Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Galatasaray Galatsaray'ın mali durumunda sorumlu kim ? Kulüp nasıl kurtulur ? - Galatasaray Haberleri

        İstanbul'a bahar havası hâkimken Galatasaray'ın üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. Sarı kırmızılıların gündemi yoğun. Kulübün öncelikle halletmesi gereken sorunlar arasında UEFA'nın istediği finansal kriterlerin sağlanması; Mustafa Denizli'nin istifasının ardından yeni teknik direktör bulma çalışmaları; takımın yıldızlarının satılıp satılmaması; saha içi sonuçları ve koltuğu sallanan Başkan Dursun Özbek ve yönetiminin devam edip etmeyeceği var.

        113 yıllık köklü camianın ileri gelenleri kulislerde çıkış yollarını ararken biz de soluğu Turgay Kıran'ın yanında aldık.

        Taraftarın aklına Trömsö maçı sonrası verdiği "elenirsek ülkeyi terkederiz." demeci ve dört kez katıldığı başkanlık yarışlarındaki transfer vaadleriyle gelen Turgay Kıran, aslında Alp Yalman ve Özhan Canaydın başkanlığında iki dönem kulüp yöneticiliği yapmış ve 1985-88 arasında da TFF yönetiminde bulunmuş deneyimli bir yönetici.

        Harita

        Beşiktaş'tasahibi olduğu otelde buluştuğumuz 66 yaşındaki Kıran, her zamanki güleryüzü ve beyefendiliğiyle bizi karşıladı. Yine de bakışlarının altındaki endişe ve kırgınlığı saklayamıyordu. Kibar üslubuyla yumuşattığı öfkesini de bir süre sonra gizlemekten vazgeçti. Muhabir arkadaşım Çiler Özceylan ile birlikte kısa bir süre gündem dışı sohbet ettik. Sonra da soru sormadan sözü kendisine bıraktım.

        Ne yazık ki! diye lafa girdiTurgay Kıran. Ne yazık ki! Galatasaray'ın mevcut durumunu en iyi anlatan tabir galiba bu. Üzgün olan Kıran, ilk başta Ünal Aysal, Duygun Yarsuvat ve Dursun Özbek'in göreve gelirken sanki kulübün hiçbir ekonomik sorunu yokmuş ya da rahat çözülebilirmiş gibi mesajlar vermesinden yakındı. Dursun Özbek'in "Amerika'nın da borcu var."söylemlerinden rahatsızlığını dile getirerek devam etti. Koltuğu sallantıda olan başkanın hem Ünal Aysal hem de Duygun Yarsuvat döneminde görev aldığını, 18 aydır işin bilincinde olduğunu ve ciddiyetsiz davrandığınıiddia etti.

        Yönetimin başındasın, hiçbir önlem almıyorsun, hiçbir proje üretmiyorsun. Sonra ceza iyi oldu. Galatasaray düzelir.Bu cezaların var olacağını hepimiz biliyorduk. Bile bile lades oldu. Turgay Kıran

        Halbuki, kendisinin de söylediğigibi, "Galatasaray mali problemlerinin son 10 senede müthiş bir şekilde hızla yukarı çıktığı ve ciddi boyutlara ulaştığı" bilinen bir gerçek. Turgay Kıran'ın üzüntüsünü gizlemeyi başaramadığı tek husus bu da değil. UEFA'nın verdiği cezayı başarı olarak gösterenlere ve Galatasaray'ın beyaz sayfa açması için fırsat olabileceğini belirtenlere karşı, bir şey yapmadıklarından dolayı sinirli.Cengiz Özyalçın gibi yönetimdeki deneyimli isimler de ritmini bulan Turgay Kıran'ın eleştirilerinden nasibini aldı.

        "Çok büyük bir abimiz, gözyaşlarıyla maçtan sonra Galatasaray çok kötü durumda, üzülüyorum diyor. Kim bu ? İkinci başkan. Galatasaray bu kadar mı aciz duruma düştü ? Siz yönetimdesiniz. Bunları biliyorsunuz. Sanki biz ordaydık da biz yaptık bunları."

