10 köpek, 1 kedi ve müzik

Ekin TÜRKANTOS/HT PAZAR

Yanlış okumadınız Yonca Evcimik’in 10 köpek ve 1 kedisi var. Uzun yıllardır sokak hayvanlarının refahı için çeşitli organizasyonlarda yer alan Yonca Evcimik sonunda bir hayalini gerçekleştirdi. Hayvanların haklarını korumak, acil yardım durumlarında gerekli müdahaleleri yapmak, rehabilite etmek, sahiplendirmek ve en önemlisi kamuoyunda farkındalık yaratmak amacıyla Hayvan Arama Kurtarma Timi (HAKUT)’u kurdu. Yılın bir bölümünü Bodrum’da geçiren sanatçı, sokaktan sahiplendiği 10 köpeği ve 1 kedisi ile yaşıyor. Hayvanların çoğu Bodrum’da, 2 köpeği ise İstanbul’da ikamet ediyor. Müziği ihmal ettiği sanılmasın, hayatının her bölümünde var. Ancak o, içinden geldiği gibi yaşamayı seçiyor. 7 yaşındaki Belçika kurdu Bobi ve 10 yaşındaki Çipo ile bizi evinde ağırlayan Yoncimik ile hayvan sevgisini konuştuk.

Bir hayaliniz gerçekleşti. HAKUT’u sizden dinleyelim...

Uzun zamandır hayvan haklarıyla ilgili bir şeyler yapıyorum. Bugüne kadar hiçbir derneğin üyesi değildim. Çünkü hep derneklerin kavga ettiğini gördüm. Sadece ‘Var Olmak Haktır’ projesini HAYTAP ile yaptım. Bu alanda eksik gördüğümüz şeyleri hayata geçirmek istedik. HAKUT, hayvan dövüşlerinin önüne geçmek istiyor. Türkiye’deki en büyük iki hayvan dövüşünü durdurduk.

Hayvan dövüşleri içler acısı...

Evet, bunlar aylar öncesinden organize ediliyor. Yeri organizasyona birkaç saat kala bildiriliyor ve şafak vakti de iş olup bitiyor. Bu tür şeylerin peşinden koşuyoruz. Ya da yan komşunuz köpeğine eziyet ediyordur, güneşin altına bırakıp ilgilenmiyordur.

Peki bu proje nasıl şekillendi?

Hayal edip arkadaşları bir araya getirdim, sonrasında Nasuh’la konuştuk. O da uzun zamandır böyle bir çalışma yapmak istediğini söyledi. Tek yürek olarak hareket ettik. AKUT VE HAKUT olarak hayvan kurtarma ve hayvan çalıştayı yaptık. “İlgili maddelerin değişmesini istiyoruz” deyip imza attık.

HAKUT tam olarak ne yapıyor?

Yasanın çıkması ile ilgileniyor. Hayvanlara kötü muamele edenlerin kabahatler kanunundan çıkması ve ceza kanununa geçmesi, pet shop’larda hayvan satışlarının yasaklanması gibi konularda çalışıyoruz. Yasa için alt komisyon kuruldu, üst komisyona çıkıldı. Şimdi de Meclis’te. Araya rantçılar girmeden bunu başarabilmek en büyük dileğimiz.

Hayvan sevginiz nereden?

Çocukken sokakta bulduğum kediyi eve getirirdim. Sokakta baktığım bir kedim vardı, biz tatile gidince arka komşu daha fazla yemek veriyor diye ona gitti. Kediyle arama mesafe girdi. Zamanla köpeklerim oldu.

Hepsini sokakta mı buldunuz?

Evet, hepsi sokaktan geldi Sonuçta karşınızda bir can var. Bu duyguyu hissettikçe işin ucundan tutmak istiyorsunuz. Eskiden o kötü fotoğraflara bakamıyordum. Ama bir gün yüzleştim o resimlerle. Ve aynı gün, Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakandı, arayıp özel kaleminden randevu aldım. Çünkü bu yukarıdan çözülecek bir şey.

Nasıl geçti toplantı?

Bir ülkenin başbakanı, belediye başkanı her ilçede bir barınak olmadığını, barınakların feci durumda olduğunu, toplu katliamlar olduğunu bilmeyebilir, bu normal. Ama öğrendiklerinde birbirlerine “Gerçek mi bunlar?” diye sorduklarına şahidim. Ve benim görüp de tetiklendiğim resimleri gösterdiğimde gözlerinin dolduğuna da şahidim. O toplantıdan sonra “Bunun çaresi neyse yapılsın” dediler ve o dönem Türkiye’de bir tane bile köpek öldürülmedi.

Hayvanlara işkence fotoğraflarını mı kastediyorsunuz?

Evet o fotoğraflar. Bunu yapanlar hasta insanlar. Ve bunlar önce hayvana, sonra çocuğa, yaşlıya, engelliye, genç kıza aynı şeyleri yapıyor. Bana “Bu ülkede insan hakları yokken hangi hayvan hakları” diyenler oldu. Ben de diyorum ki bu hayvan meselesi değil, toplum meselesi.

Nasıl çözülür bu mesele?

Hayvan sevgisinden çok merhamet ve vicdan önemli. Eğer bir insan merhametliyse çiçeği de dalından koparmadan koklar, hayvanı da sever. Merhamet ciddi anlamda azaldı. Dünya genelinde bir sapkınlık söz konusu. Bu dünya doğanın ve hayvanların bizim değil.

‘İSTEKLERİMİN PEŞİNDEYİM’

Müzikten uzaklaşmak cesurca... Müziği bırakmadım ki. Sizin tanıdığınız Yonca Evcimik dışında da sosyal bir Yonca var. Bir dönem kopmamın nedeni “Çılgın Bediş” dizisidir. Sonra okul açmayı çok istiyordum. Okuldan ziyade bir kültür-sanat merkezi açtık. Konservutuar mezunu olduğum için insanların oraya gelmesini, yaş sınırı olmadan dans etmelerini çok istedim. O anda algım bana neyi gösteriyorsa onun peşinden gidiyorum. n

En son geçen yıl “15” adlı albümünüz çıktı...

Evet, 2001’den beri ilk kez albüm yapıyorum. Bu albüm için “90’ların ruhu, 2000’lerin sound’u” dendi. Gerçekten de öyle oldu. 90’ların parçaları sürekli cover’lanıyor, 90’lar partileri yapılıyor. O dönemi özleyen insanlara iyi gelecek bu şarkılar