Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar ‘Sahayı konser alanı olarak düşünüyorum’ Sinan Güler, Ekin TÜRKANTOS, #banabak , röportaj, galatasaray basketbol, Ergin Ataman

        Ekin TÜRKANTOS / HT PAZAR

        eturkantos@htgazete.com.tr

        #banabak hareketinin bir başka yüzü de Galatasaraylı milli basketbolcu Sinan Güler... Bu kadar güler yüzlü başka bir basketbolcu daha tanımamıştım. Genç yaşına bir sürü başarı sığdırmış kendisiyle barışık Sinan Güler tüm samimiyetiyle sorularımızı cevapladı.

        Projeye nasıl dahil oldun?

        Ajans, sosyal medya üzerinden bana ulaştı. Bu projeyle gençlerle hem başarı hikâyemizi paylaşacağız hem de çaba göstermeden nasıl mutlu olunabileceğini anlatacağız. Bizim pozisyonumuzdaki insanların sporseverlerle iletişim kurabilmesi çok önemli. Onlarla sohbet etmek, kendi hikâyemi anlatmak bana haz veriyor.

        Kendin gibi olmakla ilgili neler paylaşacaksın gençlerle?

        Aynaya baktığında gülümsüyorsan, mutluysan her şey daha kolay. Hiçbirimiz içeride ve dışarıda mükemmel değiliz. Hayatında ne olursa olsun kontrolün dışında pek çok şey gelişebilir. Ama sen kontrol edebildiğin kadarına hâkim ol. Kişisel bakım konusunda da benim için “Saçları seyrek, ince yapılı” denebilir ama hiç bir zaman “Saçlarıma jöle süremiyorum” diye dert etmedim. Her zaman nasıl göründüğümden öte ne yaptığımla konuşulmak isterim.

        Hep kendinle barışık mıydın?

        Çocukluğumda çok daha agresif, haksızlıkları kabul edemeyen ve aşırı tepkiler gösteren biriydim ama yine mutluydum, kendimi oyalıyordum. Amerika’da, ailemden ve her şeyden uzakta Türklerin komünleştiği tüm yerlerden uzakta okudum. Evrensel bir dili olan basketbolla mutlu olduğum için de zorluk çekmedim.

        Sosyal medyayı aktif kullanıyorsun. O mecradaki en çok hangi kampanyalar ilgini çekiyor?

        Sokak hayvanları mesela... Şu anda evde 13 kedi 4 köpek var. Hepsi sokak kedisi. Hastalıklarını ve sakatlıklarını sayabilirim. Artık kaçtım evden. Onun dışında iletişim kurabileceğim bir şeyin parçası olmak istiyorum. Sahayı hep kendim için özel bir yer ve bir konser alanı olarak düşünüyorum. Tabii ki kişisel başarılar kazanılır ama sonuçta insanları eğlendirmek için oradayız. Bu tarz projeler, nasıl insanlar olduğumuzu anlatabilmemiz için imkân sağlıyor. İmkân ve zaman olsa sosyal sorumluluk adına her şeye varım. Zaten kendime ait spor organizasyon şirketim var. Özellikle basketbol ayağıyla önemli şeyler yaptığımı düşünüyorum. Basketbolun evrensel dilini kullanarak Doğu’dan yaz kampı için 50 çocuk getiriyoruz. 50 de paralı gelen var. Basket kampı boyunca yazın babam, ben ve ağabeyimle bir hafta onlarla kalıyoruz.

        Galatasaray basketbol takımında karışıklıklar olduğunu biliyoruz. Neler oluyor, nasıl bir hava var?

        Anlatması zor bir konu. Şöyle ki; durumun kötü olduğunun farkındayız, bunu hissediyoruz. Ama hepimiz basketbolcuyuz. Perdenin öbür tarafına geçtiğimizde işimizi yapmak zorundayız. İnişli çıkışlı gidiyor. Ama taraftar, yönetici ve takım olarak düzene gireceğimize inanıyoruz. Kenetlenmemiz gerek.

