Rıdvan Dilmen futbol gündemini değerlendirdi
Rıdvan Dilmen, TRT Spor'da futbol gündemiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Konyaspor'u çalıştıran Kocaman'ın sarı-lacivertli kulübü iyi tanıdığı için yerinde bir hamle olacağını belirten Dilmen'in açıklamaları şöyle:
Aykut Kocaman son basın toplantısında ne dedi? 'Böyle bir şey yok' dedi. Bunu diyorsa anlaşma yoktur.
Ben daha önce 'Aykut Kocaman gelecek' demedim. Sadece camiayı tanıdığı için tahminimi söyledim.
3-4 haftadır da Aykut Hoca ile görüşmedim. Ben 'Aykut Kocaman'ın gelmesi lazım' demedim. Şu anda 'lazım' derim. Ben 'Advocaat'ın derhal gönderilmesi lazım' dedim.
Aykut Kocaman'ın avantajlarını sorarsanız, çok değerli bir teknik adam çok kişilikli bir isim. F.Bahçe'yi ve F.Bahçe'nin dinamiklerini iyi biliyor.
Kulübün risk alıp F.Bahçe dinamiklerini bilmeyen birini takımın başına getirmesi doğru değil.
F.Bahçe taraftarının % 70'i Aykut Kocaman'ı istiyor, % 30'u ise oynattığı oyundan dolayı istemiyor. Ben yüzde 70'in içindeyim.
Dilmen, Lens'in G.Saray ve Beşiktaş'la görüştüğü haberleri için de şunları söyledi:
O oyuncu zaten kiralık. Çok kaliteli bir oyucu. Ama bu işler belli olmaz. Gökhan Gönül de Beşiktaş'a gitmedi mi? Gitti. Bu da olabilir.
Beşiktaş-Kayseri maçı çok keyifliydi. 10 tane forvetle oynanan bir maç oldu. Kayserispor'un iyi bir takım olmasının yanında Sergen Yalçın'ın da kişiliğini takıma yansıttığı görülüyor.
'Oynayın yenin' diyor. Sergen, maça 4 forvetle çıktı. En güzeli de skor 1-1'ken de bunu değiştirmedi. 2-1'i yakalayınca değişiklik yaptı.
Başarısız dediğin Beşiktaş'ın ölüsü 2-2'yi yakaladı. Son 4 dakikada 3-2 de yapabilirdi.
Beşiktaş bu sezon aldığı beraberliklerden 3'ünde geriden geldi. G.Saray ve Başakşehir maçlarında bırakmadı ve geriden gelip eşitliği sağladı.
Aboubakar, Kayseri maçında merkezde daha etkili oynadı. Çünkü Cenk ve Aboubakar daha çok santrfor özellikli oldukları için kanatlarda oynayamıyorlar.
Güneş, gelecek hafta muhtemelen Cenk'i bekletir, Aboubakar'ı 11'de oynatır. Önde Babel, Aboubakar ve Quaresma olur. Ama Babel'in de toparlaması lazım.
Sakatlananlardan Tosic yetişir ama Marcelo yetişmez. Mitrovic topla çıkışta iyi ama adam adama savunmadan gelmişe benziyor ve alan savuması için biraz daha beklemeliyiz.
Beşiktaşlılar, G.Saray ve F.Bahçe puan kaybedince, 'Bu sene şampiyon oluyoruz' dediler. En yakın puanda olmasına rağmen Başakşehir'i kimse hesaba katmadı. Sadece Beşiktaşlılar değil, biz yorumcular da hesaba katmıyorduk ama 'Başakşehir öyle bakmayın' dedi.
Başakşehir'in şampiyonluk şansını yüzde 10 olarak görüyorum.
Beşiktaş'ta çok büyük sakatlıklar olmazsa şampiyonluk şansı 'Yüzde 90 Beşiktaş, yüzde 10 Başakşehir' diyorum.
Beşiktaş, yüzde 70 Olympiakos'u eler, Avrupa Ligi'nde çeyrek finale çıkar.
F.Bahçe-Krasnodar maçında 'yüzde 60 F.Bahçe' dedim, yanıldım. Ama bu saatten sonra Beşiktaş turu geçer.
Tudor'da kendi gençliğimi ve teknik direktörlüğe girdiğim dönemi görüyorum. 5 yıl sonra otobüse almamazlık, Bruma'yı götürmemezlik yapmaz.
Disiplini bu şekilde sağlamak istiyor. Disiplin sağlamak önemlidir ama büyük oyuncuyla çalışırken, onları tolere etsin demiyorum, onları yönetecek.
Sezon sonuna daha çok var. Beşiktaş şampiyon olmazsa Şenol Hoca bile tartışılır. Tudor'un Galatasaray'daki geleceği için de sezon sonunu beklemek gerekir.
Galatasaray taraftarı şu anda yönetimle uğraşıyor. Ama Tudor tipi teknik direktörleri taraftarlar sever.
Normal böyle bıyıklı Anadolu'da yaşayan bir teknik direktör olsa o kadar sevilmezler.
