Evlilikte 10'uncu yıl tehlikesi

ABD’nin Utah Eyaleti’ndeki Brigham Young Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre evliliğin çatırdama riskinin en yüksek olduğu, çiftlerin kendilerini en mutsuz hissettiği dönem 7’nci yıl değil! Psikologların 1957-1964 yılları arasında doğan 2 bin kadının katılımıyla yaptıkları araştırmada evlilerin kendilerini en mutsuz hissettikleri yılın 10’uncu yıl olduğu belirlendi.

Evlilik öncesi geri sayım

6 ay kala

Makyaj provanızı öne alın

Genellikle en sona bırakılan adımı en başa alın ve güvendiğiniz bir makyaj uzmanının yolunu tutun.

Bir profesyonel tarafından uygulanan ve tüm hatları ortaya çıkaran makyaj, yüzünüzü daha iyi tanımanıza yardımcı olacak.

Böylece yüzünüzde sizi rahatsız eden kusurlardan hangilerini makyaj hileleriyle kamufle edebileceğinizi, hangileri için medikal estetik işlemlerinden yararlanmanız gerektiğini daha net şekilde ayırabilir, gereksiz sıkıntıdan kaçınmış olursunuz.

Unutmayın, doğru uygulanmış bazı aydınlatma ve gölgeleme hileleriyle daha çıkık elmacık kemiklerine, daha kalkık kaşlara ya da daha doygun dudaklara sahip olabilmeniz mümkün.

5 ay kala

Sağlıklı beslenmeye başlayın

Düğüne birkaç hafta kala yapılan şok diyetlerle sağlığını tehlikeye atmaktansa aylar öncesinden beslenme programınızı düzene oturtun ve hedeflediğiniz kiloyu zamana bölerek verin.

Fazla kilonuz yoksa da dengeli beslenme şeklinin günlük rutininize adapte edin, bu sadece daha formda bir vücut için değil, aynı zamanda daha sağlıklı bir yaşam içinde gerekli.

İşe ilk olarak birçok sağlık problemini tetikleyen ve cildin elastikiyetini kaybetmesine sebep olan şekeri kesmekle başlayabilirsiniz.

Buna dengeli sebze, meyve ve protein tüketimini eklediğimizde çok daha enerjik hissedecek, üstelik sağlıkla ışıldayan bir cilde de kavuşacaksınız.

4 ay kala

Egzersizi, rutininiz yapın

Gün aşırı çıkmanız gerek koşu, tempolu yürüyüş, yüzme ya da bisiklet gibi kardiyo egzersizlerini haftada en az iki kez ağırlık çalışmalarıyla destekleyin.

. Kaslı ve maskülen bir vücut yapısı oluşmasından korkmayın, çünkü düşük kilolar ve sık tekrarlarla yapılan egzersizler kasları şişirmez, ince, uzun ve fit silüet yaratır.

Ayrıca günlük egzersizi, antiaging tedavisi parçası gibi düşünün; sıkı bir vücudu ne kadar uzun bir süre korumayı başarırsanız, o kadar genç görünürsünüz.

. Spor salonuna gidecek vaktinizin olmamamsını bahane etmeyin. Yanınıza spor ayakkabı alarak iş çıkışı kısa mesafelerde araç kullanmak yerine yürüyerek -

düşük kilolu dambıl dambıl ve ayak bileğine takılan ağırlıklarla yapılan birkaç temel harekete, evde her gün yalnızca 20 dakikanızı ayırarak egzersizi günlük hayatınıza adapte edebilirsiniz.

3 ay kala

Dekoltenize odaklanın

Sütyen çoğu zaman önemsiz bir detay gibi düşünülse de aslında duruşunu ve görüntünüzde büyük fark yaratan bir parçadır.

Göğüs şeklinize uygun, toparlayan ya da olduğundan daha dolgun gösteren bir modelle hem harika bir dekolteye kavuşur hem de olası omuz ve sırt ağrılarını engellemiş olursunuz.

Gelinlik modelinizi seçtiğiniz anda provalara başlamadan önce giyeceğiniz sütyeni de mutlaka belirleyin ve provaları bu sütyenle gerçekleştirin.

