Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Spor 'Başkan Aziz Yıldırım olsun' - Spor Haberleri

        Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav, yakın dostu olan Galatasaray Başkanı Özhan Canaydın'ı yerden yere vururken, Kulüpler Birliği Vakfı Başkanlığı'na da Canaydın'ı istemeyerek Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın geçmesi gerektiğini söyledi.

        Aylık spor dergisi Futbol Extra'ya sürpriz açıklamalar yapan Başkan Cavcav, "Ben Özhan Canaydın'ın yerine Aziz Yıldırım'ın Kulüpler Birliği Başkanı olmasını isterim. Sürekli eleştirdiğim Aziz Yıldırım'ın Kulüpler Birliği'ne Canaydan'dan kat kat daha iyi başkanlık yapacağına inanıyorum. Yiğidi öldür ama hakkını teslim et. Aziz Yıldırım F.Bahçe için çok iyi başkanlık yapıyor. Ben Aziz Bey'in sadece bazı tavırlarını ve tarzını eleştiriyorum, yoksa onun başkanlık başarısı takdir edilecek nitelikte." dedi.

        Başkan Cavcav'ın röportajının ayrıntıları şöyle;

        Hayatınızda ilk kez aykırı davrandınız ve bugüne kadar hep korumanız altına aldığınız Kulüpler Birliği'nden ayrıldınız. Bunun sebebi neydi?

        Kulüpler Birliği'ni ilk kuran insan benim. Bilahare başkanlığı Cemal Aydın Beyefendiye devrettim. "Kulüpler Birliği'nde bugüne kadar en çok ne gördünüz, ne yaşadınız?" derseniz, gördüğüm şey birçok kulüp başkanımızın içeride farklı, dışarıda farklı konuşmaları. Öncelikle Kulüpler Birliği'ne başkanlık yapacak olan insanın bana göre mutlaka hükümetle aynı vilayette olması lâzım. Dolayısıyla Kulüpler Birliği Başkanı'nın Ankara'da ikamet etmesi gerekiyor. Zaten bunu da gördük. Son iki yıllık Özhan Canaydın dönemi içinde Sayın Canaydın'ın kulüplerimize maalesef hiçbir katkısı olmadı. Bakın ben de en az Canaydın kadar G.Saraylıyım. Ancak bugün G.Birliği Başkanıyım. G.Saray'la 30 defa oynasak, 30 defa kazanmak isterim.

        Neden Canaydın'a bu kadar karşısınız?

        Bir kere kulüplerin sıkıntıları var, bunların Federasyonla paylaşılması lâzım. Ama bizim Kulüpler Birliği Başkanı'nın Federasyonla arası yok. Peki, sıkıntılarımızı nasıl aktaracağız? Aktaramıyoruz. Oysa Kulüpler Birliği Başkanı'nın mutlaka Federasyonla iyi ilişkiler içinde olması gerekir. Bu nedenle de Canaydın başkanlığındaki Kulüpler Birliği hiçbir şey veremedi, bundan sonra da veremez.

        YILDIRIM'LA TEPKİLERİMİZ FARKLI

        Peki, bunu söyleyen siz, zamanında Kulüpler Birliği'ni tanımadığı için Aziz Yıldırım'ı eleştirmiştiniz. Şimdi aynı şeyi siz yapıyorsunuz.

        Çok güzel bir sual. Yalnız Aziz Yıldırım'la benim olayım farklı. Ben Canaydın Başkanlığındaki Kulüpler Birliği'ni tanımadığımı ilan ettim. Ama Sayın Aziz Yıldırım, Kulüpler Birliği'nin varlığını tanımıyor. Adam Kulüpler Birliği'nin her üye kulübünün verdiği o zamanki 5 milyarlık ödenmiş aidatı bile geri istemişti. Kaldı ki G.Birliği bugün 15 bin YTL'lik aidatını ödedi. Yani anlayacağınız tepkilerimiz aynı değil. Ben sadece Canaydın başkan olduğu için yokum.

        Peki Canaydın'a bu tavrınızın başka bir nedeni var mı ?

        Benim tavrım ne. Bu adam (Canaydın) iki yıldır hiçbir şey yapmadı, bundan sonra da yapamaz. Bu adam bur da olduğu müddetçe de ben yokum diyorum. Yarın bir gün kulüpler birliğinde seçim yapılır Canaydın'ın dışında bir arkadaş olur inandırıcı bir adam o zaman ben kulüpler birliğindeki yerimi alırız. Ama Canaydın'ın başkan olduğu bir kulüpler birliğine ne giderim ne de tanırım. Üç büyüklere bir şey olmaz. Bakın G.Antep gibi bir takımın futbolcuları para alamadığı için idmana çıkmıyor. Okuyoruz gazetelerde; futbolcu parasını alamadığı için Federasyona başvurup sözleşmesini feshediyor. Peki, bunun mimarı kim? Sayın Canaydın. Bunun mimarı Canaydın'dır, başka kimse değil.

