Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Türkiye’ye gitmek için fırsat kolluyoruz, Barack Obama, Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı, Enver Yücel, Türk-Amerikan Araştırmaları Merkezi

        Enver YÜCEL / HT PAZAR

        ABD Başkanı Barack Obama ve first lady, yeni yıl öncesinde kutlanan Noel Günü’nü özel misafirleriyle sıcak bir ortamda geçirdi. 11 Aralık Perşembe gecesi düzenlenen bu özel yemekte, Beyaz Saray basın mensupları başta olmak üzere, az sayıda davetli, ABD medyasının önde gelen gazetecileri, Başkan Obama’nın ulusal güvenlik danışmanları ve kabinesinden bazı bakanlar yer aldı. Yemeğe davet edilen misafirler arasında Türkiye’den Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel de bulunuyordu. Enver Yücel o akşamı yazdı...

        Ne yalan söyleyeyim, davetiyemiz gelince heyecanlandım. Daveti çevremdekilere söyleyince verdikleri tepkiler, heyecanımı daha da artırdı. Beyaz Saray’a girene kadar heyecanım devam etti. Beyaz Saray’da görev yapan tek Türk gazeteci Emel Bayrak’la davete katılmak için Washington DC’deki üniversitemizde saat 17.00 gibi buluştuk. Davetliler 18.00’da içeri alınacaktı. Beyaz Saray ile BAU International University’nin arası 300 metre, yani Amerika’da Beyaz Saray’a en yakın üniversiteyiz. Obama’ya, “Size en yakın komşu üniversiteyiz” demeyi planlıyordum kendi kendime. Kapıda güvenlik, küçük bir yığılma ve 20 dakikada kendimizi giriş holünde bulduk. Hol büyük, küçük çam ağaçlarıyla süslenmiş, baş köşede Obama’nın köpeklerinin maketleri... Güler yüzlü bir karşılamanın ardından içeri girdik. Yeni aşama, bekleme odası... Konukların, yemekten önce zemin katta bulunan ve şimdiye kadar tüm başkanların kullandığı kütüphaneyi görmesi de sağlandı. Eski başkanların portrelerine bakıldı. Ardından üniformalı deniz subaylarının eşlik ettiği konuklar, birer birer üst kata çıktı. Beyaz mermerle kaplı koridorun sağ ve sol tarafında yer alan iki büyük yemek salonunda, masalar üzerinde çeşit çeşit yemekler, tamamı çikolatadan yapılmış kocaman Beyaz Saray pastası dikkat çekiciydi. Beyaz Saray’ın mutfağında hazırlanan bu dev pastanın daha sonra Michelle Obama tarafından Washington DC’deki yetimlere gönderileceğini öğrendim. Beyaz Saray odalarında bulunan yılbaşı ağaçları, gönüllüler tarafından süslenmişti. Bu yılın ana teması, “çocuklar için kışın harikalar diyarı”ydı. Bunlar arasında özellikle büyük Mavi Oda’daki “Ulusal Noel Ağacı” göz alıcıydı. 1966’dan bu yana Ulusal Noel Ağacı yarışmasında birinci seçilen ağaç resmi Ulusal Noel Ağacı unvanını taşıyormuş.