        Vebali ne Aysal ne de Özbek'te

        Ünal Aysal, bu süreçte bir kısımGalatasaray taraftarının ve medyanın ve de camianın ileri gelenlerinin tabloda sorumlu olarak gördüğü kişi. Oysa Turgay Kıran bu fikre pek katılmıyor ve ekliyor:

        "Faruk (Süren) ile başlamıştır Galatasaray'ın bugünkü durumu. Alp Yalman kulübü paralı bırakmıştı. Faruk'la beraber ciddi bir şekilde borç başlamış. Sportif başarılarımızı ticari anlamda paraya çevirememişiz. Ondan sonra meşhur AIG ile de Galatasaray'ın geleceği bitirilmiştir. O geleceği kurtarmak için Özhan bir şeyler yapmaya çalıştı. Borç buldu bir yerlerden. O borca da çok açık ve net söyleyeyim; 20 milyona 4,5 milyon faiz ödeniyordu. Bunu alan da Turgay Kıran, Özhan Canaydın değil Ünal Aysal'dı. İyi bir Galatasaraylıydı ve sonra getirdik başkan yaptık. Statla birlikte çok büyük para girişi oldu Galatasaray'a. Onları da har vurup harman savuran Ünal Aysal oldu.Ünal Aysal kimdir ? Önemli bir iş adamı. Galatasaray ile ilgisi nedir ? 12-13 sene önce üye olmuş ama İnan Kıraç beyefendinin çok takdir ettiği ve yanında gezdirdiği ve de vakfı bırakacağı kişidir."

        "Galatasaray'ın düzelmesi gerekiyorsa bunun baş mimarı İnan Kıraç olmalıdır." - Turgay Kıran

        100 milyon doları koymadılar

        İnan Kıraç ismi ülke sanayisinin lokomotif kuruluşlarından Koç Grubu'ndaki yeri kadar sanat, eğitim ve spor alanında da etkili bir marka. Galatasaray camiasının iktidarçekişmelerinde sık sık ismi geçiyor. Başında bulunduğu Eğitim Vakfı'nın bu anlamda payı büyük. Spor medyasının yanı sıra kulüp içinden pekçok insan İnan Kıraç'ın kulübü yöneten gizli el olduğuna dair görüşlere sahip. Turgay Kıran için de durum farklı değil.

        • Turgay Kıran

        Galatasaray'ı bu hâle getiren 15-20 yıllık birikimde kendisini başrole oturtuyor.

        - Bunun vebalini, sorumluluğunu ben Ünal'a bağlamıyorum, inanın ki Dursun'a da bağlamıyorum; tamamıyla İnan Kıraç beyefendidir. O ve arkadaşları onları getirmiş ve seçmişlerdir. O sözleri vermiştir. 100 milyon dolar gireriz demiştir, hâlâ koyamamışlardır. Kendisi vakfın başkanı, para konusunda sıkıntısı olmayan bir ağabeyimiz. Galatasaray'ın ciddi borcu var, o borcu ifa etsin. Biz de destek olalım ağabeyimize." demekten kendini alıkoyamıyor.

        Dursun'a otelciliği ben öğrettim

        Galatasaray ve yöneticilerini mevcut durum üzerinden eleştirmek çok kolay. Yanlış bir şey söylemek neredeyse imkânsız. Peki vaziyet nasıl düzelir ?

        Turgay Kıran'ın takım için reçetesi yabancı bir danışman ve yerli teknik adam önderliğinde, altyapı kaynaklarını kullanan bir sportif yapılanma. Teknik kadrodaki isimlerin de genç olması gerekliliğini vurguluyor ve şimdiden bu isimlerin bulunması gerektiğini belirtiyor. Adaylık sürecinde vadettiği Juande Ramos gibi isimlerle anlaşmak Kıran'a göre zor değil. Kendisi senelik 1.5 milyon € karşılığında anlaşmış.

        Söze girip, Sevilla'nın transfer ve altyapı sürekliliğinde Juande Ramos'tan ziyade 16 yıldır göreve bulunan Monchi'nin etkin olduğunu belirtiyorum. Üstelik bu sportif direktör modelinin, yerli veya yabancı farketmeksizin, Ünal Karaman, Ujfalusi, Terraneo, Aykut Kocaman ve Önder Özen gibi isimlerle Türkiye'de istenen başarıya ulaşmadığını ekliyorum. Oysa Turgay Bey isimlerden ziyade modelde ısrarcı olmayı sürdürüyor.

