Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Girişimcilik Türkiye'deki teknoloji yuvaları: Teknoparklar - Girişimcilik Haberleri

        Türkiye’nin 2016 yılındaki en iyi teknoparkı ODTÜ seçilirken, onu İTÜ ARI ve Bilkent Cyberpark takip etti. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın her yıl belirli kriterler doğrultusunda hazırladığı teknopark performans endeksine göre, 2016’daki sıralamanın ilk 10’unda İstanbul ve Ankara’dan 7 teknopark bulunuyor. Yazı dizimizin ilk bölümünde, teknolojinin kalbinin attığı teknoparkların, Türkiye ve dünyadaki durumlarını anlatmaya çalıştık. İkinci bölümde ise, ülke genelindeki 56 aktif teknopark içinden farklı kentlerdeki örneklere yer vererek sözü Türkiye’nin 6 farklı teknoparkına bırakıyoruz.

        TÜRKİYE’NİN İLK 10 ‘PARKI’

        REKLAM

        1. ODTÜ Teknokent

        2. İTÜ Arı Teknokent

        3. CYBERPARK

        4. Mersin Teknoloji Geliştirme Bölgesi

        5. Erciyes Üniversitesi

        6. İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesi

        7. Yıldız Teknopark

        8. İstanbul Teknoloji Gel. Böl.

        9. İstanbul Üniversitesi Tekn. Gel. Böl.

        10. Ankara Üniversitesi Tekn. Gel. Böl.

        5 BİN FİRMADA 47 BİN 525 KİŞİ ÇALIŞIYOR

        Türkiye’de teknoloji geliştirme faaliyetlerine ev sahipliği yapan 56 teknokentte, 4 bin 916 firma faaliyetlerini yürütüyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı verilerine göre, bu firmaların 284’ü yabancı ortaklı iken, 1019’u akademisyen ortaklı bir şekilde çalışıyor. Teknopark firmalarında çalışan personel sayısı da 47 bin 525’e ulaşmış durumda. Bunların 38 bin 899’u Ar-Ge, 3 bin 68’i destek ve 5 bin 558’i de kapsam dışı çalışan. 27 bin 749 projenin tamamlandığı teknokentlerde, 8 bin 316 proje üzerinde ise çalışmalar devam ediyor.

        1.3 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT GERÇEKLEŞTİRDİ

        Kuruluş temeli 1992 yılında atılan ve bugün 170 bin metrekarelik bir kapalı alanda yer alan Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Teknokent bünyesinde, uçak/ helikopter kontrol sistemleri çalışmaları, uydu geliştirme projeleri, alternatif enerji ve alternatif yakıt projeleri, rüzgâr ve su türbini tasarımı, araç takip sistemi, test ve ölçüm sistemlerinin tasarlanması, güç kaynakları ve enerji besleme sistemleri, lazer uygulamaları gibi farklı alanlarda Ar-Ge çalışmaları yürütülüyor. Teknokent yetkililerinden alınan bilgiye göre, yapılan Ar-Ge çalışmaları neticesinde bugüne kadar elde edilen ihracat geliri 1.3 milyar doları aşarken, ülke ekonomisine de 13 milyar liralık katkı sağlandı. ODTÜ Teknokent şirketlerinin almış oldukları Ar-Ge tescillerinin de (patent, faydalı model, marka vb.) 400’ü bulduğu ifade edilirken, yürütülen toplam Ar-Ge projesi sayısının 1500’ün üzerinde olduğu belirtiliyor. ODTÜ Teknokent 2017-2021 dönemini kapsayan ‘stratejik planı’ çerçevesinde, uluslararası başarıya ulaşabilecek teknolojik ürün geliştirilmesini ve teknokentin ise küresel teknoloji şirketleri için cazibesini artırmayı hedeflediği aktarıldı.

        ‘TEKNOKENT KÂRLILIĞI VE ÇALIŞAN MUTLULUĞUNU OLUMLU ETKİLİYOR’

        İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ARI Teknokent, İTÜ Ayazağa Kampusu’ndaki 10 binasıyla faaliyetlerini sürdürüyor. İTÜ ARI Teknokent Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Deniz Tunçalp, teknokentteki şirketlerin bugüne kadar 2 bin 500’ün üzerinde Ar-Ge projesine imza attıklarını belirterek, “Bünyemize yer alan 270’ten fazla firma 7 binden fazla kişiye istihdam sağlıyor. Firmalarımızın 2017 yılı cirosu 1 milyar dolar, Ar-Ge ihracatı ise 40 milyon dolar seviyesinde” dedi. Firmaların, önceki dönemlerde teknokentleri daha çok vergi teşvikleri sebebiyle tercih ettiklerini kaydeden Tunçalp, artık zenginleştirici ortam, Ar- Ge danışmanlığı, teknoloji transferi ve üniversite ile yakın işbirliğinin tercih sebebi olduğunu söyledi.

        Teknokent ortamının firmaların başarısını, kârlılığını ve çalışanların mutluluğunu olumlu etkilediğini kaydeden Deniz Tunçalp, “Yurtiçi ve yurtdışından pek çok önemli proje, işbirliği heyeti teknokentimize sürekli geliyor ve firmalarımızla tanışıyor. Bu durum sürekli bir müşteri adayı akışı yaratıyor” diye konuştu. Tunçalp, teknokentlerin yaşadığı sorunlara değinerek, “Pek çok sektörde Ar-Ge birikiminin sınırlı olması, bilişim dışı sektörlerde Ar-Ge konularında firma sayısının az olmasına yol açıyor” ifadesini kullandı.

