Beşiktaş - Gençlerbirliği maçının yazar yorumları

Spor Toto Süper Lig'in 26. haftasında Gençlerbirliği'ni 3-0 yenen Beşiktaş, puan farkını açma fırsatını iyi değerlendirdi.

Ligin 2. sırasında bulunan Medipol Başakşehir'in deplasmanda Akhisar Belediyespor'a 2-1 mağlup olmasının ardından Gençlerbirliği karşısına puan farkını açma hedefiyle çıkan siyah-beyazlı ekip, istediğini aldı. İlk yarıda Oğuzhan Özyakup'un golüyle 1-0 öne geçen Beşiktaş, Anderson Talisca'nın golüyle farkı 2'ye çıkardı. İkinci golün ardından Ricardo Quaresma ve Cenk Tosun ile pozisyonlar bulan ancak bunları değerlendiremeyen Beşiktaş, 85. dakikada Ryan Babel'in golüyle farkı 3'e çıkardı ve karşılaşmayı 3-0 kazandı.

Bu sonuçla puanını 58'e çıkaran siyah-beyazlı takım, 53 puana sahip Medipol Başakşehir ile farkı 5'e yükseltti.

OFANSİF ZENGİNLİK | ALİGÜLTİKEN

Beşiktaş’ın hücum zenginliğine karşı rakiplerinin önlem alabilmesi kolay değil. Maçın belli bölümlerinde oyunu kontrol edebilseler de maçın genelinde bu mümkün değil. Çünkü Beşiktaş tüm bölgeleriyle oyunun içerisinde olan bir takım.

Gençlerbirliği oyunun ilk yarısında savunma anlamında iyi organize oldu. Beşiktaş’ın oyunu kuran orta alan ayaklarını iyi kapattı. Baskısını Beşiktaş’ın en son savunma oyuncusuna kadar etkili bir şekilde uyguladı. Oyunu da istediği şekilde tutabildi. Fakat dediğimiz gibi bu ancak oyunun belirli bir zamanına kadar işlerlik kazanabiliyor. Oyunun 40. dakikasından sonra başka bir Beşiktaş ortaya çıktı. Aslında kendi oyun ayarlarına geri döndü.

Defansını orta alana çıkarttı, dönen topların hepsini kazandı. Çabuk pas trafiğiyle bu dakikalarda Gençlerbirliği’ni çaresiz bıraktı. Bu tempo doğal olarak pozisyonları ve Oğuzhan’ın ayağından da golü getirdi. Golün geldiği dakikalar Beşiktaş açısından çok önemli. Bu anlarda takım halinde hücum zenginliğinin ne kadar etkili olabildiğini bir kez daha gördük. Hareketlenen Babel’le, Oğuzhan’la, Quaresma’yla rakibi çaresiz hale getiren varyasyonlar izledik. Bu bölümde atağa destek veren Atiba, Adriano, Gökhan Gönül pozisyonların devamlılığında büyük katkı sağladılar. Oğuzhan’ın golü çok şıktı. Gol kadar Babel’in asisti de o kadar değerliydi.

Golü bulduktan sonra Beşiktaş’a karşı mücadele edebilmek skor dezavantajıyla kolay değil. Beşiktaş, sahanın tamamını kullanabilme avantajına bireysel yeteneklerdeki zenginliğini de ekleyince Gençlerbirliği’nin işi daha da zorlaştı. Talisca’nın frikikten gelen golü maçın sonraki dakikaları için önemli bir imza olurken, Babel’in muhteşem golü de maça noktayı koydu.

Anderson Talisca: Hala ligde yolumuz çok uzun. Milli takım arası benim için oldukça faydalı geçti. Çok sıkı şekilde çalıştım ve özgüvenim gelişti. Ben gol attıkça özgüveni gelişen birisiyim, birçok maçta bunu hissettim.

Bu tür oyunların önceliği her zaman kazanmak. Ligin boyu kısaldıkça skor beklentisi güzel oyunun, etkili oyunun önüne geçebiliyor. Fakat dün Beşiktaş, özellikle bulduğu ilk golden sonra hem diğer golü hem de istediği pozisyonları da bulabildi. Oyun olarak göze hoş gelen keyifli bir görüntü de sergiledi. Quaresma’yla, Cenk’le farkı artırabileceği net fırsatlar yakaladı. Sonuç olarak şampiyonluk yarışındaki rakipleriyle arasındaki puan farkını açabilecek önemli maçlardan birini güzel bir galibiyetle noktaladı.

