Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Bill Cosby’ye tecavüzcü suçlaması, Serdar Turgut yazdı...

        SERDAR TURGUT/HT PAZAR

        Sigmund Freud, Amerika’ya ilk kez yaşlılığında geldi. Geldiğinde en önemli eserlerini çoktan yazmıştı. Amerikan kültürüne hayli uzaktı. Bu yüzden gelir gelmez çok da şaşırdı. Şaşkınlığının nedenini, arkadaşı Carl Jung’a yazdığı mektupta anlattı.

        Freud mektubunda özetle, “Nedense bu ülkede hemen herkes daima mutlu olmak zorunda. Sürekli mutluluğu arıyorlar, bulamazlarsa da en küçük şeyden mutluluk çıkarıyorlar. Bir insanın sürekli mutlu olması normal değildir. Normal insan olabilmek için mutluluk kadar hüzün de gereklidir. Bu ikisi bir arada var olduğunda, birbirini tamamladığında insan tam olabilir. Sürekli mutlu olan insanlar, yarım insanlardır” diyordu.

        Evet bu ülkede sürekli mutlu olmak gerçekten büyük bir ihtiyaç. Mutlu olmaya kimsenin ilkesel bir itirazı olamaz tabii ki, ancak hayat da bizlere daima mutlu olacak şeyler sunmuyor. Amerikalılar, hayata teslim olmuyor ve mutluluğu bulamazlarsa bunu kendileri yaratıyorlar. Hayatı heyecanlı ve canlı tutabilmek için çocuklaşabiliyorlar. Küçük şeylerden büyük mutluluklar çıkarabiliyorlar.

        Gündelik yaşamın rutini içinde birbirlerine mutluluk mesajları vermeyi pek seviyorlar. Şimdi diyeceksiniz ki, “Bütün bunların Bill Cosby ile ne alakası var kardeşim”. Ama durun biraz, bu kurala her zaman uymasam da yazının giriş, gelişme ve sonuç gibi bir durumu da var. Şimdi girişimizi bitirdik, artık gelişmeye geçebiliriz.

        Bu mutluluk ihtiyacı, Amerika’da yazın sıcağından kış aylarının soğuğuna ve karanlığına geçiş zamanı çok artar. Çünkü Nordik edebiyatında gördüğümüz gibi soğuk ve karlı havalar, karanlık, insanlarda depresyonu artırabiliyor. Birçok insan depresif duygularla yaşayabilir, hatta biz yazarlar bunu bir silaha da dönüştürebiliriz, ama Amerikalıların bir saniye bile kendilerini kötü hissetmeye, depresif olmaya tahammülleri yok. Ya kendilerini meşgul edecek bir şeyler bulmak zorundalar ya da bunu başaramazlarsa paralar dökerek psikologlara koşup terapiye başlıyorlar. Burada terapi almak da bir tür spora dönüşmüş durumda.

        Dikkat ederseniz, yazdan kışın derinliğine geçildiği aylarda hemen her yıl bu ülkede büyük bir skandal patlıyor ve halk sadece bununla ilgilenip kendisini unutuyor. Dedikodu bir tür kolektif terapiye dönüşüyor. Bill Cosby hakkındaki müthiş dedikodu da bu aylarda patladı ve bütün şiddetiyle tartışılıyor.

        Bazı kadınlar ortaya çıkıp çok uzun yıllar önce Cosby’nin kendilerine tecavüz etmiş olduğunu anlattılar. Cosby bütün bu suçlamalara hiç cevap vermiyor, suskunluğunu sürdürüyor, bu da halkı tam anlamıyla çıldırtıyor. Halk, medyanın da yardımıyla Cosby’den suçunu itiraf edip özür dilemesini bekliyor, ama o da inatla suskunluğunu sürdürüyor.

