Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Hikaye, Gerçek ve Denge, Paulo Coelho Habertürk, simyacı

        HİKAYE

        Uzun yıllar önce yolunun kesiştiği herkese sevgi veren ve onları affedebilen bir adam varmış. Bu özelliğinden olayı Tanrı onunla konuşması için bir melek göndermiş.

        “Tanrı benden sana görünmemi ve iyiliğin için seni ödüllendirmek istediğini iletmemi istedi” demiş melek. “Nasıl bir lütuf istersen iste, verilecek. İyileştirme yeteneği ister misin?”

        “İstemem” diye cevap vermiş adam. “İyileşecek olanları Tanrı’nın kendisinin seçmesini tercih ederim.”

        “Ya günahkârları doğru yola taşımak?”

        “Bu da senin gibi meleklerin görevi. Kimsenin gözünde kutsanmak ya da sürekli örnek alınıp hürmet görmek istemem.”

        “Sana mucizevi bir yetenek vermeden cennete geri dönemem. Eğer seçmiyorsan o halde birini kabul etmek zorundasın.”

        Adam biraz düşünmüş ve sonunda şu cevabı vermiş:

        “O zaman iyilik benim vesilemle yapılsın ama kimse benden geldiğini fark etmesin, ben bile, yoksa kibire kapılıp günah işleyebilirim.”

        Bu sözler üzerine melek iyileştirme gücünü bu adamın gölgesine vermiş ve bu güç sadece güneş adamın yüzüne geldiğinde işleyecekmiş. Böylece adam nereye gitse orada hastalar iyileşmiş, yeryüzüne bereket gelmiş, üzgün insanlar yeniden neşelenmiş.

        Adam yıllar boyunca yarattığı mucizelerden habersiz dolaşmış dünyayı, çünkü yüzünü güneşe döndüğünde gölgesi hep arkasında kalmış. Yani bir bakıma kendi yüceliğini hiç fark etmeden yaşamış ve ölmüş.

        GERÇEK

        Hindistan’ın dini lideri, mistik Ramakrişna, kendini spiritüel hayata 16 yaşından itibaren adadı. İlk başlarda tapınaktaki çalışmalara kendini bütünüyle vermesine rağmen hiç sonuç alamayınca için için ağlıyordu. Daha sonra hayatının bu dönemini şu sözlerle anlatıyordu:

        “Bir hırsız, bitişiğindeki oda altınla doluyken, incecik duvarları olan bir odada uyuyabilir mi? Bütün gece uyanık kalır, kafasında planlar yapar. Ben gençken Tanrı’ya ulaşmayı, hırsızın altına ulaşmayı arzulamasından çok daha büyük bir coşkuyla arzuluyordum; ve bunun bedeli olarak ruhani arayışın en büyük erdemini öğrendim: Sabır.” abandonar-se a Deus, Anthony de Mello

        DENGE

        Hindu Cizvit papaz Anthony de Mello, S.J.’den (“Tanrıya Giden Yol”):

        “Sessizlik içinde olmak sadece konuşmayı kesmek değildir; bu durum çevremizde olan her şeyi duyabilmemiz için kulaklarımızı eğitir. İyi bir şef, orkestranın gürleyen sesinin tam merkezinde bile olsa uyumsuz bir flütü fark edebilir. İşte aynı bu şekilde, biz de işitme yeteneğimiz üzerinde çalışmalıyız, ta ki Tanrı’nın sesini bir pazaryerinin tam ortasındayken bile duyabilene kadar.”

        “Modern insan sessizliği çok sıkıcı bir şey olarak görüyor. Onun için sessiz olmak çok zor: Her an bir şeyler yapmaya, tavsiyeler vermeye, bir işi halletmeye çalışıyor ve içindeki harekete geçme dürtüsünün kölesi haline geliyor.”

        “Sessizliğe alışırsan işte ancak o zaman kendi hayatın hakkında kararlar almakta gerçekten özgür olursun.”

        Şair Cibran şöyle der: “Düşüncelerin, kökleri kalbine uzanmıyorsa, sürekli dilinde kalmaya mahkûmdur.”

        Çeviren:Mine Akverdi Denktaş

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