Dekoltenizin kusursuzluğu için boyun ve göğüs bölgesini sıkılaştırıcı kremleri, yer çekimine karşı yönde masaj yaparak düzenli olarak uygulamayı unutmayın.

2 ay kala

Doğru saçı bulun

Birçok kadının yaptığı hata, saçını ne şekilde toplatacağına düğün günü odaklanmak.

Oysa saç bir bütündür ve ideal rengi ve kesimi bulmak da, en az nasıl toplandığı kadar önemlidir.

. Eğer saç tonunuz göz ve ten renginize, kesimin yüz şeklinize en uygun biçimde olduğundan emin değilseniz, tüm bunlar için güvene bileceğiniz doğru kuaförü bulmak için acele edin!

Boya ve fönden yıpranan saçlarınız cansızlığından ya da dökülmesinden şikayetçiyseniz, saç derisinin de yağ, kir ve toksinlerden arınmaya ihtiyacı olduğunu hatırlatalım.

1 ay kala

Düzenli masaj yaptırın

Hafta bir ya da iki defa yaptırılan vücut masajı, yalnızca dolaşımız hızlandırarak

Vücuttaki ödemi atlamakla kalmıyor, aynı zamanda kasları uyararak egzersiz etkisi de yapıyor.

Üstelik evlilik öncesindeki hazırlıkların yoğun temposundan bulunan ve strese teslim olan ruh halinize de iyi geleceği kesin.

3 hafta kala

Cildinizi yenileyin

Kusursuz görünen makyajın sırrı, öncelikle parlak ve canlı cilde sahip olmaktan geçer.

Kaliteli uyku ve dengeli beslenmenin öneminin yanı sıra düzenli yapılan cilt bakımlarının faydasını da göz ardı etmemeniz gerek.

Ancak işlem sonrası oluşabilecek kızarık ve tahrişlerden ötürü bu tür uygulamaları son günlerde bırakmamanızda fayda var.

Temizleme, soyma, nemlendirme, antioksidanlardan korumanın yanı sıra leke ve akne tedavisi işlemlerinin de birleştiren "Hydrafacial" uygulaması, pratikliği ve cildi hızlıca yenileme özelliğiyle

Cilt bakımında son zamanların en çok tercih edilen yöntemlerinden.

Diğer cilt soyma işlemlerine oranla daha kalıcı sonuçlar veren "Karbon Peelling"se, tek uygulama sonrasında bile lekelerde gözle görülür azalma ve gözeneklerde sıkılaşma sağlıyor.

2 hafta kala

Toksinlerden arının

Bedeninizi temizlemek, birkaç gün içinde daha ince bir silüet elde etmek ve düğün öncesinde enerjinizi arttırmak için detoks birebir.

En az üç en fazla yedi gün sürmesi gerek detoks diyetinde, metabolizmasının yavaşlamaması için günlük kalori ihtiyacınızı da mutlaka göz önünde vermemek için en doğru yol

karışımları evde kendiniz uygulamaktansa bu işi profesyonellere bırakmak. (ELLE TÜRKİYE)

ÇANLAR 10’UNCU YILDA ÇALIYOR

Psikologların, şimdiye kadar savunulan “Evlilikte en tehlikeli dönemeç veya kırılma anı 7’nci yıldır” tezini yalanlayan araştırmasına göre 10’uncu yılda tehlike çanları çalıyor. Araştırmaya katılan, 35 yıl ve daha uzun süredir evli olan kadınlara evlilikleriyle ilgili deneyimleri, iyi ve kötü dönemleri soruldu. Kadınların üçte ikisi “Evliliğim çok mutlu başladı ve bu mutlulukta istikrarlı bir düşüş yaşandı” dedi. Kadınlar en mutsuz dönemlerini 10’uncu yıl ve sonrasında yaşadıklarını anlattı. Bu dönemi atlatan 2 bin kadın, o dönemde eşlerle anlaşmazlığın kısa sürdüğünü; 15’inci yıldan sonra ise kocalarıyla daha az kavga ettiklerini ifade etti.

Artık uygulanmayan 10 evlilik kuralı

Hala mecbur olduğunuz için mi çocuklara yemek hazırlıyorsunuz? Farkında olmayabilirsiniz ancak böyle düşünmek evliliği "iş" olarak görmeye başladığınızı gösteriyor.

