Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam ‘Tarihimizden vazgeçmeye hiç niyetim yok’

        Sedef Çalarkan denildiğinde aklımıza hemen Neo Osmanlı geliyor, yanılıyor muyum? Kimdir Sedef Çalarkan? Ben kendimi konsept tasarımcı olarak sınıflandırıyorum. Aslında “Konsept tasarımcı deyimi bana ait” diyebiliriz. “Bu tarz işbirliklerini ilk başlatanlardan biriyim” demek de yanlış olmaz. Çünkü bizim dilimizde bu işin tam bir karşılığı yok. Bu terim, yaptığım işi tam olarak karşılayacak bir tanım arayışına girdiğimde çıktı. Çünkü herkes bana endüstriyel tasarımcı ya da moda tasarımcısı olup olmadığımı soruyor, benim de verdiğim cevap elbette “Hayır” oluyor. Çünkü tek bir ürün üzerine tasarım yapmıyorum. Ürünün nerede duracağını, satılacağını, nasıl paketleneceğini kısaca ürünün teması üzerindeki konsepti yaratıyorum. Bir anlamda kimlik kazandırıyorum. Zaten bu yüzden genellikle reklam şirketleri beni tercih ediyor. Çünkü birkaç yerde yaptıracakları işleri tek bir yerde yaptırma şansları doğuyor. Günümüzde çok moda olan “Neo Osmanlı” akımının öncülerindenim. Teknolojiyle modayı bir ayaya getiren ülkemizdeki ilk tasarımcıyım. i-pod dinleyen padişah tişörtü ve hoparlör taktığım şeffaf çantam, bir klasik oldu. Bugün hâlâ en çok tercih edilen tasarımlarımın başında geliyor. n Yarattığınız tasarımları nasıl tanımlıyorsunuz? Farklılığınız nereden geliyor? “Anakronizm” felsefesinden yola çıktım. Benim için zaman çok önemli bir olgu. Farklı zaman dilimleri arasında zıplamalar, eşleştirmeler yaparak insanları şaşırtmak, düşünülmemiş birliktelikleri sergilemek gibi bir heyecanım var. Türkçeye zaman-bozum olarak çevrilebilecek anakronizm kelimesi, ortaya koyduğum işleri çok iyi betimliyor. Anakronizm kavramının farklı hallerini kendi felsefeme dönüştürme gayretim, çalışmalarımı da şekillendirdi. İmgelerimizde yer etmiş tarihi unsurları eğlenceli bir yaklaşımla ele aldım, güncel ve hafif bir dille popülerleştirdim. Objelere ve karakterlere ait oldukları zaman dilimlerinin dışında unsurlar ekledim. Padişaha i-pod takmak gibi... Gençlerin ilgisini çekti bu durum. n İşin sırrı nedir? İyi bir gözlemci olmam, Osmanlı sanat tarihini çok iyi biliyor oluşum, incelemeci karakterim, teknolojiyi ve yeniliği çok iyi takip edişim.

        ‘SATIŞ GRAFİĞİNİ YÜKSELTEN YABANCILAR OLMUŞTUR’