        Sayın Canaydın kısa bir dönem öncesine kadar sizin yakın dostunuzdu, bu değişim neden?

        Valla bilmiyorum, Sayın Canaydın bir anda değişti. Canaydın'ı çok seviyorum. Kaldı ki benim anne tarafım Rumelili, onlar da Rumelili. Şahsına sonsuz saygı duyuyorum ama bir insanın idareci olması başka, sempatik olması başka. Sayın Canaydın gelsin bu yaşta ben onu sırtımda taşırım. Ama derseniz ki "G.Birliği'ne Başkan yapar mısın?" Asla yapmam. Kısacası Sayın Canaydın insan olarak çok iyi ama lider ve yönetici olacak, bu işi hakkıyla yapacak kişi asla değil.

        Sürekli eleştirdiğiniz Aziz Yıldırım Kulüpler Birliği Başkanı olsaydı Canaydın'dan daha mı kötü olurdu?

        Ben Özhan Canaydın'ın yerine Aziz Yıldırım'ın Kulüpler Birliği Başkanı olmasını isterim. Sürekli eleştirdiğim o Aziz Yıldırım'ın Kulüpler Birliği'ne Canaydan'dan kat kat daha iyi başkanlık yapacağına inanıyorum. Yiğidi öldür ama hakkını teslim et. Aziz Yıldırım F.Bahçe için çok iyi başkanlık yapıyor. Ben Aziz Bey'in sadece bazı tavırlarını ve tarzını eleştiriyorum, yoksa onun başkanlık başarısı takdir edilecek nitelikte.

        KULÜPLER BİRLİĞİ'NİN ALTERNATİFİNİ KURACAĞIM

        Anadolu Kulüpler Birliği gibi bir birlik kuracakmışsınız, bu nedir?

        Önümüzdeki günlerde Anadolu Kulüpler Birliği diye, Süper Lig, 1, 2 ve 3. Lig takımlarından oluşacak bir birlik oluşturmak istiyorum. Sadece Anadolu kulüpleri olacak.

        Bu birlik, Kulüpler Birliği'nin alternatifi mi olacak?

        Ben öyle düşünüyorum. Şu seçimler olsun. Bir-iki ay bekleyeceğim. Sonra böyle bir çalışmam başlayacak. Bu çalışmamı duyan birkaç kulüp başkanı beni aradı, "Aman ağabey Allah razı olsun" dedi. Anadolu kulüplerinin sıkıntısını dile getirecek adam yok. Türkiye ligleri demek, yalnız Süper Lig takımları demek değil. Yüzlerce kulüp var bu ülkede, 1, 2, ve 3.Liglerde, amatör kümelerde. Anadolu kulüplerinin sıkıntısından Canaydın ne anlar? Nereden bilecek. Sayın Başbakanımız, sayın Spor Bakanımız bu sıkıntılarımızı nereden bilecek o zaman?

        Sayın Yıldırım Demirören'in federasyon, hakemler ve Ulusoy'la ilgili söylemlerine ne diyeceksiniz?

        Hatırlayın, Ankaraspor'la Beşiktaş'ın bir maçı vardı. Yardımcı hakem 90. dakikada Beşiktaş'ın bir golünü vermemişti, hakikaten goldü. Vay efendim hakem vermemiş de bunu federasyon ayarlamış. Haluk Ulusoy'un başka işi yok da yardımcı hakeme mesaj mı yolladı bayrağını kaldırsın diye. Yıldırım Demirören çıkıp, "Affan Keçeci'yi Haluk Ulusoy'a ben söyledim, ikinci başkan yapacaksın dedim. Bunun için Affan Bey orada Beşiktaş'ın hakkını savunacak" diyor. Kardeşim sen hakemleri kötüle, onu yap, bunu yap, ondan sonra hak bekle. Ben tüm bunları Yıldırım'ın gençliğine veriyorum. Daha genç bir kardeşimiz. Evvelsi günü televizyonda izledim, Yıldırım Demirören'in Samet Aybaba ile ilgili diyaloglarını. Ne Samet'e yakıştırabildim ne de Demirören'e. Demirören kardeşim, sen camianın başkanısın. Samet Aybaba'ya "O benim muhatabım olamaz" demesi çok yanlış. Eğer başkansan, sporun içindeki herkes senin muhatabındır. Bunun lamı cimi yok.

