Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Fenerbahçe Konyaspor - Fenerbahçe maçının yazar yorumları - Fenerbahçe Haberleri

        LENS'İN HATRINA 3 PUAN OLMALIYDI | SERDAR ALİ ÇELİKLER

        Fenerbahçeli oyuncular, ellerinden geleni yapıyor, mücadele etmeye çalışıyor ama kalite ve kapasiteleri yetersiz olduğundan ‘bir yere kadar’ sonuç alabiliyorlardı.

        Bugüne kadar istedikleri sonuçları alamamalarının nedeni yetersizlikleri idi. Ama Advocaat’ın dediği gibi çalışkanlık sorunları yoktu. Dün Konya’da mücadelenin önüne bir de cesaret ve kora kor oynama iştahını koydular. Wiel’in cezasında Şener 11’de; İsmail Köybaşı sol önde başladı. Her topa sert girdiler, mücadeleden kaçmadılar. Rakip de çağ dışı futbolun temsilcisi orta alan 2’lisinin 2’si de stoper olan Konya olunca rakibi kaleye dahi yaklaştırmadılar. Lakin 3 puan için gole ihtiyaç vardı ve bunun için ihtiyaç yetenekti. Lens sahneye çıktı, bir pozisyonda 2 kişiyi çalımladı ve penaltıyı kazandırdı. 2. yarının başında RvP’nin kornerden gelen topu içeriye atamaması ile kaçırılan 2-0 olma fırsatı dışında da başkaca bir şey üretemediler zaten. Kocaman ise 2 değişiklik ile başladı devreye. Ama “Konya’da hücum oyuncusu olmak” şair ve yazarların trajedi öykülerine konu olabilecek sıfatlar taşıyor. Ligin en çok koşan ama muhtemelen en yetenek fakiri hücumcuları Konya’da. İyi kapanan ve konsantre olan Konya topa sahip oldu olmasına ama bu kez de Kocamansever’lerin bir türlü anlamadığı “Topa sahip olma yalanı” ortaya çıktı. Konya yan pas yaptı, yaptı; Fener kalesine şut atamadan maç bitti. Zaten maçtan önce “Ne olur” deseler, iki takımı da bilenler şunu derdi: Atan kazanır.. Öyle oldu zaten. Anlamsız, zevksiz, futbol bakışımıza bir şey kazandırmayan, sıkıcı, klasik bir Türkiye Ligi maçı izledik. 3 puan, sahadaki tek yaratıcı oyuncu olan Lens’in hatrına Fener’in olmalıydı, futbolun da bazen adaleti oluyor işte.

        ALİ KOÇ

        5 bin Azizbahçeli bedavacı kongrebaz ile Aziz Yıldırım’dan geçinen Azizbahçeliler dışında 24 milyon 950 bin Fenerbahçeli için son günlerin tek heyecan verici gelişmesi Ali Koç’un aday olmaya karar vermesiydi. Düşünün Lig TV bile maç esnasında altyazı verdi. Konu tüm internet sitelerinde birinci haberdi. F.Bahçe için ‘iyi haber’ olan bu gelişme; Ali Koç için ‘yalan da olsa itibarsızlaştırmaya yönelik haberlerin, sosyal medyadaki küfürlerin, ağza alınmayacak hakaretlerin, kapı arkalarında kulaktan kulağa fısıldanan iftiraların başlangıç noktası’ oldu.

        TÜRK HAKEMLERİ

        Tosic’in topu aldığı pozisyonda Aboubakar golü attı, Antalya 10 kişi kaldı. Bence faul değildi. Barış Şimşek bana göre doğru karar verdi. Ama dün Bülent Yıldırım Tosic’inkinden daha temiz müdahalede Skrtel’e sarı çıkarttı. İşte Türk hakemliğinin ilk sorunu: Standartsızlık. İkinci sorunu ise şu: Aynı pozisyon Kadıköy’de olsa Yıldırım ‘Oyna’ derdi.

