Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Sheryl WuDunn, Half the Sky kitabı, Sabancı Vakfı Filantropi Seminerleri, Half the Sky Movement: The Game

        Gülenay BÖREKÇİ / HT PAZAR

        gborekci@htgazete.com.tr

        Sheryl WuDunn, kitaplarıyla, belgeselleriyle, dünya üzerinde birçok ülkede kadınlara eğitim ve iş imkanı sağlayan organizasyonuyla büyük işler başarmış Pulitzer ödüllü bir gazeteci, yazar ve işkadını. Yoksul ve yardıma kadınları kurtarmak için devrim niteliğinde bir girişimde bulundu ve bugün 1 milyon kişinin oynadığı bir Facebook oyunu yarattı. Geçen hafta ülkemize gelen WuDunn’la “günümüzün kölelik biçimi” dediği kadın erkek eşitsizliğini ve yeni oyununu konuştuk...

        Pulitzer ödüllü Amerikalı gazeteci, yazar ve işkadını Sheryl WuDunn geçen hafta Sabancı Vakfı Filantropi Seminerleri’nde bir konuşma yapmak üzere ülkemizdeydi. WuDunn bu ödülü eşiyle birlikte kaleme aldığı “Half the Sky” (Gökyüzünün Yarısı) adlı kitap dolayısıyla almıştı. Dünyanın çeşitli ülkelerindeki kadınların ve kız çocuklarının maruz kaldıkları baskı ve eziyetten kendilerini kurtarma hikâyelerini anlatan kitabın bizim için bir önemli özelliği de yeni baskısına önsözü Elif Şafak’ın yazmış olması. “Bundan onur duydum” diye anlatıyor WuDunn. “Elif olağanüstü bir edebiyatçı. Yeteneğine ve yazdıklarıyla okurlarının kalbine temas etmesine hayranım.” “Half the Sky”, zaman içinde kendi okur kitlesini yarattı ve dünya çapında bir aktivizm dalgası oluşturdu. 10 ülkede aylar süren bir çalışmayla çekilen belgeselin ardından bugün 1 milyondan fazla kullanıcının üye olduğu bir Facebook oyunu yaratıldı. WuDunn’la hem kitaplarını hem de cinsiyetler arası eşitsizliğe olası çözümleri konuştuk.

        ‘60 İLA 100 MILYON KADIN KAYIP’

        ■ “19’uncu yüzyılda kölelik vardı, 20’inci yüzyılda bunun yerini totaliter yönetimler aldı. Yaşadığımız yüzyılın temel adaletsizliğiyse, birçok kişinin sırf kadın olduğu için maruz kaldığı gaddarlık” diyorsunuz. Kadın erkek eşitsizliği için “köleliğin günümüzdeki şekli” denebilir mi?

        Dilini bile bilmedikleri uzak yerlere kaçırılıp genelevlere satılan ve haftanın yedi günü, günde 14 saat çalışmaya zorlanan, üstelik karşılığında tek kuruş ödenmeyen kadınlar gördüm. Doğru düzgün beslenemiyorlardı ve kaçmaya kalktıklarında en hafifinden ağır dayak yiyorlardı. Açık olalım, buna kölelik denmez de ne denir?

        ■ Geçen yüzyılın son yarısında şiddete uğrayarak ölen kadınların sayısı 20. yüzyılın tamamında savaşlarda ölenlerden çok daha fazla” demişsiniz. Bu çarpıcı bir oran.

        Daha somut bir rakam vereyim: İstatistikler, dünya genelinde 60-100 milyon kadının halen kayıp olduğunu gösteriyor. İnanılır gibi değil ama gerçek bu.

        ■ “Kadınları sorunun değil, çözümün parçası olarak görmekten başka çaremiz yok” diyorsunuz...

        Eğitim gören bir erkek çocuğu, neticede sadece eğitim gören bir erkek çocuğudur ve büyüdüğünde bu sayede iş hayatına atılması daha kolaydır, değil mi? Eğitim görmüş bir kız çocuğuysa aslında eğitim görmüş koca bir köy sayılır. Emin olun büyüdüğünde sadece kendi çocuklarına değil, hayatındaki herkese bir şekilde yardımcı olacaktır. Köylerin, şehirlerin hatta ulusların hayat standartlarının gelişmesinde en önemli şey saydığım “dişil güç”ten bahsediyorum. Az önce fahişeliğe zorlanan kadınlardan bahsetmiştim ya; Rachel Lloyd onlardan biriydi. Fahişelik yapmak zorunda bırakılmıştı ama kaçmayı başardı ve dünyanın farklı yerlerindeki kadınların eğitim görmeleri ve kendi ayakları üzerinde durmaları için çalışan “Girls Education and Mentoring Service” ya da kısaca GEMS adlı organizasyonu kurdu.

        ■ Dünya çapında çok satan iki kitabınız var, yeni çıkan “A Path Appears: Transforming Lives, Creating Opportunity” ve size Pulitzer kazandıran “Half the Sky: Turning Oppression into Opportunity for Women Worldwide”... İkisi de gerçek deneyimlerinizi anlattığı için size şunu sormak istiyorum: Günümüzde kadınların maruz kaldığı baskılar neler ve bunları “fırsata çevirmek” gerçekten mümkün mü?

