Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi 3 günde Moskova’da neler yapılır? Moskova'da ne yenir, Moskova'da görülecek yerler, Moskova'da nerede kalınır, Moskova notları, Moskova şehir turu, Moskova tatil rehberi

        LEVENT ÖZÇELİK / HT CUMARTESİ

        Gloria World Open Dünya Dans Şampiyonası’nın Moskova ayağını izlemek için gittiğim Moskova’da zaman nasıl geçti anlamadım. İşte eski ve yeni Moskova...

        Moskova’ya geliş sebebim her zamankinden farklı... Gloria Sports Arena’nın ev sahipliğinde Türkiye’de ilki 2015 Mart’ında Antalya’da yapılacak Gloria World Open Dünya Dans Şampiyonası’nın Moskova ayağını izlemek. Moskova Kremlin, Kızıl Meydan, görkemli 7 kız kardeş binaları, şık restoran ve gece kulupleriyle her zaman ilgimi çeker. Birkaç yıldır gelmediğim Moskova’yı değişmiş gördüm. Değişmeyen tek şey cazibesi... İşte üç günlük Moskova notları...

        DANS ÖNEMLI BİR SPORDUR

        Öncelikle Moskova’da bulunma sebebimiz dans yarışmasıyla başlayalım. 7 bin çift, dans etmek ve yarışmak için gelmiş Moskova’ya. Dünyada “grand slam” yapılan 5 şehirden biri Moskova. Gelecek martta Antalya Belek Gloria Sport Arena’da ilk kez Türkiye ayağı gerçekleşek. Dans ülkemizdekinin aksine tüm dünyada spor olarak biliniyor. Dansın ne kadar meşakkatli bir spor olduğunu izlediğim birkaç filmde görmüştüm. Özellikle İngiliz yapımı Billy Elliot, ailesinin “Erkek adam boks yapar, futbol oynar” baskılarına direnip kendini zorlu antrenmanlara vererek dünya çapında üne kavuşan bir baletin hikâyesidir. Moskova’da yarışma alanına girdiğimizde birden bu Billy Elliot’ı hatırladım. Salonda bir yanda yüzlerce dansçı ter içinde antrenman yapıyordu; diğer tarafta saçlarını, makyajlarını yaptıranlar vardı. Sabahın erken saatlerinde başlayıp gece yarılarına kadar günlerce süren bir mücadele, bir yarıştı bu. Yani danstan çok daha fazlası onlar için; tutku, estetik, spor, mücadele, ter, gözyaşı... Vals, tango, ça ça, rumba...

        MOSKOVA NOTLARI...

        Arbat Caddesi’nin hemen kıyısında yer alan Lotte Otel’den çıkıp Moskova’nın buz gibi soğuğuna kendimi bırakıyorum. Arbat bir parça değişmiş, 90’lı yıllardan bu yana değişimden nasibini Arbat da alıyor. Nâzım Hikmet’in anlattığı Eski Arbat Caddesi’nden pek eser yok. Hatta girişe kondurulan dev otel, sanki tüm ihtişamını yok etmiş tarihi caddenin. Arbat, eski Arbat değil anlayacağınız. Kızıl Meydan ve Kremlin ise bildiğimiz gibi... Görkemli, ihtişamlı ve turist dolu...

        ve turist dolu... Oradan çıkıp Moskova’nın en pahalı ve şık caddesi Tverskaya’ya uzandım. Novikow Restoran, Vogue Cafe’yi ve ışıltılı mağazaları geçip eski zamanlardan beri en sevdiğim mekânlardan Cafa Mania’da soluklandım ve ısındım. Bunlar eskiden bildiğim yerlerdi. Yeni Moskova’yı Moskovalı arkadaşımız Selim Han’ın sayesinde keşfettik dersek yeridir. İlk gece Yeni Moskova kulelerinden birinin 60. katında şık bir restoran olan Sixty ile başladık. Olağan üstü bir Moskova manzarası. Asıl ilgimizi çeken, dev pencerelerin pompaların yardımıyla açılmasının birlikte hemen herkesin masalarından kalkıp fotoğraf çektirmesiydi. İyi yemek, nefis bir manzara... Ardından özel bir partiye geçtik. Adı Troyka Multispace olan bu mekân Moskova’nın en özel yerlerinden. Sanat etkinlikleri ve tasarımla ilgili organizasyonlar için geliştirilmiş. Ayda bir kez sadece özel davetlilerin alındığı bir gece düzenliyorlar. Burada alışık olmadığınız bir kitleyle beraberdik. Mesela içkiye para vermiyorsunuz. İçeride para geçmiyor anlayacağınız. Rusların hatta Rus Oligark’ların da alışık olmadığı bir gece bu. Ardından ben geceyi uzatıyorum. Sıradaki mekân Troyk’a tanıştığım yeni Rus arkadaşlarımla gidiyorum. Önünde bodyguard’lar olan küçük, basit bir Çin lokantası. “Lokanta” dediğime bakmayın. “Büfe” dersek daha iyi tanımlarız. Ancak arka taraftaki kapının andında dev bir gece kulübü var. İşte burada, Mendeleev Bar’da ilk geceyi sonlandırıyorum.

        2. gün şehrin en ünlü mekânlarından Pushkin Cafe’de yemekle başlıyor. Müthiş bir atmosfer, şıklık ve zarafet var. Yemekler de cabası... Moskova’da mutlaka gidilmesi gereken mekânların başında geliyor burası.

        Son yıllarda şehrin gözde mekânlarından biri de Soho Room. Yemeğin ardından, canlı performans başlıyor. Sahnedeki grup oldukça iyi çalıyor. Üçüncü günümüz eskiden bildiğim Cafe Manon’da başlayıp akşamında da Lotte Plaza’nın içinde yer alan Lodka’da sona eriyor. Lodka, Rusça’da gemi demek. Gerçekten de bir transatlantiğin balo salonu gibi tasarlanmış, rengârenk, duvarda okyanus videolarıyla aydınlatılmış tipik Rus tarzı, localı bir yer.

        Moskova’da zaman hızlı akıyor, 3 dolu dolu gün o kadar çabuk bitiyor ki...

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