        • Turgay Kıran

        Sarı kırmızılı camia için tek çıkar yolun ya gayrımenkul satışı ya da etrafında birleşilecek bir yönetimle proje üretmek olduğunu belirtiyor. "Tek bilek tek yürek" gibi projelerin fark yaratmayacağı görüşünde.50-60 adamı çıkarmanın, 100 tane arabadan tasarruf yapmanın bakkal hesabı olduğunu iddia ediyor. Çareyi fon ve sponsorluklarda görüyor. Bir yandan da Galatasaray'ın mevcut yönetiminin bu anlamda güven vermemesine hayıflanıyor. Sözü otel projesine getiriyor. Çarpıcı iddiaları var:

        -Siz diyorsunuz ki, bir otel yapıyorum. Yılda 5 milyon gelecek. Pardon ya ! 400-500 milyon dolar borçtan bahsediyoruz, senede 5 milyon diyor. O da doğru değil.Ben de otelciyim. Dursun'a otelciliği öğreten benim. Onun otelini de yapan benim. Açık söylüyorum. Dursun otelci miydi ? Google amcaya sorun. Bir bana bakın bir ona bakın; ne iş yapıyormuşuz daha evvel diye. Ben otelciyim. Bir otelin ne kadar kazanıp kazanmayacağını çok iyi bilirim. Söylediğinin yarısını bile kazanamaz o otel.

        Galatasaray'ın zorla bir forma reklamı bulduğunu ve onun da yerli bir firmanın reklamı olduğuna vurgu yapıyor. Kıran'a göre sponsorluk anlaşmalarında geçmiş dönemle arada çok fark var. Bunun sebebi olarak da Galatasaray'ın değerinin eritildiğini ve bu değere ortak olmak isteyen kimsenin bulunmamasını gösteriyor.

        Tüzük değişimi ve geçici ara yönetim

        Turgay Kıran bu değeri arttırmanın yolunun Galatasaray'ı halka açmak olduğuna inanıyor. Hisse satışı değil elbette kastettiği. Galatasaray'ın liseye fazlasıyla bağımlı üye profilinin değişmesi. Tüzük değişimi olmadan bu mümkün değil. Galatasaray'ın mevcut tüzüğüne göre alınacak toplam üye sayısı bir önceki yıl sonu (31 Aralık) itibarı ile kulübün kaydı açık üye sayısının %3'ünden fazlası olamıyor. İstisnai hallerde bile yıllık maksimum 400 kayıt yapılabiliyor.

        Galatasaray'ı büyütelim. Galatasaray halkın. Liselilerin kotası gene dursun ama kapıları açalım. Tüzüğün değişmesi lazım. Turgay Kıran

        Kendisi de bir liseli olan Turgay Kıran artık bu zincirin kırılması düşüncesinde. Kulüp yönetiminde de futbolcularla ilişki kurması gereken isimlerin "monşerler" olmaması gerektiğini kendinden emin bir tavırla belirtiyor. Abdürrahim Albayrak'ın hakkını veriyor. Tüzük değişikliğinden sonra ise Dursun Özbek'in taraftar nezdinde antipatik ve kredisini kaybetmiş bir lider olduğunu belirterek,5-6 seneliğine herkesin liderliğine güvendiği ortak bir ara yönetim öneriyor.

        Galatasaray'da artık demokrasinin olmadığın görüşünde.Biat kültürüne inanmış, menfaat birlikteliğiyle yönetilmiş ve yönetilmekte olan bir gruplaşmaya dikkat çeken Turgay Kıran bundan böyle yönetimlerde yer almayacağını belirtiriyor. Kişisel bir kırgınlıktan mı olduğunu merak ederek soruyorum ve çok sertbir cevap geliyor:

        "Galatasaray'ın biat ve menfaat kültürüne olan bir kırgınlığım var. Küçük entrikalarla, yalancılıkla, sahtekarlıkla birçok şeyi değiştirmeye çalışan bir grup var. Onlara kırgınım ama bu kırgınlık benim çalışmalarımı engellemez. İstiyorum ki bütün bu sorumlulukları bugüne kadar alan, herkesi değiştirip kese kâğıdına koyan İnan Beyefendi gelsin Galatasaray'ı kurtarsın."

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