        İkisinde de yoksulluğu “kader” gibi görmeyerek hayatınızı değiştirebileceğinizi, hatta karşınıza çıkan fırsatları akıllıca kullanarak çevrenizdekileri de kurtarabileceğinizi anlatıyoruz. Bir örnek vereyim: Yeni kitabımda, Shana adında bir kadının yaşadıkları da var. Tanıştığımızda fahişelik yapıyor, ağır uyuşturucular kullanıyordu. Daha beteri, yan gelip yatan ve onu satarak para kazanan bir erkeğin kölesiydi. Zorbanın teki olan bu adam Shana’nın vücuduna “Bu kadının sahibi benim” yazan bir dövme yaptırmıştı. Fakat Shana kaçmayı başardı. Bugün başka kadınların da kurtulabilmesi için yaşadığı şehrin yetkilileri ve sosyal organizasyonlarıyla işbirliği yapıyor.

        ■ Bir meslek edinmenin önemini hep vurguluyorsunuz. Ayrıca kadınlar için üretim yapan firmaların kâr etmenin yanı sıra bu tür yardım stratejileri de üretebileceklerini söylüyorsunuz.

        Meslek sahibi olmak, yoksulların ekonomik merdivende ayakta kalmaları hatta basamak basamak yükselmeleri için hayati derecede önem taşıyor. Bilhassa eğitimle desteklenirse. Dünyayı değiştirecek çözümler üretmek konusunda markalara ve firmalara gerçekten çok iş düşüyor. En basiti, kadınların satın aldığı şeyler üreten firmalar kadın eleman almaya öncelik verebilir. Tabii yapabilecekleri başka birçok şey var, ellerindeki olanakları kullanarak milyonlarca hayat kurtarabilirler. Okumuşsunuzdur; Dannon ve Revolution Foods gibi firmalar mucizevi çözümler üretiyor. Ayrıca mikrofinans konusunu da çok önemli buluyorum. Size, Biti Rose adlı kadından bahsedeyim. Çok yoksuldu ama karşısına çıkan bir mikrofinans olanağını değerlendirerek kendi yaptığı donutları satmaya başladı ve bu onun en büyük şansı oldu. Şimdi hem çok para kazanıyor hem de başka yoksullara iş veriyor.

        ■ Etkileyiciymiş. “Half the Sky” hareketine dair neler anlatırsınız?

        Kadınlar ve erkekler birlikte üretebildiklerinde dünyanın kadınlara olan gaddar tutumu değişmiş olacak, işte biz ancak o zaman kendimizi başarmış sayacağız. Bir fikrin harekete dönüşebilmesi için çok fazla kişinin ona katılmayı isteyip desteklemesi gerekir. Biz şu an tam bu noktadayız. Dünyanın farklı ülkelerinden birçok kişi, “Half the Sky”a katılmaya ve onu çoğaltmaya devam ediyor. Kadınların iş hayatında görünürlüğünü artırmak adına başardığımız çok şey var. İzin verirseniz şöyle bitireyim röportajımızı: Bu harekete minicik bir katkı bile hakikaten çok önemli, o yüzden lütfen sevgili okur, lütfen desteğini bizden esirgeme. Half the Sky hareketinin sözcülerinden aktris Olivia Wilde. meslek sahibi kadınların merdivende kalmaları hatta basamak için şart.

        Dünyayı oyunlar kurtaracak

        Sheryl WuDunn’un ürettiği büyük işlerden biri de “Half the Sky Movement: The Game”. Teknik uygulamayı Farmville, Chefville gibi sosyal paylaşım üzerinden ilerleyen diğer birçok Facebook oyununu da üreten Zynga firması yaratıyor. Farmville tarzı oyunlar bencilliğe karşı bir nevi pratik sağlıyor, çünkü sadece kendini düşünenlerin ilerlemesi ya da kazanması mümkün değil. Oyuna katılan bütün arkadaşlarınıza yardım etmeniz ve onlar da ilerlesin diye çaba göstermeniz gerekiyor. Her neyse, “Half the Sky”, Farmville tarzı oyunların bir üst modeli. Karakterlerin ve oyunculara verilen görevlerin gerçek hayatta hep birer karşılıkları var. İşin içinde birçok yardım kuruluşu da bulunduğu için her hamlenizi gerçek hayata kanalize edebiliyorsunuz. Yani siz Hindistan’dan başlayıp Kenya’ya, Vietnam’a, Afganistan’a ve diğer ülkelere devam ederek oyundaki kilitleri açtıkça, sponsorlar sizin yerinize birilerine para ödüyor. Sheryl WuDunn, “Oynayarak öğrenmek yaşayarak öğrenmeye en yakın şeydir. “Half the Sky” oyunu da Hindistan’daki Radhika’yı ve başka bölgelerdeki diğer kadınları tanımanız, yaşadıkları sorunlar karşısında onlara yardım etmeye başlamanız için mükemmel fırsat” diyor. Diyelim ki oyunun bir yerinde yoksul kız çocukları için kitap toplamanız gerekiyor. Her hamleniz ve açtığınız her kilitle “Room to Read” isimli gerçek bir yardım kuruluşuna para gönderiliyor. Bugüne dek bu oyun aracılığıyla dünyanın çeşitli bölgelerinde yüz binlerce kitap toplanmış. Dilerseniz, bu kuruluşlara doğrudan maddi yardımda da bulunabiliyorsunuz. “Half the Sky Movement: The Game”in içerik ortağı olan kuruluşlar arasında az önce sözünü ettiğim Room to Read ve GEMS’in yanı sıra, Fistula Foundation, Heifer International, ONE, the United Nations Foundation, World Vision ve daha birçokları bulunuyor. Half the Sky Movement: The Game’i oynamaya hemen başlayabilirsiniz.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