabetler ortaya çıktı. Testiyi kıranla suyu getiren bir tutuldu. Gözlemcilerle arasını iyi tutan hakemler, verilen şişirilmiş notlar doğrultusunda sürekli maç aldılar. Hakem klasmanları bu çerçevede oluştu. FIFA listesinin belirlenmesine bile yansıdı bu durum. Haksızlığın tavan yaptığı bu mecrada huzursuzluk hiç eksik olmadı. Bu yüzden pek çok hakemin önü kesildi.

        HATALAR YAZILMIYOR

        TFF’nin resmi sitesine girdiğiniz takdirde, hakemlik kariyeri iyi olmayan çok sayıda kişinin, halen gözlemci olarak Süper Lig hakemlerini değerlendirdiğini ve not verdiğini görebilirsiniz. Bazı gözlemciler hazırladıkları sağlıksız raporlarla ülke hakemliğinin kaderini belirliyorlar. Torpil ve hatır gönül kol geziyor. Deve dişi gibi pek çok değerli gözlemci halen evde otururken, ikili ilişkilerini iyi kullanan çok sayıda kişi, gözlemci kadrosunda yer edinebiliyor.

        Elbette ki son derece ciddi ve sağlıklı bir şekilde raporlarını hazırlayan değerli gözlemciler de var. Ama hakem camiasında herkesin bildiği ve gördüğü gibi, gözlemci raporları genelde hakemleri üzmeyecek şekilde yazılıyor.

        KOL KIRILIYOR, YEN İÇİNDE KALIYOR

        Camiada bulunan insanların önemli bölümü günün birinde gözlemci olmak veya MHK’ye girmek istediği için, yaşanan bu ahbap-çavuş ilişkileri çok gizli tutuluyor. Kol kırılıyor, yen içinde kalıyor. Herkes birbirini kandırıyor. Tepkiler belli bir çerçevede yapılıyor. Kaybeden ülke hakemliği oluyor.

        TOROĞLU: ÇAKIR’A AYRICALIK TANINIRKEN, BAZI HAKEMLERİN ÖNÜ KESİLDİ

        Eski hakem ve ünlü yorumcu Erman Toroğlu, Cüneyt Çakır ile ilgili şöyle konuştu:

        “Cüneyt Çakır’a Türkiye Futbol Federasyonu büyük yatırım yaptı. Avrupa’da Cüneyt Çakır’a maç veren komitedeki isimler Türkiye’ye çağrıldı. Bu kişilere dolaylı yollardan para ödendi. Onlar da bunu karşılıksız bırakmadılar. İyi maçlar verdiler. Ama Cüneyt Çakır, Avrupa’da maçlara çıkarken Selçuk Dereli, Fırat Aydınus ve Bülent Yıldırım gibi isimlere haksızlık yapıldı. Bu hakemlerin üzerine oynandı. Ve bu hakemlerin Avrupa’da işi bitti. Ama bu hakemler de bu operasyona yardımcı oldular. Avrupa’daki fiziksel testlerde başarı gösteremediler. Yani kendi ayaklarına kurşun sıktılar. Mücadeleyi çabuk bıraktılar. Şimdi bir tek Ali Palabıyık var Cüneyt Çakır’ı Avrupa’da zorlayan. Ama Cüneyt ve babası, Ali Palabıyık’ın da üzerine oynamaya başlayacaktır. Ali de en kısa zamanda ekarte edilecektir.”

        AKRABA DÜDÜKLER

        Hakem camiasına yönelik olarak “Babalar ve oğullar” eleştirisi çok yapılır. Doğrudur, hakem camiasında baba-oğul ya da amca-yeğen sayısı azımsanmayacak kadar fazladır. Uzun yıllardan beri çok sayıda hakemin oğlu ya da yeğeni maçlarda görev almaktadır. Aslında bir babanın ya da amcanın, çocuğunu ya da yeğenini kendi uğraşı paralelinde yönlendirmesi gayet doğaldır. Kimsenin buna sözü olamaz. Ama babalar ya da amcalar, kendi çocuklarının önüne açabilecek icraatlara girdiğinde durum değişiyor. Haksız rekabet oluşuyor. Özellikle o babalar ve amcalar, MHK bünyesinde ya da gözlemci kadrosunda bulunduğu zaman, durum daha da kötüleşebiliyor. Bazı gençlerin önü açılırken, birilerinin önü kapanıyor. Nihayetinde “Ne de olsa yeğenimiz” düşüncesi ile verilen bir not ya da klasmanda yapılacak bir terfi, pek çok gencin önünü tıkayabiliyor. Bu yüzden genç isimlerin hakemlikleri bitebiliyor.

        BABA-OĞUL SAYISI ARTACAK

        Bir zamanlar asker hakemler vardı, maçların önemli bölümü bu hakemlere verilirdi. İkili ilişkiler doğrultusunda bu ayrım yapılırdı. Çeşitli sakıncaları görüldüğü için kaldırıldı. Bu kez de akrabalık durumu yoğunluk kazandı. Gidişat gösteriyor ki, önümüzdeki süreçte akraba hakem ve gözlemcilerin sayısı daha da artacak. Belki de Süper Lig kadrosunun tamamına yakını kısa bir zaman sonra baba-oğul ya da amca-yeğen durumundaki kişilerden oluşacak. Bu yapıdaki bir camianın sağlam kalması mümkün mü?