Bu roller işlerin aksaksız yürümesini sağlasa da aynı zamanda kısıtlayıcılar. İşte daha mutlu ve az stresli bir birliktelik için bırakmanız gereken 10 şey…

1. Bir kere evlendin mi, artık kendi hayatın olmaz

"Kadın, kocası ve çocuklarının ihtiyaçlarına öncelik vermesi için teşvik edilirdi. Ancak bunu yaparsanız gücenmiş hissedersiniz" diyor evlilik ve aile terapisti Dan Beaver. Düşkırıklığınız kendini başka yollarda açığa vurur;

depresif hissetmek, insanları terslemek ya da fazla alkol tüketmek gibi. O nedenle bu eski moda kuralı unutun ve sabahları birkaç dakika meditasyon yapmak, kitapçıya uğramak, koşuya çıkmak gibi sizi her gün mutlu edecek veya rahatlatacak bir şeyler yapın.

2. Surat asmak derdinizi anlatmak için etkili bir yoldur

Eskiden evli erkek ve kadınlar rollerine fazla kapılıp, eşlerinin durumu anlayamayacağından ya da reddedilmekten korkarak gerçek duygularını nadiren belli ederlerdi.

Ancak şimdi işler değişti. Başka bir deyişle, eğer korktuysanız bunu eşinize söyleyin. Her zaman sert ve cesur görünmek zorunda değilsiniz. Şüphelerinizi ve korkularınızı kabul etmek eşinizi size daha fazla yaklaştırır.

3. Cinsel istekler asla konuşulmamalı: Düzenli bir cinsel hayat rutininiz oluştuğunda bir çift olduğunuzu unutup, kendinizi potansiyel cinsel buz dağının tepesinde bulabilirsiniz.

İnsan cinselliği, büyümek için keşif ve açıklık isteyen geliştirilebilen bir pratiktir. Eğer eşiniz sizi tatmin edemiyorsa veya bir şeyi yanlış yapıyormuş gibi hissediyorsanız bir deney yapın ve eşinize;

"Bu gece sadece eğlenmek için bambaşka bir şey yapmayı deneyebiliriz" deyin. Genelde yaptığınızdan daha farklı bir şeyler deneyin.

4.Evlilik terapistine gitmek, kötü bir işarettir: Eğer sorunlarınızla ilgili konuşmaz ve çözmeye çalışmazsanız problemleri daha da arttırırsınız. Sorunlu bir çift tedaviye ne kadar erken başlarsa, sorunları düzeltmek de daha o kadar kolay olur.

İlişki sorunlarının çoğununun nedeni uyumsuzluk değil, en derin açmazlarınızla ilgili iletişim kurmamaktır. Diğer kişiyi kırmadan istek ve ihtiyaçlarınızı dile getirmenin her zaman bir yolu vardır.

5. Evin geçimini erkek sağlar: Bazı erkekler, karılarının kariyer hırslarından gurur duyar ve onları destekler. Bazı erkekler ise görünüşte destekleyici durur ancak profesyonel başarılarınız onların daha az erkeksiz hissetmesine neden olur.

Anlaşmak için işinizi bırakmanız gerektiğini söylemiyoruz, bu ekonomik koşullarda akıllıca bir davranış olmaz. Kariyeriniz sayesinde başarılı hissetmeniz önemlidir.

Ancak kocanızın bu şekilde hissedebileceğini göz önünde bulundurup ona göre hassas davranmak ilişkinizi ileriye taşıyabilir. Şartlar değişmese de ona kendini nasıl daha iyi hissedeceğini sormak ve gerçekten dinlemek güzel bir adım olabilir.

6. Kavga etmek, mutsuz bir ilişkiniz olduğunu gösterir: Evli çiftlerin çoğu her gün kavga eder, ancak bunun sorunları çözemediğini biliyoruz. Peki eşiniz size "Kilondan ötürü seni artık çekici bulmuyorum" ya da

"Çalışma arkadaşımdan hoşlanıyorum" gibi sarsıcı şeyler söylerse? Yeni terapi şekilleri bunun aslında sizi birbirinize daha çok yakınlaştıracak, hatta daha büyük bir samimiyet kurduracak temel ilişki dönüşümüne atılan ilk adım olduğunu gösteriyor.

