Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Almanya Başbakanı, Angela Merkel, G-7 ülkeleri, David Cameron, merkel nasıl biri, almanya kadın başbakan, Ursula von der Leyn

        Mustafa ALKAN / HT PAZAR

        malkan@htgazete.com.tr

        Almanya Başbakanı Angela Merkel, ülkesini ekonomik krizden koruduğu gibi, uluslararası alanda erkek liderlerin sorumsuzca tırmandırdığı sorunların çözümünde de başrol oynadı. Gerektiğinde Obama’ya da Putin’e de karşı durmaktan kaçınmadı, savurgan AB ülkelerinin kemer sıkma politikalarını gevşetmesine izin vermedi. Ama zamanla imajını da yumuşattı. O “bir kahraman lider” değil. Sağduyusunu kaybetmiyor ve ayakları yere basıyor. Merkel Almanya’sının hep kazanmasının sırrı da bu olabilir...

        Çarşamba günü bir yılın daha defterini düreceğiz. Dünya için zor bir yıldı. Türkiye’nin çevresindeki çatışmalar ve diplomatik gerilimler, 2014’ü endişenin hâkim olduğu bir yıl olarak hatıralara kazıdı. İkinci Dünya Savaşı sonrasının kurumları NATO, AB ve BM Güvenlik Konseyi, yaşanan krizlere yeterli yanıtı veremedi. Siyasetçiler “haydut devletler” veya terör örgütlerinin yarattığı tehlikeye karşı etkisiz yöntemlere başvurdu. Sadece bir dünya lideri diğerlerinden farklı bir tutum izledi: Almanya Başbakanı Angela Merkel. Habertürk Dış Haberler Müdürü Soli Özel, önceki günkü yazısında Almanya’nın, “tartışılmaz şekilde Avrupa’nın merkezi ve itici gücü haline geldiğini”, Merkel’in ise Ukrayna krizinde gönülsüz de olsa Putin’e karşı Avrupa’nın liderliğini üstlendiğini yazdı. Benzeri bir yorum aynı gün Merkel’i “Yılın İnsanı” ilan eden The Times Gazetesi’nden geldi. The Times’ın “Bayan Vazgeçilmez” ilan ettiği ve “Putin’e kafa tutan kadın” olarak selamladığı Merkel, tutarsız hatta kumar sayılabilecek siyasi kararlar alan bir dizi erkek dünya lideri arasında parlayan yıldız olarak tarif ediliyordu. Doğu Almanyalı fizik profesörü Merkel, hayatının belki de en güzel yazını yaşadı. Bu yıl 60 yaşını kutlayan Merkel’in Almanya’sında ekonomi tıkırında. Bayıldığı futbolda Almanya Milli Takımı, Brezilya’da Brezilya’yı 7-1 yenip Dünya Şampiyonu oldu, ülkesinde ve dünyada popülerliğinin zirvesinde... Öyle popüler ki, Infratest’in yaptığı araştırmaya göre bugün seçim olsa Alman halkının yüzde 71’i ona oy vereceğini söylüyor. Forbes 2006’dan beri (sadece 2010 hariç) gelenek hale getirdiği üzere, onu bu yıl da “dünyanın en güçlü” kadını seçti. Yunanistan ve Portekiz Merkel’in yutturduğu acı reçetelerle ekonomilerini toparlayınca, oralarda bile ona artık sempatiyle bakılıyor. Geçen yıl sadece “Siz beni biliyorsunuz” diyerek üçüncü kez başbakanlığa seçildi. G-7 ülkeleri arasında başkanlık koltuğuna da ondan fazla oturmayı başarmış lider yok. 2017’de yeniden seçilmemesi için de hiçbir sebep yok. Ama henüz kararını vermedi.

        ŞEFKAT İNSANI

        Güce alışık Merkel’e gösterilen bu teveccühte farklı tatlar var. Merkel artık, erkek egemen siyaset dünyasına girmiş bir ‘eli maşalı’ olarak görülmüyor. O artık bir ‘kadın’. Berlin Merkezli kamuoyu araştırma şirketi Forsa’nın patronu Manfred Güllner, Dünya Kupası’nı kazanan futbolcularını tek tek sarılıp kutlamasının Merkel’in imajında bir farklılık yarattığını düşünüyor. “Merkel orada ilk kez, halk ile empati kurabildiğini gösterdi” diyor. Yeni Merkel, heyecanlanan, heyecanını saklamayan, duygulanan, coşan, şefkat gösteren ve şefkat gören sıradan bir insan...

