Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Ebu Bekir el-Bağdadi, IŞİD lideri kim, Bağdadi kimdir, IŞİD lideri Bağdadi, Bucca Kampı

        Derleyenler: Alihan MESTCI / Melik DEMIREL

        HT PAZAR

        Okuyacaklarınız, dünyanın en azılı teröristi, yılın en çok konuşulan adamı Ebu Bekir el-Bağdadi’nin doğuşu üzerine. Yani İbrahim Avad İbrahim Ali Muhammed el-Bedri’nin, 5 tanığın ağzından bir başka hikâyesi... Bakın terör örgütü IŞİD ve lideri, Amerikalıların gözü önünde nasıl bugünlere geldi?

        Geçen bir yılda, Ebu Bekir el-Bağdadi kendini bir başkan gibi hissedebileceği ortamlarda nadir de olsa konuştu. Adının sadece Ebu Ali olarak geçmesini isteyen 29 yaşındaki Rakka’lı bir tanık, Bağdadi bu tür bir ortama geldiği anda cep telefonları devre dışı bırakılacak kadar kusursuz güvenlik önlemleri alındığını söylüyor: ‘’Silahlı birlikler bölgeyi giriş çıkışa kapattı. Kadınlar camide üst kata çıkarıldı. Herkes fotoğraf video alınmaması için uyarıldı...” O gün Bağdadi siyah kıyafetiyle kürsüye çıktığında herkes bir ağızdan “Allahuekber” diye haykırıyordu. Bu durum Ebu Ali’yi daha da korkutmuş: ‘’Sonra milisler ona bağlılık yemini etmemiz için bizi zorladılar. Bağdadi camiyi terk ettikten sonra yarım saat boyunca kimsenin camiden çıkmasına izin verilmedi.” 1971’de, Bağdat’a 125 km mesafedeki Samarra’da doğan Bağdadi’yle aynı mahallede büyüyen Tarık Hamid, Bağdadi’nin gençliğini, beyaz şapkası ve cübbesiyle bisiklet sürdüğü günleri hatırlıyor. ‘’Bisikletinin arkasında dini kitaplar taşırdı. Hiç pantolon ve tişörtle görmedim. Sakalı kısaydı. Diğer gençler gibi kafelere takılmazdı, gittiği camide görüştüğü birkaç insan vardı. Konuşurken zor duyulurdu, sessiz bir mizaca sahipti.”

        ‘İYİ DEFANS OYUNCUSU’

        Samarra’da tercümanlık yapan Hashem, “Fakir fakat iyi bilinen bir aileden geliyordu” diye anlatıyor. “Camiye git, ders çalış, kitap oku... Onun hayatı bundan ibaretti.’’ Bağdadi’yi tanıyanlar, özellikle futbolu çok sevdiğini aktarıyor. Hamid, Bağdadi’nin iyi bir defans oyuncusu olduğunu anlatıyor: ‘’Evinin yakınındaki bir sahada maç yaparken ona sert müdahale edip kötü davrandığınızda bazen morali bozulurdu, oynadığı takıma karşı pas yapıp gol atmak zordu.’’ Terör örgütü IŞİD’in internet siteleri, Bağdadi’nin Samarra’daki camilerde Kuran, İslami bilimler ve hadis eğitimi gördüğünü yazıyor. Ama imamlık kariyeri tartışmalı. Bazı kaynaklar Samarra’daki Ahmed ibn Hanbal Camii ve Bağdat’taki Büyük Cami’de cumaları vaizlik yaptığını yazsa da siyasi analist Sajad Jiyad, bu bilginin Bağdadi’nin dindarlığını yüceltmek için tasarlandığını düşünüyor. Acımasızlığının temelindeyse ABD işgalindeki katliamların yattığı söyleniyor.

        ‘BUCCA’DA ÜRETİLDİK’

        Samarra’dan sonrasıysa şöyle gelişiyor... Bağdadi, 18 yaşında Bağdat’a okumaya gitti. Ademiye’ye yerleşti. Ancak eğitim durumu da tartışmalı. Hamid’e göre din bilgisi alanında doktora yaptığı iddia edilse de geride bunu onaylayacak hiçbir aile üyesi yok. Ancak şurası kesin; Bağdadi zorunlu askerlik görevini Irak Ordusu’nda yaptı, temel askeri bilgiyi ve silah kullanmayı bu sırada öğrendi.

        2003’ten beri Samarra’ya dönmedi. Ancak Irak’taydı ve işgal karşıtı bir militan gruba girmişti. Şubat 2004’te Felluce’de Amerikan güçleri tarafından tutuklandı. Ama suç üstü yakalanmadığından ‘’sivil gözaltı’’ statüsündeydi ve pek çok Ebu Garib isyancısının da bulunduğu, güneyde Amerikan kontrolündeki Bucca Kampı’na götürüldü. Kampta geçirdiği süre de net değil. Bir ya da iki yıl her neyse, ama Bağdadi’nin Bucca günlerinin çok verimli geçtiği söylenebilir. Zira Bucca Kampı hırslı teröristler için bir yaz kampı gibiydi. Amerikan güçlerinin gözetimindeki mahpuslar, aralarında savaş taktiği ve bilgi alışverişi yapıp gelecek için ciddi bağlantılar kurmaktaydı. Kampta 24 bin kişi vardı, pek çoğu sonradan Bağdadi’nin adamı oldu.