Tabii tüm ilişkiler kurtarılamaz ancak uzmanlar, tüm taşlarınızı dökünce koşulsuz bir sevginin tepesinde olacağınızı ve sorunlarınızı buradan sonra çözmeye başlayacağınızı söylüyor.

7. Evliliğiniz çocuklarınızın etrafında dönmeli: On yıllar önce aileler çocuklarını görmezden gelir ve "Çık dışarı oyun oyna ve bir saat sonra gel" gibi şeyler söylerdi.

Artık ebeveyn olmak daha fazla dikkat gerektiren bir işe dönüştü ve eğer kendinizi çocuğunuzun her adımını izleyip her yanlış adımında onu düzeltmeye çalışırken buluyorsanız aşırı korumacı davranıyorsunuz demektir.

Kocanız ve çocuklarınız bunu hisseder ve herkes acı çeker. Bir evlilik terapisti, eşleri tarafından ihmal edilen kocalara çok fazla rastlamaya başladığını söylüyor ve ekliyor; önceliğiniz evliliğiniz olmalı.

8. Eşinizle işle ilgili konuşmamalısınız: - Tabii ki sürekli patronundan şikayet eden biri olmak tadınızı kaçırabilir ama arada sırada işinizle ilgili konuşmak aslında iyi bir fikirdir. "Eve adım atar atmaz tüm gün üzerinde çalıştığınız şeyi unutmazsınız.

Ofisten eve geliş geçişini yapmak için zamana ihtiyacınız vardır. Eğer üzerine biraz da olsa konuşmazsanız öfkeniz, konuşma şeklinizi ve eşinize yatak odasında nasıl davrandığınızı etkiler " diyor evlilik terapisti.

Bunu 5 dakikayla sınırlı tutun ve aynı şeyi kocanızın da yapması için onu teşvik edin. Omzunuzdan yük kalktığını hissedecek ve kocanızla birbirinizi daha çok tanıyacaksınız.

9. Bir evlilik sadece iki kişi arasındadır: - Kadınlar da erkekler de eski sevgilileriyle arkadaş kalır ve yeni eşten olma çocuklarla sağlıklı ilişkiler geliştirir.

Ancak bu dengelemek için daha fazla çabayı gerektirir ve bir üvey anne ya da benzeri olarak evlenirken beklemediğiniz zorluklarla karşılaşabilirsiniz. Asla unutmayın, ne kadar çekici olsa da kocanızın eski eşiyle ilgili kötü konuşmamalısınız.

Bunun yerine sizi rahatsız eden şeylerle ilgili örnekler verip bunları nasıl çözeceğinizi konuşmak daha faydalı olacaktır.

10. Boşanmak utanç vericidir ve eğer boşanırsan, başarısız oldun demektir: Mümkün değil! 20. yy'ın başlarında insanların sadece %4'ü boşanıyordu. Şimdiyse durum 50/50.

Herkes evliliğinin ömrü boyunca güzel bir şekilde gitmesini ister ancak gerçekte, hayat zordur ve insanlar değişebilir.

Ve çiftlerin danışmanlıkla halledemeyecek kadar ciddi sorunları varsa mutlu bir şekilde yollarını ayırmak, umutsuzca beraber kalmaya çalışmaktan daha iyidir.

Aile terapisti Becky Whetstone'a göre boşanmak aslında iyi bir şeydir çünkü "Herkesin iyi niyetine rağmen ilişkiniz yüzde yüz verimli değilse, kazan-kazan çözümleri sizi daha fazla çabalamaya iter."

‘SORUNLAR KATLANILAMAYACAK HALE GELİYOR’

Araştırma ekibinin başındaki Dr Spencer James, şunları söyledi: “Sorunlar 10’uncu yılda zirveye çıkıyor. Büyük olasılıkla çözülemeyen sorunlar katlanılamayacak hale geliyor. Bunlara çocukların sorumluluğu ve ev işlerinin ağır gelmesi de dahil. İnsanlar, ilk yıllardaki heyecanın ardından evlenerek hayatın sonuna kadar birine bağlanarak aldıkları sorumluluğun yükünü hissetmeye başlıyorlar.”

Yeni nesil "mutlu aşk" tüyoları

En iyi diye nitelenebilecek bir ilişkiye bile yön vermeye çalışmak nereye gittiğinizi bilmeden araba kullanmaya benzetilebilir:

Endişeye, hayal kırıklığına ve bazen de korkuya kapılabilirsiniz.

