'Anne! Gerçek mamutları nereden bulmuşlar?'

Ekin TÜRKANTOS/ HT CUMARTESİ

Animasyon film listelerinde üst sıralarda bulunan ‘en iyi film müziği’, ‘en iyi animasyon’, ‘en iyi seslendirme’ dallarında bol ödüllü “Buz Devri” filminin kahramanları, ilk kez 2012 yılında buz pistine çıktı. Cirque du Soleil’in artistik direktörü olan Guy Caron’un sahneye koyduğu müzikal şovda 40 sanatçı bulunuyor. Dans ve akrobasiyi bir arada sunan, renkli kostümleri ve müzikleriyle en az çocuklar kadar yetişkinleri de büyüleyen gösterinin İstanbul ayağında 10 gösteri sergilenecek. Türkçe dublajlı olarak Yekta Kopan’ın sesiyle çocuklara yarıyıl tatilinde hoş bir anı bırakacak olan gösterinin yıldızlarıyla konuştuk. Hikâyelerini, sahne deneyimlerini, şovun ilginç kısımlarını buz koreografı Jamie Isley, başkuklacı William ToddJones ve dansçı Laura Hudson’dan dinledik.

■ Laura Hudson, öncelikle biraz sizi tanıyabilir miyiz?

Buz patenine 9 yaşında başladım. Başka sporları denedikten sonra buz patenini çok sevdiğime karar verdim. Çocukluğumda etrafımda birçok şov kızı vardı. Ve bu en sonunda benim hayalim haline geldi. Üniversitede psikoloji ve sosyal bilimler okudum. 7 senedir dans şovlarına katılıyorum.

■ İlk buz dansı tecrübeniz nasıldı?

Annem beni bir buz pateni pistine götürmüştü. Pist kapalı olmasına rağmen sahibi, kaymam için izin verdi. Birkaç denemeden sonra anneme bu konuda doğuştan yetenekli olduğumu söylemişti.

■ Buz üzerinde dans etmek nasıl bir his?

Büyük bir buz pistinde bu kadar çok insanın karşısında dans etmek müthiş. Çocukları güldürüp eğlendirmekten daha gurur verici bir his yok. Hikâyeden o kadar etkileniyorlar, karakterleri o kadar seviyorlar ki, bu çok mutlu edici. Bu şovda buz patenindeki yeteneklerimi ortaya çıkaran birçok karakter canlandırıyorum.

Hızla yarışan 40 dansçı

■ Koreografide en temel unsurlar nelerdi?

Jamie Isley: Patenciler için yaşadığımız en büyük zorluk onları kostümlerin içinde nasıl hareket ettireceğimiz, nasıl hızlı kaymalarını sağlayacağımız sorunsalıydı ki bu şovu benzersiz kılan özellikler bunlar.

■ Buzda koreografi yapmanın önemi nedir?

Jamie Isley: Hikâye anlatımı.

■ Kuklaların hazırlanmasına ilişkin bilgi istesek...

William Todd-Jones: Kuklaların boyutları konusunda biraz cüretkâr davrandık. Filmdeki karakterlerle benzerlik taşımaları gerekiyor. Boyutları seyircinin gözünden görüyormuş gibi tasarladık. Örneğin Manny dişleriyle beraber genişliği 3, yüksekliği 4, uzunluğu 5 metre bir karakter. Ayrıca 200 kilo. Kuklaların tümü sanat ve mühendisliğin ortak yaratımıyla oluşuyor. Bunun içinde bilgisayar destekli çizimler, 3D modelleme gibi teknikler var. Sanırım başarılı olduk. 6 yaşında bir çocuk annesine dönüp “Anne! Gerçek mamutları nereden bulmuşlar?” diye sormuş. Bence bu yeterli bir kanıt.

■ Kukla kullanmak ve bir de buz üzerinde dans etmek başlı başına zor bir iş. Nasıl başardınız?

William Todd-Jones: Önemli olan odaklanabilmek ve formda olmak. Bu, tüm performans sergileyen sahne sanatçıları için geçerlidir; jimnastikçiler, Kung-Fu dövüşçüleri, sinemada aktörler, dansçılar...

■ Projede 40 sanatçı buz üzerinde dans ediyor. Müzikal şov hazırlamanın incelikleri neler?

William Todd-Jones: Seyirci açısından eşi olmayan bir şov yaratmak esas. Perde açılmadan tüm kuklaların rollerine adapte olması gerekiyor. Sonunda 40 dansçı ve ekibin geri kalanı sahnede ve sahnenin arkasında büyük bir hızla hareket ediyor.

■ Dansçılar neye göre seçiliyor?

William Todd-Jones: Dansçıların hepsi uluslararası üne sahip performans sanatçıları. Formda olmaları ama bundan da öte bu şovda yer almak ve belli bir role bürünmekte direnç göstermemeleri, kendileri olmaktan sıyrılmaları gerekiyor.

■ Çocuklar kadar ailelerinin dünyasına da girmiş oluyorsunuz...

William Todd-Jones: Şov tamamen çocuklara özel olarak yaratılmadı. Her yaştan insanların şovdan keyif almasını amaçlıyoruz. Hikâye oldukça basit; bir ailenin başına bir şey geliyor, bununla baş etmeleri gerekiyor. Sonunda her şey bir dengeye ulaşıyor. O çözülme esnasında da sanatsal içerik barındıran sahneler var.

‘Bu şov filmin devamı niteliğinde’

“Bol ödüllü, bol gişeli Buz Devri’nin buz gösterisine dönüşmesi fikri nasıl ortaya çıktı?” sorusunu başkuklacı William Todd-Jones yanıtlıyor: “İşlevsiz bir ailenin hikâyesi söz konusu. Ve canlı bir şov olması, seyircilerin karşısında sergilenmesi, karakterlerden bazılarının seyircilerin arasına karışması ve onlarla etkileşim içinde olması insanları şova çekmek için yeterli. Oysa ki bu beyazperdede gösterilen bir film ya da televizyonda oynayan bir şov olsaydı, karakterlerin perdenin ya da televizyonun içinden çıkması imkânsız olacaktı. Canlı olması onu hem filmin devamı niteliğinde bir bölüme dönüştürüyor hem de doğrudan ulaşılabilen bir yapıya büründürüyor.”