Yazarlar, Türkiye - Hırvatistan maçını yorumladı
Türkiye, 2018 Dünya Kupası Elemeleri I Grubu'ndaki kader maçında Hırvatistan'ı 1-0 yendi! HTSPOR yazarları Türkiye - Hırvatistan maçını yorumladı
HALİL ÖZER | KAOSTAN UMUDA
Bir gün A Milli Takım maçlarını izlerken ekran başında ölüp gideceğiz!
Hırvatistan maçının son 10 dakikası kasırga gibi büyük gelgitlerle geçerken, umarım kalplerimizde kalıcı hasar bırakmamıştır.
Tam bir kader maçıydı.
Bir beraberlik bile futbolumuzu tam bir kaosun içine atacak, Dünya Kupası hayallerimize son verecekti. Ancak ve ancak 5 yıl sonrasının hesaplarını yapacaktık.
Hırvatlar’ı ilk kez devirdik! Dün geceye kadar 8 maçta da normal sürelerde yenemediğimiz Hırvatistan’a karşı ilk galibiyetimizi aldık. 3 kez yenildiğimiz Hırvatlar ile 5 defa da berabere kalmıştık. Rakibimizi, Euro 2008 çeyrek finalinde ise penaltılarla elemiştik.
Şimdi ise bir koskoca bir umudumuz var.
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Genç ve diri bir kadro olunca her şey mümkün olabiliyor. Birkaç tecrübeli oyuncuyla harmanlanan Milli Takımımız Ukrayna maçından bilmem kaç gömlek daha iyiydi. Üstelik rakip de Ukrayna’dan yine bilmem kaç gömlek daha iyi bir takımdı.
Doğrusu benim hiç umudum yoktu. Hatta milyonların umudu yoktu.
Ancak şunu hesaplayamadık.
Lucescu’nun ne kadar usta ve satrancı iyi bilen bir teknik direktör olduğunu unuttuk.
Hakan Çalhanoğlu’nun yerinde oynayınca ne büyük bir usta olduğunu, Nuri’nin tecrübesini, Mehmet Topal ile Çağlar’ın bu kadar uyumlu olabileceğini, Cenk’in usta vuruşlarını bence Hırvatistan da hesaba katmadı.
Hele hele büyük maçlarda hep kayıp olan ama hep umutla parlamasını beklediğimiz Oğuzhan’ın ilk kez futbolunda bu kadar zirve yapacağını hiç düşünmedik. Cesur, öz güvenli, sakin Oğuzhan neler yapabileceğini bize bu maçta gösterdi. Gösterdi ama bunu her maçta kendisinden beklemekte farz oldu.
Lucescu bir maçta takımımızı her şeyiyle çözmüş. Taşları hep doğru yerlere koydu. Doğru tercihlerde bulundu. Doğru değişiklikler yaptı. Yıllar önce Hasan Şaş, Lucescu için şöyle demişti: “Bize rakibi o kadar iyi anlatıyordu ki yiyecebileceğimiz golü bile tahtada çizerdi. Biz bazen tek kulakla dinlediğimiz için onun dediği şekilde aynı yerden golü yerdik. Rakibi öyle iyi analiz ederdi.”
Dün milli futbolcularımız da aynı şeyi söyledi. Hoca belli ki dersine çok iyi çalışmış ve rakibin dakika dakika neler yapacağının haritasını çıkarmış. Ve tabii en önemlisi; futbolcularımız taktik disiplin açısından en üst düzeye çıktılar. Uzun zamandır ben Milliler’in taktik disiplinde bu kadar zirve yaptığı maç hatırlamıyorum.
LUCESCU: Artık en önemli şey İzlanda’ya karşı kazanmak. Zafer, bir başka zaferi çağırıyor. Onu yapmazsak, bir anlamı kalmaz.
Kaan ve Çağlar’ı çok beğendim. Hakan’a hayran oldum. En önemlisi takım halindeki mücadeleye bittim. Ortada müthiş bir özveri ve inanç vardı. İnanınca neler yapabileceğimizi çok iyi gösterdik.
Umarım bu böyle devam eder.
ESKİŞEHİR SEYİRCİSİ:
Tartışmasız Türkiye’nin en iyi milli takım seyircisi. Bence tartışmaya bile açık değil. Kendilerini ayakta alkışlıyorum ve tebrik ediyorum.
