Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Çaykur Rizespor Beşiktaş-Çaykur Rizespor yazar yorumları - Çaykur Rizespor Haberleri

        ALİ GÜLTİKEN

        İSTEDİĞİNİ ALDI

        Beşiktaş’ın nasıl bir takım olduğunu göstermesi açısından ilk gol güzel bir örnek oldu. Sol bek Adriano kesti, sağ bek Gökhan Gönül golü attı. Bu sahne futbolda çok görülen bir şey değil. Ama hücumu düşünen takımlara baktığımızda bu tür bazı örnekler görebiliyoruz. Şenol Hoca’nın felsefesinde de hücum oynatmak var. Büyük takımların felsefesinde de bu var. İkisi bir araya geldiğinde daha ofansif bir görüntü ortaya çıkıyor. Karşılaşmanın ilk yarısı çok renkli geçmedi. Belki istenilen tempoda da olmadı. Ama bir takım hücum yapabilmesinin birçok yolu var. Forvet oyuncularıyla, kanat oyuncularıyla, orta alan oyuncularıyla birçok şey deneyebilirsiniz. Ama günümüz büyük takımlarının oyun felsefesinde kanat beklerini de hücumda kullanmak var. Çünkü sıkışan oyunu, bu şekilde de lehinize çevirebilirsiniz. Dün Beşiktaş’ta olduğu gibi...

        REKLAM

        İki bekin hücuma çıkıp oyunu zorladığı bölümde Beşiktaş golü buldu. Yani sıkışan bir oyunu, tempo olarak iyi gitmeyen bir maçı bu şekilde değiştirdi.

        Zaten en büyük amacı savunma yapmak olan Çaykur Rizespor’un Beşiktaş gibi bir takıma karşı gol yedikten sonra çok da yapabileceği bir şey kalmıyor. İkinci yarıda bütün oyun dengesi Siyah-Beyazlılar’ın eline geçti. Bunu bazen tempoyu kontrol etmekte kullandı. Bazen rakibi atağa zorladı. Bazen de etkili pozisyonlar buldu. Oyunu zorlamasını beklediğimiz ayaklardan Anderson Talisca ve Ryan Babel daha hareketli göründüler. Cenk Tosun, Ricardo Quaresma ve Oğuzhan Özyakup da bu yoğun maç takvimi içerisinde oyunu çok fazla zorlamadılar.

        Ama Beşiktaş’ta görünen şu var; oyunu her yönüyle elinde tutuyor. İstediği zaman bu maçı hem skor hem de gol pozisyonu olarak zorlayabilirdi, daha fazlasını da bulabilirdi. Fakat puan tablosunda elinde bulunan avantajı, maç yoğunluğu bazı mücadeleleri dengeli oynamayı beraberinde getirebiliyor. Dün Siyah-Beyazlılar işin bu yönünü tercih etti. Skoru yakaladı, oyunu kontrol etti ama çok da riske girmedi. Dün için bunu yeterli gördü. Ki doğrusunu da yaptı. Bu kadar yoğun maç oynadığınız dönemlerde takımı bazen ekonomik kullanmakta da fayda var.

        REKLAM

        KARTAL YİĞİT

        KÖTÜSÜ BUYSA...

        Beşiktaş dün akşam iyi miydi, tabii ki eski ofansif görüntüsünden çok uzaktı... Ama şu bir gerçek ki; vasat da olsa Türkiye standartlarının üzerinde bir takım Beşiktaş. İyi de kötü de gözükse, istediği zaman rakibini boğan bir yapısı var.

        Dünkü gibi oyunlar, bu yarışta her zaman olacaktır ve zorluk dereceleri de hep yüksek olacaktır. En önemli rakiplerine tarihi fark atmış bir takım, karşında da düşme korkusunu iliklerine kadar hisseden bir ekip... Bütün bunları birleşince oyunun inişli-çıkışlı olması gayet doğal. Buna bir de bekleyen zorlu Olympiakos maçı eklenince mazeretler gösterilebilir. Ancak Şenol Hoca mazeretleri hiç sevmez. Zaten riski sevmediğini de çıkardığı 11’le gördük. Beşiktaş aslında her zamanki iştahı ile başladı oyuna ama alıştığımız tempoyu yükseltemeyince kapanan Rizespor önünde pozisyon fakirliği yaşadı. Rakibe de zaman zaman kontra fırsatları verdiler. Ama hücum gücü sadece Kweuke olan bir takımın ofansta yapabilecekleri de sınırlıydı. Buna rağmen özellikle ilk yarı Edomwonyi ile soldan gelmeye çalıştılar. Rizespor’un en iyisi ve dün en çok koşanı olan Recep Niyaz’ın ortadaki çabukluğu ile sürpriz atak kovaladılar. Bunların çoğunda da Atiba-Marcelo duvarına çarptılar.

        REKLAM

        Beşiktaş maçın genelinde topa çok fazla sahip olsa da bunu tabelaya yansıtamadı. Dengesiz girişler ve anlaşılmaz gerginlik yüzünden çıkan kartlarla da Gökhan Gönül ve Q7 cezalı duruma düştü. Şenol Güneş belki de Quaresma’yı ikinci sarıdan atılmasını önlemek için kenara aldı ama Portekizli bu karardan yine memnun değildi.

        Aslına bakarsanız çıkana kadar Kartal’ı ileriye taşıyan en önemli isim Ricardo’ydu. O çıktıktan sonra Rize daha çok korkusuzca yüklenmeye başladı. Ne olursa olsun Quaresma’nın hocasına küsüp o tavırları yapması yakışık almaz. Haklıyken haksız konumuna düşüyor. G.Saray derbisinden sonra dün de takımın en iyisi Adriano’ydu. Kalitesini ve tecrübesini konuşturuyor. Gökhan’a attırdığı goldeki asisti de harikaydı.

        Atiba yine bildiğimiz gibiydi, maşallahı var. Maç seçmeden işini tüm gücüyle yapmaya devam ediyor. Yıllardır stoper konusunda sıkıntılı olan Beşiktaş için Marcelo ise piyangodan büyük ikramiye kazanmak gibi bir şey. Yerden, havadan geçit vermiyor. Yalnız en büyük handikabı bazen çaktırmadan yaptığı kartlık hareketler. Bu başına iş açabilir. Dün de böyle bir pozisyonda hakem görse kartı çekerdi.

        REKLAM

        Beşiktaş artık kompakt bir takım. Kim oynasa farketmiyor. Ancak Oğuzhan’ın haftalardır süren istikrarsız performansı sürüyor. Bir türlü toparlayamadı. İlk yarı biraz kıpırdanır gibiydi, ikinci devrede hızı kesildi. Bu kadar kaliteli bir ayağın üstüne koyacağına geriye gitmesi insanı üzüyor. Bunların arkasında ne var bilmiyoruz ama bu performans onu Beşiktaş’ta geleceğe taşımaz.

        Sonuçta Beşiktaş etkisiz de olsa hak ettiği bir galibiyeti zar zor aldı, ama bu Süper Lig’in en iyi takımı olduğu gerçeğini değiştirmez. Sadece Beşiktaş taraftarına biraz heyecan yaptırır, yoksa bu gidişin sonu belli!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