Ultraslan ÇARŞI yolunda ama!

Hem kadroya kattıkları isimleri gözönüne aldığınızda, hem transferde izledikleri yola baktığınızda açıkcası Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdiler. Bakalım uluslararası fon yardımıyla yapılan transferin yansımaları nasıl olacak? Bakalım Simao, Almeida, Fernandes'in isimleri kadar futbolları da konuşulacak mı, Beşiktaş 17'de 17 yapacak mı? Bu isimler ligin seyrini, Beşiktaş'ın kaderini ne derecede değiştirecek? Beşiktaş 14 puan geride ama şu anda her şey fazlasıyla güllük gülistanlık gözüküyor. Bakalım maçlar başlayınca da aynı pembe tabloyu görebilecek miyiz? Bekleyip, yaşayıp göreceğiz.

Benim dikkatimi çeken nokta, rakip takımların sert futbolundan Beşiktaş'ın şimdiden yakınmaya başlaması. Sivas ile hazırlık maçı oynadılar, Schuster de tüm yıldızlar da ilk maçtan isyanda. Kaldı ki Sivas'ın hocası Rıza Çalımbay asla kasti sertliğe taviz verecek bir isim değil. Ligin ikinci yarısında daha ne sert maçlar oynanacak.

Haklılar, Guti'si, Quaresma'sı ilk yarıda çok tekme yedi. Ligin en fazla faule maruz kalan isimleri. Ama Türkiye'de lig böyle. Bu gerçeği kabul edeceksiniz. Bu anlayıştaki takımlarla, bu anlayıştaki hocaların yönlendirdiği oyuncularla ve bu hakemlerle bu ligi bitireceksiniz. Doğrudur, Beşiktaş'ın ilk yarıda sakatlıklardan başı çok ağrıdı. Herkes isyan etti ama işe yaramadı. Madem başa çıkamıyorsunuz o zaman sertlikse o zaman siz de aynı sertlikle cevap vereceksiniz. Ağlayıp yakınmakla bu iş yürümez.

Hele hele devre arası seminerine katılan Uilenberg'i dinledikten sonra. Ne diyor UEFA Hakem Komitesi'nin Türkiye'den sorumlu üyesi Uilenberg. "Yıldız oyuncu ayrımı olmaz. Bütün futbolcular eşittir." Bu sözü yabana atmayın. Uilenberg önemli bir isim. Eminim hakemlerimiz de bu sözü kulaklarına küpe yapacaklar. Siz de tedbirinizi alın, gafil avlanmayın, Beşiktaş olarak yıldız oyuncularınızın korunmasını da asla beklemeyin.

HAKEMLER

Söz Uilenberg'ten açılmışken... Bana göre ligin ikinci yarısına, devre arasındaki hakem seminerinde alınan kararlar, hakemlere yapılan tavsiyeler damgasını vuracak. Aynen, Beşiktaş'ın Samsun faciasını yaşadığı sezon gibi. O sezonun devre arasında da ciddi uyarılar yapılmış, hakem kararları da ikinci yarının seyrini değiştirmişti. Hakemlerin tavizsiz kararlarından ilk etkilenen de Beşiktaş olmuştu. Cem Papila'nın kırmızı kartları Beşiktaş'ı allak bullak etti, ilerleyen haftalarda art arda puan kayıpları geldi, şampiyonluk gitti.

Bu seminere UEFA Hakem Komitesi'nin Türkiye'den sorumlu üyesi Uilenberg ile UEFA Hakem Konvansiyonu Türkiye sorumlusu Larsen katıldı. Çok ince detaylara vurgu yaptılar. Örneğin ligin ilk yarısında hafızalara kazınan enstantanelerden biri Bünyamin Gezer ile Emre Belözoğlu arasında yaşanan dialogtu. Emre, Gezer'in otoritesini ciddi şekilde sarsmış ama sarı kart bile görmemişti. Uilenberg de Larsen de Gezer'i hatalı buldular.

İkinci yarıda, vücut dilini kullanarak hakemi protesto eden, uzak mesafeden koşup gelerek hakemin yüzüne karşı tepkisini koyan, hakemin başına üşüşen tavizsiz sarı kartı görecek. Herhalde en çok başı ağrıyacak isimlerden biri de Emre olacak. Ardından Fenerbahçeli bazı futbolcular ve Beşiktaş'ın yabancıları. Bana göre iki kulüp de bünyesine birer hakem hocası katmalı. Hakem hocaları kuralları futbolculara sürekli hatırlatmalı, beyinlerini yıkamalı. Böylece görülebilecek ucuz kartların önlemi belki alınır. Alınmalı ki sonrasında bu ucuz kartlar pahalıya patlamasın.

GALATASARAY

Şahsen ikinci yarı öncesi Galatasaray'ı da çok merak ediyorum. Umarım yeni transferler yeni bir hava getirir de Galatasaray da lige renk katar.

Galatasaray futboluyla, sonuçlarıyla, lig sıralamasındaki yeriyle bu sezon herkesi çok şaşırttı. Ama beni en çok şaşırtan olaylardan biri de Galatasaray taraftarının tutumu. Geçmiş yılların zaferlerinden sonra fiyasko bir sezon yaşamaları sinirlerini yıpratmış olabilir, protesto en doğal hakları olabilir ama bu sezon tavırları en hafifiyle hiç hoş değil. Bir Gençlerbirliği maçı hatırlıyorum. İlk dakikada kaleci hatasından golü yediler, ardından ikinci gol geldi. Hemen mırıldanmalar, protestolar. Biraz bekleyin, takıma sahip çıkın, destekleyin, baktınız yine olmuyor maç sonu sesinizi yükseltin. Siz böyle bir atmosfer yaratırsanız sahadakilerden ne bekleyebilirsiniz?

Özellikle de Ultraslan'a şaşırıyorum. Bugüne kadar yaptıklarını kimse inkar etmedi. Başkan Adnan Polat dahil çoğunluk hepsinden övgüyle söz etti. Ama son dönemlerdeki çıkışları şaşırtıcı. Özellikle de Kazım muhtıraları. Gereksiz, zamansız. Ultraslan'da sanki bir Çarşı özentisi seziyorum. Çarşı gibi güçlü olmak, eylemleriyle, söylemleriyle ses getirmek istiyor olabilirler. Ama beceremiyorlar. Çarşı Beşiktaş'ın gücüne güç katıyor, Ultraslan Galatasaray'ın gücünden güç alıyor.