        Ergin Ataman nasıl biri, sizinle ilişkileri nasıl?

        Ergin Ağabey hakkında pek çok görüş hâkim. Evet, saha içinde bazı başarısızlıklarda sinirlenebiliyor, tepki gösterdiği zamanlar olabiliyor ama basketbolu tutkuyla seven biri. Her zaman söylerim, kariyerime çok büyük katkısı olmuştur.

        Takımda başarısızlık olduğunda takıma mal edilir. Ama sizler sosyal medyada aktifsiniz. Orada paylaşımlar yapsanız bu önyargıların önüne geçer mi?

        Açıkçası inanmıyorum. Çünkü aklımdan geçen her şeyi kullanıyor olsam doğacak tepkilerle cezai sınırı çiğnemiş olurum. Taraftarla olan ilişki etkilenir. Sosyal medyada kötü olan bir şey hep ilgi görüyor, dünyada da böyle. Sosyal medya iletişim için önemli olsa da tehlikeli biraz.

        Artık sporcular yeni teknolojilerle uzun süre profesyonel hayatlarını devam ettirebiliyor. Sen nasıl ilerlemek istersin?

        Tabii ki vücudum el verdiğince oynamak isterim. Sahanın içinde büyümüş biri olarak sevdiğim bir aktiviteyi iş olarak yapıyorum. 2008’den beri A Milli Takım ve üst düzey kulüplerde oynayarak neredeyse sıfır boş vakit, sıfır tatil ve dinlenme ile yaşadım. Bu durumu devam ettirebilmek için kendine iyi bakman gerekiyor. Ayak bileklerimde problem var. İleriye dönük çocuklara basketbol eğitimi vermek istiyorum.

        ‘Hayal ettiğim arabayı almayacağım’

        Yoğun bir antrenman programın var. Kendine ne tür bakımlar yapıyorsun?

        Fiziksel antrenman en önemlisi. Haftada bir kez ağırlık antrenmanı yapabiliyoruz. Ama sezon sonu, fiziksel ve ayaklarımla alakalı bakımlar yapıyorum. 3 haftada bir masaja gidiyorum. Spor masajı bütün vücut kaslarını rahatlatıyor. Ellerim çok kurur, nemlendirici kullanırım ama en sık dişlerime bakım yaparım.

        Sporcular artık birer moda ikonu haline geldi. Ne giydikleri, ne aldıkları konuşuluyor. Özel hayatlara bu kadar girilmesini siz kendi aranızda nasıl karşılıyorsunuz?

        Topluma örnek insanlarız. Aldığımız bir ürün özdeşlik yaratır. Basketbolcular mikroskopla baksan gözükmeyecek bir durumdayken futbolcuların tepesinde hep bir büyüteç varmış gibi oluyor. Onlar için zor bir süreç. Arkadaşlarla aramızda “Ne aldın?” muhabbeti açılıyor ama moda boyutuna çok kafa yormuyorum. İlgimi çeken şeyleri internet üzerinden araştırıyorum.

        Neler ilgini çekiyor peki?

        Spor ayakkabılar çoğunlukla. Onun dışında teknolojiye çok meraklıyım. Kickstarter gibi projelerin, para toplama sitelerinin meraklısıyım. Annemin hep boşuna aldığımı düşündüğü oyuncağımsı ufak tefek şeyler alıyorum. Hayal ettiğim arabayı şu an vergi sistemimiz dolayısıyla gereksiz masraf olduğunu düşünüp almayacağım.

        Hep böyle mutlu biri misindir?

        Evet mutluyum. Ailemle kız arkadaşımla, arkadaşlarımla vakit geçirmek beni mutlu ediyor. Bugün mesela vapura binip onun keyfini çıkaracağım. Keşke hava da güzel olsaydı!

        O zaman seni daha fazla tutmayayım da günün tadını çıkar:)

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