        ‘VERGİ CENNETİ DEĞİLİZ, GÖREVİMİZ GİRİŞİMCİLİĞİN KALKINMASINI SAĞLAMAK’

        Kurulduğu günden bugüne kadar toplamda 450 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren Bilkent CYBERPARK, halihazırda 240 firma ve 4 bin Ar-Ge personeline ev sahipliği yapıyor. Teknokentlerin sundukları katma değerli hizmet ve sinerji ortamı ile birer çekim merkezi haline geldiklerini kaydeden Bilkent CYBERPARK Genel Müdürü Faruk İnaltekin, firmaların kendilerinden beklentileriyle ilgili olarak da, “Son zamanlarda firmaların bizlerden en büyük beklentisi uluslararası pazarlara açılmalarına yardımcı olmamız. Bu sebeple ticarileşme ve uluslararasılaşma programlarını kurgulamaya çalışıyoruz” diye konuştu. Yerli teknoparkların yurtdışındaki örneklere göre birtakım farklılıkları olduğunu vurgulayan İnaltekin, “Ülkemizdeki teknoparkların en büyük sorunu misyon ve faaliyetlerinin yeterince bilinmemesi. Teknoparklar, teknoloji tabanlı girişimciliğin kalkınması için gerekli ekosistemleri oluşturmak üzere kurulmuş platformlardır ve temel misyonları budur. Teknoparkların vergi cenneti olarak algılanmaması gerekiyor” dedi.

        ‘SEKTÖREL GELİŞİM ÜLKEYE YAYILIYOR’

        Mersin Teknopark Genel Müdürü Özgür Durmaz, teknoparkların, yasal avantajlar, danışmanlık, network’lere ulaşım ve nitelikli hizmetler gibi avantajlar sunduklarını belirtti. Teknoparkta, proje yazımı, şirket kurulum süreçleri, markalaşma, ticarileşme ve uluslararasılaşma süreçlerini içeren yönlendirmeler verildiğini kaydeden Durmaz, “Nitelikli personel istihdamı sayesinde, teknoparklar sektörel gelişimin ülke genelinde bir gelişime dönüşmesine imkân sağlıyor” dedi. Yerli teknoparkların yurtdışındaki örnekleriyle karşılaştırıldığında birtakım sorunları olduğunu anlatan Durmaz, “Türkiye’de inovasyon kültürünün henüz tam anlaşılamamasından dolayı, teknoparklarımız yurtdışındakiler gibi birer prestij mekanları haline gelemedi. Bunun sonucunda da, Anadolu’daki teknokent firmaları en önemli kaynak olan beşeri sermayeye ulaşamıyor” dedi. Özgür Durmaz, Mersin Teknopark’taki 79 firmanın 2017 yılında elde ettikleri cironun 116 milyon liraya ve ihracat tutarının da 22 milyon dolara ulaştığının bilgisini paylaştı.

        SİLİKON VADİSİ’NDE ‘YERLİ’ 2 KULUÇKA MERKEZİ KURDU

        Bünyesinde 382 firma bulunan Yıldız Teknopark’ın Genel Müdürü Prof. Dr. Mesut Güner, firmaların teknokentlerden çeşitli beklentileri olduğunu belirtti. Güner, “Firmalar, fiziki ve sosyal olanaklar, Ar-Ge desteği, yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda rehberlik ve mentorluk gibi talepler doğrultusunda teknokentleri tercih ediyor” ifadesini kullandı. Gelen talepler doğrultusunda ABD’deki Silikon Vadisi’nde bir kuluçka merkezi kurduklarını anlatan Güner, “Beş üniversite ile işbirliği yaparak kurduğumuz Starcamp ile firmalara ürünlerini uluslararası pazarlara taşıma ve ihracatı artırma fırsatı sunuyoruz” diye konuştu. Mesut Güner, 2017’de 95 milyon dolarlık ihracat hacmine ulaştıklarının da bilgisini verdi. Türkiye’de üniversite ile sanayi ilişkilerinin yeterli düzeyde olmadığının da altını çizen Güner, “Bu ilişkilerin artırılması amacıyla akademik yükseltmelerde teknoparklarda görev yapan öğretim elamanları için ilave puanlara yer verilmeli, firmalarımız ise bu işbirliğine özendirilmeli” dedi.

        ‘ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ FİRMALARI CEZBEDİYOR’

        Sivas’ta yer alan Cumhuriyet Teknokent bünyesindeki 37 firma, 2017 yılında yaklaşık 114 bin dolarlık ihracata imza atarken, toplamda 9.9 milyon liralık ciro elde etti. Cumhuriyet Teknokent Genel Müdürü Serdar Mercan, “Firmaların teknokentten en büyük beklentisi üniversitesanayi işbirliği. İhracatla ilgili beklentiler de giderek artıyor” dedi. Mercan, firmaları belirli zaman aralıklarıyla bir araya getirdiklerini anlatarak, yeni pazar oluşturmaya aracılık ettiklerininin bilgisini paylaştı.

        Teknokentlerdeki sorunlara da değinen Mercan, idari kadroların sık değiştiğini vurguladı ve göreve yeni başlayan personel için eğitimlerin şart olduğunu aktardı. Teknokent firmalarının da birtakım problemler yaşayabildiğini aktaran Mercan, “Özel sektör çok fazla evrakla, bürokrasi ile uğraşmak istemiyor. Bazen istenilen evraklar firmaların için ek bir yük olarak karşılarına çıkıyor” dedi.

        REKLAM
        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