        ABARTISIZ BİR SUNUM

        200 kadar davetli odaları ziyaret edip fotoğraf çekerken, kulağıma “Ne olacak dünyanın hali” konulu sohbetler geliyordu. Bize yöneltilen sorular ağırlıklı olarak Suriye, Ortadoğu, IŞİD ve Türkiye ile ilgiliydi. Suriye konusunda ABD’nin daha aktif olması gerektiğini anlatmaya çalıştım. Ama konuyu hep bildiğim alanlara çekmek için de uğraştım; eğitim, eğitim... Yemek salonunda abartılı bir sunum yoktu. Davetliler yemeklerini alıyor, dolaşıyor, tanışıyorlar... Çoğu “aileden”; basın mensupları, danışmanlar, Beyaz Saray çalışanları... Bu yemeğe her yıl katıldıklarından âdet ve usulleri biliyorlar. Benim gibi misafir çok azdı. Bu arada elbette herkes Obama ve eşini görmek için sabırsızlanıyordu. Çok geçmeden yerlerini aldılar. Başkan, 2 saatten fazla ayakta kalıp, herkesle tek tek tanıştı ve konuştu. Yüzünden hiç kaybolmayan gülümsemesi dikkatimi çekti. Eşi Michelle Obama ile hep tebessüm ediyor, mutlu görünüyorlardı. Laf aramızda, boyları düşündüğümden çok daha uzunmuş. Ama yılların yorgunluğu Obama’nın yüz hatlarına ve saçlarına yansımış.

        OBAMA İLE TANIŞMA

        Ve tanışma sırası bizdeydi. Kendimi tanıttım. İstanbul’dan geldiğimi ve aynen planladığım gibi, kendisine en yakın mesafede bulunan üniversitenin kurucusu olduğumu, yani yakın komşu olduğumuzu söyledim. Türk-Amerikan ilişkilerinde eğitime daha çok önem vermemiz gerektiğini söyleyip eğitime olan desteğinden ve yaptıklarından dolayı teşekkür ettim. Eşi de mutlu olduğunu ifade eden cümleler dile getirdi. Yemek, sohbet derken saat 22.00 gibi Beyaz Saray’dan ayrıldık. Şimdi düşünüyorum da; iyi ki bu yemeğe katıldım ve iyi ki orada bir üniversite kurmuşum...

        ‘2015’te dünyanın gözü Türkiye’de olacak’

        Peki ben Beyaz Saray’da ne gördüm, neler konuştuk? Evvela sadelik, tevazu ve uyum... Başta başkan olmak üzere çalışanlara, askerlere kadar herkesin kendi uzmanlık alanlarında alaka ve kalitesi çok profesyonelce görünüyordu. Danışmanlar ve başkanla çalışan basın mensupları çok dikkatli konuşuyor, bize hep Türkiye ile iyi ilişkilerin sürmesini istediklerini ifade ediyorlardı. Bir de Ortadoğu’ya asker göndermek ve yeniden bir savaşa girmek gibi bir niyetleri olamayacağını açıkça anladım. Ben Türkiye’nin Suriye’den dolayı ağır sorumluluk yüklendiğini ve yükünün ne kadar fazla olduğunu anlatmaya çalıştım. Hak verdiler. Başkan Obama ve eşi, özellikle Suriyeli sığınmacı çocukların eğitimi konusundaki fikirlerimi dikkatle dinledi. Obama’nın basın sözcüsü Josh Earnest ise tanışma ve sohbet esnasında “Türkiye’ye tekrar gitmek için fırsat kolluyoruz” dedi. Ayrıca “2015’te dünyanın gözü Türkiye’de olacak” diye ekledi. Beyaz Saray’ın basın sözcüsü, G-20 zirvesinin İstanbul’da olacağını hatırlatarak, başkan ile birlikte zirveye kesin katılacaklarını söylerken, heyecanını fark etmemek mümkün değildi. Türkiye ile pek çok konuda aynı yönde düşündüğünü ifade edenler oldu. En çok konuşulan konulardan biri de o günlerde ortaya çıkan CIA işkenceleriydi...

        O gece...

        Başkan Obama’nın danışmanlarıyla uzun uzun sohbet etme fırsatı buldum. Türkiye’nin büyük eğitim grubunun başkanı olarak, ABD’de üç ayrı eyalette BAU’nun çalışmalarını anlattım. Başkanın danışmanlarına İstanbul’daki Bahçeşehir Üniversitesi’nde kurduğumuz Türk-Amerikan Araştırmaları Merkezi’nin çalışmalarından bahsettim ve destek sözü aldım.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