Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Stil ve lüks, Serdar TURGUT, Kaliteli yemek, kaliteli şarap, moda, zevk, sokak tarzı,sokak yaşamı, Francesco Procopio, 14. Louis, fransız şıklığı

        Serdar TURGUT / HT PAZAR

        Bu ekin okuyucusuysanız siz de benim gibi “style” ve “lüks” konularına meraklısınız demektir. Yıllar içinde bu konulara merakım hiç tükenmedi. Kendi hayatımda bunların devamlı takipçisi olamasam da gelişmeleri, trendleri, moda olanı hep öğrendim, hep anlatmaya çalıştım. Bu ekte haftada bir defa da olsa yazma imkânını bulunca doğrusu çok sevindim. Ekte yazılanlarla bilgilerimi yeniliyorum, ayrıca düşüncelerimi siz stil sahibi okuyucularımla paylaşıyorum. Bugün style ve lüksün biraz tarihine gireceğim. Korkmayın, sıkıcı bir şeyler yazmamaya çalışacağım.

        “Kaliteli yemek, kaliteli şarap ve moda” denilince aklımıza önce Fransa gelir. Stil ve lüks, Fransa ile özdeşleşmiş gibidir. Bunun nedeni, bu ülkenin tarihinden kaynaklanır. Şunu soralım; konu stil, lüks, moda olunca neden hep akla Fransa geliyor? Orada ne oldu da bugünlere gelindi? Yoksa Fransızlar genetik olarak zevk sahibi insanlar mı? Hayır, zevk ve stil öğrenilen bir şeydir.

        Fransızlar, yıllardır öğrene öğrene sonunda zevk sahibi oldular, bunu içselleştirdiler. Uzun yıllar boyu süren evrim sonucunda şu anda bu halde olabilirler, ama işin başlangıcı hiç de öyle değildi. Fransa’da yaşam stili olarak lüks, bir devlet politikasının ürünüydü. Ne olduysa 1660 ile 1715 yılları arasında oldu ve bugün kaliteli olarak algıladığımız tüm yaşam stillerinin temeli o kısacık dönemde atıldı. Bunun nasıl olduğunu anlamak için 14. Louis’nin devlet yönetimi ideolojisini anlamak gerekiyor.

        1638 ile 1715 yılları arasında yaşam süren 14. Louis, Fransa denilince onu dünyanın diğer ülkelerinden ayıran bir ulusal kimliğin yaratılması projesini başlattı. Kendi yaşamında da kaliteye, lükse çok önem verirdi ve verdiği partilerle topluma da örnek oldu. Kabiliyetli insanlara imkânlar açarak ilk büyük yemek şefini, ilk sosyete terzisini, ilk sosyete kuaförünü, ilk yüksek kaliteli kafe yaşamını yarattı. Hatta “kuaför” ve “Fransız cuisine” gibi kavramlar da onun döneminde doğdu. Her büyük liderde olan bir nebze kaçınılmaz çılgınlık onda da vardı.

        Sokak yaşamına biraz kalite gelsin diye binlerce kaliteli ve çok pahalı kuğu ithal ettirip onları Seine Nehri’ne bıraktırdı. Kuğular sokaklarda dolaşmaya başladı. “Haute cuisine” ve “haute couture” kavramlarını resmen o yerleştirdi. Kendisi için talep ettiği yemeklerle ve davetlerinde kadınların giymesini talep ettiği kıyafetlerle trendsetter oldu. Ondan önce kafeler, düşük sınıfların dinlenme yerleri gibiydi. Onun döneminde asillerin gidebileceği türde kafeler oluşturuldu ve bugünün kaliteli kafelerinin temeli atıldı.

        O günlerde Francesco Procopio bu talebe uygun kafeler yarattı. Güzel masalı, şamdanlı o kafelerde ağır alkollü içkiler satılmıyordu; bira ve cin gibi düşük sınıfların içkileri de yasaktı. Yani anlayacağınız, devlet yönetiminin anlayışı sayesinde Fransız toplumunda şıklık ve stil gündelik yaşamın içine girdi ve bugünlere gelindi. Evet bunları bilmemiz gerekiyor ki bugünlerden korkalım. Çünkü bugünlerde resmi politikalar zevksizliği teşvik eder gibiler ve eğer dikkat edilmezse bu uygulamalar hayat kalitemizi daha da düşürecektir. Stile ve yaşam kalitemize sahip çıkarak toplumsal zevksizliğe karşı direnelim.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