        Bu olayın yine kış aylarına geçişte patlamış olmasına “Ortada bir komplo var” diye bakmıyorum tabii ki, ama bu aylarda medya olay yaratma arayışına çıkıyor ve reklamcılar da bastırıyor. “Bir olay patlasa da halkın ilgisini çeksek” diyorlar ve sonunda arayan da belasını buluyor tabii ki. Güncel bir şey bulamazlarsa da geçmişin dosyalarını açıyorlar; Bill Cosby olayında olduğu gibi. Bütün bu kadınların neredeyse birbirine tıpatıp benzeyen hikâyelerle bunca yıl sonra ortaya çıkarak aynı metinden çıktığı izlenimi veren konuşmalarla Cosby’yi tecavüzle suçlamaları, bence tesadüf olamaz. Bunda, Cosby’nin yıllardır çalıştığı NBC’nin rakibi olan kanalların da eli olduğuna inanıyorum. Çünkü seyircisi ve seveni çok fazla olan Cosby, bir süredir NBC’de yeni bir dizi geliştirmek için çalışıyordu ve sürecin de sonuna gelmişti.

        PROJELER İPTAL

        Bu tecavüz suçlamaları çıkar çıkmaz NBC büyük bir korkaklık sergileyerek yakında gösterime sokulması beklenen diziyi iptal etti. Ondan örnek alan Netflix de Cosby ile yayına sokmayı düşündüğü yeni stand-up şovu kaldırdı.

        Ben geçmişte yine bu aylarda, Woody Allen hakkında karısının ortaya attığı iddialar patladığında da New York’taydım. Woody Allen o olayı daha rahat atlattı.

        Çünkü zaten hiçbir hayranı, Woody Allen’ın gerçek yaşamında çok ahlaklı olmasını beklemiyordu. O da “Ben yaşamımda bir ahlak ikonuyum” filan demedi. Suçlamalar bu yüzden ona kolay yapışmadı.

        Aynı süreci Bill Clinton da yaşadı. Hemen her gün başkanla yattığını söyleyen bir kadının ortaya çıkmasına rağmen, Clinton bugün hâlâ Amerika’nın en sevdiği eski başkan durumunda. Çünkü o da eskiden ve halen çok çapkın olduğunu ve karısını aldattığını hiçbir zaman reddetmedi.

        Cosby ise özellikle şovunda iyi aile babasını oynadı. Hakkında Amerika’da oluşan imaj, onun “Amerika’nın babası” olduğu şeklindedir. Bu da onun suçlamaları karşılamasını zorlaştırıyor. Herkes babanın bir ahlak sembolü olmasını beklediğinden, kadınların iddiaları halkı şoka itiyor ve kendi içlerini rahatlatmak için Cosby’nin kellesini istiyorlar. Cosby aslında en iyi olanı yapıyor. Hiç konuşmuyor. Olaylar hiç yokmuş gibi davranıyor. Çünkü sosyal medyada, herkesin aklına geleni yazdığı çıldırmış bir ortamda, mantıki bir açıklama getirmek zaten imkânsız hale gelmiş durumda.

        Bu gibi olaylarda hep belirli bir gelişim çizgisi vardır. Olay ilk önce patlar ve patladığında her yerde haberler, programlar yapılır, sosyal medya ayağa kalkar. Bu birkaç gün daha devam eder. Sonra haberler azalır, yeni haberler gelmez ve zorunlu olarak tekrarlar başlar. İnsanlar sıkılmaya başlamıştır ve artık yeni bir skandal bulma ihtiyacı vardır. İşte bu aşamada suçlananın susması gerekmektedir; çünkü konuşursa olay tekrardan canlanacaktır, yok susarsa bu skandal gündemden düşecektir.

        Şimdi Cosby bu taktiği izliyor görünüyor. Ama onun bu taktiğini bozabilecek bir gelişme de var. Bazı militan kadın hakları örgütleri devreye girmiş durumdalar ve bu olaydan bir hesaplaşma çıkarmak istiyorlar. Onlara göre, suçlayanlar kadın oldukları için suçlananın otomatikman suçlu olması gerekiyor. Onlar Cosby’yi şimdiden suçlu ilan ettiler bile.

        “Amerika’nın babası” bu işten nasıl yırtacak, bunu gerçekten merak ediyorum. Gelişmeleri gelecek hafta yazarım size.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