Birlikte çıkılan yolculuğun heyecanını kaybetmemek için ilişkilerde ilgili bazı önemli gerçeklerin farkına varmak gerekiyor.

AYRI VAKİT GEÇİRMEK ARANIZDAKİ BAĞI GÜÇLENDİRİR

Evet, partnerinizle birlikte vakit geçirmek tabi ki önemli fakat uzmanlar arada sırada yalnız kalmak gerektiğini de söylüyorlar.

İlişki koçu Jennifer Oikle, "Ayrı geçirdiğiniz zamanlar size düşünme fırsatı verir.

Paylaşmak üzere yeni hikayeler ve fikirler biriktirmeniz için hepsi birer fırsattır" diyor.

All the Good Ones Aren't Taken (Bütün İyi Erkekler Kapılmadı) kitabının yazan Debbie Magids,

"Biriyle sürekli birlikte zaman geçirdiğinizde o insanı düşünmek için aslında pek de fazla zaman harcamıyorsunuz.

Aranızda mesafe olduğu zaman ise onu düşünüyor ve görmek için can atıyorsunuz.

EĞER KALBİNİZ SİZE BİR ŞEYLERİN YANLIŞ GİTTİĞİNİ SÖYLÜYORSA, KULAK VERMENİZDE FAYDA VAR

Kadınların doğal sezgileri vardır, dolayısıyla araya konulan herhangi bir mesafeyi hemen hissedersiniz.

Fazlasıyla şüpheci ya da kıskanç bir insan olmadığınız sürece kalbinize güvenin.

E-posta ya da SMS göndererek veya Facebook üzerinden iletişim kurmak artık çok kolay.

Eğer partnerinize ulaşmakta zorluk çekiyorsanız bu çoğu kez iyiye işaret değildir.

Oikle, "Bir erkek ayrılmak istediğinde, çoğunlukla araya mesafe koyar" diyor.

Eğer böyle davranmaya devam ederse onunla yüzyüze gelip net ve suçlayıcı olmayan bir dille "Beni hiç aramadın, bu yüzden bizimle ilgili düşüncelerinin değiştiğini düşünüyorum" türünden bir konuşma yapmayı deneyebilirsiniz.

Eğer size cevap vermezse, o zaman bir şeyler yapmanın zamanı gelmiş demektir.

BİR ERKEĞİN GEÇMİŞİNDE ÇAPKINLIK VARSA, SİZİ DE ALDATMASI YÜKSEK BİR İHTİMALDİR

Erkekler bazen bir ilişkideki duygusal ya da cinsel boşluğu doldurmak için aldatırlar.

Ancak aldatmak çoğunlukla aldatan erkekte bir sorunun göstergesidir.

Nasty Men (Yaramaz Erkekler) kitabının yazan Jay Carter'a göre birçok erkek, tavlama heyecanını yaşamak, egolarını tatmin etmek ya da sekse hayır demekte zorlandıkları için aldatırlar.

Bu üç sorunu birleştirince ciddi bir seri monogami sorunu ortaya çıkıyor.

Oikle "Bu sebepten dolayı bir kere aldatan erkekler genelde aldatmaya devam edebiliyorlar" diyor.

Erkek arkadaşınız en son kız arkadaşını sizinle aldattıysa, bunun bir kereye mahsus bir davranış olduğunu düşünmeyin.

ERKEK ARKADAŞINIZ SİZE YETEBİLDİĞİNİ DÜŞÜNMEK İSTER

Kadınlar, üniversitelerde ve işyerlerinde erkeklerden daha üstün performans göstermelerine rağmen Love Secrets Revealed (Aşkın Sırları Çözüldü) kitabının yazarı Allen Berger'a göre,

, birçok erkeğin erkeklik ve özdeğer duyguları sevdikleri insana karşı kendilerini değerli hissetmelerinden kaynaklanıyor.

O kişi için bir şey yaptıklarında kendilerini son derece değerli hissediyorlar.

Örneğin, birlikte yediğiniz bir yemeğin hesabını ödemesi onun ön plana çıkmasını sağlar ve bu, ilişkiniz için yararlı olabilir.

