Beşiktaş-Gaziantepspor maçı yazar yorumları

İBRAHİM YILDIZ

BEŞİKTAŞ'I TUTMAK ZOR

Sezonun ilk iki maçını kar yağışı nedeniyle pas geçen Beşiktaş, Gaziantep karşısında hırsı, kazanma arzusu ve yardımlaşma anlayışı ile herkese ders verdi. Bireysellikten çok, kolektif anlayışı öne çıkarmayı ilke edinmişlerdi. Taraftar, bu güzel oyunu ve ortaya konulan emeği son dakikaya kadar destekleyerek kendine düşen faturayı ödedi.

Dün Ersan Gülüm’ün yerine yeni transfer Marcelo forma giydi. 20. dakikada Rhodolfo’nun sakatlanması sonucu bir başka yeni oyuncu olan Alexis Delgado da sahada yer alınca Beşiktaş, savunmanın ortasında iki yeni oyuncuyla tanışmış oldu. Her iki futbolcu için tek bir maçı kıstas alıp değerlendirme yapmak doğru olmaz. Ancak Marcelo’nun daha güvenli ve hazır olduğu dikkat çekti.

Soğuk havaya karşın coşkulu bir seyirci topluluğu tribünleri doldurmuştu. Karşılaşmanın atmosferi, taraftarları da ısıtmaya yetti. Oyunun hemen başında konuk takım Gaziantepspor’un kaçırdığı gol pozisyonu seyircinin yüreğinin ağzına gelmesine neden oldu. Siyah-Beyazlılar dün özellikle sol kanattan daha çok bindirme yaptı. İsmail’in başarılı oyunu dikkat çekti. Arka arkaya yakalanan fırsatlar değerlendirilemeyince rakip takım direnç kazandı. Zaman zaman orta alanda çok top çevirerek Beşiktaş kalesinde tehlikeli olmaya çalıştılar.

Savunmadan dönen topları Atiba ve Oğuzhan ile iyi değerlendiren Beşiktaş, rakibin açık futbol oynamasını fırsata çevirdi. Sol kanattan gelen tüm toplarda etkili oldular. Gökhan Töre’nin şutunda kalecinin geç kalması hatalı gol yemesine neden oldu. Etkisiz ve zayıf bir şuttu. Ancak ikinci gol şiir gibi denilecek kadar estetik, akıl ve soğukkanlılık içeriyordu. Bunu da yapacak tek futbolcu Oğuzhan’dı. Altıpas içinde bilek hareketlerini sergileyerek topu ağlara gönderdiğinde kaleci dahil 4 futbolcu boylu boyuncu yere serilmişti.

Boyko’nun kadroya katılması ile birlikte kaledeki rekabet en üst düzeye çıktı. Dün, Tolga yaptığı kurtarışlarla ‘kaleyi kimseye vermem’ mesajı veriyordu. Bu durum hem Tolga için hem de Beşiktaş adına kazanç diye düşünülmeli.

Siyah-Beyazlılar ikinci yarıya stresten uzak ve büyük moralle çıktı. Seyirci desteğinin yanı sıra, iki gollü üstünlük iyi bir avantajdı. Oyunun genelinde tempoyu diledikleri gibi yönlendirdiler. Topla oynama oranı yüzde 60’ların altına düşmedi. Her zamanki yardımlaşma ve alışılagelinen pas trafiği oyunun güzelleşmesinde önemli bir etken oldu. 2 gol atan Gomez, pozisyonları iyi takip eden çok güçlü bir futbolcu. İlk yarı biraz daha dikkatli olsa gol sayısını arttırabilirdi. Bazen kendine çok inanmanın verdiği özgüven ile oynuyor. Dün, her iki kanattan gelen topları takibi ve tek vuruşta rakip ağlarla buluşturması, bir golcünün özelliklerini sergilemesi açısından örnek alınacak davranışlardı.

TAKIMI TEBRİK ETMELİYİZ

Savunma hattını yenileyen, henüz kendi sahasında oynamayan, seyyah gibi gezen bir takımın ortaya koyduğu oyun, takım ruhu ve inanmışlık örnek bir anlayıştır. Bu nedenle tüm oyuncuları ve yönetimi kutlamak gerekir.