        FENERBAHÇE 'VARIM' DEDİ | FAİK ÇETİNER

        İlk dakikadan itibaren gördük ki Fenerbahçe, Konya’ya kazanmak için gelmişti. Zaten yarışa devam etmek için de kazanmak zorundaydı. Lens’in dönüşü ile Advocaat takım üzerinde minik değişiklikler yapmıştı. Hasan Ali’nin önünde İsmail Köybaşı oynuyor, Volkan Şen de kulübede oturuyordu. Oyuna önde baskı kurarak başlayan Fenerbahçe, ilk yarının hem hakimi oldu hem de Konyaspor’un maçı rakip alana taşımasını engelledi. Van Persie’nin hücumdan çok orta alana daha yardımcı olduğu ve de iyi oynadığı bu yarıda ataklar genelde sağ kanattan ve de Lens’in şahsi becerileriyle geldi. Penaltı pozisyonu da tamamen Lens’in becerisi ile oluştu. Dün gece gördük ki Lens, Sarı-Lacivertliler için çok önemli bir oyuncu. Volkan Şen gibi pırpır değil ve neticeye giden ataklar geliştiriyor. Aykut Kocaman’ın Konyaspor’unu ise dün gece tanıyamadık. Mazeretleri Avrupa yorgunluğu olamaz çünkü aynı yorgunluk Fenerbahçe için de geçerliydi. İlk yarıdaki futbol ve skor üstünlüğünden sonra Fenerbahçe’nin ikinci bölümde de geri çekilmediğini gördük. Maç Fenerbahçe’nin kontrolünde giderken, Advocaat’ın ilk hamlesi maçın gidişatını da değiştirdi. Hollandalı hoca, Lens’i dışarı alıp Sow’u sahaya sürünce, ev sahibi defansında rahat bir nefes aldı. Lens’in çıkmasıyla da ev sahibi ofansif futbola yönelmeye başladı. Son bölümde Advocaat’ın, sarı kartlı İsmail’in yerine Alper’i; yorulan Van Persie’nin yerine de Neustadter’i oyuna alışı sadece skoru koruma adına yapılan hamlelerdi. Fenerbahçe’nin tamamen geriye yaslandığı bölümde etkili tek atak yapamayan, kaleyi bulan tek şutu olmayan Konyaspor sonunda faturayı yenilgiyle ödedi. Ligde zor günler geçiren Fenerbahçe ise çok önemli bir deplasman galibiyeti alırken net bir mesaj verdi: “Yarışta ben de varım.”

        LENS

        Fenerbahçe’nin bu yıl yaptığı en iyi ve en akılcı transfer. Dün oyundan çıkana kadar sahanın en iyisiydi. 4 hafta rötar yapmasa Fenerbahçe’nin ligdeki puan kayıpları tahmin ediyorum ki daha az olurdu.

        KONYA DÜŞÜŞTE

        Geçen yılın flaş takımı bu yıl istenilen görüntüsünden uzak. Müthiş seyirci desteğine rağmen takım neden düşüşte? Bunun cevabını da Aykut Kocaman bilir.

        HAKEMİN KARARLARI DOĞRUYDU | BÜLENT YAVUZ

        MHK, en tecrübeli hakemlerinden olan Bülent Yıldırım’ı böyle zorlu bir maça atamakla son derece doğru bir iş yaptı. Maça gelince... Bir kere oyun çok sertti. Sahadaki tüm futbolcuların oyunu bozma adına yakışıksız hareketleri çok fazlaydı. İşte böyle bir maçta hakem Bülent Yıldırım da maçı iyi yönetmek için hayli çaba gösterdi. Maçta iki tane kritik pozisyon var. Birincisi F.Bahçe lehine verilen penaltı. Yüzde yüz doğru bir penaltıydı ve oyuncuların saygı göstermesi de bunun işaretiydi. İkincisi Konyalılar’ın beklediği penaltı pozisyonuydu. Burada da devam kararına yüzde yüz katılıyorum. Çünkü F.Bahçeli Skrtel rakip oyuncuyu marke etmiş, topu görmüyor. Konyalı oyuncu görüş alanını engelliyor. Skrtel, top 1 metreden gelirken refleksle kolunu kaçırmaya çalışıyor ve top vücudu ile kolu arasından geçerken tabii ki bir temas oluyor. Ama bu tamamen normal bir müdahaleydi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