Alex Fenerbahçe günlerini anlattı

Ansızın ve gürültüsü bol bir ayrılık. Fenerbahçeli formayla geçen sekiz yıldaki büyük başarılar bir anda mazi oldu. O gitti gideli Fenerbahçeli taraftarlar için yarım kalan bir aşkın ve vedanın öznesi.

Acaba Galatasaray'a attığı en unutulmaz gol hangisiydi? Galatasaray efsanesi Hagi hakkında ne düşünüyor? Aziz Yıldırım'la yaşananları unuttu mu? Peki gelecekte ne planlıyor?

Fenerbahçeliler için söz konusu Galatasaray derbisi olunca Alex'in önemi ayrı. Peki bu maçlar arasında en unutuamadığı hangisiydi?

"Galatasaray'ın yeni stadında oynanan ilk derbi maçta (18 Mart 2011), kazanmanın mutluluğu benim için ayrıdır. Yenik durumdaydık ancak ikinci yarıda önce beraberlik golümüzün asistini yaptım. Daha sonra maçın son dakikalarında attığım kafa golüyle maçı kazandık."

"O gol, derbi maçlarda attığım en önemli goldü çünkü ligde rakibimizin gerisindeydik ve o maç şampiyonluk için hayati derecede önem taşıyordu."

Brezilyalı efsane, 20 maçta 9 kez Galatasaray filelerini havalandırdı. Bunların arasındaki en güzeli için ise dört yıl geriye gidiyor.

Galatasaray'a karşı attığı en güzel golün ise 2011-12 sezonunun 32. haftasında Şükrü Saracoğlu'nda 2-2'lik beraberlikle sona eren maçtaki gol olduğunu söylüyor:

"Savunmadan seken topu önümde buldum ve ceza sahasından yaptığım vuruşla golü attım. En önemli golüm değildi ama bence en güzeliydi."

Alex ve Hagi... İki futbolcunun da ayrılığının üzerinden yıllar geçti ancak hâlâ taraftarların gönüllerindeki yerlerini koruyor. Peki Alex'e göre o mu daha iyiydi, yoksa Hagi mi?

"Hagi olağanüstü bir oyuncuydu" diyor Alex: "1994 Dünya Kupası'nı takip ederken 16 yaşındaydım. Romanya Milli Takımı ile muhteşem işler yapıyordu. Kariyeri boyunca harika şeyler yaptı. Bana göre benden daha iyiydi."

"Kulüp kariyeri hakkında çok fazla bilgi sahibi değilim çünkü daha çok onu Romanya Milli Takımı'ndayken takip ettim. Sahip olduklarımı, futbol sevgime ve gençlik dönemimdeki idollerime borçuyum. Hagi de gençlik dönemimde bende büyük izler bırakan oyunculardan biriydi."

Peki Alex'in kariyeri boyunca oynadığı en iyi takım, Zico'nun Fenerbahçe'si olabilir mi?

"Evet, en iyilerden biri o takımdı. Ama bununla birlikte 1999'daki Palmeiras ve 2003'teki Cruizeiro da çok iyiydi. Seçim yapmak çok zor."

Fenerbahçe ile yollarını gözyaşlarıyla ayırmıştı Alex. Evinin önüne gelen yüzlerce taraftarın kendisine verdiği destek karşısında duygusal anlar yaşamıştı.

Brezilyalı efsane tüm yaşananlara rağmen Başkan Aziz Yıldırım'la arasında hiçbir sorun olmadığını söylüyor. Yaşananları şöyle anlatıyor:

"Aziz Yıldırım'la hiçbir problemim yok. Yarım kalmış bir hikâye söz konusu, neler olduğunu bilmiyorum. Ancak onunla hiçbir sorunum yoktu, hiçbir problem yaşamamıştık. Uzun süredir kulübün başkanlığını yapıyordu ve aramızda doğal olarak tartışmalar yaşadık. Ancak dediğim gibi, onunla hiçbir sorun yaşamadım."

"Türkiye'ye son gelişimde onunla buluşmak istememe rağmen beni görmek bile istemedi. Sebebini bilmiyorum ama gerçekten merak ediyorum."

"Benim sorunum Teknik Direktör Aykut Kocaman'laydı. O da, bir kulüp başkanı olarak teknik direktörün tarafında olmayı seçti. Bunu tamamen anlayabiliyorum. Benim için tüm bunlar geride kaldı. Artık futbolu da bıraktım ve kendi içimde bu durumu çözüme kavuşturdum."

Alex gibi 10 numaraları neden bulamıyoruz? Yeni bir Alex gelecek mi? Brezilyalının bu konudaki görüşleri şöyle:

"Altyapılardaki işleyiş çok değişti. Günümüzde kulüpler atlyapılarda bile futbolcuları şekillendirmekten çok kazanmak istiyor. Kulüp yöneticilerinin verdiği röportajlarda altyapılarda yaşadıkları şampiyonlukları anlattığını birçok kez duydum."

"İşleyiş tamamen kupa kazanmaya dayalı çünkü U-12 ve U-13 antrenörleri bile turnuva kazanamazsa kovulabiliyor. Benim futbol karakteristiğimde olan 12-13 yaşındaki çocukların fizik güçleri diğerlerine oranla zayıf kalıyor."

"Altyapı antrenörleri de sahada fark yaratabilmek için teknik kapasitesi yüksek olan gençlerden çok fiziksel olarak güçlü ve uzun futbolcuları tercih ediyor. Bence gelecek için bu oldukça endişe verici, çünkü altyapılardan teknik oyuncular çok az yetişiyor."

Peki bundan sonra neler olacak? Türkiye'ye gelecek mi? Teknik direktörlük hakkında ne düşünüyor?

"Aklımda birçok şey var ama hiçbiri kesin şeyler değil" diyor Alex. "Zamanımın büyük bir kısmını ailem ve çocuklarımla geçiriyorum ve bundan çok memnunum. Televizyon yorumculuğu yapmak bana futbolun içinde kalma, takip etme ve bu dünyanın içinde olma fırsatı veriyor."

"Aynı zamanda aileme de vakit ayırabiliyorum. Bu durumdan memnunum ve şimdilik bu şekilde devam edeceğim. Gelecekte neler yapacağımı şu an gerçekten bilmiyorum."