TARAFTAR

Beşiktaş taraftarının büyük bir coşkuyla takımının arkasında olduğunu görmek, bu maçın güzel görüntülerinden biriydi.

TOLGA ZENGİN

Fabri’nin yaptığı muhteşem kurtarıştan skora sakatlanmasına üzüldük. Ancak yerine giren Tolga’nın, Muriqi’nin kafa vuruşundaki muhteşem kurtarışı, Tolga tarafından Fabri’ye güzel bir geçmiş olsun mesajı oldu.

ÇILGIN MAÇ | KARTAL YİĞİT

Dün akşam tam anlamıyla bir heyecan fırtınası vardı Arena’da. Özellikle ilk 45’te ne ararsan yaşandı. Gerilim, sakatlık, Gençlerbirliği’nin korkusuzca çıkışları ve bulduğu pozisyonlar... Tribünleri dolduranlar bu anlarda son haftaların en çılgın maçını izlediler. Beşiktaş belki de hiç beklemediği kadar direniş buldu karşısında. Kayserispor’dan sonra hiçbir takım Gençlerbirliği kadar Beşiktaş’ın oyununu bozmamıştı. Başkent ekibi maça öylesine motive ve müthiş baskı ile başladı ki, Siyah- Beyazlı oyuncular bir ara o bilindik pas alışverişlerini bile yapmakta zorlandılar. Buna bir de Quaresma, Babel hatta Atiba’nın etkisiz kalışları eklenince Gençlerbirliği kendi sahasında oynar gibi rahattı.

Babel'in gecesi Avrupa Ligi’nde Kartal’ın Olympiakos’u 4-1 yendiği ikinci maçta 2 gol atan Hollandalı, dün de 1 asist ve 1 golle oynadı. Başarılı futbolu ile alkış alan yıldız oyuncu “Kayseri ve Antalya maçında fırsat gelmişti ama değerlendirememiştik. Bu fırsatı kaçırmamamız gerekiyordu. Yüksek konsantrasyonla oynadık. Karşımızda da iyi bir rakip vardı. 3 puanı aldık” dedi.

Aydın ile Serdar topu ayağına her aldığında kendilerini Beşiktaş ceza sahasında buldu. Özellikle ilk 30 dakika Beşiktaş orta saha ve savunması, bu 2 oyuncunun etkili bindirmelerini ve rahatça hareket etmelerini sadece izledi. Şenol Güneş’in, ilk yarı bitimine doğru Quaresma’yı başladığı kanattan sola kaydırması maçın kırılma anıydı. Portekizli iyi başlamadığı sağ kulvardan öbür tarafa geçince daha çok inisiyatif aldı. Nitekim Oğuzhan’ın golünün başlangıcı da ona aitti. Beşiktaş adına stresli geçen dakikalarda gelen bu gol, Kartal’ın da üzerindeki gerginliği attı.

İkinci yarıya daha özgüvenli çıkan Beşiktaş, bu kez oyunun tek hakimiydi. Talisca’nın attığı şık frikik golü iplerin tamamen Siyah- Beyazlılar’ın eline geçmesine neden oldu. Gençler’in o başlangıçtaki direnci de kırılınca oyuna tutuk başlayan Quaresma ve Babel kanatlardan sürekli inmeye başlayıp ortalarla baskıyı artırdılar.

En yakın takipçisi Başakşehir’in kaybetmesiyle arayı açmaya başlayan Beşiktaş, futbol ruhunun bir azizliğine uğramazsa 3. yıldız için artık gün saymaya başladı. Ancak yine de başlardaki aşırı sinirliliğe dikkat etmek gerek.

QUARESMA

Şenol Güneş’in oyuna etkili başlayamayan Ricardo Quaresma’yı sola alması maçın kırılma noktası oldu. Portekizli yıldız, daha rahat ve özgüvenli hareket etti. İkinci yarıdaki futbol isteği Beşiktaş adına muhteşemdi.

FAZLA STRES VARDI

Beşiktaşlı oyuncular hiç olmadığı kadar oyuna gergin ve sinirli başladılar. Buna tabii ki Başakşehir’in yenilgisi ile oluşan stres neden olmuş olabilir ancak Gençlerbirliği’nin sert futbolu ve diri oyunu da bir diğer etken oldu.