ALİ GÜLTİKEN

ATAN VE TUTAN FARKI

Dakika 1... Larsson, Tolga ile karşı karşıya... Ayakta kalan, pozisyonu kurtaran Tolga... Dakika 38... Topa vuran Gökhan Töre, hata yapıp golü yiyen G.Antep kalecisi Alperen... Sonrasında Habibou’nun ayağından önemli pozisyonlar yakalayan, tehlike yaratan G.Antep karşısında yine harika kurtarışlara imza atan, ayakta kalan Tolga Zengin...

İşin atak tarafında da yine etkili işlere imza atan, yaratıcı, üretken ve golcü Beşiktaş forvetleri... Töre’yle, Sosa’yla, Oğuzhan’la, Gomez’le, Olcay’la, hatta İsmail’le iş başındaki ‘Beşiktaş sonuç adamları.’ Bir takımın gol yemeden maçın içerisinde kalması çok önemli. Bunu G.Antep karşısında çok güzel örneklerle bir kez daha yaşadık. Beşiktaş, ligin en üretken takımı. Pozisyon bulmakta, gol bulmakta sıkıntı yaşamıyor. Bu maçta da yaşamadı. Goller ve pozisyonlar harikaydı. Bu maçın bir farkı Tolga’nın maçın ilk dakikasından itibaren Beşiktaş’ı savunma olarak ayakta tutmasıydı. Antep yakaladığı önemli pozisyonlarda Tolga’nın becerisi Beşiktaş’ın sıkıntı yaşamasına engel oldu. Rekabet her zaman pozitif sonuçlar doğurur, kaliteyi artırır, performansı da... Boyko’nun gelişi ile Beşiktaş, bir kaleci değil, iki kaleci transferi yapmış oldu. Tolga, bu rekabetten dün akşam gördüğümüz gibi olumlu etkilendi. Atan ve tutanların kalitesini Tolga ve Beşiktaş forvetlerinin performansı ile çok net gördük.

Futbolda en önemli şey bir takıma yapabilecekleri konusunda alışkanlık kazandırmaktır. Beşiktaş, bu yönde büyük bir aşama kaydetti. Atağa çıkarken, hücum bölgesinde çoğalırken, rakibini baskı altına alırken, bunları çok doğal yapıyor. Çok basit, çok normalmiş gibi gösteriyor. Ama çok iyi biliyoruz ki bu zor bir iş. Bunu ancak kaliteli ayaklarla, yetenekli oyuncularla, oyun zekası yüksek, futbol karakterleri ile yapabilirsiniz. Beşiktaş kadro zenginliğini, oyun zenginliğine de dönüştürdü. Her hafta skor zenginliğine de dönüştürüyor.

Yeni gelen oyuncular var. Ama takımın ritmi ve dengesi onları da çok çabuk bu yapının içerisine kattı. Alexis ve Marcelo dün ilk kez yan yana oynamalarına rağmen bu zor bölgede hatasız oynadılar. İkisi de tecrübeli ve birikimli oyuncular. İyi liglerde oynadılar,takımlarında liderlik yapmış oyuncular. Yani Beşiktaş’ın ihtiyacı olan “baskı altında oynayabilmeyi” becerebilen oyuncular. Baskı konusu ikinci yarı Beşiktaş’ın maçlarının ertelenmesiyle Beşiktaş üzerinde çok konuşuldu. Hatta takımın üzerinde ertelenen maçlarla ilgili ciddi bir psikolojik harekat da yürütüldü. Ama Antep karşısında bir kez daha gördüğümüz gibi Beşiktaş, bu ligin en iyi takımı. Şekilde görüleceği gibi baskıyı ve endişeyi yaşaması gereken Beşiktaş değil, Beşiktaş’la rekabet edenler...

ALEXİS VE MARCELO

İlk defa birlikte oynayan Alexis ve Marcelo’nun uyumu ile Tolga’nın tekrar güven verici bir şekilde kalede olması Beşiktaş savunmasındaki endişeleri ortadan kaldırdı.

İSMAİL VE GOMEZ

İsmail’in bıraktığı yerden etkili bir şekilde geriye dönmesi güzeldi. Tabii ki sonuç adamı Mario Gomez’i iş başında görmek de...