        Tasarım sürecinizde Osmanlı’nın belirleyici ilham kaynağı olmasının nedenleri neler? Osmanlı dipsiz bir kuyu, anlamı olan özümüzden gelen kültür mirasımızı da günümüze entegre edebilme şansı sunuyor. Markamı kurmadan önce yurtdışında katıldığım fuarlarda da gözlemlediğim herkes bir şekilde ya batılı olmaya çalışıyor ya da müşterisi olan ülkenin kültürünegöre tasarım yapıyor. Bu bana yanlış geldi. Mutlaka özümüzden bir şeyler olmalı ve günümüze de uyarlanmalıydı. Bu düşüncelerin sonucunda bu yol açıldı. Bu sebeple koleksiyonlarımda Osmanlı’dan daima bir etkileşim olacak. Doğunun mistik, gizemli dünyası birçok sanat dalına ilham kaynağı oluyor artık. Türkiye’de ise her zaman olduğu gibi gecikmiş bir farkındalık durumu var. Önce dünyada akımların etkisini görüyorlar sonra takipçi olmaya başlıyorlar. Örneğin benim tasarımlarımın satış grafiğini yükselten daima yabancılar olmuştur. n Koleksiyonunuz Abdülmecid Nişanları’nı bir de sizden dinleyelim? Nişanları modern tasarımlar üzerinde kullanma fikri nasıl gelişti, kısaca bahsedebilir misiniz? Sultan Abdülmecid döneminde bir onurlandırma aracı olarak kullanılan Mecidiye Nişanları yeni koleksiyonumun temel motifi. Koleksiyonum, modernle klasiğin kombinlenmesinde en çağdaş yorum olarak özetlenebilir. Şakacı lüks, zengin sadelik, gülümseten ciddiyet gibi karşıtlıklardan doğan güçle beslenen, zıtlıklardan sızan enerjiyi yakalayan bir stil peşindeyim. n Tasarımlarınızda asla vazgeçmediğiniz detaylar neler? Kaşıkçı elması vazgeçemediğim bir tarihi obje. Bugüne kadar yaklaşık 500 bin yerli yabancı müşteriyle buluştu kaşıkçı elması. Kendi kültürel değerlerimizden, motiflerimizden ve tarih zenginliğimizden vazgeçmeye hiç niyetim yok... Markanızın hitap ettiği geniş bir yaş skalası var. Peki Osmanlı desenleri ile gençlerin arası nasıl? Daima öncelik gençlerindir. Siz gençlik vaat eden bir koleksiyon yaparsanız diğer yaş gurupları da sizi takibe alır. Gençler artık dünya ile daha entegre, nerede ne olup bitiyor daha farkında sosyal medya sayesinde erişim paylaşım çok arttı. Aslında Sedef Çalarkan için zamansız, yaşı başı olmayan bir marka demek daha doğru olacaktır. İlk koleksiyonumun gençlerin dikkatini de çekecek çok önemli bir vurgusu vardı. Teknoloji iyi padişahlarla bir arada kullandım. Bu kilit bir fikirdi. Gençler de bayıldı, dünya da bayıldı. Birçok yabancı alıcı gurubu ile bu fikir ile tanıştım. n Gelelim yorumladığınız Neo-Osmanlı akımıyla Muhteşem Yüzyıl Teşhir-i İhtişam’da özellikle Hürrem ve Kanuni temalarını taşıyan bez çanta, tişört, yastık gibi ürünlerinize... Bu proje nasıl oluştu? Muhteşem Yüzyil: Teşhir-i İhtişam sergisi, TİMS Productions ve İstanbul Exhibitions ortaklığıyla gerçekleştirildi. Bu teklif bana onlardan geldi ve ilk duyduğum an itibariyle çok heyecanlandırdı. Muhteşem Yüzyıl dizisinin yarattığı etkinin kültür mirasımızı geniş kitlelerinde fark etmesini sağladığı için, ayrı bir yeri oldu bende. Ülkemizi tanıtan böylesi büyük prestijli bir organizasyonda yer almak da çok gurur verici tabii. Ve dizinin yayınlandığı 55 farklı ülkede yer alacak olması da en büyük hayalim olan geniş kitlelere ulaşma şansını vermesinden dolayı çok mutluyum. n Koleksiyondaki parçalardan bahsedelim... Tasarımlardaki detayları nasıl belirlediniz? Hürrem ve Kanuni’yi anımsatan detaylarla yine Osmanlı esintileri tabii ki. Hürrem’in meşhur zümrüt taşlı yüzüğü başrolde. Museum shopta yer alacak ürünlerde Osmanlı’yı sembolize eden öğeler ve dizinin temaları yer almalıydı. Konsept birebir bana uyuyordu. 55 ülkeyi gezecek olması sebebiyle de turistik kolay alınabilir temalı tasarımlar yapmaya çalıştım. n Sınırlı sayıdaki koleksiyon nerede sergileniyor? Maslak’taki Uniq İstanbul Kültür ve Sanat Merkezi içinde yer alan

        UNIQMÜZE’de 1 sene boyunca ziyaret edilebilecek. n Dizilere stil danışmanlığı yaptığınızı biliyoruz. Stillere nasıl karar veriyorsunuz. Muhteşem Yüzyıl’ı değerlendirir misiniz? Canlandırdığı karakterin ruhuna hitap etmeli öncelikle. Giydirdiğiniz isim kim olursa olsun o kostüm içinde kendini rahat, güvenli ve mutlu hissetmeli. Ben buna çok önem veririm. Muhteşem Yüzyıl kostümlerini başlangıçtan sonuna kadar çok başarılı buldum. n Bundan sonra sırada ne var? Geleceğe yönelik planlarınız neler? Çok yakında yeni çanta ve aksesuvar koleksiyonum geliyor. İç çamaşırı markam

        “HALVET”

        Moskova’nın en önemli alışveriş merkezinde yerini bulacak... n Tasarımcı olmak isteyen gençlere neler önerirsiniz? Araştırmacı olmak, dünya ile bağlantılı olup, özellikle alternatif yayınları ve etkinlikleri yakından takip etmek son derece önemli. Ne olursa olsun tabii ki sokak modasının verdiği mesajlar ve gençlerin ilgi noktalarını da kaçırmamak gerekiyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