Eğer bu sizin için kabul edilmeyecek bir senaryo ise o zaman şu şekilde düşünmeye çalışın:

Size itina göstermesine izin vermek sizin de ona karşı beslediğiniz duyguların yansımasıdır.

BAĞLANAMAYACAĞINI SÖYLÜYORSA O ZAMAN BU GERÇEKTİR

Oikle "Eğer erkek arkadaşınız sizi karşısına alıp, bir ilişkiye hazır olmadığını söylüyorsa o zaman niyeti gerçekten de budur" diyor.

İstememesinin birçok açıklaması olabilir fakat varılan sonuç hep aynıdır.

Sizin erkek arkadaşınız olmak istemiyor ve fikrini değiştirmeye kesinlikle niyeti yok. The Complete Idiot's Guide to Intimacy (İlişki Rehberi)'nin yazan Paul Coleman'a göre

"Bir erkek hayatındaki kadını nasıl görmek istediğine karar verdikten sonra bunun dışına çıkması gerçekten de zordur" diyor.

Dikkat: Bir erkek size bunu söyledikten sonra yine de peşinde gezmenizi bu yaklaşımını kabullendiğinizin göstergesi olarak algılar.

Bu düşünce emin olun sadece seksle sonuçlanabilir, dolayısıyla gerçekten kabullendiğinizden emin olun.

Eskiden insanlar ciddi bir ilişki yaşamanın muhteşem bir seks hayatına veda etmekle eşdeğer olduğuna inanırlardı.

Ancak yapılan araştırmalar bu durumun aksini gösteriyor. Seks terapisti Barbara Keesling,

"Bir ilişkinin ilk 18 ayında seks genelde testosteron ve dopamin hormonları sayesinde tetiklenir ve sık sık birlikte olduğunuz kişiyle seks yapmayı istersiniz.

İlk 18 aydan sonra seks boyut değiştirir ve genelde daha iyi bir yöne doğru gider.

Uzun bir süredir birlikte olan çiftler fantezilerini paylaşmak ve yeni pozisyonlar denemek konusunda başta olduğundan daha rahat olurlar" diyor.

EMİN OLMADIĞINIZ İÇİN AYRILMAKTAN PİŞMANLIK DUYMAYACAKSINIZ

Bugünlerde erkeklerle seks yapmak konusunda daha rahatız, fakat işler kötü gidip ayrılık gündeme geldiğinde tam tersi, paniklemiş davranışlar sergiliyoruz.

Uzmanlara göre birçok kadın ilişkilerinin bitmesini istemediklerinde gereğinden fazla çaba sarfediyor.

Amerika'da ilişkiler üzerine yapılan yeni bir araştırmaya göre birlikte olduğu kişiden kısa bir süre önce ayrılanlar, düşündükleri ve korktukları kadar üzgün olmuyorlar.

Eğer yanlış insanla birlikte olduğunuzu hissediyorsanız daha uygun bir sevgili bulmak üzere ilişkinizi bitirmek konusunda cesur olabilirsiniz.

ÖNEMLİ KONUŞMALARI BAŞLATAN HEP SİZ OLACAKSINIZ

Erkekler, kadınlardan farklı olarak ilişkinin durumunu ortada ciddi bir sorun olmadığı sürece düşünme gereği duymuyorlar.

Dolayısıyla ilişkinizle ilgili bir konuşma başlatırken bilinmeyenin erkeklere rahatsızlık verdiğini göz önünde bulundurun.

Onu rahatlatmak için Oikle'ın "kompliman sandviçi" dediği yöntemi deneyebilirsiniz.

Konuşmayı pozitif bir konuyla başlatıp, araya endişenizi ekleyip, tekrar pozitif bir konuyla bitirmeye çalışın.

Eğer bir erkeğin sizinle ilişkisini önemseyip önemsemediğini öğrenmek istiyorsanız

Ben senden çok hoşlanıyorum. Aramızdaki ilişkiyi uzun vadeli bir şey olarak görebiliyor musun?

Birlikte güzel zaman geçiriyoruz, cevabının olumlu olmasını çok isterim" demeyi deneyebilirsiniz.

Bu yöntem "Beni kız arkadaşın olarak görüyor musun?" sorusunu sindirmeye çalışmasından daha kolaydır.