Tudor, agresif ve yakışıklı bir tip, insanların hoşuna gidebilir. Tabii özelliği sadece bu değildir.
Galatasaray'da son iki maçta 90 artılarda 4 puan duran toplardan geldi. Futbolda hiçbir şey tesadüf değildir.
Galatasaray bu kadar duran top kazanıyorsa demek rakip sahaya gitmiş.
Aslında üşenmeden Selçuk'un attığı Galatasaray ve milli takımdaki kilit gollerine bakmak gerekir.
Trabzonspor, Galatasaray ve milli takımda çok tempolu sezonlar geçirdi. Son 1.5 yıldır performansında düşüş vardı. Çok duygusal ve çok çabuk etkileniyor.
Ama bunlara rağmen Sneijder ve Podolski varken son dakikada 'Çekilin o topu ben kullanacağım' demek ve sorumluluk almak önemlidir. Selçuk'ta kaptanlık niteliği var.
Galatasaray'daki sakatlıklar yüklemelerden kaynaklanıyor. Artık özel yaşamlarına daha dikkat edecekler. İyi dinlenecekler. Çünkü antrenman tempoları yüksek.
Kendine iyi bakarsan bu antrenmanları da kaldırırsın. Ben ne dedim; İgor Tudor iyi bir sezon başı antrenörüdür. İyi bir teknik direktör olma yolundadır.
Bu antrenman temposu ve disipliniyle sezon başında Galatasaray'ı alırsa ama yöneterek…
Sneijder'i, Podolski'yi, Selçuk'u veya genç bir oyuncuyu yönetmek kolay değildir.
Fenerbahçeli ve Galatasaraylı futbolcular, şu anda Şampiyonlar Ligi ön elemesine katılmak için değil, 'biz takımda seneye nasıl kalırız' diye düşünerek oynuyorlar.
İkinci yarının lideri Trabzonspor'dur. Çok önemli bir başarı elde ettiler. Rekabet başarı getirir. Rodallega'nın gelişi N'Doye'u da canlandırdı
Trabzonspor takımı ritmini buldu. Bu hafta Galatasaray maçında iğne atsan yere düşmez. Başkan Muharrem Usta'nın taraftarları maça çağırmasına gerek yok. Seyirciyi maça takım getirir. Başarı seyirciyi tribüne getiriyor.
Trabzonspor artık sadece ligin değil kendi kaderini de kendi belirleyecek bir duruma geldi. Avrupa kupalarına da kendini atabilir. Geldi oralara.
Ersun Yanal'a bence bir tek Milli Takım döneminde haksızlık yapıldı. Türkiye'de kıymetli bir teknik direktördür.
Ersun hoca; A.Gücü, G.Birliği, Denizli ve F.Bahçe'de çalıştı. Üçüncü kez Trabzonspor'a gidiyor. Daha ne yapacak? Real Madrid'e de giderse mutlu oluruz.
Gerekli değeri gördü. Ersun Hoca'yı çok severim. Her zaman görüştüğüm değerli bir insan. Çok iyi bir teknik direktördü! Hocalığı bırakmıştı, tekrar canlandı.
Bırakmıştı antrenörlüğü geçen sene. Şimdi yeniden canlandı. Net söyleyeyim; havlu atmıştı. Başarılı bir teknik adamdı, 'dı' diyorum çünkü bırakmıştı.
Trabzon zor bir şehir, kolay kolay beğenmez. 13. sıradaki takımın teknik direktörüyken Trabzon gibi bir yerde 2. yarıda devam edebiliyorsa Yanal'ın teknik direktör olarak değeri biliniyor demektir.
Haberde gördüm Trabzon'u, özlemişim orayı. Allah'tan başka kimseden korkmam; ama biri bir şey söyler diye gitmiyorum.
Sergen Yalçın daha yolun yarısında bile değil daha yolun çok başında. Günlük başarılarla olmaz. Sergen'in en büyük avantajı çok büyük bir oyuncu olması ve toplum tarafından çok sevilen bir insan olmasıdır.
Dört büyüklerde oynayan nadir oyunculardandır. Ama Beşiktaşlı'dır sonuçta. Sergen Yalçın'ın avantajı bol kredisi olan birisi olmasıdır. İyi bir insandır.
Ama Sergen Yalçın, teknik direktör olarak çok zayıftır. Onun mesafesi daha çok. Çok başarılı gidiyor ama başarıda istikrar önemlidir. O yüzden kendini taktisel anlamda yetiştirmelidir.
Sergen, Sivasspor'da bazı hatalar yaptı. O yüzden daha yolun yarısında bile değildir. Sakın ha çocuğu tuzağa düşürmeyin.
Daha çok başında ve minimum 5 yıla ihtiyacı var bir büyük takımı çalıştırması için. Sergen Yalçın'ı yakmayalım.
Böyle konuşursak onu da yakarız. Yarın taktiksel savaşlarla ve zor şartlarla karşılaşacaktır.