        18 YIL AYNI KIYAFET

        Yine de Merkel’in, Mesut Özil ve arkadaşlarına alakasını abartmamak lazım. Merkel’in, Barbie bebeklerin üreticisi Mattel’in iddia ettiği gibi “Dünya kadınları için bir rol model” olduğunu söylemek zor. Onuruna “Barbie Merkel” üretildi ama taraftarları ona “Mutte” (Anne) veya Angie (Melek) diyor. Zira Almanya Şansölyesi, klasik bir kadın. Bir kere öyle takıp takıştırmıyor. Bild Gazetesi kısa süre önce Merkel’in aynı kıyafeti belirli aralıklarla 18 yıldır giydiğini ortaya çıkardı örneğin. Kadın haklarına dair herhangi bir somut çıkışı görülmediği için de feministler ona mesafeli. Çocuğu da yok, yani “Çocuk da yaparım kariyer de” diyenleri cesaretlendirmiyor...

        İÇKİSİ KUMARI YOK

        Merkel duygularını daha kolay yansıtmaya başlamış olabilir ama rasyonel, ayakları sıkı sıkı yere basan düşünce tarzını terk ettiğine dair tek bir işaret yok. O gerçekçilik, Die Welt Gazetesi yazarı Clemens Wergin’in dediği gibi “Gerçekdışı düşünce tarzı ve eylemleriyle ülkelerini, şirketlerini ve kurumlarını uçurumun eşiğine getiren erkek liderler dünyasında Merkel’in başarısının ardındaki en büyük faktör”. Sefahat düşkünü Silvio Berlusconi zorunlu sosyal hizmet cezasını çekmek için bir huzurevine, şişik egolu Nicolas Sarkozy karakola, yüksek libidolu François Hollande magazin dergilerine düşerken, Merkel’in rasyonel dünyası Almanya’yı yaşlı kıtanın en sağlıklı ülkesi haline getirdi. Ukrayna krizi sırasında 35 kez konuştuğu tavizsiz görünen Putin bile ona karşı temkinli. Angela Merkel, iç politikada da Avrupa Birliği koridorlarında da egosunu kapıda bırakmayı ve “konuya odaklamayı” bildi. İngiltere Başbakanı David Cameron, anlamsız bir inatla eski Lüksemburg Başbakanı JeanClaude Juncker’in AB Komisyon Başkanlığı’na karşı çıkıp İngiltere’nin AB’den çıkacağı tehdidinde bile bulunurken, o “İngiltere’nin kaygılarını çözebileceğimizi sanıyorum” diyerek serinkanlılığını korudu ve Juncker’i koltuğuna oturttu. Cameron ise bu arada “Juncker ile çalışabileceğimize inanıyorum” demeye devam ediyordu. Merkel’in erkek liderlere karşı temel taktiği hep bu oldu: Onların kendileri ve diğerleriyle yaptığı kavgalara karışmadı, kendi kazdıkları kuyuya kendilerinin düşmesini bekledi...

        İKTİDAR YORGUNLUĞU BAŞ GÖSTERİR Mİ?

        Merkel’in 2017’deki genel seçimlerde yeniden aday olup olmama konusunda kararsız olduğu söyleniyor. Merkel’in, kendisinin siyasete adım atmasına önayak olan Helmut Kohl gibi zirvede bırakmak yerine seçime giderek sürpriz bir yenilgi almaktan çekindiği belirtiliyor. Kohl de 16 yıl ülkeyi yönetmiş ve iki Almanya’nın birleştirilmesi gibi büyük bir projeyi tamamlamış olmasına rağmen, 1998’de Sosyalist Gerhard Schröder’e karşı kaybetmişti. Öte yandan Bild’in yaptığı bir araştırmaya göre Almanların yüzde 60’tan fazlası onu gelecek 10 yılda başbakan olarak görmek istiyor. Alman siyaset profesörü Herfried Münkler’in dediği gibi “Avrupa’nın halihazırdaki kompozisyonunda Merkel gibi rasyonel olan ama kahramanca davranmayan bir lidere ihtiyacı var”. Buna karşılık Merkel’in iktidar yorgunluğuna kapılma tehlikesini ne Almanya ne de Avrupa kaldırabilir. O yüzden, Avrupa basınında yer alan kimi siyasi analizlere göre, Merkel’in yüzünü daha fazla eskitmeden yerini Savunma Bakanı Ursula von der Leyn gibi bir kadın siyasetçiye bırakması ‘en rasyonel’ çözüm olabilir. Ki Leyn’i de siyasete bizzat Merkel kazandırmıştı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