Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Paulo Coelho simyacı, Paulo Coelho, Paulo Coelho habertürk

        HİKÂYE

        Nixivan arkadaşını yemeğe davet etmişti ve sulu bir parça et pişiriyordu. Birdenbire evde tuz kalmadığını fark etti. Nixivan oğlunu çağırdı:

        “Köye git ve tuz al. Ama en adil fiyatı öde, ne ucuza ne de pahalıya al.”

        Oğlu şaşırdı:

        “Daha fazlasını ödememem gerektiğini anlıyorum baba. Ama neden biraz pazarlık edip daha azına alarak tasarruf etmeyelim?”

        “Büyük bir şehirde bunu yapabilirsin. Ama bizimki gibi küçük bir yerde tüm köy halkı bunu yaptığını fark edecektir.”

        Misafir, babayla oğulun konuşmalarını duymuştu ve neden tuzu daha ucuza almamak gerektiğini öğrenmek istedi. Nixivan şöyle cevap verdi:

        “Tuzu fiyatından ucuza satanlar paraya çok ihtiyaçları olduğu için bunu yaparlar. Bu durumdan yararlananlarsa bir şey üretmek için canla başla çalışmış bir adamın alın terine ve emeğine saygısızlık etmiş olurlar.”

        “İyi ama bu bir köyü mahvetmeyecek kadar küçük bir şey.”

        “Dünyanın başlangıcında adaletsizlik de küçük bir şeydi. Ama sonrasında, gelen herkes bunun önemli olmadığını düşünerek üzerine biraz daha fazlasını ekledi ve bak bugün nereye geldik.”

        GERÇEK

        Bir seyahatim sırasında sekreterimden bir faks geldi.

        “Mutfağınızın yenilenme projesinde bir cam tuğla eksik” diye yazıyordu; “Size projenin orijinal halini ve duvar ustasının tuğlanın eksikliğini kapatmak için yapacağı halini gönderiyorum.”

        Bir kâğıtta karımın tasarladığı orijinal proje vardı: Ahenkli çizgiler ve havalandırma için bir de açıklık. Diğer kâğıttaysa o tek tuğlanın eksikliğini ortadan kaldırmak için formüle edilen proje vardı: Cam karelerin estetikten yoksun biçimde yerleştirildiği tam bir yapboz bulmaca.

        “Gidip eksik tuğlayı alın” diye cevap yazdı karım. Bu yapıldı ve orijinal tasarımın hayata geçmesi sağlandı.

        O öğleden sonra bu konu üzerinde uzun süre düşünüp durdum: Kim bilir kaç kere, tek bir eksik tuğla yüzünden hayatlarımızın orijinal projelerini bütünüyle bozup başka bir şeye dönüştürüyoruz!

        DEĞERLENDİRME

        Epiktetos (M.S 55 – M.S 135) bir Yunan stoacı filozoftur. Frigya’da bir köle olarak doğdu, Roma’da yaşadı, azat edildikten sonra felsefe öğretmenliği yaptı. Daha sonra Roma’dan kovulup anavatanına sürgün edildi; hayatının büyük bölümünü burada geçirdi ve burada öldü. Sürgün döneminde öğrencilerine eğitim vermenin bir yolunu yarattı ve kendi okulunu kurdu. Aşağıdakiler “Konuşmalar” adlı kitabından alıntıdır: “Biriyle tanıştığımızda iki şey olabilir: Ya arkadaş oluruz ya da bu kişiye kendi değer yargılarımızı kabul ettirmek için uğraşırız. Aynı şey köz halindeki bir kömür parçası diğer kömür parçasına değdiğinde de olur: Ya ateşini diğeriyle paylaşır ya da diğerinin büyüklüğü yüzünden boğulup yavaş yavaş söner.”

        “Genellikle ilk temasta güvensiz oluruz, ya umursamaz, ya kibirli ya da aşırı derecede mütevazı görünmeye çalışırız. Ve sonuçta kendimiz olmaktan çıkarız, böylece her şey asıl yolundan sapıp bize ait olmayan tuhaf bir dünyaya doğru gider.” “Bunun olmasından kaçınmak için iyi duygularınızın daha ilk anda fark edilmesine izin verin. Kibir aslında korkaklığı örtmek için kullanılan banal bir maskedir, ama nihayetinde hayatınızda önemli şeylerin filizlenmesine engel olur.”

        Çeviren: Mine Akverdi Denktaş

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