        Bucca’dan beri Bağdadi’nin yanında olan Ebu Ahmet o günleri şöyle anlatıyor: “Amerikan ordusundan çok saygı gördü. Diğer kamptakileri isterse ziyaret edebiliyordu, biz edemiyorduk. Bu süreçte yeni stratejisiyle, ABD güçlerinin gözü önünde adamları IŞİD’i inşa etti. Irak’ta hiç Amerikan hapishanesi olmasaydı IŞİD falan olmazdı. Bucca bizi üreten bir fabrikaydı. Bizim ideolojimizi yarattı...’’

        Bağdadi, Bucca’da kendisini diğerlerinden ayrı bir statüye yerleştirmeyi başarmıştı. Çevresindekiler ondan etkilendi. İçlerindeki çatışmaları sükûnetle, arabuluculuk yaparak çözüyordu. Ancak aynı ortamda bulundukları pek çok cihat lideriyle kolayca anlaşabilecekken hepsine uzak ve içine kapanıktı. Şimdilerde, yani Bucca’nın kapatılmasından 5 yıl sonra, Pentagon burayı çalkantılı bir dönemin hatırası olarak anıyor. Tarihçi Jeremi Suri’ye göreyse Bucca ‘’bir sanal terörist üniversitesi’’... Syria in Crisis web sitesinin editörü Aron Lund, Bucca Kampı’nın cihatçıların tanıştığı, Baas kökenlilerin radikalleşip İslami gruplarla bağlantı kurduğu yer olduğundan bahsediyor: “Pek çok IŞİD lideri buradan geçmiştir’’.

        ‘BOXER’LARLA SAVAŞ’

        2006’da salıverilen Ebu Ahmet, Bucca’da oturup plan yapacak çok vakitleri olduğunu anlatıyor. “Mükemmel bir ortamdı. Herkesin numarası, yaşadığı köyler boxer’ımın beyaz lastiğine yazılıydı. Bağlantı kurmamız kolaydı. Çıktığımızda tekrar bir araya geldik. 2009’da pek çoğumuz yine daha önce yakalandığımız işi yapıyorduk, fakat bu sefer daha iyi yapıyorduk.” Ebu Ahmet, salıverildikten sonra Bucca’daki arkadaşlarıyla Bağdat’ın batısında güvenli bir eve geçmiş ve ilk işi soyunup eline bir makas almak olmuş. “Boxer’ımın lastiğini kestim, yeniden bir araya geldiğimize göre tekrar çalışma vakti gelmişti. Boxer’lar bize savaşı kazandırdı’’.

        2006 sonlarından itibaren Irak’ın genelinde aşiretlerin silahlı isyanları hâkimdi. Ebu Ahmet’e göre gelişme fırsatı yakalayan gruplar, pragmatik bir ideolojiyle hareket ediyordu. 2008-2011 arası sakin, yenilgisiz bir dönemdi. Ebu Ahmet’e göre bu sayede IŞİD, Baas rejiminden arta kalanlar, düşman Amerikalılar ve onlarla işbirliği yapan Şiilere karşı harekete geçti. Bu dönemde Bağdadi, düzenini kurdu. Mayıs 2010’da IŞİD’in lideri oldu. El Kaide’ye göre çok daha uçuk bir yol haritası vardı. Nitekim onların bayraklarını da yasaklayıp yeni bir seçim yaptılar. Bağdadi, 2013 ortalarında Afganistan’daki El Kaide lideri Ayman Zevahiri’ye başkaldırıp halifeliğini ilan etti.

        ‘Yüzü olmayan bir terörist’

        Bağdadi, Irak-Suriye sınırında mekik dokuyup çoğunlukla Suriye’nin Rakka şehrinde bulunuyor. Analist Sajad Jiyad, Bağdadi’nin 2010’da Suriye’ye gitmeden önce Bağdat ve Musul’da yaşadığını ileri sürüyor: “Pek az insan o dönemde onunla görüştü, onlar da maskeyle görebildi. Selefleri ve akranları sinsice ortadan kaldırıldı. 20102014 döneminde onun dini bilgilerini güçlendirip karakteri hakkında gizemli bir aura yarattığını düşünüyorum.”

        Bağdadi kendini tanıtırken yüzünü bir eşarpla kapatıyor ve tıpkı El Kaide ve diğer terörist liderleri gibi asla fotoğraf ve video çekilmesine izin vermiyor. Jiyad’a göre etrafa yayılan fotoğraf ve videoları da önceden planlı. "Birisi 2004’te hapishane döneminde çekilmiş, öbürü Irak İçişleri Bakanlığı tarafından servis edilmiş. O fotoğraflarda bir halifeden öte hırslı bir teröristi görüyorsunuz’’ diyen Jiyad’a göre ihtişam ve mistisizmi bir kenara bıraktığınızda “halife imajı” ile o normal bir insan: ‘’Yeni Irak’ı yok etmeye niyetli yüzlerce Iraklıdan pek farkı yok. Yüzü olmayan bir terörist ve azılı bir suçlu olarak hayatını sürdürebilir. Ama şu an kendisini dünyanın merkezinde, en büyük odak noktası olarak görüyor’’.

        Siyasi analizcilere göre Bağdadi’nin etrafa yayılan fotoğrafları ve videoları önceden planlı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