        HAKEM HAKKINDA KONUŞANA EN AĞIR CEZA VERİLMELİ

        Kulüp başkanlarının, özellikle büyük kulüp başkanlarının hakemlerle ilgili söylemlerine ne diyeceksiniz?

        Hakem hakkında hangi kulüp başkanı veya yöneticisi konuşuyorsa, en ağır ceza verilmeli, ben dâhil. Bakın, ben de zamanında çok konuştum hakemlerle ilgili. Ama bakın bakalım 6-7 aydır hiç konuşmuşluğum var mı? Konuşmam. Çünkü bu adamlarla yola devam edeceğiz. G.Saray'ın Yunanistan'da Panionios'la oynadığı maçtaki hakemi gördünüz mü? Penaltı penaltı değil, gol iki metre ofsayt. Hata Türk takımının lehine olduğu için sevindik, sesimizi çıkarmadık. Ya aksi olsaydı ne yapacaktık? Hatayı her hakem yapıyor. Hata yapacağız elbette. Aksi halde ya peygamber olurduk ya da yatır.

        Peki, sizin böyle ciddi bir hatanız oldu mu?

        Olmaz mı? Mesela ben bir kol hareketi yapmıştım bir A.Gücü maçında. O büyük bir hataydı. İnan o anda belimde silah olsaydı en az 10-15 kişiyi öldürürdüm. A.Gücü seyircisi bana "Çık dışarı" diye tezahürat yapıyordu, ben de ayağa kalktım "Ben buradayım" diye işaret yaptım. Sonra şeref tribününden 7-8 A.Gücü yöneticisi bana "Otur lan" diyerek ana-avrat küfretti. Ben de gol atınca onlara dönüp öfkeyle o hareketi yaptım. Onu söylemişken bir de Serhat'ı hatırladım. O Serhat var ya Ulueren… Bir daha beni televizyona çıkartabilir mi? Bana geldi, "Aman ağabey, ben bu kanala geçtim, benim ekmek param, seninle yapacağım röportaj ses getiriyor, ne olur programıma çık" dedi. Biz röportaj yapıyoruz, gel sen benim bu kol hareketimi ekranlara getir ve konu yap. Benim o anda stüdyoyu bırakıp çıkmam lazımdı. Ama ben insanlığıma yediremedim. Ama adamda yüz yok. Kızmama rağmen hâlâ bu olayın üzerine beni arayabiliyor.

        ULUSOY'U UZUN ZAMANDIR DESTEKLİYORUM

        Sayın Ulusoy'a karşı sevginizin sebebi hikmeti nedir? Daha önce böyle bir desteğiniz yoktu.

        Ben Haluk Ulusoy'u Mersin İdman Yurdu'nda başkanlık yaptığı dönemleri bilirim. Futbol kulüplerimizin ne durumda olduğunu çok iyi bilen bir Federasyon Başkanımızdır Sayın Ulusoy. Dolayısıyla bugün Haluk Ulusoy savunulmaya filan ihtiyacı olmayan bir başkandır. Sayın Ulusoy'u ben bugün savunuyor değilim. Seçimde ona oy atmamıştım ve bundan dolayı pişman olduğumu da icraatlarını gördükten hemen sonra söyledim. "Bundan sonraki dönemlerde oyum artık Ulusoy'undur" dedim ta bir yıl evvel. Yani bugün savunuyor değilim Ulusoy'u. Sayın Ulusoy'un göreve geldiği bu ikinci dönemde kendisinde tam 180 derece bir değişim oldu. Herkese sempatiyle, sevgiyle yaklaşan bir başkan durumuna geldi.

        Peki, Ulusoy devam etmeli mi?

        Bilgi, birikim ve tecrübe çok önemli. Bu ülkede de bu konuda en iyi bilgiye ve tecrübeye Haluk Ulusoy sahip. 15 Mayıs'ta ligler bitiyor. Haziran'da Milli Takım Avrupa Şampiyonası'na gidecek. Bu şampiyona öncesi Genel Kurul yapılsa, yeni bir dönemde yeni bir yönetimle işe başlamak en doğrusu olurdu. Şimdi bir ay sonra seçim yapılırsa ben Haluk'un yerinde olsam böyle bir ortamda seçime girmem. Çıkarım Genel Kurul'da kürsüye, "Oylama yapmıyorum, ben bir ay sonra seçim kararı alıyorum ve aday değilim" derim. Kim gelir? Ondan sonra gitsin millet istiyorsa Haluk Bey'i ikna edip geri getirsin. Şu an en doğrusu Avrupa Şampiyonası'nın sonuna kadar Haluk Ulusoy'un devam etmesi. Aksi halde lig devam ederken böyle bir seçime gidilmesi kaosa neden olur.