        KAYIRMA YOKSA SORUN DA YOK

        Halen Süper Lig kadrosundaki akrabalık ne durumdadır? Serdar Çakır-Cüneyt Çakır ismi zaten biliniyor. Diğerleri mi? Serkan Tokat (Kuzeni Metin Tokat halen Süper Lig gözlemcisi), Hakan Ceylan (Babası Hasan Ceylan, önceki sezona kadar üst klasman gözlemcisiydi), Abdülkadir Bitigen (Babası Galip Bitigen halen üst klasman gözlemcisi) Emre Atasoy (Amcası eski Süper lig hakemlerinden Etem Atasoy). Diğer alt liglerde de çocuğu ya da yeğeni hakemlik yapmakta olan çok sayıda önemli isim bulunuyor. Bu konuda önemle üzerinde durulması gereken nokta, klasman belirleme, terfi ve tenzilde, gözlemci notlarında, maç atamalarında, kısacası her türlü konuda herhangi bir ayrıcalığa girişilmemesidir. Yoksa eşit şartlarda yapılan yarışa kimsenin olumsuz yaklaşımı söz konusu olamaz. Ne önemli isimler var ki, torpil olmasın, haksızlık yapılmasın diye, büyük özen gösteriyor.

        Peki, babalar ve oğullar çerçevesinde bugüne kadar çok haksızlık yapıldı mı? Birileri haksız şekilde bir yerlere getirildi mi? Bu soruların cevabını camiadaki herkes biliyor. Bu haksızlık dibine kadar yapıldı.

        'HAKEM HAKEM... DÜDÜĞÜNÜN NOHUTUNU ÖPEYİM!'

        Süper Lig’de yıllarca düdük çalan bir hakem arkadaşımız anlatıyor:

        “Kritik bir maç yönetiyordum. Ortam çok gergindi. O anda tribünden biri tüm gücü ile bağırdı:

        - Hakeem, hakeem... Düdüğünün nohutunu öpeyim.

        Şaşırdım. Anlam veremedim. Başka bir şey değil de... Niye düdüğümün nohutu...

        Maç bitiminde... Bağıran bu kişi ile tesadüfen karşılaştım. Hemen sordum, ‘Niye düdüğümün nohutu?’ diye.

        Gayet sakin cevap verdi:

        - Hocam, sizin yıllardır öpülmedik bir yeriniz kalmamıştır. Kala kala sadece düdüğünüzün nohutu kalmıştır!”

        BÜNYAMİN GEZER HAKEMLİĞİ NEDEN BIRAKTI?

        5 yıl önce hakemliğe veda eden Bünyamin Gezer, geçen yıl mayıs ayında Vahdet gazetesinde kaleme aldığı “Neden bıraktım” başlıklı yazısının son bölümünde çok çarpıcı bir yaklaşımda bulundu: “Bir de... Konya-Beşiktaş maçında Konya kalecisinin Demba Ba’yı çekmesine ses çıkartmayınca Beşiktaşlı yöneticilerin gazabına uğramıştı Hüseyin Sabancı... MHK’ya şikayet etmişler. Hakem camiasında konuşulan olaylardan sadece 1 tanesi bu... Hüseyin Sabancı o maçtan beri MHK tarafından ilave hakem olarak kullanılmıyor. Elbette ki Hüseyin ilave hakemlik alamaz, zeki değil. ÇÜNKÜ BU MHK, BÜYÜKLERİ ÜZMEYEN ZEKİ HAKEM İSTİYOR!!!”

        Not 1: Bünyamin Gezer’in “Bu MHK, büyükleri üzmek istemiyor” dediği MHK, Yusuf Namoğlu’nun başkanlık yaptığı bundan önceki son MHK...

        Not 2: Bu müthiş iddiayı ortaya koyan Bünyamin Gezer, günümüz Merkez Hakem Kurulu’nda başkan vekilliği yapıyor.

        'GÖZLEMCİ MASASI ZAYIF OLUR!'

        Hakem jargonu ile ufak bir bilgi vereyim. Bir lokantada yanınıza birisi yaklaşıp da “Ne o, bu masa, gözlemci masası gibi” derse eğer... Biliniz ki masanız, zengin değildir. Yiyecek ve içecek açısından çok eksiktir. Elbette ki bu, cebi ve gönlü daha zengin olan hakem dostların, kısıtlı imkanlarla maçlara gelen bazı gözlemcilere yönelik şaka kapsamlı bir yaklaşımdır. Masayı donatırsanız, anında hakem masası olur!

        YARIN | ÜLKE HAKEMLİĞİNİN İÇ YÜZÜ 3. BÖLÜM

        * Kavgalar nasıl oluştu?

        * Hangi hakemler dışlandı?

        * Ünlü hakemlerin FIFA kokartları nasıl söküldü?

        * Ülke hakemliğindeki bloklaşmanın altında neler yatıyor?

        * Kimlere ayrıcalık tanınıyor?

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