Zor Zamanlar albümü yayınlandı

M üzik piyasası her ne kadar zor bir dönemden geçerse geçsin bu işe gönül verenler hiç tereddüt etmeden müziklerini paylaşmaktan çekinmiyor. Fikri Karayel de onlardan biri. Albümü dinlediğimde müthiş heyecanlandım ve Fikri’yle tanışmak için iletişime geçtim. Bir haftada kaç kere dinledim şarkılarını bilmiyorum. Hatta bir kaçını ezberlemiş bile olabilirim. Naif sözleri, sade anlatımıyla üslubu hoşuma gitti. Albüm için Dokuz Sekiz Müzik’te buluştuk ve albüm sürecini konuştuk. Kendi söz ve bestelerini müzikseverlerle paylaşan sanatçı, aslında çocukluğundan bu yana müzikle ilgiliymiş. Kıbrıs’ta yaşarken 10 yaşındayken ailesiyle birlikte İngiltere’ye yerleşmiş. Çocukluk arkadaşları ve kuzenleriyle kurduğu müzik grubu ‘Refik’ ile yaz tatillerinde Kıbrıs’ta müzik yapıp, konserler vermiş. Hatta düzenlenen bir organizasyonda “En İyi Beste”, “En İyi Grup” ve “En İyi Yorum” ödülü de almışlar. İlk bestesi “Şehit”, Kıbrıs’ın müzik listelerinde ilk sıraya yerleşmiş. Ardından bu parçayla Haluk Levent’in “Hacivat ve Karagöz” albümünde söz yazarı olarak yer almış. İngiltere’de Kingston Üniversitesi’nde biyokimya okuyan Karayel’in müziğe ilgisi üniversite döneminde daha da artmış haliyle. “Plateman” adını verdikleri Londra’nın önemli müzisyenlerinden oluşan funkcaz grubuyla demo kayıtlar yapma imkânı bulmuş. Okulu bittikten sonra Kıbrıs’a geri dönmüş. Müzikten başka bir şey yapmayı hiç düşünmediği için sürekli beste yapmış. Albümden önce şarkılarını Myspace’de dinleyicilerle paylaşması ise onu daha da tanınır hale getirmiş, çünkü şarkısı çok fazla kişiye ulaşmış. Ve albümde de yer alan “Hayal Edemezsin” adlı şarkısıyla ünü, ada sınırlarını da aşmış. Şarkı 2 yıl boyunca Myspace Türkiye’de en sık dinlenen parça haline gelmiş. Bu arada “Seni Seviyorum Adamım” filmi için teklif alması da profesyonel olarak müzik piyasasındaki yerini de belirlemiş. Üzerinde çalıştığı albümün hazırlıklarını tamamlayan Karayel, 12 şarkının yer aldığı albümünün temellerini İngiltere’de atmış olsa da kayıtları Kıbrıs’ta tamamlamış. 27 yaşındaki Karayel, bu ilk albümünü mecazi ve ruhsal olarak düşüş albümü olarak tanımlıyor. “Ruhsal anlamda hayata kötümser baktığımız, arabesk düşündüğümüz ve kendimizi üzmeye sebep aradığımız, mutsuz olmaktan da mutlu olduğumuz ruh hallerini yaşadım. Bu duygular sözlere de yansıdı. Bunu tüm şarkılarda hissedebilirsiniz. Hem kendimle hem de çevremden etkilendiğim şeylerle ilgili gerçek, yaşanmış hikâyeler şarkılara dönüştü” diyor ilk albümünü anlatırken. Şarkı sözlerini yalın bırakmayı seçen ve samimi bir anlatımla müzikseverlere ulaşmak isteyen Karayel, “Çünkü bu da bir tanışma gibi. Benim için kendimi ifade edebilmek önemliydi. Çok konuşabilen bir insan değilim. Kendimi ifade etmeye ihtiyacım vardı. Ve bu şarkılar beni anlatıyor” sözleriyle albümü değerlendiriyor. Müzikal anlamda Bülent Ortaçgil şarkılarına kendini yakın hisseden şarkıcı, Mor ve Ötesi’nin anlattığı hikâyeleri, bir de Sezen Aksu’yu çok seviyor.