        ŞENES ERZİK'İ İSTEMEM

        Son dönemde Şenes Erzik'in adı ağırlık kazandı. Biz Erzik'in Federasyon Başkanlığına nasıl bakıyorsunuz?

        Bana sorarsanız "Şenes Bey'i ister misiniz?" diye, istemem. Şenes Bey iyi insan filan ama bugün FIFA'da önemli bir görevi var. Türk futbolunun bugünkü dönemi, bir koltuğa iki karpuzun sığacağı bir dönem değil artık.

        Peki Başkan, bu G.Birliği'ne ne oldu?

        G.Birliği düzelir. Ben de insanım, yanlışlar yaptım. Mesut Bakkal'dı takımın başında, ekibini değiştirecekti. "Tamam başkan" dedi bana, sonra Antalya maçından üç gün önce geldi ve "Ben bırakıyorum" dedi. Ben de yolumu ayırdım onunla. Arkasından Fuat Çapa'yı getirdim. Adam değil, adam gibi adam inan. Ama Türkiye'deki yardımcılar adamın başını yediler. Arkasından Stumpf diye bir adam getirdik, onu da yanındaki adamlar yedi. Bir de Stumpf'un kendisi 1.90 boyunda, bizim takım için çok kısa diyor. Adam kendisi gibi uzun adam istiyor. Ben nerede bulacağım onun gibi 2 metre boyunda adamı? Yani teknik direktör seçiminde yanlış yaptık ve bunun ceremesini çekiyoruz. Bugüne kadar G.Birliği tarihinde en fazla transfere bu yıl para harcadım, ligin dibine düştüm. Bu işin parayla olmadığını ben de anlamış ve görmüş oldum. Geçen seneki Mehmet Çakır, Isaac, Mehmet Nas, Tuna gittiler, yerlerine gölgeleri geldi. Neden oldu bilmiyorum. Antrenör değişikliğinden de kaynaklanıyor olabilir.

        OFTAŞ'tan Metin Diyadin başarılıyken niye gitti?

        Metin Diyadin rüzgâra karşı işedi. Çünkü 10 maçta 30 puan yapması gerekirken o ancak 12 puan toplayabildi. Metin Diyadin gitmeseydi Oftaş Süper Lig'e çıkamazdı.

        Milli Takım açısından Avrupa Şampiyonası'nı nasıl görüyorsunuz?

        Çok zor olacağa benziyor. Fatih Hocanın işi zor. Bu arada Fatih Terim'in "Ben ders almam ders veririm" açıklamasını ona yakıştıramadım. Öğrenmenin yaşı yok. Ben 72 yaşındayım, her gün yeni bir şey öğreniyorum.

        Siz Gökhan Ünal'ı zamanında G.Birliği'nden adeta bedavaya göndermişsiniz. Nasıl oldu bu iş?

        Sağolsun hocalarımız "Bu yaramaz, bundan bir şey olmaz" dediler, biz de gönderdik. Adamın yolunu kesemezdik ya. Bugün Türkiye'nin, Avrupa'nın konuştuğu, kulübünün 6-7 milyon euro veren kulüpleri elinin tersiyle ittiği bu Gökhan Ünal'dan bahsediyorum. Değerli hocalarımız "Ben bunu oynatmam" deyince, Gökhan'ı ben 10 milyar liraya Kayserispor'a verdim. Belki de 10 milyona verdim, tam hatırlamıyorum ama parayı iki taksitte zar-zor aldım. Bakın başka bir şey söyleyeyim, benim için söz paradan daha önde gelir. Ben Kayserispor'a bu futbolcuyu satarken, "Siz başka bir kulübe satarsanız bonservis ücretinin yarısı benim" dedim. Yani Gökhan Ünal kaça satılırsa satılsın, paranın yarısı G.Birliği'nin olacaktı. Bir protokol filan yapmadık, çünkü söz bizim gibi insanlar için senet sayılmalı. Kayserispor Başkanı "Ben böyle bir şey demedim" derse, ben de hiçbir şey söylemeyeceğim. Recep Mamur'a bir Kulüpler Birliği toplantısında bunu hatırlattım ama anlamazlıktan geldi.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