'Takım elbise içinde kendimi güvende hissediyorum'

Esra ÇORUH/HT CUMARTESİ

ecoruh@htgazete.com.tr

■ En beğenilen top modellerden ve moda dünyasının efsaneleşmiş isimlerinden birisiniz. Bu nasıl bir duygu?

Geçen 13 yıl benim için inanılmaz bir tecrübeydi. Hiçbir zaman modellik yapmak ya da moda dünyasının içinde olmak gibi bir hayalim yoktu. Üniversitedeyken arkadaşım sayesinde modellik yarışmasına katıldım ve kazandım. 2006’da Dolce&Gabbana kampanyasında yer aldım ve daha sonra her şey bir anda çok değişti. Bu şansı elde etmeseydim kesinlikle bugün buralara kadar gelemezdim.

■ “Yarışma” dediniz, kariyeriniz bu yarışmayla mı başladı?

Modellik yarışmasına katıldım ve modellik yapmaya böyle başladım ancak dediğim gibi daha önceleri aklımda model olmak yoktu. Zaten yarışmaya da kendi istediğimle katılmadım. Üniversitede iletişim okuyordum, ev arkadaşım fotoğrafla ilgileniyordu. Bir ödevi için benim fotoğraflarımı çekti. Ancak haberim olmadan fotoğraflarımı modellik yarışmasına göndermiş. Daha sonra yarışmadaki jüri, beni aradı ve “Finale kaldınız” dedi. O an neye uğradığımı şaşırdım, resmen şok geçirdim. Finale katıldım ve yarışmayı kazandım. Üniversiteyi yeni bitirmiştim ve modellik yapmaya başladım.

■ Modellik zor bir meslek, rakipler çok ve ömrü kısa...

Çok doğru, modellik tıpkı moda endüstrisi gibi çok çabuk değişiyor. Ve artık modeller sadece diğer modellerle değil, şarkıcılarla, oyuncularla, sporcularla rakip oluyor. Şimdi dünyadaki en ünlü top modellere bakın, modellik dışında moda dünyasının içinde ya da dışında birçok işle ilgilenebiliyorlar. Modellik kariyerini iyi kullanıp oyunculuk ya da başka sektörlerde iş bulabiliyorlar.

■ Çoğu erkek sizi takım elbiselerin içinde görüp “Ben de David Gandy”nin giydiği takım elbiseden istiyorum” diyor. Siz sadece top model değil, aynı zamanda bir stil ikonusunuz.

Bu gerçekten çok güzel bir his. Kumaşı, desenleri, gömleği, kravatı, ceketi ve aksesuvarlarıyla takım elbise içinde kendimi çok güvenli hissediyorum. İnsanlar giyim tarzım hakkında güzel şeyler söyleyince gerçekten çok mutlu oluyorum. Tasarımı çok seviyorum. Sadece moda tasarımı değil, mimari, sanat ve araba tasarımıyla da çok ilgiliyim. Takım elbise giymeyi çok seviyorum.

‘EN ZORU ÖNYARGILARI DEĞİŞTİRMEK’

■ Modellik kariyerinizdeki en zorlu süreç neydi?

Modellik kariyerimdeki en zorlu süreç, erkek modeller ve endüstriye karşı olan önyargıyı değiştirmeye çalışmak oldu.

■ Gelelim sizin de bahsettiğiniz M&S ile yaptığınız iç çamaşırı koleksiyonuna. Rosie Huntington Whiteley M&S ile yaptığı işbirliği de çok sevilmişti. Şimdi de beyler için bir koleksiyona imza attınız. İç çamaşırı tasarlamak nasıl bir süreçti?

İç çamaşırı tasarlamanın en can alıcı noktası, 28 parçanın rahat ve aynı zamanda fit olmasıydı. Koleksiyondaki her parçada çok özel kumaşlar kullanıldı. İnsanlar “Kullandığım en rahat çamaşır” dediğinde gerçekten çok mutlu oluyorum.

■ Koleksiyondaki sizin favorileriniz neler?

Koleksiyon gerçekten çok geniş ve alternatif çok. Herkes kendinden bir şeyler bulabilir. Benim favorilerim takım elbiseler, kaşmir kazaklar, yün parçalar, blazer ceketler. Kendi koleksiyonumdaki favorilerim ise hipsters parçaları. Bu parçalar erkekler tarafından da çok sevildi.

■ İç çamaşırı tasarlarken neler öğrendiniz?

İç çamaşırı tasarım sürecini çok kolay öğrendim. Güzel bir iç çamaşırı için kumaş çok önemli. Biraz materyal eklemek ya da çıkarmak gerçekten büyük fark yaratıyor.

‘CENTİLMEN GİYİMİYLE DEĞİL DAVRANIŞLARIYLA KENDİNİ GÖSTERİR’

■ Londra’daki favori alışveriş rotalarınız nereler?

Ben Londra’daki küçük, bağımsız butikleri çok seviyorum. Buralardan farklı ve özel şeyler bulabiliyorum. Thom Sweeney, Peckham Rye mağazalarını aksesuvar ve kıyafet için tercih ediyorum. Aspinal ise çanta ve valizdeki tercihim.

■ Sizce, kadınların en seksi yönleri hangileri, bir kadına en çok ne yakışır?

Hem kadında hem de erkekte bireysellik çok önemli. Hızla globelleşen dünyada her şeye istediğimiz zaman ulaşabiliyoruz. Kadınların tarzlarından ödün vermeden kendilerine güvenmesi gerekir. En seksi kadın, tarzına ve kendine güvenen kadındır.

■ Bir stil ikonu olarak Türk erkeklerine tavsiyeleriniz neler?

Gerçek bir centilmen giydikleriyle değil, karakteriyle, diğer insanlara davranışlarıyla kendini gösterir.

■ Birkaç kez İstanbul’a geldiğinizi biliyoruz. İstanbul’dan nasıl hatıralarla döndünüz?

İş için bile olsa her geldiğimde çok güzel zamanlar geçirdim. Farklılıklar ve gelişimleri fark ettim. Havaalanından bile bunu anlayabiliyorsunuz, her geldiğimde daha düzenli ve daha konforlu olduğunu görüyorum. Ve tabii ki ünlü markaların mağazaları açılıyor, eskiden pek fazla tanınmış markalar olmadığını fark ediyordum ancak şimdi İstanbul’da bir sürü tanınmış marka var. Kısacası İstanbul giderek daha çok Avrupai oluyor.

‘En çok jean ve tişörtlere para harcıyorum’

■ Takım elbise giymeyi sevdiğinizi biliyoruz, peki başka...

Geleneksel aynı zamanda çağdaş bir tarzım var. Özel gecelerde takım elbise giymeyi seviyorum evet ve takım elbiseyi iyi taşıdığıma da inanıyorum. Ama günlük hayatımda spor giyinmeyi tercih ediyorum. Jean’lerim, sürekli giydiğim klasik ceketim ve ayakkabılarım hem günlük hem de şık geceler için vazgeçilmezlerim arasında. En çok tişörtlere, gömleklere ve jean’lere para harcıyorum.

■ Formunuzu nasıl koruyorsunuz?

Spor yapmaya çok küçük yaşlarda başladım ve eğer sporcu bir çevrede yetişiyorsanız ve spor yapıyorsanız bu sizin ileriki hayatınızı ve yaşam biçiminizi de etkiliyor. Tabii modellik yaparken vücudunuza ayrı bir özen göstermemiz gerekiyor. Beni çok iyi çalıştıran spor hocam sayesinde fit kalmaya çalışıyorum.