CENK
Her zaman dudak büktüğüm bir golcü. Ama artık fikrimi kesin olarak değiştirdim. Bundan sonra ne olursa olsun benim için iyi golcü. İyi bakın o golü öyle herkes atamaz. Tam bir golcü vuruşuydu.
GECENİN KAHRAMANI CENK TOSUN: Ukrayna maçından sonra oturup Dünya Kupası’na gitmek istediğimizi konuştuk. Böyle savaşırsak 2 maçı da kazanıp Dünya Kupası’na gideriz. Çok iyi hazırlanmalıyız.
ATİLLA TÜRKER: AKILLI OYNADIK
Ohh be... İşte şimdi derin bir nefes aldık. Ümidimiz arttı. Yeni hesaplar yapmaya başladık.
Kutluyoruz. Kolay değil elbet Hırvatistan gibi güçlü bir rakibi geçmek. Kolay değil elbet, kader maçında böyle bir başarı elde etmek.
Aslanlar gibi oynadık.
Dün çok farklıydık. Dün çok akıllı oynadık.
Fakat yine de hemen şunu sormamız gerekiyor: Lucescu şimdi özeleştiri yapıyor mudur acaba! “İlk maçta hatalarım oldu” diyor mudur?
KAPTAN ARDA TURAN: Ne olursa olsun bu ülkenin evlatlarıyız, gidecek başka yerimiz yok. Bu ülke için canımız feda. Sonuna kadar yolumuz var.
Demesi gerekiyor. Formayı hak edene vereceksin çünkü. Adil olacaksın. Eşit davranacaksın.
İşte gördük. Ne kadar farklıydı dün Milli Takımımız. 3 gün içinde nasıl bir değişiklik bu? Nerede o Ukrayna’daki korkak ve silik ekip! Nerede o dünkü mücadeleci ekip. Arada büyük fark vardı.
Gerçek olan şu: Dünkü kadro çok daha iyiydi. Formda oyunculardan kuruluydu. Ama haksızlık yapmayalım. Bu kadroda Emre Belözoğlu’nun da ilk 11’de sahaya çıkması gerekirdi. Emre değil miydi, Ukrayna’daki en başarılı isim!
Dünkü kadroyu, mücadeleyi ve oyun anlayışını görünce insanın yarınlara ümidi artıyor.
Taşlar yerine oturunca futbolcular da sorumluluğunu daha iyi yerine getiriyor. Çünkü herkes neyin ne olduğunu biliyor. Doğru kadro, doğru taktik, güzel sonuçlar doğuruyor.
Dün için bir örnek verelim. Hakan Çalhanoğlu 70 metre depar atarak kalemizde yaşanabilecek bir tehlikeyi önledi. Bu önemli. Sorumluluk adına önemli. Hele hele Hakan Çalhanoğlu gibi bir 10 numaranın böylesine mücadele içinde olması çok daha önemli.
Çağlar da bakın nasıl takır takır oynadı. Soğukkanlı. Rahat. Aman Çağlar gözünü seveyim hep böyle ol. Bu formayı 10 yıl onurla taşırsın.
Kaan da gayet iyiydi. Ofansif anlamda çok çalıştı. Gitti geldi.
Galibiyete ihtiyacımız olduğu için ön bölgede etkili olabilecek isimlerimiz yoğunluktaydı. Cenk’in pozisyon gereği sık sık içeri girmesi nedeniyle sağ kulvarda derin boşluklar oluştu. Kaan’a büyük iş düştü.
Nuri ve Oğuzhan gibi iki teknik ve iki zeki isim de oyun kurucu olarak başarılıydı.
İsimleri tek tek yazmaya hiç gerek yok. Kaleci Volkan’dan Burak’a kadar tüm oyuncularımız gayet başarılıydı. Hepsi de sorumluluk bilinci içindeydi.
Sonuç olarak çok önemli bir galibiyete imza attık.
Hep böyle olalım. Hep böyle kazanalım.
Hedefe öyle veya böyle mutlaka varalım.
Yolunuz açık olsun arkadaşlar.
TÜM FUTBOLCULAR!
Büyük başarılar, ekip ruhu ile kazanılır. Bu takımda işte bu ruh vardı.
TRİBÜNLER
Ne coşkuydu o öyle. Helal olsun. 12. adam olarak takımımızın gücüne güç kattılar. İnanılmaz bir destek sağladılar.
